ESAS BASKI ERİVAN SINIRINDA

Yeniçağ

ABD’nin, bizden Erivan sınırıyla ilgili tavrımızı yumuşatmamızı isteyeceği yönünde kanaat hakim bugünlerde.
ABD Temsilciler Meclisi’nde bulunan 70’e yakın siyasinin, Ermeni yalanına Obama desteği çabaları karşılığını alamadı, ama en azından Obama üzerinden bu kararı aldırmaya çalışıyorlar. Söz konusu, Ermenistan Erivan-Türkiye sınır kapısı… Dengede tutulmaya çalışılan dış siyaset ve Türkiye’nin keskin tavır koymaya pek yakın durmayışı, karşı kampın umutlarını tazeliyor ve bir ‘yumuşak karın’olarak algılanıyor.
Ermeni yalanları ve Karabağ konusu yüzünden bugüne kadar hep gergin olan Ermenistan-Türkiye ilişkileri, geçen sene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Erivan’ı ziyaret ederek ihtiyatlı bir yumuşama başlatmasıyla farklı bir sürece girmiş gibi gözükse de, değişen bir şey yok ortada.

***

Dış basında yorumlanan şudur ki: Türkiye aynı zamanda, 1915-1917 yılları arasında yaşananların müşterek bir tarihçiler komisyonu tarafından araştırılması yolundaki öneriyi yinelemek istiyor. Yine yapılan yorumlara göre, Erivan sınır kapısının açılması planı, dün tamamlanan yerel seçimlerin hemen ardından Türk hükümeti tarafından devreye sokulacak. Amaç, Obama gelmeden, Temsilciler Meclisi’nin onun üzerindeki baskısını hafifletecek bir adım atmakmış.

***

Ne yaparsak yapalım, küresel oyunun yerel bir piyonu olmaktan öteye gidemiyoruz.
Tarihsel haklarımız ve haklılıklarımızı tartışmaya açmakla, her türlü iddiayı baştan kaybetmiş olmuyoruz… TRT tarafından kurulması planlanan Ermenice yayın yapacak radyo ve televizyon planları bile, ‘özür dilemeye’matuf girişim ve planlar olarak algılanıyor. Tabii diğer yandan da TRT’nin niye böyle bir şeye ihtiyaç duyduğunu da anlayabilmiş değiliz, o ayrı…
Erivan sınırının açılması konusunun gündeme getirilmesi bile, Azeri kardeşlerimizi derinden yaralıyor ve gücendiriyor. Şehit edilen diplomatlarımız, yangın yerine dönen Karabağ ve tarihsel bir ihanetin sonrasında yaşanan tehcir sonrası künyemize işlenen ‘soykırımcı’ iftiraları, biz yumuşadıkça ve anlayışlı oldukça, yalandan gerçeğe doğru kendine tescil yolu açıyor.
Obama gelecek ve sınır açılacak.
Sınırı Obama açmış olacak.
Türkiye’den bu imtiyaz, onlara göre ‘söke söke’alınacak. Ya şehit diplomatların ruhları nasıl huzur bulacak? Ya yanan Karabağ’ın manevi yükünün altında kim kalacak?
Bir ‘One minute’de Ermenistan’a diyecek birisi çıkar mı?
Anlayacakları şekilde sorayım:
‘Orada kimse var mı?’