‘Soykırım tartışması nasıl biter?’

Mustafa Kemal Atatürk
, , ,

Newsweek dergisinde, Grenville Byford imzası ile çıkan bir yazıda Ermenistan ve Türkiye arasındaki buzların eridiğine dikkat çekiliyor ve “Soykırım tartışması nasıl biter?” sorusuna cevap aranıyor.

ntvmsnbc
Güncelleme: 10:55 TSİ 02 Mart. 2009 Pazartesi

İSTANBUL – Nisan ayı yaklaşıyor ve Washington yeni bir ‘Muhteşem Ermeni Soykırımı Tasarısı’ gösterisine hazırlanıyor; 1984’ten beri düzenli olarak sahnelenen bir gösteri bu. Olaylar hep şöyle gelişiyor:

Ermeni-Amerikan lobisi, bugün Türkiye’nin doğusu olan bölgede, Ermenilerin 1915’te katledilmesini soykırım olarak tanıyan bir tasarıyı destekleyecek birkaç Kongre üyesi bulur. Temsilciler Meclisi’nin diğer üyeleri tasarıyı desteklemeye ikna edilir. (Temsilciler Meclisi üyeleri tarih meraklısı olmayabilir, fakat ülke içindeki güçlü bir lobiyi hoş tutmanın önemini bilirler.) Sonra Türk hükümeti, Türkiye’nin bu şekilde hakaret edilemeyecek kadar önemli olduğunu söyler.

Karşılık olarak ABD yönetimi, Türkiye’nin gerçekten de kritik bir NATO müttefiki ve İncirlik’in de Irak misyonu için hayati önemde olduğunun idrakiyle, Kongre’yi vazgeçirmek için baskı yapmaya başlar. Bu arada sahne arkasında, Türkiye-İsrail ilişkilerini güçlendirme hevesindeki (gerçi bu yıl o kadar da hevesli değil) İsrail lobisi tasarı aleyhinde çalışır. Nihayetinde, Temsilciler Meclisi liderliği gönülsüzce de olsa bütün meseleyi rafa kaldırır ve perde iner.

Ancak bu yılki gösteriyi sahnelemeden önce Kongre şuna dikkat etmeli: Ermenistan’la Türkiye arasındaki donmuş ilişkiler bugünlerde yumuşama işaretleri veriyor ve bu Türk ve Ermeni halklarının uzlaşmasına yönelik bir ilk adım olabilir.

Eylül’de Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermeni muadili Serj Sarkisyan’ın davetiyle Erivan’a giderek, Türkiye-Ermenistan maçını izledi; Sarkisyan ayrıca Davos’ta Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’la görüştü. Bir görüşme de iki ülkenin dışişleri bakanları Ali Babacan ve Eduard Nalbantyan arasında gerçekleşti. Her ikisi de iyimser açıklamalar yaptı.

Okumaya devam et  ‘Türk-Ermeni barışı dünyayı daha güzel bir yer yapar’

DİASPORANIN ATEŞLİ ISRARI
İlerleme mümkün, zira Ermeniler Ermenistan-Türkiye sınırının açılması gibi somut bir meseleye odaklanmış durumda – sınırın açılması Ermeniler için hayati, çünkü komşularının hiçbiri Batı’ya yönelik işleyebilir bir ticaret rotası sağlayamıyor. İki taraf da akılcı davranıp soykırım tartışmasından kaçınıyor; eninde sonunda bu meselenin çözülmesi gerekeceğini, fakat ekonomik bağları geliştirmenin çözümü kolaylaştıracağını biliyorlar.

Ancak arka planda Ermeni diasporasının soykırım yaşandığına dair ateşli ısrarının gölgesi duruyor – ve bu ısrarın aynadaki yansıması, soykırımı inkâr eden Türk halkının öfkesi oluyor. Mesele bunun doğru veya yanlış olması değil. Hiçbir Türk hükümeti, bu mesele ön planda ve merkezde dururken sınırı açmaya kalkışamaz ve Kongre soykırım tasarısının meseleyi tam da öne ve merkeze koyacağını anlamalı.

Büyük ihtimalle Türkiye ve Ermenistan soykırım tartışmasını ancak şunu idrak ederek çözebilir: ‘Soykırım nedir?’ nihai soru olabilir, fakat en önemli soru değil. Uzlaşmayı amaçlayanlar için iki soru bu meseleyi ikinci planda bırakıyor: Türklerin ve Ermenilerin önünde kabul edebilecekleri hangi ortak olgular var ve yaraları sarmaya başlamaya yetecek kadar güçlü bir ortak zemin var mı? Bu açıdan Erdoğan’ın ortak tarih komisyonu önerisi yabana atılmamalı. Ermenistan bunu şu ana dek reddetse de (en büyük nedeni, kendi savını dünya sahnesinde kabul ettiriyor olması), Erivan bu tutumunu yumuşattı. Hedef uzlaşmaysa, önemli olan Türkleri okul sıralarında öğretilen yaygın inkârdan vazgeçmeye ikna etmektir.

İlerleme göründüğü kadar imkânsız değil. Atatürk, şahsen bir dahlinin olmadığı Ermeni katliamlarını ‘utanç verici’ diye nitelemişti. Ancak hiçbir eski Osmanlı yetkilisi soruşturulmadı, zira Kurtuluş Savaşı’nın yeni parlatılan kahramanlarının şahsiyetlerinde leke olmaması gerekiyordu.

Bugün Erdoğan bir soruşturmayı kabul edecektir. Karşılığında Ermenistan da, padişahın Rus düşmanlarının safında savaşan Osmanlı Ermenilerine ve Türklerle Kürtlere karşı işlenen katliamlardaki sorumluluklarına dair iki taraflı soruşturmayı kabul etmeli. Şiddetle çarpışan bu iki perspektifi bir arada dokumak zaman alacak ve sabır gerektirecek. Bununla birlikte en az nihai cevap kadar önemli olan, iki taraf arasında empati geliştirmektir.

Okumaya devam et  Ermenistan’la yeni bir dönem için bir protokol imzalanacaK

Kongre, Ermeni-Amerikan lobisinin soykırım tasarısının derhal kabul edilmesi talebini reddederse, uzlaşma yolunun açık tutulmasına yardımcı olabilir. Böyle yapmak, son 25 yıldır tekrarlanan bu gösteriyi bir kez daha sahneye koyup en sonunda tasarıyı geçirerek, Temsilciler Meclisi’nin Türkiye üzerindeki bütün nüfuzunu, Türk-Ermeni yakınlaşmasındaki iyi niyetin büyük kısmını ve bizzat ABD-Türkiye ittifakını kaybetmekten çok daha iyi. Hatta Ermeni diasporası, bir ikinci seçenek olarak uzlaşmayı destekleyebilir.

Nihayet, Türkiye’yle Ermenistan arasındaki iyi ilişkiler ABD’nin Kafkaslar’daki hedeflerini ileriye taşır. Orta Asya’dan başlayıp Kafkaslar’dan geçen, öneri halindeki hidrokarbon koridoru, Türk-Ermeni dostluğu bağlamında çok daha güvenli olur ve bu Ermenistan’a, Azerbaycan’la Dağlık Karabağ ihtilafındaki statükoyu kırmak için özgüven sağlayabilir.

Kongre ve diğerleri, bu yılın Türk ve Ermeni halkları arasında uzlaşmanın başlangıcı vaadiyle dolu olduğunu görmeli. Süreçten bir şey çıkmazsa, Kongre tasarıya her zaman geri dönebilir.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir