TÜRK TOPLULUKLARINDAN HABERLER

İÇİNDEKİLER: - Turkler Olmeyi Biliyorlar

İÇİNDEKİLER:

SİZ DE SAHİP ÇIKIN

2008 YILININ DEGERLENDIRMESI

YABANCI DÜŞMANLIĞINDA SON NOKTA

-ALMANYA
-BERLİN EYALETİNİN İÇİŞLERİ BAKANI KÖRTİNG,
BERLİN’DEKİ MÜSLÜMANLARI ELEŞTİRDİ

-ALMANYA’DA, 16. BARTINLILAR KÜLTÜR
VE DAYANIŞMA EĞLENCESİ DÜZENLENDİ
-EĞLENCEYE, TÜRKİYE’DEN BARTIN
MİLLETVEKİLLERİ DE KATILDI

HOCALI KATLİAMINA KKTC’DE KINAMA

ÇEKİLEN ACILARI TARİHE BIRAKALIM

***

Ahmet KÜLAHÇI

29.12.2008

SİZ DE SAHİP ÇIKIN

2008 yılında Hürriyet’in en çok üzerinde durduğu konulardan biri Aile Birleşimi Yasası çerçevesinde Almanya’ya gelecek eşlerden Almanca bildiklerini kanıtlamalarını içeren ayrımcı ve dışlayıcı yasal düzenlemeydi.Alman Anayasası’nın 3. maddesinde “Hiç kimse cinsiyeti, soyu, ırkı, dili, yurdu ve kökeni, inancı, dini ya da siyasi görüşleri dolayısıyla mağdur edilemez, imtiyazlı da kılınamaz” denildiği halde, Alman hükümetinin uygulamaya koyduğu yasal düzenlemede apaçık ayrımcılık sergilendi.Aralarında Türkiye de olmak üzere bazı ülkelerden gelecek eşlerden Almancı bildiklerini kanıtlamaları istenirken, örneğin Kanada, ABD, Avustralya, Güney Kore, Japonya, İsrail gibi ülkelerden gelecek eşler bundan muaf tutuldu.Başta Hürriyet olmak üzere Almanya’daki Türk medyası haklı olarak bu dışlayıcı ve ayrımcı yasal düzenlemeye tepki gösterdi.Bu ayrımcı yasal düzenlemeye en yoğun tepki Yeşiller Partisi’nden geldi. Yeşiller Partisi Berlin teşkilatı, mahkemeye başvuracak mağdurlara her türlü destek sözü verdi. Ama nedense Alman medyası buna seyirci kaldı. Alman Anayasası ile bağdaşmayan bu yasal düzenlemeyi Alman medyası adeta görmezden geldi. Kökenleri ne olursa olsun bu insanlar artık “buralı”. Onları ilgilendiren her türlü olayın üzerine Alman medyası da sahip çıkıp, kararlı bir şekilde üzerine gitmelidir. Gönül ister ki, bu gibi ayrımcı düzenlemelere yeni yılda yalnız Türk medyası değil, Alman medyası da tepki göstersin. Bu durum, onların inandırıcılığı açısından da önemlidir.
Hatta kaçınılmazdır…
SOYADA BAKMA
Almanya’da hem konut piyasasında da hem de iş piyasasında isimleri ve soyadları yüzünden göçmen kökenli insanların dışlandıkları herkes tarafından yıllardır bilinen bir “sırdır”.Önceki hafta başbakanlıkta Federal Hükümetin Göçmen Sorumlusu Dairesi’nin kuruluşunun 30. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen etkinlikte Başbakan Angela Merkel yaptığı konuşmasında bir gözlemini anlattı. Başbakan Merkel, bir bankaya meslek eğitimi yapmak için başvuran kızlı erkekli Türk gençlerinin nitelik ve yeteneklerine bakılmaksızın yalnız isim ve soyadlarına bakılarak başvurularının geri çevrildiğini söyledi. Ancak daha sonra devreye girilerek “durumun düzeltildiğini” ve hepsinin de meslek eğitimini başarıyla bitirdiklerini belirtti. Başbakan Merkel, “Yapılan bu ayrımcılığı gözlerimle görmesem inanmazdım” diyerek, ayrımcılığı en yüksek düzeyde itiraf etti. Tabii, göçün Almanya’yı değiştirdiğinin ve zenginleştirdiğinin altını çizerek, “Almanya’nın geleceği birlikte yaşamayı öğrenmemize bağlı” diyerek bir başka gerçeğin de altını çizdi. Umarız yeni yılda toplumsal yaşamın her alanında isimler ve soyisimler değil, yetenekler ölçü olarak alınır.

***
Berlin, 29.12.2008

2008 YILININ DEGERLENDIRMESI

Kenan Kolat, Almanya Türk Toplumu Genel Baskani

2008 yili Hessen eyalet seçimlerindeki irkçi söylemle baslamisti animsanacagi üzere. Bu propagandanin bir daha oya dönüsecegi çekincesi tüm Türklerde vardi o dönemde. Seçim sonuçlari her ne kadar SPD’yi birinci parti yapmamis olsa da, seçmenin bu kez bu tehlike ve populist söyleme prim vermemis olmasi göçmenler açisindan olumlu bir gelismeydi.

Subat ayindaki Ludwigshafen faciasi Almanya’da yeniden Mölln ve Solingen tartismalarina yol açmisti. Alman basininda ve politikasinda daha olayin üzerinden kisa bir süre sonra aceleci açiklamalar Türk toplumunda kaygi ve kuskulari arttirmisti. Ortaya çikan arastirma sonucu kimseyi tatmin etmemisti.

2008 yili içinde Türk kuruluslari ve kurumlarinda çikan yanginlar Türk toplumunda tedirginlige yol açti. Bunlarin bir bölümünün irkçi saldiri oldugu ortaya çikti. Yapilan toplumsal tartismalarda bu irkçi saldirilara nasil önlem alinacagi fazla gündeme gelmedi ne yazik ki.

2000 yilinda çikarilan Vatandaslik Yasasindan sonra Alman vatandasligina geçenlerin sayisinda büyük bir azalma olmustu. Bu süreç Vatandaslik Testinin getirilmesiyle daha da hizlanacaga benziyor. Buradaki sorunun sorular olmadigini, böylesi testlerle basvuru yapacak olanlarin azalmasinin ortaya çikacagi elestirisini yapti Almanya Türk Toplumu.

Avrupa Futbol Sampiyonasi yaz basinda Almanyali Türklerle Almanlari biraraya getirdi. Maçi Türk ve Alman bayraklariyla birlikte izleyen Türk ve Almanlar maç sonunda da birlikte eglendiler. Bu da iki toplum arasinda dostluklarin ne kadar yogun oldugunu gösteriyordu.

Bu baglamda iki vatandaslik arasinda karar vermek zorunda kalan gençlerin sorunlarini dile getirdigimizde politikada dostluk ortami kayboluyordu. Oysa Federal Hükümet konuyu ciddi olarak ele alsa ve bu yasayi degistirseydi o zaman olusan bu dostluk ortamina daha büyük katkida bulunabilirdi.

2008 yilinin en önemli olaylarindan biri de Frankfurt Kitap Fuari idi. Fuar Türkiye ve Türk imajina önemli katkilarda bulundu. Kuskusuz bu ortam daha iyi degerlendirilebilirdi. Bundan sonra politik çalismalarin yani sira kültürel etkinliklerle imaj çalismasinin gelistirilmesi gerekiyor.

Bu yil gerçeklesen Uyum Zirvesine yine Türk örgütleri damgalarini vurdular. Zirve öncesinde elestirilerini siralayan Türkler, özellikle yasal temellerin dogru olmadigini, bu konularin zirvelerde konusulmasi geregini ve zirveler disinda da toplantilarin yapilmasini ve bunun kurumlasmasini istediler. Zirveden çikan en önemli sonucun uyum konusunun artik yalnizca güvenlik sorunu olmadigi, konunun toplumsal boyutta ele alinmasindan artik gri dönülemeyecegi idi.

Yesiller Partisinin basina Cem Özdemir’in seçilmesinin Türk toplumunun geldigi konum açisindan önemi büyüktü. Bu gelismenin Almanya’da bazi tartismalari kolaylastirmasi beklenebilir.

2008 yilindaki bir baska önemli olay cami açilislariydi. Köln’de irkçi bir grubun yogun çabalarina Köln Belediye Baskaninin önayak oldugu genis bir demokratik kesim tepki verdi ve dayanisma saglandi.

Almanya Türk Toplumunun çalismalari açisindan degerlendirildiginde 2008’in ilk yarisinda yapilan Genel Kuruldan sonra örgütlenme çalismalarinin hizlandigi bir dönem ortaya çikiyor. Bremen Türk Toplumunun kurulmasi, Baden-Württemberg ve Bavyera’da yeni bir baslangiç yapilmasi, ögrenci derneklerimizin etkinlesmesi olumlu bir gelismeydi.

Bu dönemde TGD birçok yeni projeye imza atarak insanlarimiza dogrudan ve somut hizmet vermeye de baslamistir. Uyum Kilavuzu adli projeyle 3 kentte destege gereksinmesi olan insanlarimiza kilavuz hizmeti verilmeye baslanmis ve her türlü sorunlarinda yardimci olunmustur.

Almanyada bir ilk gerçeklestirilerek Gönüllü Sosyal Yil alaninda tasiyici kurum statüsü kazanilmis ve kurumlasma yolunda önemli bir adim atimistir.

Kasim ayinda Almanya’nin 20 kentinde ayni anda gerçeklestirilen bir eylemle Kadina Siddete Hayir denmistir.

2008 yilinda Yürütme Kurulu üyelerimiz 200’ün üzerine toplantiya uzman ve konusmaci olarak davet edilmis ve basin ve yayinda yogun olarak görüsü alinan bir kurulus haline gelinmistir.

2009 yilinda çalismalarina yogunlastiracak olan Almanya Türk Toplumu, olusturacagi gençlik, sendikal, is ve bilimsel alanda yeni örgütlenmelere gidecektir. 2009 yili Esit Haklar Yili olacaktir. Yapilacak genel seçimlerde partilerin bu dogrultuda tavir almasina çalisilacak ve Türk kökenli Alman vatandaslarinin seçimlere katilimlari yogunlastirilacaktir.

***

Mümin KARACA / NECKARSULM | 29.12.2008

YABANCI DÜŞMANLIĞINDA SON NOKTA

Almanya’da Neckarlsulm kentinde bir yıldır boş olan dükkanın vitrin camındaki “Türkler buraya restoran yapmak istiyorlar, şehir idaresi ‘hayır’ dedi. “Türkler buraya giremez” yazısına vatandaşlarımız tepki gösterdi.
Markstrasse 34 adresindeki dükkana kimliği belirsiz kişiler tarafından yazılan hakaret içerikli sözler çevrede yaşayan vatandaşlarımız arasında tedirginlik yarattı.
Almanya’da işsizlik korkusunun hakim olduğu bir dönemde bu tür yazıların Alman-Türk dostluğuna zarar vereceğini söyleyen vatadandaşlarımız “Biz, Alman dostlarımızla birlikte iç içe yaşamak istiyoruz. Bu tür girişimler sıcak ilişkilerimize zarar verir” dediler.
Necmersulm’da yaşayan vatandaşlarımızın görüşleri şöyle:

Ankara’lı Cengiz Şimşek: “Yaklaşık 30 yıldır Neckersulm’da yaşıyorum. İlk kez böyle bir yazı ile karşılaştım. Türkler haklı olarak tedirgin oldu. Biz Neckarsulm’de huzur içinde yaşıyoruz. Her türlü şiddet olayına karşıyız.”
Neckarsulm ve çevresinde 2 bin 500 Türk ve Türk kökenlinin yaşadığını ifade eden Samsun’lu Abdullah Çetinkaya: “Oyuna gelmeyeceğiz” diye duygularını dile getirirken, Ankara’lı İsmail Şahin, “Şimdiye kadar Neckarsulm’de göçmenlere yönelik herhangi bir şiddet olayı olmadı. Almanya’da artan yabacı aleyhtarlığını fırsat bilen bazı kesimler gözdağı vermek amacıyla bu tür çirkin eylemler yapabilir. Ama biz her zamanki gibi sağduyulu davranacağız” dedi.

***

-ALMANYA
-BERLİN EYALETİNİN İÇİŞLERİ BAKANI KÖRTİNG,
BERLİN’DEKİ MÜSLÜMANLARI ELEŞTİRDİ

BERLİN (A.A) – 28.12.2008 – Berlin eyaletinin İçişleri Bakanı Ehrhart Körting, Berlin’deki Müslüman cemaatleri, terörizmle mücadeleye aktif olarak katılmadıkları gerekçesiyle eleştirdi.
Körting, Berliner Morgenpost gazetesinde yer alan haberde, terörizmle mücadeleye Müslüman cemaatlerin aktif olarak katılmadıklarını belirterek, ”Bu konuda son iki yılda bir adım bile atamadık” dedi.
Haberde, güvenlik görevlilerinin, kendilerine radikal dincilerin ihbar edilmediğinden dolayı yakındığı, ihbarlar için açılan telefon hattının da sonuç vermediği belirtildi.
Bunu, ”sözde aynı inanca sahip olan insanlarla yanlış bir dayanışma içinde olmak” olarak nitelendiren Körting, insanların kendilerine yardımcı olmaları yönünde zorlanamayacağını belirtti.
Körting, Müslüman temsilcilerle görüşmesinde, her terör eyleminin devletten çok cemaatlere zarar verdiğini söylediğini ifade etti.

***

-ALMANYA’DA, 16. BARTINLILAR KÜLTÜR
VE DAYANIŞMA EĞLENCESİ DÜZENLENDİ
-EĞLENCEYE, TÜRKİYE’DEN BARTIN
MİLLETVEKİLLERİ DE KATILDI

ESSEN (A.A) – 28.12.2008 – Almanya’da yaşayan Bartınlılar, 16. geleneksel kültür ve dayanışma eğlencesi düzenlediler.
Almanya Bartınlılar Kültür ve Dayanışma Derneği (ALBARDER) tarafından düzenlenen eğlenceye, Türkiye’den AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ile CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, belediye başkanları ve Bartınlı işadamları katıldılar.
Gecede konuşan dernek başkanı Ahmet Gökgöz, faaliyetleri hakkında bilgi vererek, eğlenceye katılan konuklara teşekkür etti.
Milletvekili Tunç da dünyadaki global krizden Türkiye’nin etkilenmemesi için hükümetin türlü önlemler aldığına işaret ederek, ”Türkiye’nin daha az etkilenmesi için gerekli tedbirleri hükümet olarak alıyoruz ve elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Esnafımıza ve sanayicimize gereken destek sağlanmakta. Ülkemiz AB ile müzakere eder durumda. Kriterleri tamamladıktan sonra, gelinmesi gereken yerde olacaktır” dedi.
Tunç ayrıca, Bartınlılar’ın birlik ve beraberliklerini gelecekte de korumaları temennisinde bulundu.
CHP Milletvekili Yalçınkaya ise hükümetin politikalarını eleştirerek, ”AK Partili Bartın Milletvekilimiz, içimizden biri olarak Türkiye’nin iyi durumundan sözetti. Oysa Türkiye’de fabrikalar kapanmakta, işsizlik artmakta ve yoksulluk da gün geçtikçe çoğalmakta. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bunun üstesinden gelecek birikime ve güce sahip” diye konuştu.
Konuşmalardan sonra ALBARDER Başkanı Gökgöz, kimi Türk gazetecilere, kendilerine verdikleri destekten dolayı teşekkür ederek birer plaket verdi.
Eğlenceye, Karadenizli genç sanatçı Davut Güloğlu da katıldı. Güloğlu’nun sahne almasıyla izdiham yaşandı. Genç sanatçı, hareketli parçalarıyla salondakileri coşturdu.
Merhum sanatçı Erkan Ocaklı’nın anısına söylediği parçada ise gözyaşlarını tutamayan Güloğlu, Ocaklı’nın vefatından derinden etkilendiğini belirterek, ”Onu asla unutmayacağız” dedi.
Essen kentindeki eğlenceye, yaklaşık 2 bin kişi katıldı.

***

30 Aralık 2008

HOCALI KATLİAMINA KKTC’DE KINAMA

Ömer BİLGE / LEFKOŞA

KKTC’de yaşayan Azerbaycanlılar ile Kıbrıslı Türkler Lefkoşa Atatürk Kongre Merkezi’nde 31 Aralık Dünya Azerbaycanlılar Günü’nü kutladı.

Kutlamada Ermenilerin 1992 yılında Rus ordusunun da yardımıyla Azerbaycan’ın Karabağ bölgesi Hocalı köyünde yaptığı katliam lanetlendi. Azerbaycan- KKTC Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Cemil Rüstemhanlı’nın organize ettiği etkinliğe Kıbrıslı Türk milletvekilleri, Azerbaycanlı akademisyenler, öğrenciler ve sanatçılar katıldı. Azerbaycan-KKTC Kültür Merkezi Başkanı ve Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahreddin Sadıkoğlu’nun açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte KKTC anamuhalefet Partisi UBP milletvekili Şerife Ünverdi de tüm dünyanın seyirci kaldığı Ermeniler’in Hocalı katliamını andı. Etkinlikte Azerbaycanlı sanatçı İrade Melikova, ünlü besteciler Fikret Emirov ve Teyfik Kuliyev’in eserlerini seslendirdi.

***

ÇEKİLEN ACILARI TARİHE BIRAKALIM

30 Aralık 2008

Sefa KAPLAN

Türkiye Ermenileri Patrikliği Basın Sözcülüğü, son günlerin en önemli tartışma kaynaklarından birini oluşturan ’özür kampanyası’ ile ilgili yazılı bir açıklama yaparak, “İki millet arasında yaşanmış ortak olumlu yönlerin ortaya çıkarılmasının daha etkili olacağını” vurguladı. Açıklamada, “Karşılıklı çekilen acıları tarihe mal edip sağlam adımlarla geleceğe doğru yürümenin daha doğru olacağı kanaatindeyiz” denildi.

TÜRKİYE Ermenileri Patrikliği Basın Sözcülüğü, son günlerde geniş tartışmalara sebep olan 1915 Ermeni tehciri sırasında yaşanan büyük trajedi dolayısıyla özür dileme kampanyası ile ilgili olarak bir açıklama yaptı. Açıklamada, Birinci Dünya Savaşı’nın insanlara büyük acılar verdiği, ocakları söndürdüğü ve gözyaşları döktürdüğü hatırlatılarak, “Bu acılar geride kaldı. Savaş küllerinden Türkiye Cumhuriyeti doğdu. Bugün Türkiye Cumhuriyeti, Ermenistan Cumhuriyeti ile komşu. İki ülke insanları aynı coğrafyayı paylaşmakta. Bu coğrafya değiştirilemez. Fakat bu coğrafya, karşılıklı iyi ilişkilerin kurulmasıyla, insanların birbirini tanımasıyla bir sevgi denizine dönüştürülebilir” denildi.

Bildiride daha sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nin Ermeni vatandaşlarının, iki ülke arasında iyi komşuluk ilişkileri arzu ettikleri vurgulanarak, tarihi tarihe bırakmak gerektiği hatırlatıldı: “Türkiye ve Ermenistan Cumhuriyetleri arasında iyi komşuluk ilişkilerinin kurulması için karşılıklı görüşmelerin ve temasların yapıldığı bu günlerde, iki millet arasında yaşanmış ortak olumlu yönlerin ortaya çıkarılması ve bu olumlulukların karşılıklı paylaşılmasının iyi ilişkiler kurulmasında daha etkili olacağını düşünüyoruz. Karşılıklı güzelliklerin paylaşımının tarafların hassasiyetlerini zedelemeyeceğine inanıyoruz. Karşılıklı çekilen acıları tarihe mal edip sağlam adımlarla mutlu bir geleceğe doğru yürümenin daha doğru olacağı kanaatindeyiz.”


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir