TÜRK TOPLULUKLARINDAN HABERLER

İÇİNDEKİLER: - Turkler Olmeyi Biliyorlar

İÇİNDEKİLER:

MECLİSE ADAY

ENTEGRASYON İÇİN EŞİTLİK GEREKİR

HOLLANDALI TURİST SAYISINDA ARTIŞ

EN GÜZEL ONLAR OKUDU

Evet, “tehcir” yapıldı ama…

TRT’DEN MUHARREM’DE CANLI YAYIN SÜRPRİZİ

MECLİSE ADAY

Hasan AYCI / MAINZ | 28.12.08

Almanya’nın Mainz kentinde Hukuk Fakültesi öğrencisi Yunus Emre (22) 7 Haziran 2009’da yapılacak olan Maniz Belediye Meclis üyeliğine Hıristiyan Demokrat Parti’den (CDU) aday oldu.

ALMANYA’nın Mainz kentinde yaşayan Hukuk Fakültesi öğrencisi gören Yunus Emre (22) 7 Haziran 2009’da ayında yapılacak olan Mainz Belediye Meclis üyeliğine, Hıristiyan Demokrat Parti’den (CDU) Belediye Meclis üyeliğine adaylığını koydu. Rheinland Pfalz Eyaleti CDU’ya iki yıl üye önce olan Yunus Emre, “Etkili istiyorsak siyasette aktif olmalıyız. Bu nedenle kendime yakın bulduğum partiye iki yıl önce üye oldum. Gençlik kolunda yönetimde görev aldım. Yaşadığım bölge olan Obestadt yönetimine girdim. Belediye Meclisine 38. sıradan adayım” dedi. 60 sandalyeli mecliste 23 CDU’lu üye bulunuyor.
Çifte vatandaş
Beş çocuklu bir ailenin olu olan çifte vatandaş Emre, “Çifte vatandaşlığı savunuyorum. Çifte vatandaşlığın uyumu kolaylaştırdığına inanıyorum. Almanya’ya yönelik politik çalışmalar içinde olmalıyız. Çünkü burada yaşıyoruz çünkü” dedi.

***

ENTEGRASYON İÇİN EŞİTLİK GEREKİR

Ahmet YILDIRIM/HAMM | 26.12.2008

Almanya’nın geleceğinin göçmenleri kazanmaktan geçtiğini belirten Hamm Büyükşehir Belediye Başkanı Thomas-Hunsteger Petermann, uyumun fırsat eşitliğinden geçtiğini söyledi.

Lünen Çok Kültürlü Forum Derneği tarafından göçmenlere destek veren ve uyum konusunda aktif çaba harcayan kişi, kurum ve kuruluşlara verilen Multi-Kulti Ödülü, bu yıl çoğunluğu Türk olmak üzere öğrencilerinin yüzde 40’ı göçmen olan Hamm Friedenschule’ye verildi . Ödül töreninde konuşan Hamm Büyükşehir Belediye Başkanı Thomas Hunsteger Petermann Almanya’nın göç ülkesi olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: ‘Almanya’nın bir çok yerinde olduğu gibi Hamm’da yaşayan 5 yaş altındaki çocukların yüzde 50’si göçmen kökenli. Bu çocuklar Almanya’nın, yani bizim geleceğimiz. Kökeni ne olursa olsun hepsi bizim çocuklarımız. Göçmen mi yerli mi diye bakmadan bunlara iyi bir gelecek hazırlamalıyız. Almanya’nın geleceği için bunu mutlaka başarmalıyız. Başka çaremiz yok.’

Petermann, uyum konusuna da değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: ‘ Göçmen çocuklarına ilk ve orta öğrenimde Alman yaşıtlarıyla aynı fırsatların verilmesi durumunda başarı kendiliğinden gelecektir. Liseyi ve üniversiteyi bitiren göçmen çocuklarının oranı arttıkça ve bu gençler hayata öğretmen, polis, memur,bankacı, mühendis olarak atılacaklardır. Sistemin içinde kendilerine yer edindikleri ölçüde uyum sorunu kendiliğinden bitecektir. Şunu açıklıkla belirtmeliyim ki, bunu birlikte başaramazsak, er yada geç taşlar yerinden oynayacaktır. Gelecekleri elinden alınmış göçmen gençleri farklı yollara gidecek, şiddete başvuracak, hiç istemediğimiz şeyleri yapacaklar. Bunu önlemenin tek yolu doğru düzgün bir uyumu gerçekleştirmektir. Söylediklerime karşı gelecek, sorunu görmek istemeyen odun kafalılar mutlaka olacaktır. Uyum konusunda daha yolun başındayız ama ben birlikte başaracağımıza inanıyorum.’

***

HOLLANDALI TURİST SAYISINDA ARTIŞ

AMSTERDAM | 29.12.2008

Hollandalıların Türkiye’ye ilgisinde artış olduğu belirlendi.

Lahey Büyükelçiliği Tanıtma Müşavirliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, Ocak-Ekim ayları arasında 1 milyon 83 bin 512 Hollandalı turistin ülkemize gittiği belirtilerek, 2007 yılı toplamının üzerine çıkıldığı kaydedildi. Açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın son verilerinin 2008’in Hollandalı turist açısından yüksek rakamlarla kapanacağını ortaya koyduğu ifade edildi. Yabancı turist sıralamasından Hollanda’nın Almanya, Rusya ve İngiltere’den sonra dördüncü sırada bulunduğu öğrenildi.

***

EN GÜZEL ONLAR OKUDU

Cengiz KARAEFE / GELSENKIRCHEN | 28.12.2008

Almanya’nın Gelsenkirchen kentinde ilk ve orta dereceli okulların 3 ile 8’inci sınıfları arasında okuyan Türk öğrencileri arasında Türkçe ve Almanca güzel okuma yarışması yapıldı.

NRW Uyum Bakanlığı ile NRW Türk Öğretmenler Derneği’nce öğrencileri güzel okumaya teşvik amacıyla düzenlenen ödüllü Türkçe ve Almanca güzel okuma yarışmasının Gelsenkirchen okulları birincileri Bilim Parkı’ndaki RAA Salonlarında düzenlenen yarışmayla belirlendi. Gelsenkirchen Türk Öğretmenler Derneği Başkanı Temel Çapkın organizesinde oluşturulan jüride Kemal Arı, Aynur Arı, Halim Çepni, Mustafa Uzunbaş, Abbas Mordeniz, Bora Ergin ve Martina Frieg görev aldı.

TÜRKÇE VE ALMANCA OKUDULAR

İlkokullar kategorisinde Schönebeck İlkokulu 3. sınıf öğrencisi Zehra Akkaya ile Gutenberg İlkokulu 4. sınıf öğrencisi Erhan Döngel birinci oldular. Orta dereceli okullar kategorisinde Malteser Förderschule 7.sınıf öğrencisi Bahar Doğar,Temel Eğitim Okulu öğrencileri Elif Ünal ve Hilal Yılmaz Karmaokul Öğrencileri Esra Cora ile Melike Aydın ile lise öğrencileri Hülya Öncel ile Kevser Dilara Türkçe ve Almanca’yı güzel ve hatasız okuyarak birincilikle ödüllendirildiler. Öğrenciler, 6 Şubat 2009 tarihinde Münster Valiliği’nde yapılacak bölge birincisinin seçileceği yarışmaya katılmaya hak kazandılar.

***

http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&Kategori=yasam&KategoriID=&ArticleID=1033925&a=Hasan Pulur&b=“Tehcir”%20yapildi%20ama…&ver=31

Hasan PulurOlaylar ve İnsanlar

“Tehcir” yapıldı ama…

Evet, “tehcir” yapıldı ama…

29 Aralık Pazartesi 2008

TAMAM, doğru, Birinci Cihan Savaşı’nda Doğu Anadolu’daki Ermeniler, yerlerinden yurtlarından edilerek güneye zorla gönderilmişlerdir, buna “tehcir” denir.
Peki, niçin?
Bu soruyu soran yok, “tehcir” durup dururken başlamamıştır değil mi!
Savaş sırasında Ermeni çeteleri Büyük Ermenistan hayalleriyle Türklere arkadan saldırmışlar, Osmanlı ordusunda asker olanlar silahlarıyla Ruslara geçmişler, Rus ordusunda Osmanlı’ya karşı savaşmış, yakıp, yıkıp öldürmüşlerdir.
İşte bunun üzerine Osmanlı hükümeti “tehcir” kararı almıştır, isyan edenlere karşı her devletin alacağı bir “tedbir” vardır, “tehcir” de bunlardan biridir.
“Tehcir” elbette “acılı” bir olaydır, ama silahsız, masum köyleri basmak, insanları katletmek de “tatlı” bir olay değildir.
* * *
RUS ordusu Kars, Erzurum ve çevresini işgal edip Sovyet ihtilaliyle çekildikten sonra buralarda ne olmuştur?
“Nedense” demek yersiz ama, nedense, bu olayları görmezden gelirler, “özür dilemeyi” düşünmezler bile…
Bugün size o günleri anlatan üç belgenin özetini göstereceğiz. (x)
Birinci belge, Stockholm Sosyalist Konferansı’na, İstanbul’dan çekilen telgrafta şöyle denir:
“Rus ordusunun geri çekildiği her tarafa Ermeni çeteleri girerek, her nevi öldürme, işkence ve yazıyla belirtilmesi imkânsız ırza geçme girişiminde bulunmakta ve yolları üzerinde gördükleri kadın çocuk ve ihtiyarları öldürmektedirler.”
Telgrafı çekenler, İstanbul “Sosyalist” milletvekili Salah Cimcoz ve İzmir “Sosyalist” milletvekili Nesim Mazelyah’dır.
* * *
İKİNCİ belge, Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın Kars Ermeni topluluğuna çektiği telgraftır.
Paşa, “Osmanlı Ermenileri”nin yaptıklarını Kars Ermeni topluluğuna şöyle anlatır:
“Onların elleri kanlı, yüzleri lekelidir (…) Geçtikleri yerlerde ne hayat, ne namus, ne mal bırakmışlardır.”
Karabekir Paşa, Kars’taki Ermenileri uyarmakta, bu canilere kapılmamalarını, ileri harekâta başlamadan önce, cevap beklemektedirler.
* * *
ÜÇÜNÇÜ belge, Erzurum, Deveboyu’nda konuşlanmış Rus topçu alayının kumandanı Yarbay Toverdohleyof’un yazdıklarıdır, aşağıdaki üç satır yeter:
“(Ermeniler) ahaliyi bir yere doldurduktan sonra birer birer katletmişlerdir. Bu gece katledilenlerin sayısı 3 bine baliğ olmuştur. (…) Ermenilerin ileri gelenleri, katliamın önüne geçebilirlerdi. Bu geceki ve evvelki katliamlarda, Ermeni mütefekkirleri de eşkıyayla hemfikirdirler.”
Rus Yarbay yazısını şöyle bitirir:
“Ermeniler rüzgâr ektiler, fakat rüzgâr ekenin, fırtına biçeceğini unuttular.”
* * *
ÖZÜR dilemek elbette güzel bir davranıştır…
Peki, bir gecede katledilen 3 bin Erzurumlunun ruhundan kim özür dileyecek?..
En büyük özür, bu olayları bir daha hatırlamamaktır.
Biz varız!
————————-
(x) Bu belgelerin orijinal kopyası, Genelkurmay Askeri Tarih Belgeleri dergisinin Aralık 1982 tarihli 81. sayısındadır.

***

TRT’DEN MUHARREM’DE CANLI YAYIN SÜRPRİZİ

29 Aralık 2008

Gülden AYDIN

TRT, bugün başlayacak İslamiyet’in kutsal aylarından Muharrem’de Alevilere yönelik yayın yapacak.

Alevi dedeleri, ileri gelenleri oruç tutulacak 12 gün boyunca TRT ekranlarında olacak. Muharrem’in 10. günü üç cemevinden canlı yayın yapılacak .

ALEVİLER, Hz. Ali’nin oğlu İmam Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesi dolayısıyla Hicri takvimin birinci ayının ilk günü yani bugün 12 günlük matem orucuna başlıyorlar. TRT, oruç tutulacak günlerde Aleviler’e özel programlar yapacak. Alevilik’le ilgili belgeseller, dini programlar, Kerbela’nın Alevi mezhebindeki önemine ilişkin programların yanı sıra Alevi dedeleri ve akademisyenler Alevilik üzerine konuşup tartışacaklar.

Her gün 10 dakikalık program

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in verdiği bilgiye göre, “10 Muharrem” adlı 10 dakikalık program 12 gün sürecek ve iftar öncesi verilecek. “Acıyı bal eyledik”, “Kerbela” adlı iki belgesel, 3’er bölüm olacak. Muharrem’in son günü yüzlerce Alevi sanatçının katılımıyla, Alevi-Bektaşi, Caferiler’in matem türkülerinin söyleneceği konser, 10 Ocak’taki Aşure Günü’nde TRT’den canlı yayınlanacak. 8 matem klibi de TRT’de gösterilecek. Sabah kuşağındaki “Gün be gün” adlı programa da her gün iki Alevi dedesi katılacak. Sekiz bölümlük, “Her gün Aşure” adlı program da ekranlara gelecek. Günlük rutin yayın akışının içine de Alevilerle ilgili haber ve programlar serpiştirilecek.

Şahin: Bir yıllık rüyamdı

Geçtiğimiz yıl 23 Kasım’da TRT Genel Müdürlüğü’ne atanan İbrahim Şahin, Muharrem ayı atağı için “Bir yıllık rüyamdı. Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız’ın iki gün önceki ’TRT, Alevi izleyicilerin hassasiyetini neden hatırlamaz. Biz de günde bir saatlik yayın yapmak istiyoruz’ eleştirisi nedeniyle değil, bir yıldır bu programı düşünüyordum. Çalışmalarımız çerçevesinde üç büyük cemevindeki çekimleri de geçtiğimiz hafta bitirmiştik. TRT halkın televizyonu ve her kimliğe açık” dedi.

Üç büyük cemevinden canlı yayın

Muharrem’in onuncu günü olan 7 Ocak’ta, TRT gündüz kuşağında Ankara ve İstanbul’daki üç büyük cemevindeki Alevi etkinliklerine canlı yayında bağlanacak. İstanbul Halkalı’daki Aşure Meydanı’nda toplanan binlerce Alevi, Caferi ve Bektaşi de gün boyu TRT ekranında olacak. Akşam ana haber bülteni de İstanbul ya da Ankara’dan seçilen bir cemevinden sunulacak.

Şubatta Ermenice radyo

TRT ile Ermeni Devlet Televizyonu, beş ay önce işbirliği anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya göre TRT 2009 Şubat’ında radyodan Ermenice yayın yapmaya başlıyor. Ardından TRT, Ermenice web sitesi açıyor ve bir yıl içinde Ermenice yayın yapan televizyon kanalını devreye sokmayı hedefliyor.

***


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir