Yavuz hırsızlar!

Altemur KILIÇ

414gif

Altemur KILIÇ

“Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış.” Bizim sözde “yavuz”, sözde aydın, fakat “özde”  “Ermeniciler”, bu ülkenin gerçek sahiplerinden baskın çıkıyorlar ve celadet arz ederken, hırsızlıklarını söylercesine, gerçek emellerini tekrar ortaya koyuyorlar…
Tabii; şu “Ermenilerden özür dilemek” kampanyası dolayısıyla, olanlardan söz ediyorum! Bunu yaparken, “soykırımı” iddialarının “özüne” ve konuyu “tehcire” de yaymak çabalarının maksadına da şimdilik dokunmayacağım! 
Ancak TC Cumhurbaşkanı Gül’ün bu konudaki yaklaşımı,  yorumu, şiddetli tepki göstereceği yerde, şu olmuştu:
 “Türkiye görüşlerin açıkça ifade edilebildiği bir ülke. Dolayısıyla çeşitli gruplar, çeşitli kişiler bir araya gelip  fikirlerini ve görüşlerini açıklayabilirler.” Böyle bir tavrı, TC Cumhurbaşkanı’na yakıştırmak mümkün değil. Ama doğrusu Gül’ün genel, fakat özellikle Ermeni konusundaki son yaklaşımlarına uygun! O, “bütün Türklerin Cumhurbaşkanıyım” demekteki maksadı, anlaşılan, bu “özür kampanyasını” başlatan liboşların ve de bu aşağılık belgeyi imzalamak gafletini gösterenlerin de “Cumhurbaşkanı” olmak… Bir dahaki sefer “aydınlar-sabatçılar” öğle yemeğine, o sözde aydın, fakat gerçekte Türklere ve tarihimize ihanet edenleri de davet ederse şaşmam.
Asıl maksat
Acıdır; Gül ilk söylediklerini tavzih ederken dahi, genel olarak Ermeni ve Ermenistan konusuna bakış açısını da ortaya koydu. Futbol maçı bahanesiyle, fakat hakikatte Erivan’a neden gittiğini de!
Eğer, bir devlet adamı ihatası, vizyonu ve tarih şuuru olsaydı Ermenistan konusunun öyle maça gitmekle filan edilemeyeceğini ve bunların ve de özür dilemenin arkasından Türkiye’nin başına geleceğini, arkadan hangi taleplerin çıkacağını bilirdi-bilmesi gerekirdi. Hakkını vermek lazım; Başbakan Erdoğan bu konuda daha duyarlı davrandı ve doğru sözler söyledi!
Atatürk’ün makamında oturan, Türklerin Cumhurbaşkanı  olduğunu iddia eden bir devlet adamı, bu hayati konuda, sözde aydınların milleti rencide eden rezilliklerı hususunda böyle konuşur ve adeta onları tasvip eder mi? Ermeniler ve diğerleri ne istediklerini biliyorlar, ama “bizim” diyemeyeceğim Cumhurbaşkanı, tehditlerin galiba farkında değil ki böyle afaki konuşabiliyor!
İzmir Milletvekili Canan Arıtman bu sözlere gereken haklı tepkiyi aslanlar, bir Asena gibi, gösterdi, sahayı “liboşelere” bırakmadı. Bazı hanımlar, bazı “erkeklerden” daha yiğitler.
Sayın Gül’ün kökenlerinde “Ermenilik” var mı bilmem! Ama Sayın Arıtman’ın belki bir bildiği vardır… Hemen söyleyeyim:  Gül’ün babaannesi Ermeni olsa ne yazar? Bu mübarek ülkenin, mübarek erime kazanında bütün kökenler, “Türklükle” kaynaşmışlar. Ama bazen kötü tohumlar, zehirli kanlar depreşir! Hem ihanet onlara özgü de değil!
Kim ırkçı
Bazı malum gazeteler Sayın Arıtman’a “kafatasçı, ırkçı” diyorlar! Fakat asıl ırkçılar kimler? Bu ülkede her soyu kucaklanmaya ve Türklüğe entegre etmeye çalışanlar, “Ne mutluyum ki Türküm” diyenler mi, yoksa etnik kökenlerini ileri sürererek ülkeyi parçalamak isteyenler ve aramıza nifak sokanlar mı?
Bu özür dileme kampanyasını başlatanlar bilmeden faydalı bir şey yaptılar… Hainleri bir defa daha tanıdık ve bu demeçle kimlerin devlet adamı olduğunu bir daha anlamış olduk!
Bu arada bu trajik ve de komik havalarda aklıma bir şey geldi: Bizim şu aydınlar Ermenilerden özür dilerken ve Ermeniler, şu son çeyrek yüzyılda Ermeniler hiç Türk öldürmedi derken son yıllarda, ASALA’nın öldürdüğü 50 küsur hariciyecimizi teğet geçmişler! Bir de komedi bildiriyi imzalayanlar arasında ASALA’nın ilk kurbanlarından rahmetli dostum eski Paris Büyükelçisi İsmail Erez’in de adı var!
Bu kadar cehalet ancak ihanetle mümkün. Fakat çok küstahlaştılar: Şimdi ASALA da “Ergenekon” örgütü der ve “diplomatlarımızı da Ergenekon öldürdü” derlerse hiç şaşmayın! 

Okumaya devam et  ‘Soykırım’ denene kadar bize rahat yok

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir