ÖZÜR DİLEME KAMPANYASI ULUSAL ÇIKARLARIMIZA AYKIRIDIR

Tarihimizde 1915 Ermeni Tehciri olarak adlandırılan olayla ilgili olarak bazı kişilerce başlatılan özür dileme kampanyasıyla ilgili meslektaşlarımız ve halkımızın yoğun başvuruları üzerine baromuzun görüşünü kamuoyuyla paylaşmayı zorunlu görmüş bulunmaktayız. 1915 yılında Osmanlı Devleti İngiltere-Fransa ve Çarlık Rusya'sı ile savaş halinde iken kendi yurttaşı bir kısım Ermenilerce oluşturulan Taşnak çetelerinin Rus ordusu yanında yer alıp, uyruğu olduğu devlete karşı silahlı kalkışma içinde olduğu tarihsel bir gerçekliktir. Ordunun ikmal yollarını kesen, sivil halka karşı yoğun bir terör kampanyasına başvurup katliam uygulayan bu tür çeteler ve işbirlikçilerine karşı dönemin hükümeti zorunlu göç ( Tehcir ) kararı alır. Çetelere destek olan kişileri yine Osmanlı egemenliği altındaki başka bölgelere sürgün ederek cephe gerisini güvenceye almak ister. - ozur kampanya ermenileri mest etti o

Tarihimizde 1915 Ermeni Tehciri olarak adlandırılan olayla ilgili olarak bazı kişilerce başlatılan özür dileme kampanyasıyla ilgili meslektaşlarımız ve halkımızın yoğun başvuruları üzerine baromuzun görüşünü kamuoyuyla paylaşmayı zorunlu görmüş bulunmaktayız. 1915 yılında Osmanlı Devleti İngiltere-Fransa ve Çarlık Rusya’sı ile savaş halinde iken kendi yurttaşı bir kısım Ermenilerce oluşturulan Taşnak çetelerinin Rus ordusu yanında yer alıp, uyruğu olduğu devlete karşı silahlı kalkışma içinde olduğu tarihsel bir gerçekliktir. Ordunun ikmal yollarını kesen, sivil halka karşı yoğun bir terör kampanyasına başvurup katliam uygulayan bu tür çeteler ve işbirlikçilerine karşı dönemin hükümeti zorunlu göç ( Tehcir ) kararı alır. Çetelere destek olan kişileri yine Osmanlı egemenliği altındaki başka bölgelere sürgün ederek cephe gerisini güvenceye almak ister.

Osmanlının doğal kaynaklar açısından zengin topraklarını kendi sömürge coğrafyalarına katmanın bir diğer adı olan Şark Sorunu’nu kendi istekleri doğrultusunda çözümlemek için çıkardıkları I.Dünya Savaşıyla emperyalizmin böl ve yönet yöntemi başarılı olmuştur. Uyruğu oldukları devlete karşı isyana kışkırtılan Ermenilerin ayaklanması sürecindeki karşılıklı çatışmalarda çok sayıda insan hayatını kaybetmiş, trajik olaylar yaşanmış, sonuçta isyan bastırılarak zorunlu göç uygulanmıştır. Osmanlı’nın tüm uyruklarıyla uyumlu, dostlukla örülü müşterek bir yaşam yerine emperyalizmin etnopolitik yönlendirmesiyle kalkıştıkları ve bölgenin Müslüman halkından çok sayıda insanın yaşamına mal olan isyanın faturası Osmanlı Ermenileri için de acı sonuçlar vermiştir. Osmanlının terekesinden elde edilemeyen Ermeni yurdu talebi, Lozan’da bir kez daha önümüze konulmaya çalışılmışsa da Ulusal Kurtuluş Savaşı zaferiyle masaya oturan Türk heyetinin kesin tavrı nedeniyle gündeme bile alınamamıştır. Lozan’da bir daha açılmamak üzere kapatılan bu konunun günümüzde sözüm ona insani gerekçelerle, barışçıl söylemlerle niçin tekrar Türk ulusunun önüne konulduğunun iyi düşünülmesi gerekmektedir.                

Okumaya devam et  Anadolu’da Türkler % 3 Kalmış!

Günümüzde aydın sorumluluğu ile ve bilimsel ciddiyetle bağdaşmayan bir biçimde, tarihsel gerçekleri ve emperyalizmin bu süreçteki rolünü göz ardı ederek bütün sorumluluğu Türk milletinin üzerine yıkarak düzenlenen özür kampanyasının gerçek amacı Türkiye Cumhuriyeti’nin önüne altından kalkılamayacak bir fatura koymaktır. Kendilerine aydın sıfatını layık görenlerin öncülüğündeki kampanya ile yirmiyi aşkın parlamento tarafından yukarıda özetlenen zorunlu göç’ün siyasal amaçlı olarak bilime ve tarihsel gerçeklere aykırı olarak soykırım olarak tanımlanıp yasalaştırılmasına Türkiye içinden güçlü bir destek sunma amaçlanmaktadır. Ermeni ayrılıkçı hareketi,  I.Dünya Savaşındaki kalkışmayla amacına ulaşamamıştır. Emperyalist yönlendirmeli Diaspora günümüzde yöntem değiştirerek, sözde soykırım söylemiyle uluslar arası kamuoyunu etkileyerek desteğini arkasına almıştır. Gelinen aşamada ise, tek yanlı ve tarihsel gerçeklerin bilinçli bir şekilde çarpıtıldığı imza kampanyalarıyla ülke içinde Diaspora tezlerine meşruiyet alanı yaratılmak istemektedir.

        Sonuç olarak, Türk halkının duyarlılıklarını ve ulusal çıkarları önemsemeden, Diaspora tezlerine ülke içinden katkı anlamına gelecek imza kampanyaları sonucu ulusumuzun bu güne kadar kararlılıkla sergilediği toplumsal direnci çökertilmek, güçsüzleştirilmek istenmektedir. Özür kampanyasına katkı anlamında atılacak her imza toprak ve tazminat istemlerinin dayanağı olarak Türkiye’nin önüne konulmak istenen dayanaksız istemlere neden olacaktır. Bireysel tavır diye nitelenmesine karşın, ulusumuzun toptan suçlanmasına, ulusun yükümlülük altına sokulmasına yönelik kampanya iyi niyetten, bilimsellikten, hakkaniyetten, hukuksallıktan tümüyle yoksundur.

        İstanbul Barosu, düzenlenen özür kampanyasının Türk ulusunun haksız yere suçlanmasının dayanağının oluşturulmasına katkı verme amacına yönelik olduğu değerlendirmesinde bulunduğunu kamuoyuna saygıyla duyurur. 

İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir