Ermeni yalani altinda yatan siyasi projeler-2-

Ne hukuki ne de fiili boyle bir derdimiz var
Ermeni tezlerini savunanlarin ’soykirimi’ kelimesini tekrarlaya tekrarlaya zihinlere yerlestirdigini belirten Gulseren Aytas, “Bu ifadeyi hic kullanmamamiz gerekir” dedi.
Avukat kimligine ragmen Ermeni yalanlarini ortaya koymak icin yaptigi calismalarla dikkatleri uzerine toplayan Gulseren Aytas’la yaptigimiz roportajin dun yayinlanan bolumunde, Turkiye’deki isbirlikci cevrelerin faaliyetlerini masaya yatirdik. Bugun ise iftiralarin ardindaki projeleri konustuk. Osmanli Devleti’nin surgun karari dogru bir karar miydi?
Ermeni cetelerinin varligi 1915 yilindan cok once basliyor, azinliklarin muttefik devletlerce himayeleri ise 1700’lu yillara kadar gidiyor. Osmanli Devleti’ne isyan etmenin serbest, Osmanli Devleti’nin isyani bastirmasinin yasak oldugu bir donem yasaniyor. Bir yerde isyan cikinca muttefik devletler hemen mudahale ediyorlar, nota veriyorlar, islahat karari ve af kanunu cikarttiriyorlar. Isyancilar saliveriliyor. Yani Osmanli Devleti cikarlarina aykiri taleplere hayir diyemiyor ve halk korunmasiz kaliyor. Nihayet 1915 yilinda Ermeni ceteleri Ruslarla isbirligi yaparak askere ve halka karsi silahli saldirilar duzenleyince nakil ve sevk karari aliniyor. Yani Osmanli Devleti’nin bir vilayetinden diger vilayetine yer degistirme yapiliyor. Bu nakil ve sevk sozu sonralari tehcire, surgune donusuyor. Dolayisiyla Osmanli Devleti’nin nakil ve sevk karari var, surgun degil. Surgun nasil oluyor; Istanbul’u isgal eden gucler, 16 Mart 1920’den itibaren Mebusan Meclisi’ni basiyorlar ve milliyetci gordukleri vekilleri tutuklayarak Malta Adasi’na surgune gonderiyorlar. Iste surgun boyle oluyor. Soruya gelince, Osmanli Devleti’nin 1915 nakil ve sevk islemlerinde hicbir hukuka aykirilik yok.
Ermeni sorunu nasil cozulmeli? Turkiye Ermeni sorununu Kars Antlasmasi ile 1921’de cozumlemis. Sadece bu sorunu degil, Tanzimat zihniyetiyle olusan yuzyillik sorunlari tasfiye etmis. Bizim ne hukuken ne de fiilen bir Ermeni sorunumuz var. Birbirimizden kiz alip vermisiz, birlikte avukatlik yapiyoruz. Televizyona bir Ermeni asilli avukat ustadimiz cikmisti, herkesi aglatmisti. “Ben Ermeni asilliyim ama bu ulkenin vatandasi olarak ayni zamanda Turk’um. Ne mutlu Turk’um diyene, diyorum. Soykirim yoktur, ic ve dis guvenlik icin yasa cikarilmistir. Turkiye Ermenileri basamak olarak kullanilamaz” seklinde konusmustu. Dolayisiyla Turkiye’nin fiilen ve hukuken bir Ermeni sorunu yok, Turkiye’ye yonelik yaygin ve sistematik bir propaganda var. Bir de Ermeni soykirimi tamlamasini kullanmak cok yanlis. Gercek olmayan bir sozu tekrarlaya tekrarlaya zihnimize yerlestiriyoruz, yerlestiriyorlar, bu ifadeyi hic kullanmamak lâzim.
+++
Yuzlesmekten bahsedenler once Irak’a bakmali Gulseren Aytas, “Mazlum milletlere yapilan soykirim yaptirimsiz kaliyor” diyor.
Turkiye, sizce tarihiyle yuzlesmekten korkuyor mu? Bizim tarihimizle yuzlesmemizi gerektiren herhangi bir durum yok. Bu konuda tarihi gercekleri ortaya koyan pek cok bilimsel eser var. Gerceklerle yuzlesmekten bahsedenler, 1948 Soykirim Sozlesmesinden sonra Turklere yapilan soykirimlarla yuzlesmeli, Irak’ta oldurulen bir milyonu askin Musluman gercegiyle yuzlesmeli. Turklere ve mazlum milletlere yapilan soykirimlar yaptirimsiz kaliyor. Istanbul Barosu, gercekten tarihe not dustu ve Irak’taki soykirimin cezalandirilmasi icin 2003 yilinda Uluslararasi Ceza Mahkemesi’ne (UCM) basvurdu. Ancak UCM Bassavcisi 2006 yilinda Irak icin dava acilmasi talebini reddetti! Yani Irak’ta soykirim veya insanliga karsi suc yokmus. Irak Ingiltere’yi isgal etmis olsaydi ne olurdu diye dusunmek lâzim. Muslumanlarin hak ve ozgurlukleri yok mu? Onun icin butun dunya milletleri ozgurluk, adalet ve baris icin mucadele etmeli. Turkiye Malezya olur mu diye tartisma cikiyor, Turkiye Iran olur mu diye tartisma cikiyor da neden Turkiye Irak olur mu diye tartisma cikmiyor, merak ediyorum.
Kitabinizda hangi konular var? Birinci kisimda, Ermeni sorununun nasil ortaya ciktigi, nasil cozumlendigi ve Turkiye’nin haklari konusu var. Ikinci kisimda bu bilgilerin degerlendirilmesi yer aliyor. Ermeni propagandalarinin nitelikleri, kaynaklari, komisyon kurulmasi ve yargiya basvuru onerileri gibi konular var. Giris kisminda ise ek hukuki bilgi olarak milletlerarasi sozlesmelerin kisa aciklamalari var. Ozellikle Uluslararasi Ceza Mahkemesi Statusu konusuna cok dikkat etmek lazim, cunku bu mahkeme tipki AIHM gibi geriye donuk yargilama yapabilir. Bu durum egemenlik haklarimiza tamamen aykiri. Kitabin sonunda ise 1915 Nakil ve Sevk karari ile Lozan Antlasmasiyla ilgili bazi maddeleri aciklayan bir ek daha var.
Amerikan isgali altinda bulunan Irak’ta kan hic durmadi. Amerikan askerleri, aralarinda cocuk ve kadinlarin da bulundugu 1.5 milyon sivil Irakliyi hunharca katletti. Dunya, analari aglatan  bu mezalime seyirci kaldi.
+++
Kars Antlasmasi sorunu zaten cozdu
Ermenistan’la olan sorunlar nasil cozulebilir? Uzlasma, hukuki bir terim; devletler arasindaki uyusmazliklarin cozumlenmesi icin BM Sozlesmesinin 33. maddesi ve devaminda ongorulmus. Dolayisiyla uzlasma terimini kullanmamak gerekir. Cunku Turkiye’nin Ermenistan ile cozumlemesi gereken bir hukuki uyusmazlik yok. Ermenistan 1921 Kars Antlasmasi ile bagli. Ancak Ermenistan’in iyi komsuluk yukumluluklerini yerine getirmesi gerekiyor. Turkiye’den ozur dilemesi, Anayasasi ve Bagimsizlik Bildirisinden Turkiye’nin toprak butunlugune yonelik taleplerini kaldirmasi, soykirim anitlarini kaldirmasi, isgal altinda tuttugu Azerbaycan topraklarini bosaltmasi ve Turkiye’nin guvenini kazanmasi gerekiyor.
Ermenistan’la iyi iliskiler kurulmasi da gundeme getiriliyor. Elbette iyi iliskiler olmali, ancak bahsedilen iyi iliskiler Ataturk zamaninda zaten kurulmustu. Ataturk, “Ermeni sorunu Kars Antlasmasi ile en dogru sekilde cozuldu, yuzyillardan beri dostluk icinde yasayan iki caliskan halkin iyi iliskileri yeniden kuruldu” demisti. Arsivler acilsa, tarih komisyonu kurulsa nasil olur? Arsivler zaten acik. Ortak Tarih Komisyonu onerisi ise yargiya basvuru onerisi gibi yanlis. Ortak Tarih Komisyonu haksiz bir karara varirsa ne olacak? Ustelik Sevr’de, Milletler Cemiyeti’nin komisyonlar kurmasi ve sorusturmalar yapmasi da ongorulmustu. Bu teklif de asla tartisma konusu ettirilmedi. Milli Mucadele ile hakliligimizi ispat etmisiz ve bu sorunu cozmusuz. Sahip oldugumuz haklarimizi simdi neden tartismaya acalim?
Tartismadan dogrulara varilamaz deniyor. Bize sunulan dogrulari sorgulamadan gerceklere ulasamayiz. Ataturk onun icin fikri hur, vicdani hur, irfani hur nesiller yetistirilmesini istemisti. Ilim tercumeyle degil tetkikle olur demisti. Gerceklere ulasabilmek icin elbette iyiniyetli tartismalar olmali. Meselâ Turklere ve mazlum milletlere yapilan soykirimlarin neden yaptirimsiz kaldigi, adaletin ne oldugu tartisilmali. Ermeni propagandalarinin arkasindaki talepler tartisilmali.  Ermeni sorununun aslinda hukuken cozumlendigi halde neden “sorun” haline getirilmek istendigi tartisilmali. Ancak o zaman Turkiye’nin haklarinin neden tartisma konusu yapilamayacagi anlasilir.
+++
Ermeni talepleri kuresel talepler arasinda ayrinti Kitabinizda degisIk bilgiler var mi? Evet. Meselâ Lozan Konferansindaki bazi gorusmeler var. Ermeni cetecilerine af istiyorlar. Turkiye’yi terk edenlerin geri donmesini istiyorlar. Turk Heyeti geri donusleri kabul etmedigi gibi af projesini sadece dusman kuvvetler icin oneriyor, yurt icindeki vatana ihanet suclarini affetmek istemiyor. Bu hakkini Kars Antlasmasi’nda sakli tutmus. Hatta Ismet Pasa Lozan’da “devletine karsi silâh kullananlarin affedildikleri baska memleketlerde gorulmus sey degildir” diyor. Ancak Lozan’da o kadar israrlar oluyor ki en sonunda genel af, dusman ordulariyla isbirligi yapanlari yani Ermeni cetecilerini de kapsiyor. Yani affeden biziz, affedilen vatana ihanet sucu isleyen Ermeni ceteciler.
Kitabinizin ismi neden ‘Ermeni Talepleri’ ? -Ermeni iddialarinin altina bakinca Ermeni taleplerini goruyoruz. Ermeni talepleri de aslinda sadece Ermenistan’in talepleri degil, kuresel bir talep. Mesela 1987 yilinda alinmis bir AB Parlamentosu karari var kitapta. Bakiyoruz ve sunu acikca goruyoruz: AB’nin bir kisim talepleri = Ermeni talepleri + Ege talepleri + Guneydogu Anadolu talepleri + Kibris talepleri + dini ozgurlukler adi altinda sair imtiyaz talepleri. Aslinda Ermeni talepleri, kuresel talepler icinde bir ayrinti. Sonuc olarak  hepimizin konu hakkinda bilgilenmesi lâzim. - ermeni isyanlari
Ne hukuki ne de fiili boyle bir derdimiz var
Ermeni tezlerini savunanlarin ’soykirimi’ kelimesini tekrarlaya tekrarlaya zihinlere yerlestirdigini belirten Gulseren Aytas, “Bu ifadeyi hic kullanmamamiz gerekir” dedi.
Avukat kimligine ragmen Ermeni yalanlarini ortaya koymak icin yaptigi calismalarla dikkatleri uzerine toplayan Gulseren Aytas’la yaptigimiz roportajin dun yayinlanan bolumunde, Turkiye’deki isbirlikci cevrelerin faaliyetlerini masaya yatirdik. Bugun ise iftiralarin ardindaki projeleri konustuk.
Osmanli Devleti’nin surgun karari dogru bir karar miydi?
Ermeni cetelerinin varligi 1915 yilindan cok once basliyor, azinliklarin muttefik devletlerce himayeleri ise 1700’lu yillara kadar gidiyor. Osmanli Devleti’ne isyan etmenin serbest, Osmanli Devleti’nin isyani bastirmasinin yasak oldugu bir donem yasaniyor. Bir yerde isyan cikinca muttefik devletler hemen mudahale ediyorlar, nota veriyorlar, islahat karari ve af kanunu cikarttiriyorlar. Isyancilar saliveriliyor. Yani Osmanli Devleti cikarlarina aykiri taleplere hayir diyemiyor ve halk korunmasiz kaliyor. Nihayet 1915 yilinda Ermeni ceteleri Ruslarla isbirligi yaparak askere ve halka karsi silahli saldirilar duzenleyince nakil ve sevk karari aliniyor. Yani Osmanli Devleti’nin bir vilayetinden diger vilayetine yer degistirme yapiliyor. Bu nakil ve sevk sozu sonralari tehcire, surgune donusuyor. Dolayisiyla Osmanli Devleti’nin nakil ve sevk karari var, surgun degil. Surgun nasil oluyor; Istanbul’u isgal eden gucler, 16 Mart 1920’den itibaren Mebusan Meclisi’ni basiyorlar ve milliyetci gordukleri vekilleri tutuklayarak Malta Adasi’na surgune gonderiyorlar. Iste surgun boyle oluyor. Soruya gelince, Osmanli Devleti’nin 1915 nakil ve sevk islemlerinde hicbir hukuka aykirilik yok.
Ermeni sorunu nasil cozulmeli?

Turkiye Ermeni sorununu Kars Antlasmasi ile 1921’de cozumlemis. Sadece bu sorunu degil, Tanzimat zihniyetiyle olusan yuzyillik sorunlari tasfiye etmis. Bizim ne hukuken ne de fiilen bir Ermeni sorunumuz var. Birbirimizden kiz alip vermisiz, birlikte avukatlik yapiyoruz. Televizyona bir Ermeni asilli avukat ustadimiz cikmisti, herkesi aglatmisti. “Ben Ermeni asilliyim ama bu ulkenin vatandasi olarak ayni zamanda Turk’um. Ne mutlu Turk’um diyene, diyorum. Soykirim yoktur, ic ve dis guvenlik icin yasa cikarilmistir. Turkiye Ermenileri basamak olarak kullanilamaz” seklinde konusmustu. Dolayisiyla Turkiye’nin fiilen ve hukuken bir Ermeni sorunu yok, Turkiye’ye yonelik yaygin ve sistematik bir propaganda var. Bir de Ermeni soykirimi tamlamasini kullanmak cok yanlis. Gercek olmayan bir sozu tekrarlaya tekrarlaya zihnimize yerlestiriyoruz, yerlestiriyorlar, bu ifadeyi hic kullanmamak lâzim.
+++
Yuzlesmekten bahsedenler once Irak’a bakmali Gulseren Aytas, “Mazlum milletlere yapilan soykirim yaptirimsiz kaliyor” diyor.
Turkiye, sizce tarihiyle yuzlesmekten korkuyor mu?

Bizim tarihimizle yuzlesmemizi gerektiren herhangi bir durum yok. Bu konuda tarihi gercekleri ortaya koyan pek cok bilimsel eser var. Gerceklerle yuzlesmekten bahsedenler, 1948 Soykirim Sozlesmesinden sonra Turklere yapilan soykirimlarla yuzlesmeli, Irak’ta oldurulen bir milyonu askin Musluman gercegiyle yuzlesmeli. Turklere ve mazlum milletlere yapilan soykirimlar yaptirimsiz kaliyor. Istanbul Barosu, gercekten tarihe not dustu ve Irak’taki soykirimin cezalandirilmasi icin 2003 yilinda Uluslararasi Ceza Mahkemesi’ne (UCM) basvurdu. Ancak UCM Bassavcisi 2006 yilinda Irak icin dava acilmasi talebini reddetti! Yani Irak’ta soykirim veya insanliga karsi suc yokmus. Irak Ingiltere’yi isgal etmis olsaydi ne olurdu diye dusunmek lâzim. Muslumanlarin hak ve ozgurlukleri yok mu? Onun icin butun dunya milletleri ozgurluk, adalet ve baris icin mucadele etmeli. Turkiye Malezya olur mu diye tartisma cikiyor, Turkiye Iran olur mu diye tartisma cikiyor da neden Turkiye Irak olur mu diye tartisma cikmiyor, merak ediyorum.
Kitabinizda hangi konular var?

Birinci kisimda, Ermeni sorununun nasil ortaya ciktigi, nasil cozumlendigi ve Turkiye’nin haklari konusu var. Ikinci kisimda bu bilgilerin degerlendirilmesi yer aliyor. Ermeni propagandalarinin nitelikleri, kaynaklari, komisyon kurulmasi ve yargiya basvuru onerileri gibi konular var. Giris kisminda ise ek hukuki bilgi olarak milletlerarasi sozlesmelerin kisa aciklamalari var. Ozellikle Uluslararasi Ceza Mahkemesi Statusu konusuna cok dikkat etmek lazim, cunku bu mahkeme tipki AIHM gibi geriye donuk yargilama yapabilir. Bu durum egemenlik haklarimiza tamamen aykiri. Kitabin sonunda ise 1915 Nakil ve Sevk karari ile Lozan Antlasmasiyla ilgili bazi maddeleri aciklayan bir ek daha var.
Amerikan isgali altinda bulunan Irak’ta kan hic durmadi. Amerikan askerleri, aralarinda cocuk ve kadinlarin da bulundugu 1.5 milyon sivil Irakliyi hunharca katletti. Dunya, analari aglatan  bu mezalime seyirci kaldi.
+++
Kars Antlasmasi sorunu zaten cozdu
Ermenistan’la olan sorunlar nasil cozulebilir?

Uzlasma, hukuki bir terim; devletler arasindaki uyusmazliklarin cozumlenmesi icin BM Sozlesmesinin 33. maddesi ve devaminda ongorulmus. Dolayisiyla uzlasma terimini kullanmamak gerekir. Cunku Turkiye’nin Ermenistan ile cozumlemesi gereken bir hukuki uyusmazlik yok. Ermenistan 1921 Kars Antlasmasi ile bagli. Ancak Ermenistan’in iyi komsuluk yukumluluklerini yerine getirmesi gerekiyor. Turkiye’den ozur dilemesi, Anayasasi ve Bagimsizlik Bildirisinden Turkiye’nin toprak butunlugune yonelik taleplerini kaldirmasi, soykirim anitlarini kaldirmasi, isgal altinda tuttugu Azerbaycan topraklarini bosaltmasi ve Turkiye’nin guvenini kazanmasi gerekiyor.
Ermenistan’la iyi iliskiler kurulmasi da gundeme getiriliyor. Elbette iyi iliskiler olmali, ancak bahsedilen iyi iliskiler Ataturk zamaninda zaten kurulmustu. Ataturk, “Ermeni sorunu Kars Antlasmasi ile en dogru sekilde cozuldu, yuzyillardan beri dostluk icinde yasayan iki caliskan halkin iyi iliskileri yeniden kuruldu” demisti.
Arsivler acilsa, tarih komisyonu kurulsa nasil olur?

Arsivler zaten acik. Ortak Tarih Komisyonu onerisi ise yargiya basvuru onerisi gibi yanlis. Ortak Tarih Komisyonu haksiz bir karara varirsa ne olacak? Ustelik Sevr’de, Milletler Cemiyeti’nin komisyonlar kurmasi ve sorusturmalar yapmasi da ongorulmustu. Bu teklif de asla tartisma konusu ettirilmedi. Milli Mucadele ile hakliligimizi ispat etmisiz ve bu sorunu cozmusuz. Sahip oldugumuz haklarimizi simdi neden tartismaya acalim?
Tartismadan dogrulara varilamaz deniyor.

Bize sunulan dogrulari sorgulamadan gerceklere ulasamayiz. Ataturk onun icin fikri hur, vicdani hur, irfani hur nesiller yetistirilmesini istemisti. Ilim tercumeyle degil tetkikle olur demisti. Gerceklere ulasabilmek icin elbette iyiniyetli tartismalar olmali. Meselâ Turklere ve mazlum milletlere yapilan soykirimlarin neden yaptirimsiz kaldigi, adaletin ne oldugu tartisilmali. Ermeni propagandalarinin arkasindaki talepler tartisilmali.  Ermeni sorununun aslinda hukuken cozumlendigi halde neden “sorun” haline getirilmek istendigi tartisilmali. Ancak o zaman Turkiye’nin haklarinin neden tartisma konusu yapilamayacagi anlasilir.
+++
Ermeni talepleri kuresel talepler arasinda ayrinti Kitabinizda degisIk bilgiler var mi?

Evet. Meselâ Lozan Konferansindaki bazi gorusmeler var. Ermeni cetecilerine af istiyorlar. Turkiye’yi terk edenlerin geri donmesini istiyorlar. Turk Heyeti geri donusleri kabul etmedigi gibi af projesini sadece dusman kuvvetler icin oneriyor, yurt icindeki vatana ihanet suclarini affetmek istemiyor. Bu hakkini Kars Antlasmasi’nda sakli tutmus. Hatta Ismet Pasa Lozan’da “devletine karsi silâh kullananlarin affedildikleri baska memleketlerde gorulmus sey degildir” diyor. Ancak Lozan’da o kadar israrlar oluyor ki en sonunda genel af, dusman ordulariyla isbirligi yapanlari yani Ermeni cetecilerini de kapsiyor. Yani affeden biziz, affedilen vatana ihanet sucu isleyen Ermeni ceteciler.
Kitabinizin ismi neden ‘Ermeni Talepleri’ ?

-Ermeni iddialarinin altina bakinca Ermeni taleplerini goruyoruz. Ermeni talepleri de aslinda sadece Ermenistan’in talepleri degil, kuresel bir talep. Mesela 1987 yilinda alinmis bir AB Parlamentosu karari var kitapta. Bakiyoruz ve sunu acikca goruyoruz: AB’nin bir kisim talepleri = Ermeni talepleri + Ege talepleri + Guneydogu Anadolu talepleri + Kibris talepleri + dini ozgurlukler adi altinda sair imtiyaz talepleri. Aslinda Ermeni talepleri, kuresel talepler icinde bir ayrinti. Sonuc olarak  hepimizin konu hakkinda bilgilenmesi lâzim.
Okumaya devam et  İşte 4 Mart anketi
Konu Hakkında okumaya devam et:

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir