Site icon Turkish Forum

Çanakkale’de savaşan Anzak’ın 93 yıllık günlüğü

Birinci Dünya Savaşı serüvenine Mısır'da başladıktan sonra kendisini Çanakkale'de Türklere karşı savaşırken bulan Yeni Zelandalı asker George Petersen'in anıları 93 yıl sonra gün yüzüne çıktı. - canakkale
 

Birinci Dünya Savaşı serüvenine Mısır’da başladıktan sonra kendisini Çanakkale’de Türklere karşı savaşırken bulan Yeni Zelandalı asker George Petersen’in anıları 93 yıl sonra gün yüzüne çıktı.

Er Petersen’in çarpıcı savaş yılları anıları, 14 Kasım’da Avustralya’nın Sydney kentindeki Lawson’s müzayede evinde 23 bin dolardan satışa çıkarılacak. Hatıraların orjinal sayfaları Petersen’in ailesi tarafından bugüne kadar korunmuş. Müzayedede Petersen’in temize çekilen notlarının yanı sıra, aynı dönemde Gelibolu’da olan Avustralyalı ünlü savaş fotoğrafçısı Frank Hurley’in 50 parça eseri de 31 bin dolardan açık artırmaya sunulacak. Mezatta ilgi çekmesi beklenen parçalardan birisi de I. Dünya Savaşı’nda giyilmiş az bulunan bir hemşire kıyafeti.

Gelibolu’da Nelson Bölüğü Canterbury Piyade Alayı askeri olanı er George Petersen, 25 Nisan 1915’te yarımadaya geldiği günden itibaren, ayrıldığı Eylül ayına kadar her gün yaşadıklarıyla ilgili not tutmuş. Petersen’in ilginç notları arasında kanlı savaş anlarının yanı sıra, Anzak askerlerinin boş zamanlarında oynadıkları futbol maçları ve Çanakkale boğazının serin sularındaki yüzme hatıraları da yer alıyor.

Yaklaşık 18 bin Yeni Zelanda askerinin öldüğü, 41 bininin de yaralandığı Gelibolu’daki kanlı çarpışmalardan bazıları Petersen’in anılarına şu şekilde yansıyor:

26 Nisan 1915 Pazartesi – “Hafif bir yağmur yağıyor. Yukarıdan aşağı her yerde bizim keskin nişancılarımız var. Çavuş Guy, benimle birlikte 5 kişiyi Türkleri gözlemek için yakındaki bir mevziye yolladı. O sırada üzerimize ateş açıldı. Mermiler kulaklarımızın yanından vızlıyor. Etrafta çok sayıda kavrulmuş, korkunç derecede kötü ölmüş Avustralyalı askerler var. Artık bu görüntüye alıştım. Nöbet değişimi yapıldı. Önümüzdeki büyük tepede inanılmaz bir ateş sürüyor. Su içmek için siperden ayrıldım, bütün gece uyuyamadım.”

27 Nisan 1915 Salı – “Hala asıl ateş hattına ulaşamadım, neden bilmiyorum çok sayıda kaybımız var. Türk bombardımanı öğle arası başladı. Kafamı çıkarıp daha bir mermi sıkamadım. Bir saatlik uykuyla siperde duruyorum. Türkler sahili gece boyunca ağır bombaladılar. Arkadaşım Melwoy bir sniper ateşinde çok kötü vuruldu. Türklerle çok yakından ateş teması halindeyiz.”

8 Mayıs 1915 Cumartesi – “Yeni Zelandalılar en ağır bombardımanın olduğu siperlerde kaldılar. Ölüm saçan tüfek ve keskin nişancı atışı arasında mevzilerde ilerlemeye çalışıyorlar. Çoğu öldü ya da yaralandı. Akşam 5.30 civarında 500 yard daha ilerleyebildik. Teğmenimiz Sandy öldü, binbaşı yaralandı. Karanlıkta 100 yard daha ilerledik. Kendimize siper kazarak ilerliyoruz. Ölü Türkleri gece gömdük.”

10 Mayıs 1915 Pazartesi – “Türk ateşi susmadı, 48 saattir uyuyamıyoruz. Hayatımda bundan daha kötü bir gece yaşamadım. Çok yorgunum. Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor. Çamur yığını içinde ölü gibiyim. İyice çamura batmamak için ölülerin üzerinde oturuyorum. Yarımadada savaşın başından beri bizden ölenlerin sayısı 50 bini geçmiş. Gündüz 3 bin kadar Türk ölü gömdük.”

31 Mayıs 1915 Pazartesi – “Türk gözlem istasyonunu havaya uçurduk, ancak sonuç berbat. Karşılıklı ateş hattımız şu ana kadar gördüğüm en tehlikeli derece yakınlaştı. Bazı yerlerde aramızda sadece 4 – 5 yard var. Ben genelde bombaları attığımız yerlerde duruyorum. Süngülerimizle siperlerdeki Türklere müdehale edebilecek yakınlıktayız. Türklerin konuşmalarını duyabiliyoruz. İki bomba atarak onları susturduk. Çok ağır yaralandılar ve korkunç bir sesle Allah diye bağırıyorlar. Kayıplarımız çok fazla.”

(CHA)

Exit mobile version