BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği

Mustafa Nevruz SINACI - bm

Mustafa Nevruz SINACI

            Türkiye BM Güvenlik Konseyi’nin 2009-2010 Dönemi Geçici Üyeliğine Seçildi

            Geçtiğimiz Cuma (17 Ekim 2008) günü BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Türkiye 192 oyun 151’ini alarak Güvenlik Konseyi’nin 2009-2010 dönemi geçici üyeliğine seçildi. 1961’den bu yana Konsey’de görev almayan Türkiye, Batı Avrupa ve Diğer Ülkeler Grubundan seçildi. 1 Ocak 2009’da göreve başlayacak olan ülkemiz için bu haber millete moral oldu. Özellikle 85. kuruluş yılına yaklaştığımız günlerde çok sevindirici bir gelişme.

Genel Kurul’da aldığımız 151 oy, uluslararası politikadaki saygınlığımızın açık bir göstergesidir. Zira, B.M. Güvenlik Konseyi’nde en son görev yaptığımızdan bu yana yarım asır geçse de, bu süre zarfında gerek bölgemizde gerekse dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan krizlerde öncülük ettiğimiz barışı koruma ve çatışmaları önleme rolünün şimdi geldiğimiz noktada çok etkili olduğunu görüyoruz. Ayrıca, Türkiye’nin katılımıyla 2009-2010 döneminde BM reform programında kayda değer adımların atılacağına inancımız sonsuzdur. Uluslararası kamuoyunda ülkemizin prestijini arttıracak bu gelişmenin gerçekleşmesi için bizim lehimize oy veren ülkelere Türk milleti olarak teşekkür etmeyi bir borç biliriz.

            MANA VE MUHTEVA

            Malum BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ABD gasp ve işgalcilikle, İngiltere ve Rusya sömürgecilikle, Çin 35 milyon Türk’e karşı esaret ve zulümle, Fransa  çifte standart, ikiyüzlü ve kalleş politikalar ile maruf. Konseyin bu adaletsiz ve faziletsiz daimi üyeleri yüzünden dünyada adalet, hakkaniyet ve hukuk kalmadı. İnsan hakları, evrensel hukuk ve adalet ahlakı hükümlerine aykırı olarak konseyde veto hakkına sahip işbu sözde kurucular dışında, dünyanın ümidi 10 geçici üyede. Artık Türkiye de bunlardan biri.

            Ancak BM Antlaşması gereği geçici üyeler, 5 kıtayı temsilen ikişer yıllığına rotasyon usulü seçilerek görev yapıyor. Aday ülkenin seçilebilmesi üyelerin en az üçte ikisinin oyuyla mümkün. Fakat bu süreçte Türkiye’nin diplomatik düzeyde yürüttüğü çabalara gölge düşüren bazı iç ve Yunanistan (GKRY) gibi dış mihraklar oldu maalesef. Ucu terör ve tedhiş örgütü tahkimatına dayalı muhalif unsurlar BM’nin en önemli organına katılma çabamızın önünde ciddi engel, yalan-iftira ve fesat barikatı oluşturdular. Türkiye bunu unutmamalıdır.

Okumaya devam et  CENGİZ AYTMATOV HAK’A YÜRÜDÜ

            Bu melanet unsurların iddiası, “Türkiye’nin üyelik için, öncelikle insan (!) haklarına (kastettikleri insan hakları falan değil, terör ve tedhiş yaltakçılığıdır) uluslararası hukuka (!) ve evrensel insanlık değerlerine saygısını, tüm uluslararası insan hakları sözleşmelerini onaylayarak kanıtlamak zorundadır” biçimindeydi. Onaylanması istenen sözleşmelerin başında: “TC’nin egemenlik ve hükümranlık haklarına aykırı” Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Roma Statüsü gelmektedir.. Bunlar; Terör ve tedhiş örgütünün ihtiras derecesinde talep ve telkin ettiği Mülteciler Yüksek Komiserliği konusunda henüz bir anlaşmanın olmamasını, “şimdiye dek GK’ne üye olan ülkelerin hiçbirinde böyle bir durum yoktur” savı ile karşı propaganda konusu yapmışlardır. Dahası bu platformlarda Türkiye Irkçılık, işkence, Milliyetçilik ve soykırımla suçlanmıştır. Şu kertede bu da asla unutulmamalıdır!..

OYSA: Türkiye, BM Güvenlik Konseyinde 1951-1952, 1954-1955 dönemleri ve son olarak 1961 yılında Polonya ile paylaşılan 1 yıllık üyeliğiyle tecrübe kazanmış, temayüz etmiş, umur-u devlet ilkesi ve kadim siyaset geleneği olan, imparatorluk bakiyesi saygın bir Adalet ve Hukuk Devletidir. Dönem itibarıyla Türkiye’nin geçici üyeliği bile dünya barışı için özgürlük ve güvenlik bağlamında çok büyük bir atılım ve açılım fırsatı yaratacaktır.   

Kaldı ki, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye’nin üyeliği için yapılan lobi faaliyeti ve kulis çalışmalarına 50 milyon dolar harcandığını açıkladı. Yaşadığımız siyasi, sosyal, kronik ekonomik ve güvenlik krizi sürecinde bu, millet için çok büyük fedakârlıktır. Oysa konseye seçilmek için 128 oy yeterliydi. Şimdi Oradan, Türk-İslâm ve TC düşmanlarını, haçlı ruhu ile ruhlanan ‘İslâmofobi’ simsarlarını ve azgın emperyalistleri hizaya getirme zamanıdır.

Tek mesele: BM Güvenlik Konseyinde dört başı mamur bir, Türkçe duruştur.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir