Kastamonu Turk Dunyasi Gunleri’nden Izlenimler

Mustafa Kemal Atatürk

 

 

Kastamonu Belediyesinin geleneksel Turk Dunyasi Gunleri etkinliklerine katilmak uzere 23-25 Agustos 2008 tarihinde bu sehri ziyaret ettik. Ataturk’un 23 Agustos 1925 tarihinde sapka devrimini Kastamonu’da ilan etmesinin 83 yildonumu torenleri, Murat Boz, Gulben Ergen konseri, Baskurt sanatcilarinin resim sergisi, muzik ve folklor gosterisi ve sehrin tarihi ve turistik yerleri tanitan gezi gibi bir cok tarihi ve kulturel etkinliklerin icinde bulunduk.

 

 

 

Kastamonu Belediye Baskani Turhan Topcuoglu ve Degerli gazeteci – yazar Kemal Capraz’in organize ettigi etkinlikte ayrica bir de “Turk Dunyasinin Bugunku Meseleleri” konulu paneli gerceklestirdik.

 

 

Kemal Capraz’in oturum baskanligini yaptigi panele bizim disimizda, Avrasya Yazarlar Birligi Baskani Yrd. Doc. Dr. Yakup Deliomeroglu, Yrd. Doc. Dr. Giray Saynur Bozkur, Yazar Bahtiyar Sipahioglu konusmaci olarak katildilar. Panele sundugumuz “Turk Dunyasinda Ortak Tarih Meselesi” konulu konusmamizi da her zaman oldugu gibi ayri bir yazida sizlerle paylasmaya calisacagiz. Turk Dunyasi icin boylesine onemli konudaki elestiri ve katkilarinizi da geri bildirim olarak memnuniyetle karsilayacagimi da ifade etmek isterim. Panel sonunda Kastamonu Belediye Baskani Sayin Turhan Topcuoglu’na boylesine guzel ve manali etkinlige vesile oldugu icin Kazak geleneklerine gore tesekkurlerimizi bildirmek uzere kaftan giydirdik.

 

 

Bu etkinlikler dolayisiyla Kastamonu Belediyesini tebrik etmek gerekiyor. Gerci Turk Dunyasi Gunleri veya Turk Kurultaylari etkinlikleri artik gunumuzde siradan olaylardan sayilabilir. Ancak bu etkinlikler genellikle ulke genelinde ve devlet tarafindan bakanlik duzeyinde organize edildigini dikkate aldigimizda, Kastamonu’nun bunu bir sehir olarak 12 yil kesintisiz surdurmesi elbette ozel olarak tebrike sayandir. Artik Turk Dunyasinin birbiriyle kavusmasinin genelden ozele indirme zamani gelmistir. Sehirler ve hatta ilceler bazinda bu tip etkinlikler duzenleyerek hem dunyanin uzak bolgelerindeki Turkler kaynassinlar ve hem de kendi cografyalari ve insanlarini tanisinlar.

 

 

Biz bu vesileyle guzel Kastamonu sehrimizi de tanima imkanini elde ettik. Yedi bin yillik tarihe sahip Kastamonu’nun her tarafi gercekten buram buram tarih kokuyor. Sehirde Selcuklu ve Osmanli donemine ait bircok tarihi turbe ve kulliyeler bulunmaktadir. Burada Yakup Aga kulliyesinin tarihi ilgimizi cekti. Kulliye, 1547 yilinda Kanuni Sultan Suleyman’in hazine reisi – kilercibasisi Yakup Aga tarafindan yaptirilmis. Yakup Aga bu muazzam kulliyeyi yaptirmak icin Kirim ve Silivri’deki kosklerini ve arazilerini satmis. Elde ettigi gelirle de bu kulliyeyi yaptirmis.

 

 

Rehberimizden bunu duyunca, eski ile yeni devlet adamlarimizi ister istemez kiyasladik. Eskiden malini mulkunu satarak tesisler insa ederek halka ve devlete hizmette yarisan Yakup Agalar ile gunumuzun devletten, milleten koparip yurt disindaki servetlerini cogaltma yarisinda olan devlet adamlarimizin arasinda buyuk bir ucurum oldugunu fark ettik. Bu da bize nicin Osmanli’nin zamaninin super devleti oldugunu ve Turkiye’nin de nicin kendi ic sorunlarindan bir turlu kurtulamadiginin ip uclarini verse gerek.

 

Kastamonu’nun tarihi yapilari elbette Selcuklu ve Osmanli ile sinirli degil. Sehir Emir Husameddin liderligindeki Cobanogullarinan tarafindan Turklerin eline gectigi 1211-1212 yillarindan onceki Hitit, Lidya, Frigya, Roma Imparatorlugu ve Bizans donemine ait tarihi kalintilari da muhafaza etmektedir. Bunlardan en onemlisi Kastamonu kalesidir.

 

 

Sehrin ismini Bizans’in bolgede hukum suren Komnenler sulalesinden aldigi rivayet edilmektedir. Bolge, Komnenlerin kalesi manasinda Castra – Komnen diye aldlandirilmis ve sonra bu isim XI. ve XII. Yuzyillarda Castamon olarak Bizans kaynaklarina gecmis ve Turklerde bu ismi Kastamonu olarak devam ettirmistir.

 

Iste bu da Turklerin, tarihe ve gecmise gosterilen saygi bakimindan, diger milletlerden ayiran en buyuk ozelligidir. Turk milleti fethettigi ulke veya topraklarin tarihi dokusuna ve bu meyanda ismine dokunmamislardir. Hatta, hakimiyetleri altina aldiklari halklarin dili, dini, kulturune de saygi gostermisler, onlari bozmaya yeltenmemislerdir. Daha acik bir deyimle onlari asimile etmeye kalkismamislardir. Bunu belki de Turklerin safligina veya kendilerine cok fazla guvenmesine de bagliyabilirsiniz. Cunku, baska milletler bir ulkeyi ele gecirir gecirmez, hemen o topraklarin, cografyanin, yerlesim birimlerinin isimlerini degistirirler. Varsa gorkemli tarihi yapilarini yerle bir ederler. Halkini da asimile ederek ortadan kaldirmaya calisirlar. Turklerde boyle zorbaliklara rastlanmaz. Bu yuzden Turklere Ermenilere soykirim yapti diyenler Turklere en buyuk hakareti yapmaktadirlar. Turkleri birakin soykirimi, kulturelkiyimi bile aklina getirmeyen bir ender millettir. Aksi olsaydi bugun Anadolu’daki ve hatta Balkanlardaki bir cok kent tarihi isimlerini ve halk da kulturlerini, dillerini ve dinlerini devam ettiremezdi.

 

Kastamonu’nun ozellikleri bununla bitmiyor. Sehir ayni zamanda  hem kisin Ilgaz daglariyla dag sporlarina, hem de yazin Karadeniz sahilleriyle dinlenmeye musait ender bir cografyaya da sahip. Kisacasi Kastamonu’da yasamak, gezmek, gormek ve hosca vakit gecirmek isteyenler icin her sey fazlasiyla var. Sehrin ilginc bir ozelligi de Turkiye’de pek gormedigimiz, ama Avrupa sehirlerinde sik rastladigimiz bir uygulamayla bir su yatagi islah edilerek sehir merkezinin ortasindan gecirilmis. Bu da sehre ayri bir guzellik katmaktadir.

 

 

Yukarida saydigimiz ozellikleriyle Kastamonu dunyanin sayili kentlerinin arasina girmeye  hak kazanmaktadir. Fakat maalesef Kastamonu’nun dunyada layikiyla tanindigi soylenemez. Hatta Turkiye’deki kendi vatandaslari bile onu hakkiyla bilmemektedir. Bu konuda Kastamonu Belediyesi ve Valiligine cok is dusuyor. Kastamonu’yu tanitim ve reklam konusuna bu yazimizla karinca kararinca katki yapmaya calistik. Kastamonu tarihi ve kulturel ozellikleri hakkinda uzun uzadiya yazmak mumkundur. Ama bunlarla sizlerin vakitlerinizi daha fazla almaya gerek gormedik. Cunku, meraklisi internette Kastamonu diye arama motorlarina baktiklarinda bu konulardaki bilgilere rahatca ulasabileceklerdir.

 

Kastamonululardaki inanca gore, sehir merkezinde bulunan ve II. Beyazit doneminde 1506 yilinda Nasrullah Kadi tarafindan yaptirilan Nasrullah Camisinin sadirvanindan su icenlerin en az yedi kere daha sehre tekrar tekrar gelecegidir. Sehre ilk defa gelenler genelde bunu sacma bulurlar ve inanmazlar. Hatta Turk Dunyasi etkinliklerine Ozbekistan’dan gelen bir taninmis yazar “Taskent nere, Kastamonu nere! Ben Nasrullah suyundan ictim diye bir daha buralara nasil gelebilirim ki.” demis. Ve bu yazarimiz daha o yil icinde iki kere daha Kastamonu’ya geldiginde, Nasrullah suyunun tilsimina inanmak zorunda kalmis. Bizim kanaatimize gore, bunun pek su icmekle alakasi yok. Bunun daha cok Kastamonu’nun  tarihi ve dogal zenginlikleriyle alakali oldugunu saniyoruz. Cunku bu guzel sehri gorup tanidiktan sonra, insanin bu sehre bir daha gelmek istememesi mumkun degil.

 

 

Turk Dunyasi etkinlikleri sadece Turk Dunyasini bulusturmakla kalmiyor, ayni zamanda Turk cografyalarinin da taninmasina vesile oluyor. Boylesine onemli etkinligi duzenleyenlere, basta Belediye Baskanimiz Turhan Topcuoglu ve gazeteci – yazar Kemal Capraz olmak uzere, sonsuz tesekkurlerimi sunarim.

 Doc. Dr. Abdulvahap Kara


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir