NE BİÇİM ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK?

ŞU “Bizim Almanları” anlamak kolay değil. - turkiye almanya iliskilerinde yeni donem 2195961

Ahmet KÜLAHÇI
02.06.2008

ŞU “Bizim Almanları” anlamak kolay değil.

Hatta zor…

Zaman zaman ise imkansız…

Federal Hükümetin Göç ve Uyumdan Sorumu Devlet Bakanı Maria Böhmer’in öncülüğünde hazırlanan “Ulusal Uyum Planı” çerçevesinde Alman Birinci Televizyonu (ARD) ile Alman İkinci Televizyonu (ZDF) gönüllü olarak bazı sorumluluklar üstlendiler.

Ulusal Uyum Planı’nın 161’inci sayfasında aynen şöyle denilmektedir: ARD bünyesindeki kurumlar programlarının hepsinde göç toplumu gerçeği ışığında uyumu ve kültürel çeşitliliği yansıtmayı bir görev bilmektedir. ARD, bu toplumun bir parçası olan göçmen ailelerin yaşamını kültürel çeşitliliğin bir şans olduğunun, sorunları ve riskleri gizlemeden inandırıcı bir şekilde yansıtmayı hedef almıştır.

ZDF’le ilgili bölümde de göç ve uyumla ilgili olarak aynı hedef yer almaktadır.

Böyle olduğu halde, ARD bünyesindeki Berlin-Brandenburg Radyosu’nun, Türkçe de dahil, 18 dilde yayın yapılan “Radyo Multikulti” programlarını tasarruf gerekçesiyle devre dışı bırakmayı planladığı ortaya çıktı.

Bir yandan çokkültürlülüğün korunması için gönüllü olarak sorumluluk üstleneceksin, diğer yandan da tasarruf gerekçesiyle göçmen kökenlilerin “sesini keseceksin”.

İşte bu tutumu anlamak mümkün değildir.

Almanya’da ilk “Misafir İşçi” yayınları 1961 yılında ARD bünyesinde o dönemde en büyük yabancı grubu oluşturan İtalyanlar için başlamıştır.

Saarland Radyosu’nun 21 Ekim 1961’de “Mezz’ora İtaliana” (Yarım Saat İtalyanca) adı altında cumartesi günleri başlattığı bu programa 4 Kasım 1961’de Bavyera Radyosu “Buon giorno, Collega” (Günaydın arkadaş) ve 1 Aralık 1961 itibariyle de Batı Almanya Radyosu (WDR) “Almanya’daki İtalyanlar için Yayın”la katılmıştır.

Almanya’da yaşayan birinci nesil Türkler tarafından “Köln radyosu” olarak bilinen WDR Türkçe yayınlarını 1 Haziran 1964 tarihinde başlatmıştır.

Şu anda adı RBB olan dönemin Hür Berlin Radyosu (SFB) da 6 Mayıs 1974’den beri Türkçe yayın yapmaktadır.

Berlin’de bir dönem iktidar ortağı olan Yeşiller’in ısrarlı tutumu üzerine 18 Eylül 1994 tarihinde çokkültürlü bir metropol konumundaki Berlin’e uygun bir biçimde çok dilli “Radyo Multikulti” programları başlamıştır.

İşte tasarruf nedeniyle RBB “çok sesliliği” devre dışı bırakmayı planlamaktadır.

Almanya genelinde yalnız Türkler ve Türk kökenliler yılda 120 milyon Euro’ya yakın televizyon ve radyo aidatı ödemektedir.

Yalnız Berlinli Türklerin ödediği aidat ise 8,1 milyon Euro’yu bulmaktadır.

RBB’nin tüm “Radyo Multikulti” için ayırdığı yıllık bütçe ise 2.5 milyon Euro civarındadır.

Almanya’da kamu televizyon ve radyo kanalları için yılda 7.2 milyar Euro civarında aidat alınmaktadır.

Bu rakam ışığında 2.5 milyon çok komik kalmaktadır.

Bu bir yana, “çok sesliliği” susturmak Berlin gibi çok kültürlü bir metropole hiç yakışmamaktadır.

Bu ne biçim çokkültürlülük anlayışıdır?

Nasıl daha önceki dönemlerde ZDF’in “Nachbarn in Europa” (Avrupa’daki Komşularımız” ve WDR’deki “Ihre Heimat-Unsere Heimat” (Sizin Vatanınız-Bizim Vatanımız” yayınlarının kaldırılması Almanya’nın bir ayıbı idiyse, bundan sonra da bu yönde atılacak her adım bu ülkenin ayıbı olacaktır.

Göçmen kökenlilerin de kendilerinin vatanı hissettiği ve hissetmek istediği bir Almanya, böyle bir ayıbı gerçekten hak etmemektedir.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir