İsrail başbakanının basın açıklaması – 2 Haziran 2010

Spread the love

NEUM NATAYAHU

İsrail Başbakanı Netanyahu

” Aşk gemisi değil”

Bir kez daha İsrail iki yüzlülük ve önyargıyla karşı karşıya. Maalesef bu bir ilk değil

Geçen sene İsrail Hamasın binlerce havan ve roket saldırısını durdurmak için harekete geçti. Hamas bizim sivil halkımıza saldırırken kendi sivil halkının arkasına saklandı. İsrail kendini korurken  tarihte görülmemiş tedbirler alarak Filistin halkına gelecek zararı önlemeye çalıştı. Sonuçta ise Hamas değil İsrail BM tarafından savaş suçlusu olmakla suçlandı.

Üzülerek görüyoruz ki aynı olay tekrarlanıyor.

Gerçek odur ki Hamas İsraile saldırmak için İrandan binlerce roket, havan topu ve diğer silahları Gazze şeridine kaçak yollardan sokabiliyor. Bu roketler İsrailin büyük şehirleri Aşdod ve Berşevayı vurabilecek kapasitede. Tekrar üzülerek söylüyorum ki bu roketler bugün Tel Avivi ve yakın bir gelecekte Yeruşalayimi de vuracak kapasitede olacaklar. Elimize geçen bilgilere göre kaçak olarak getirilmeye çalıştıkları silahlar arasında İsrailin en uzak köşelerini bile vurabilecek silahlar mevcut.

Uluslararası kanunlara ve sağduyuya göre İsrail bu silahların Gazzeye girmesini önlemek amacıyla bu silahları getirebilecek gemileri kontrol etme hakkına sahiptir.

Bu sadece kuramsal bir tehlike değildir. Şimdiye kadar İranın Hizballah ve Hamasa gönderdiği yüzlerce ton silahlarla yüklü gemileri durdurduk. Sadece FrancoP adlı gemide Hizballah a gönderilen yüzlerce ton silah ve cephane ele geçirdik. Karin A adlı diğer bir gemi gene İrandan Hamasa gönderilen onlarca tonluk silah taşıyordu. İsrail denizden Hamasa silah ve savaş malzemesi girmesine müsaade edemez!

Daha da ileri gideceğim. İsrail İrana Akdenizde, Tel Aviv ve Yeruşalayimden sadece düzinelerce kilometre uzakta bir liman kurmasına izin veremez. Hatta şunu da söyliyeyim. Mesuliyet hissi olan tüm devlet başkanlarına sesleniyorum. Uluslararası toplum İranın Akdenizde bir limanı olmasına izin veremez. Onbeş sene önce dünyayı İrana karşı uyardığımda kimse dikkate almamıştı. Bugün herkes tehlikenin farkında. Bugün herkesi İranın İsraile bitişik, Avrupanın burnunun dibinde bir limanı olma tehlikesine karşı  uyarıyorum. Bugün bizi eleştiren ülkeler yarın kendilerinin de hedef olacaklarını bilsinler.

Bu ve daha birçok sebepten Gazzeye giden malları kontrol etmeye hakkımız vardır.

Düşünce ve hareket tarzımız ise çok basittir. İnsani yardım ve diğer malzemeler Gazzeye girebilir. Silah giremez. Ve gereken malzemeler Gazzeye giriyor. Her hafta ortalama on bin ton malzeme giriyor. Gazzede açlık yok. Gazzede ilaç eksikliği yok. Gazzede herhangi bir eksiklik te yok.

Bu sefer de, filoyla gelen malları kontrolden geçirip Gazzeye teslim edebilmek için birçok teklifte bulunduk. Mısır da benzer tekliflerde bulundu. Tüm teklifler reddedildi.

Deniz kuvvetlerimizin bu gemilere çıkmaktan başka seçenekleri yoktu. Beş gemide askerlerimize karşı ciddi şiddet hareketleri ve ciddi yaralanmalar olmadı. Fakat gemilerin en büyüğünde başka olaylar yaşandı.

Videolardan görebilirsiniz – ilk askerler gemiye çıktıklarında acımasız bir kalabalıkla karşılaştılar. Bıçaklandılar. Sopalarla dövüldüler. Üzerlerine ateş edildi. Bu askerlerle ben görüştüm. Biri midesinden vurulmuş. Diğeri dizinden. Ölmemek, ve kendilerini korumak için ateş açtılar.

Saldırganların bu şiddeti önceden hazırladıkları barizdir. Gemiye binerken yanlarında bıçaklar, demir sopalar ve diğer silahları da getirdiler. BU saldırganların aşırı radikal bir gruba ait olup uluslararası terörü desteklediklerini, ve şimdi de Hamas adındaki terör örgütü için çalıştıklarını biliyoruz. Saldırırken Yahudilere karşı savaş çığlıkları atıyorlar. Bunu videolarda görebilirsiniz.

Bu bir aşk gemisi (Love Boat) değildi. Bu bir nefret gemisiydi. Gemidekiler barış insanları değildi. Bunlar şiddetli terör taraftarı insanlardı.

İsrailli askerlerin hayatlarının tehlikede olduğu aşikardır. Önyargısız bir izleyiciyseniz videoları seyredince bu basit gerçeği göreceksiniz. Fakat üzülerek belirtiyorum ki uluslararası kamuoyunda çoğu kimsenin hiçbir delile ihtiyacı yoktur. İsrail, suçu ispat edilene kadar suçlu kabul edilir.

Bir kez daha, İsraile kendisini koruma hakkı olduğunu söylenmesine rağmen bu hakkını kullandığında suçlu ilan ediliyor. Bilinir ki kullanılamıyan bir hakkın hiçbir değeri yoktur. Bütün dünya biliyor ki kendimizi savunma hakkını –  son çare olarak, şehirlerimize roket saldırıları olduğunda, askerkerimiz ölüm tehlikesinde olduklarında – kullandığımızda bnu tüm uluslararası standartlara uygun bir şekilde yaparız.  Dünya liderleriyle konuştum, şimdide dünya kamuoyuna soruyorum. Siz ne yapardınız? Şehirlerinizin sivil halkınızın çocuklarınızı üzerine yağacak binlerce roketin düşmana ulaşmasını önlemek için ne yapardınız? Askerleriniz ne yapardı? Eminim ki kalbinizde bu sorunun cevabını biliyorsunuz.

İsrail olarak olan can kaybından dolayı üzüntü duyuyoruz. Ancak kendimizi savunduğumuz için hiçbir zaman özür dilemiyeceğiz. İsrailin,  düşmanlarının eline öldürücü silahların geçmesini önlemeye hakkı vardır. İsrail askerlerinin kendi hayatlarını ve vatanlarını korumaya hakları vardır.

Söyliyeceğim size size imkansız bir talep veya istek gibi gelebilir fakat gene de söyliyeceğim. İSRAİLE ÇİFTE STANDARTLA  BAKMAYIN. Diğer tüm devletler gibi Yahudi devletininde kendini korumaya hakkı vardır.

Teşekkür ederim.

Çeviri: Hastürk


Spread the love

Comments

One response to “İsrail başbakanının basın açıklaması – 2 Haziran 2010”

  1. amerikanin Sadda ma yaptiklari gibi, siz bu oyunu Turklerede oynuyorsunuz degilmi?
    amerika dedi, Irak to ne var….? ve ne buldunuz? ha… YAG.
    Siyonistler bu gemide ne buldu?
    Iran’nin baskanin soyledigi gibi… bu devlet haritadan silinmelidir

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *