|
Rafael SADİ
Peki:
Bakanlar kurulu kararı, Başbakan , Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı ifadelerinden çok daha yumuşak .
Uzlaşma arayan ve HALK‘a konululan lisandan çok daha farklı diplomatik bir lisan ile kaleme alınmış.
İfadeler çok dikkatli seçilmiş farkındaysanız.
İlişkileri keseriz ifadeleri yok, bu yumuşatılmış ve DÜZEYİ DÜŞÜRÜRÜZ denmiş mesela.
İsterseniz tek tel madde madde satır aralarını okuyalım:
1- Yaptırımlar İsrail halkına karşı değil İsrail Hükümetine karşı olacak denmiş.
Peki bu fark nasıl ayırd edilecek?
2- İsrail vatandaşlarına VİZE vermemezlik edilmeyecek deniyor.
İyi de Türkiye İsrail vatandaşlarına zaten vize uygulamıyordu ki?
Yoksa bundan böyle VİZE koyma niyetimi var?
Varsa bu neden açıkça söylenmiyor? Kaldı ki alenen de vize uygulanmayacak deniyor.
Yani zaten mevcut olmayan bir uygulama ilan ediliyor. Olsun.
İsrail Özel şirketlerine ait gemilerin Türk limanlarına alınmaması gibi bir durum yaşatılmayacak ifadesi güzel tabii
Bu konuda oldukça büyük bir deniz filosuna sahip ZIM şirketi sanırım rahatlamıştır. Uzak doğu hattı ile CIN‘den Türkiye’ye gelen malların büyük bir kısmı(ne kadar bilmiyorum) ama ZIMLINES ile taşınır. (Bu şirket te OFER KARDEŞLER‘e aittir) BU gemilerin Türk limanlarına sokulmaması Türkiye ekonomisine çok büyük yararlar saglamaz aslında .
Kaldı ki bu türden bir kısıtlamada Türk Gemilerinin de İsrail Limanlarına girmemesi demek TÜRKON konteyner hattının ve daha bir çok Trük gemisinin İsrail’ girmemesi anlamı taşıyabileceği sarihtir.
Hoş Türk gemileri gemilerine CAMOR bayrağı çekerek gelebileceklerini kanıtlamışlardır. Çözüm her zaman mevcut , İsrail gemileride benzer uygulamaları deneyebilirler .
3- Büyükelçi konusu.
İsrail tarafının bu konuya kazırlıklı olduklarını sanıyorum , uzun yıllar Temsil düzeyi MASLAHATGÜZAR düzeyinde yürütülmüştü. Teknik aöıdan çok büyük bir fark yok ve işler aynen devam ediyor. Sadece dostlar alışverışte görsun demektir bu.
Kaldı ki Türk hükmeti henüz bunun yapılacağını söylemedi, sadece İsrail uzlaşmaz ise diye ibare koymuş.
Nerede uzlaşamaz ise ?
Aslına bakarsanız İsrail ile Türkiye arasında uzlaşılması gereken bir mesele yok.
Mesele komşu için yapılan kavgadır.
4- İsrail KIRMIZI LISTE’ye alınacak ve Türkiye KAMU adına yapılacak ihalelere İsrailli firmaları dahil etmeyecek.
İyi de İsrail halkına karşı olmayacak denmedi mi?
İsrail firmaları İsrail halkının firmaları İsrail halkının firmaları değil mi?
Yoksa burada kastedilen İsrail KAMU kuruluşlarımıdır acaba?
Olabilir tabii umarım açıklık getirilir.
5- Türkiye ENERJİ ve SU gibi İsrail için yaşamsal olan uluslararası projelere , bu ülkenin dahil edilmesine engel koyacak deniyor?
NASIL?
Hem İsrail halkına karşı değiliz diyeceksiniz hem de İsrail için yaşamsal projelere engel olacağız diyeceksiniz. ÇELİŞKİ yok mu?
Bu çelişkiyi bir kenara bırakın, Türkiye Uluslararası projelere İsrail’in dahil edilmesini nasıl engelleyebileceğini açıklamış değil.
Bana kalırsa bu sadece popülist ve biz İsraillilere engeller koyduk havası verılmek için konulmuş ve hiç bir yaptırım gücü olmayan bir maddedir, ama buna da şükür.
Mesela Bakkala emir verip israilliler’e EKMEK vermeyin gibi bir madde de konulabilirdi.
6- İsrail’in tecrit edilmesi için kampanya başlatılacakmış.
Şimdiye kadar yapılanlar sanırım bu kampanyanın dışında ve PROMOSYON niteliğinde idi. Hayırlısı ile göreceğiz yeni kampanyalar nasıl gelişecek.
Tabii ki bu kampanyalar İsrail halkına karşı değil İsrail Hükümetine karşı olacaktır.
7- İsrail’in saldırısı ile ilgili olarak iç Hukuk yollarına başvurulacak ve….
Ve bunu anlamı şudur ki Türk mahkemeleri olayı değerlendirecek ve suçlu bulduklarını yargılayıp mahkum edecek.
Nasıl?
Hep birlikte göreceğiz.
Yargılanacak olanların mahkemeleri hep gıyaben gerçekleştirilecektir muhtemelen.
Bu demektir ki her an İsrail askerleri ve yöneticileri adına tutuklama ve hapis kararları çıkabilecek , ve İsrail başbakanı veya Savunma bakanının Türkiyeye gelmesi halinde tutuklanması talep edilebilecektir.
Benzer uygulamaları İngilterede gördük ve çabalar neticesiz kalmıştır. Bu kez bu konudaki çabaların bir hükümet kararı ile ortaya konmuş olması endişe vericidir ve ilişkilere gerşekten zarar verebilecek niteliktedir.
Tabii ki Türk adaleti mülkün temelidir ve güvenilirdir
Natanyahu boyle düşünür mü bilemem.
Karşı bir uygulama olur vede Sayın Erdoğan İsrail mahkemelerinde Ortaklığa aykırı davranmaktan ve de bir yardım kuruluşunu dost ve müttefik bir ülkenin (İsrail’in) sınırlarını yarmak üzere göndermekten yargılar ve suçlu görürse ne yapacağız?
Yani Tevrat’taki maddeleri çok iyi inceleyen başbakanımız DİŞ’E DİŞ , GÖZ’E GÖZ maddesini de incelerse iyi olur sanırım.
Kısacası bu yol haritası ve alınan kararlar iki haftadır gürlemekte olan AKP hükümetinin henüz ilişkileri kesmeye niyetli olmadıklarını ortaya koymaktadır.
Bence olumludur, yani ilişkilerin devamı açısından iyidir.
İç siyaset açısından ne olduğu çok önemli değildir.
Ama açık ve seçiktir ki bu yol haritasını hazırlayanlar hem hukuk biliyorlar hem de aklı başında insanlardır. Sanırım buyuk bir bölümü de Dışişlerince hazırlanmıştır.
VATAN’A MILLET’E HAYIRLI UĞURLU OLSUN
Yazıları posta kutunda oku