Site icon Turkish Forum

Ege Adaları ve GAVDOS

Ege Denizindeki adalar konusu karmaşıktır. Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri sayın Ümit Yalım bu konuda yetkin bir kişidir. Araştırmalar yaparak uluslararası önemli bir konuda bilgi ve görüşlerini paylaşıyor. Yunanistan tarafından işgal edilmiş olan bazı adaların ve adacıkların GRİ ALAN olarak tanımlanan ve hangi ülkenin mülkiyetinde olduğu anlaşmalarla belirlenmemiş adalardır. - Nikolaos Chardalias gavdos

Ege Denizindeki adalar konusu karmaşıktır. Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri sayın Ümit Yalım bu konuda yetkin bir kişidir. Araştırmalar yaparak uluslararası önemli bir konuda bilgi ve görüşlerini paylaşıyor. Yunanistan tarafından işgal edilmiş olan bazı adaların ve adacıkların GRİ ALAN olarak tanımlanan ve hangi ülkenin mülkiyetinde olduğu anlaşmalarla belirlenmemiş adalardır.

Bazı iddialara göre Ege Denizinde olan adalarımız/adacıklarımız Başbakan Erdoğan’ın Yunanistan ile yapmış olduğu gizli bir protokol ile AB/D ‘nin telkinleri ve istekleri ile ödün olarak verildiği söyleniyor, yazılıyor.

Bu durumda aidiyeti tescillenmemiş ve tescillenmiş olan adaların YUNANİSTAN tarafından tek yanlı olarak İŞGAL EDİLİYOR olması ise hukuk dışıdır. Yunanistan GÜÇ GÖSTERİSİ YAPMAKTA ve Lozan’a göre silahsızlaştırılmış olan adaları İŞGAL EDEREK silahlandırmakta, iskâna açmakta, belediye, okul, kilise yapmaktadır. Ve yönetici koltuğunda oturan AKP iktidarın muktedirleri TEK BİR SÖZ ETMEMEKTE ve bu “defacto” yaptırımı sessizce kabullenmektedirler. Özetle ülkemiz uluslararası satranç oyununda piyonlarını, fili, atı vermiş sıra kalelere sonra da vezir ve ŞAHA gelmektedir.

Ege Adaları ve GAVDOS Adası hakkında basına yansımış olan birkaç haberi aşağıda sunuyorum.

Saygılarımla

Naci Kaptan


Uluslararası anlaşmalara göre Türkiye’ye ait olan 18 ada ve kayalığın Yunanistan tarafından işgal edildiğini belgeleriyle kanıtlayan Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, tartışma yaratacak yeni bir iddia ortaya attı.

Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre; Yalım, “Dışişleri Bakanlığı’ndan büyük skandal” diyerek, Bakanlık’ın 18 Mart’ta Birleşmiş Milletler’e gönderdiği resmi mektupla Lozan Antlaşması’na göre Türkiye’ye ait olan 92 bin kilometrekarelik kıta sahanlığı ve 5 adayı resmen Yunanistan’a terk ettiğini söyledi.

Yalım şu ifadeleri kullandı:

Bu düzenleme ile arama çalışmaları yapan Amerikan Exxon Mobil ve Katar Petroleum şirketlerinin önü açıldı. Mektupta kıta sahanlığının güney sınırı Türkiye ve Mısır arasındaki orta hat olarak belirlenmiş. Hukuka göre güney sınırı hem bu hat hem de Türk-Libya Orta Hattı olmalı.

Kıta sahanlığının 28 derece doğu boylamının batısındaki kısmının ilgili devletlerle belirleneceği belirtilmiş. Bu söylemle Gavdos, Gaidhouronisi, Koufonisi, Dhia ve Dionisades adalarından kaynaklanan 5 boylamlık kıta sahanlığı hakkı Yunanistan’a bırakılmış.


Saygı ÖZTÜRK:
Girit Adası’nın dörtte üçü Türkiye’ye aittir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan’a yapacağı resmi ziyaret öncesi, Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri, emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Yunanistan’ın Girit Adası üzerinde tek başına ferdi mülkiyeti olmadığını belirtti. Adanın hukuki statüsünün 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, 10 Ağustos 1913 Bükreş Antlaşması, 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması olmak üzere toplam dört antlaşmayla belirlendiğini söyleyen Yalım, Girit’in sadece dörtte birinin Yunanistan’a, dörtte üçünün de Türkiye’ye ait olduğunu öne sürdü. Yalım, belgelerle şunları anlattı. Ümit Yalım, Girit Adası’nda Türkiye’ye ait yerleri haritada işaretledi.

ANTLAŞMALAR ORTADA

Londra Antlaşması’nın hiçbir yerinde Girit Adası’nın Yunanistan’a terk edildiği, verildiği veya bağlandığı ifadesi yoktur. Yunanistan’a Girit Adası’nın dörtte biri verilmiştir. Adanın etrafındaki 14 ada ile adacık ve kayalıklar Osmanlı Devleti’nin egemenliğinde kalmıştır.

Atina Antlaşması’nın hiçbir yerinde, Girit Adası’nın Yunanistan’a terk edildiği, verildiği veya bağlandığına ilişkin de ifade bulunmamaktadır. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalandı. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere olmak üzere toplam sekiz devlet tarafından, Girit Adası’nın sadece dörtte birinin Yunanistan’a ait olduğu teyit edilmiştir.

Yunanistan, Girit Adası’nın dörtte üçü ile halihazırda adanın etrafında işgal altında tuttuğu Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi olmak üzere toplam 5 Türk adasını derhal boşaltarak Türkiye’ye teslim etmelidir. Girit Adası’nın Türk bölgesinde kalan Heraklion Hava Üssü dahil olmak üzere bütün askeri birliklerini ve 1999 yılında adanın Türk bölgesine yerleştirdiği S-300 hava savunma füze bataryalarını da derhal tahliye etmelidir.


T24 Baskın Oran

Bu tür oluşumların mülkiyetini saptama konusunda 3 tane uluslararası antlaşmanın hükümleri birbirinin içine geçmiş vaziyette: 1) Lozan Barış Antlaşması Md. 6, 12, 15 ve 16; 2) 4 Ocak 1932 Tarihli Türkiye ile İtalya Arasındaki Ankara Sözleşmesi ve Mektup Teatisi ile 28 Aralık 1932 Tarihli Belge; 3) 1947 Paris Barış Antlaşması.

Size burada işin özünü aktarayım:

Lozan’la, Anadolu kıyısına 3 milden daha yakın ada ve adacıklar Türkiye’ye verildi. 3 mil, çünkü o tarihte karasuları o kadardı. Daha uzak olan adalar Yunanistan’a ve 1947’ye kadar İtalya’ya ait oldu. 47’de İtalya, Yunanistan’a devretti; kabaca anlatıyorum.

Fakat dikkat: “Adalar”dan bahsediyoruz. “Adacık ve kayalıklar”dan değil. Bunların üzerinde insan yaşamıyor ve 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre bunların kendilerine ait kıta sahanlığı ve karasuyu vs. yok.

Özetin özeti: Bu “adacık ve kayalık”ların mülkiyeti belli değil. Ege’de böyleleri sürü sepet var; martılar gidip “Bizimdir!” dese, hukuken kimse gık diyemez. Geçen gün sefir-i kebirlerden Yalım Eralp, bunların, Türkiye ile Yunanistan arasında yapılacak ikili görüşmelere konu olmasının Lozan’da kararlaştırıldığını söyledi.

Kardak’tan sonra Türkiye oturdu, bu tür “formasyon”ların envanterini çıkardı ve “Gri Alanlar” tezini ortaya attı. Böylece, bu adacık ve kayalıkların aidiyetinin belli olmadığını, yani Yunanistan’a ait olmadıklarını söylüyordu. Doğru söylüyordu.

Söylüyordu da, Kardak krizinin ardından, Mayıs 1996’da bu sefer de Gavdos adacığı krizi patladı. Yunanistan, üzerinde insan yaşamayan bu adacığı NATO tatbikatına dahil ettirmek istemişti.

Yunanistan, kendi kamuoyundan zılgıt yememek için, bu krizleri iki yolla çözmek istiyordu: 1) Buralara insan yerleştirmek için, oralarda oturmayı kabul edecek AB yurttaşlarına bedava su ve elektrik taahhüdü vermek; kimse Robinson olmadığı için bu proje yattı; 2) Daha kestirmeden giderek, bu tür yerlerin tescilini NATO’ya yaptırmak.

80’ler ve 90’larda, bizim Genelkurmay dış politikayı yönetmek konusunda Dışişleri’yle rekabete girmiş, buna ilişkin daireler bile kurmuştu. Tatbikat planlarının yapıldığı bir NATO toplantısında kalktı, Gavdos’un “gri alan” olduğunu, yani statüsünün tartışmalı olduğunu söyleyerek adacığın tatbikata dahil edilmesine tepki gösterdi.


odatv.com

2019 yılında medyanın “Yunanistan işgale hazırlanıyor”
diye uyarılan ada, Yunanistan tarafından işgal edildi iddiası…

Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, Yunanistan’ın Türkiye’ye ait bir adayı daha işgal ettiğini öne sürdü.

“Adalar (Ege) Denizi’ndeki adalarımızı birer birer işgal eden Yunanistan’ın, 19. adamızı da işgale hazırlandığı görsel ve yazılı basın üzerinden Türk kamuoyuna duyuruldu” diyen Ümit Yalım, 22 Temmuz 2019 tarihindeki Sözcü gazetesinin “Yunanistan Ege’de 19’uncu adamızı işgale hazırlanıyor” haberini paylaştı.

Yunanistan’ın, Osmanlı Devleti döneminden bu güne kadar Türk egemenliğinde olan Küçük Çuha Adası’nı işgal ettiğini belirten Ümit Yalım, “Girit Adası’nın kuzeybatısında bulunan Küçük Çuha Adası, İstanbul’daki Büyükada veya Meis Adası’nın 4 misli büyüklükte” dedi.

Küçük Çuha Adası’na inşa edilen kilisede gören yapan papazların İstanbul Fener Rum Patrikhanesi tarafından atandığına dikkat çeken Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Yalım, adadaki Yunan ticaretine de vurgu yaptı.

“Küçük Çuha Adası’nın işgal edilmesiyle, Adalar Denizi’nden Akdeniz’e geçişi sağlayan Kitira Geçidi de tamamen Yunanistan’ın egemenliğine girdi. Mevcut durum itibarıyla 19 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı Yunan işgali altındadır. Adalar Denizi, Yunan Gölü’ne dönüştü. Türkiye, Adalar Denizi’nde, kendi hükümeti eliyle Anadolu kıyılarına hapsedildi” iddiasında bulunan Ümit Yalım, adanın stratejik durumuna dikkat çekerek, “Mevcut durum itibarıyla Adalar Denizi’nde karasuları 6 deniz milidir. Coğrafi sınırlara göre Çuha ve Küçük Çuha adaları Akdeniz’de olduğu için her iki adanın karasuları 12’şer deniz milidir. Küçük Çuha Adası işgal edilmeden önce 17,5 millik Kitira Geçidi’nin yarısı Türk Karasularıydı. Küçük Çuha Adası işgal edildikten sonra 17,5 millik Kitira Geçidi’nin tamamı Yunan Karasuları oldu” ifadelerini kullandı.

Yunanistan’ın bu işgali ile Türk deniz ticaretini yok etmeyi amaçladığını öne süren Ümit Yalım, şu örnekleri verdi:

“14 Nisan 2014’de, Türk tekne kaptanı Mustafa Ateş, Keçi Adası ile Bodrum sahilleri arasında Türk karasularında seyir halinde iken Yunan Sahil Güvenlik Botundan açılan uçaksavar makinalı tüfek ateşi ile öldürüldü.

28 Mayıs 2014’de, Bodrum Turgutreis Çatalada yakınlarında, Türk karasularında balık avlayan vatandaşlarımızın teknesine, Yunan Sahil Güvenlik Botundan uçaksavar makinalı tüfeği ile ateş açıldı. Teknedeki dört vatandaşımız İstanköy Adası’na zorla götürülerek tutuklandı.

23 Mayıs 2020’de, Aydın’ın Didim ilçesinden hareket ederek Muğla’nın Fethiye ilçesine seyir halinde olan Türk yatına, Yunan Sahil Güvenlik Botlarından, Bodrum ve Datça açıklarında, Türk karasularında iki kez taciz ateşi açıldı.

01 Kasım 2020’de, Muğla Bodrum Gümbet Koyu’ndan jet ski’ye binerek Kara Ada açıklarına giden Oğuzhan Gelmez’e, Türk karasularında, Yunan savaş gemisinden ateş açıldı. Yunan askerleri, kimliği yanında bulunmadığı gerekçesiyle Gelmez’i gözaltına alarak İstanköy Adası’na götürdü. Gelmez, 3 gün sonra Türkiye’ye geri gönderildi.”

Küçük Çuha adasının 1669 yılında Osmanlı egemenliğine girdiğini anlatan Ümit Yalım, 30 Mayıs 1913 yılındaki Londra Antlaşması’nın 4. Maddesi ve 1923 yılındaki Lozan Antlaşması’nı hatırlatan Yalım, “Mevcut durum itibarıyla, Girit Adası’nın dörtte üçü ile adanın etrafında bulunan Küçük Çuha ve Gavdos Adası dahil toplam 14 ada ile adacık ve kayalıklar Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir” dedi.

Exit mobile version