Site icon Turkish Forum

Kadın Canlı Bombalar

İntihar Saldırılarının Cinsiyet Perspektifinden Bir Analizi: Kadın Canlı Bombalar

Prj. Asist. Kafiye BEKFELAVİ Bursa Uludağ Üniversitesi

1985 yılında Lübnan’da Sana Mehaidli ilk kadın canlı bomba olarak intihar saldırısı gerçekleştirmiştir. Mehaidli’nin ardından Lübnan’da kadın intihar bombacılarının kullanımı diğer ülkelere de yayılmış ve böylece Tamil Kaplanları, Çeçen Kara Dullar, El Kaide ve PKK gibi diğer terör örgütleri tarafından da kadın teröristler canlı bomba olarak kullanılmaya başlanmıştır.

İntihar Saldırılarının Cinsiyet Perspektifinden Bir Analizi: Kadın Canlı Bombalar - SanaMehaidli
Sana Mehaidli

2000’li yıllarda dünyada artan terör eylemleriyle birlikte intihar saldırılarını gerçekleştirenlerin çoğunlukla kadınlar olduğu görülmektedir. Kadın canlı bombaların uluslararası alanda dikkat çekmesinin sebeplerinin başında kadınların erkeklerle kıyaslandığında iş birliği yapmaya daha yatkın bir yapıya sahip olduğunun düşünülmesi ve şiddet içeren davranışlardan ziyade çözüm odaklı tutumlar sergilemesinin beklenmesi gelmektedir. Dolayısıyla gerçekleştirilen intihar saldırıları, kadınları söz konusu saldırıların faili olmaya yönelten motivasyonların neler olduğu sorusunu beraberinde getirmiştir. Var olan bulgular çerçevesinde bir canlı bomba veya kadın canlı bomba profili oluşturmanın çok zor olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada, kadınların terör örgütlerine katılımlarının ve intihar saldırılarını gerçekleştirmelerinin motivasyonları analiz edilmeye çalışılacaktır. Kadınların terör örgütlerine katılımları ve intihar saldırısı gerçekleştirmeleri analiz edilmeye çalışılırken sadece sosyal koşullar ve ekonomik faktörler gibi motivasyonlar üzerinde durulmamaktadır. Uluslararası ilişkiler literatüründe erkeklerin sayı bakımından çoğunlukta olduğu terör örgütlerine kadınların katılımı araştırılırken örgütün yapısına, liderine ve kültürüne yeterli düzeyde yer verilmemiştir. Literatürde bu yöndeki boşluğu doldurmaya yönelik bir katkı sunabilmek amacıyla çalışmada terör örgütlerinin yapısının nasıl bir etki ortaya koyduğuna ve terör örgütlerinin kadınları etkileme ve örgüte kabul etme biçim ve nedenlerine yer verilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Kadın Canlı Bombalar, İntihar Saldırıları, Çeçen Kara Dullar, PKK, El-Kaide

ABSTRACT

In 1985 Sana Mahaidli committed a suicide attack in Lebanon, being the first female suicide bomber. Following this example, terrorist organizations like Tamil Tigers, Chechen Black Widows, Al Qaeda and PKK also started to deploy women as suicide bombers.

Together with increased terrorist activities in 2000s, it was seen that suicide bombers were mostly women. One of the main reason behind the growing attention on female suicide bombers in international context was the general sense that women are disposed to be cooperative and that they lean towards solution oriented behavior instead of violence in comparison with men. So increasing number of female suicide bombers raised the question of motivation behind such attacks. Though, even with current findings it is still hard to profile suicide bombers. This study aims to analyze women’s motivations for joining terrorist organizations and committing suicide attacks. Most studies in literature focus on the motivations such as social conditions and economic factors in trying to analyze women’s participation in terrorist organizations. Moreover, existing literature generally ignored organizational structure, leadership and culture in studying womens participation in mostly men populated terrorist organizations. This study tries to contribute to the literature by taking into consideration the effects of organizational structure of terrorist groups and their methods and motivations for recruiting women.

Key Words: Female Suicide Bombers, Suicide Attacks, Chechen Black Widows, Al Qaeda, PKK

GİRİŞ

Örgütlerin siyasi amaçlarına ulaşabilmek adına uyguladığı yöntemlerden bir tanesi intihar saldırısıdır. Örgütler intihar saldırılarıyla kimi zaman hedef devletin politikasını değiştirmeyi kimi zaman da destekçi ve üye toplamayı hedeflemektedir. Eylemi gerçekleştiren canlı bomba için kaçış planına gerek olmadığı gibi sorgulanma ihtimali de bulunmamaktadır. Bunlara ek olarak birçok insanın saldırıya tanıklık etmesi ve dolayısıyla örgütün dikkat çekmesi sağlanmaktadır. Kadınların barışçıl ve çözüm odaklı olduğuna dair var olan genel kanının aksine kadınların da erkekler gibi intihar saldırılarının failleri yani canlı bomba oldukları görülmektedir.

Çalışma çerçevesinde intihar saldırılarının daha iyi anlaşılması adına öncelikle intihar saldırısının ne olduğuna ve bu yöntemi kullanan örgütlerin amaçlarına kısa bir şekilde değinilmiştir. Ardından uluslararası ilişkiler literatüründe kadınların terör örgütlerine katılım ve canlı bomba olma motivasyonlarına yönelik var olan farklı görüş ve yaklaşımlara yer verilmiştir. Bu bağlamda kadınların motivasyonlarının neler olabileceği açıklanmaya çalışılırken farklı örgütler ve farklı kadın canlı bomba vakaları örnek olarak gösterilmiştir. Örgütlerin perspektifinden bakılarak neden canlı bomba olarak kadınların tercih edildiği ve kadınların örgütlere sağladığı avantajlar ele alınmıştır. Filistinli ilk kadın canlı bomba olan Vefa İdris ve gerçekleştirdiği intihar saldırısı, kadın canlı bombaların motivasyonlarına yönelik yaklaşımlarla birlikte değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında son olarak örgüt liderlerinin söylem ve davranışlarının kadınların örgütlere katılımını ve canlı bomba olmasını nasıl etkilediği vurgulanmıştır. Bu noktada farklı örgüt liderlerinin açıklamaları ve bu konudaki tutumları gösterilmeye çalışılmıştır.

Genel Hatlarıyla İntihar Saldırıları ve Nedenleri

Terörizmin destekçiler kazanmak ve muhaliflerini zorlamak şeklinde genel olarak iki amacı vardır. Terör örgütlerinin/gruplarının birçoğu bu iki amaca da ulaşmaya çalışmaktadır. Terör örgütleri hedef devletin politikalarını değiştirmeyi amaçlamaktadır. Bununla beraber bu örgütler davalarına destekçi bulmaya ve asker toplamaya çalışmaktadır. Bazen de terörizm, aynı sosyal hareket içerisindeki terör örgütlerinin rekabet etmesinin1 bir yoludur.2

Terör örgütlerinin söz konusu amaçlarına ulaşmak adına uyguladığı yöntemlerden biri ise intihar saldırılarıdır. İntihar saldırılarını gerçekleştirenler, bu terör eyleminden sağ

1 Birçok terör örgütü kamu desteği ve dış yardım sağlamak için birbirleriyle yarış halindeyse intihar saldırıları kapsam ve sayı olarak artış göstermektedir. Çünkü söz konusu örgütlerin hepsi daha fazla desteğe ihtiyaç duymaktadır. Özellikle terör örgütlerinin rekabet halinde olduğu durumlarda gerçekleştirilen intihar eylemleri bu gruplar tarafından zaman kaybetmeden üstlenilmektedir.
2 Robert A. Pape, Dying to Win: The Strategic Logic of Suicide Terrorism, New York: Random House, 2005, Chap. 1.

çıkmayı beklememektedir. Nitekim canlı bombalar intihar yeleği, araba bombası gibi saldırı yöntemlerini kullanmaktadır.3 Canlı bombanın saldırıdan sağ kurtulmaması, terör örgütleri için bu saldırıları diğer terör eylemlerinden daha az tehlikeli hale getirmektedir. Çünkü saldırgan için kaçış planına gerek yoktur. Bunun yanı sıra canlı bomba eylemi gerçekleştirirse yakalanma ve sorgulanma ihtimali de olmayacaktır.4

İntihar saldırıları da diğer terör eylemleri gibi bir politik amaca ulaşmak adına gerçekleştirilmektedir. Canlı bomba, sembolik değere sahip mekanlar gibi seçilmiş noktalarda ve/veya spesifik bir hedef gözetmeksizin sivillerin arasına karışarak üzerindeki patlayıcıları ve dolayısıyla kendisini patlatmaktadır.5

İntihar saldırıları elbette fizyolojik hasar yaratmayı amaçlamaktadır. Bununla birlikte bu hasara şahit olunması istenmektedir. Çünkü intihar saldırılarının ana hedefi insanları öldürmek veya yaralamak değildir. Ana hedef insanların bu saldırıya tanıklık etmesidir. Böylelikle terör örgütleri destek gruplarından ekonomik ve politik destek sağlamaya çalışmaktadır. Çünkü dış yardımların sağlanması6 için terör örgütlerinin dikkat çekmesi gerekmektedir.7

İntihar saldırısının daha geniş tanımına bakılacak olursa teröristin hayatta kalmayı beklemediği bir şekilde tasarlanmış olan tüm saldırıları içermektedir. Bu tür saldırılara ise “suicide attacks” yerine “suicide missions” denilmektedir. 1994 yılında yaşanan Filistin’in el-Halil şehrinde yaşanan Halil İbrahim Cami8 katliamı suicide missions’a örnek olarak gösterilebilir. Bu katliamı gerçekleştiren Baruch Goldstein, bu saldırının ardından nasıl kurtulacağını planlamamış ve sağ kalmayı beklemediğini yazan bir not bırakmıştır.9

Bu çalışma çerçevesinde ise “suicide mission” olarak ifade edilen intihar saldırılarına yer verilmeyecektir. Çünkü bir teröristin saldırıyı düzenlerken veya gerçekleştirirken

3 Ibid.
4 Bruce Hoffman, Inside Terrorism, Revised and Expanded Edition, New York: Columbia University Press, 2006, s. 133.
5 Bilal Sevinç, “İntihar Bombacıları ve Ölümün Rasyonelleştirilmesi”, Uluslararası Güvenlik ve Terörizm Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 1, 2012, s. 69.
6 Destek grupları, terör örgütlerini çeşitli formlarda desteklemektedir. Örgütün yemek, güvenli ev, örgüte yeni üyeler ve politik güç gibi ihtiyaçları vardır. Finansal desteğe ise silah satın almak, terör eylemlerini gerçekleştirirken ölenlerin ailelerini ödüllendirmek ve örgütün etkisini maddi yardımlarla arttırmak için ihtiyaç duymaktadırlar.
7 Mia Bloom, “Devising a Theory of Suicide Terror”, Dying to Kill: The Allure of Suicide Terror, New York: Columbia University Press, 2005, s. 76.
8 Halil İbrahim Camii, Müslümanların kutsal olarak gördüğü mekanlardan bir tanesidir. Halil İbrahim Camii’nin altında yer alan ve Yahudiler tarafından peygamberler mağarası olarak adlandırılan yer ise Yahudilerin kutsal mekanlarından bir tanesidir. Bu nedenle de Halil İbrahim Camii Müslümanlar ve Yahudiler arasında sorun olmuştur.
9 Pape, loc.cit.

sağ kurtulmayı beklemediğinden emin olunması çok zordur. Dolayısıyla çalışmada kadın canlı bombalar tarafından gerçekleştirilen eylemlerden söz edilirken “suicide attack” olarak adlandırılan intihar saldırılarına değinilmektedir.

Uluslararası İlişkilerde Kadın Canlı Bombalar

Kadınların iş birliği yapmaya erkeklere kıyasla daha eğilimli olduğuna ve savaş ve şiddeti uzlaşma temelinde ele aldığına dair genel bir kanı bulunmaktadır. Bu perspektiften bakıldığında kadınların savaşlara katılım göstermediği düşünülmektedir. Hatta kadınlar savaşlarda mağdur ve kurban olarak görülmektedir. Bazı yaklaşımlara göre ise kadınlar terör örgütlerine istihbarat toplama ve güvenli ev sağlama gibi destekleyici dolayısıyla merkezi olmayan rollere sahiptir. Bu görüşlerin tam aksini ve kadınların örgütler içerisinde önemli roller üstlendiğini gösteren örnekler vermek mümkündür. Lübnan’da 1971 yılında kurulan Japon Kızıl Ordusu’nun lideri ve kurucusu Fusako Shigenobu kadın olduğunu belirtmek gerekmektedir. Ayrıca Ulrike Meinhof, 1970 yılında Batı Almanya’da kurulan Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun kurucuları arasında yer almış önemli bir üyesidir.10

Söz konusu spesifik örneklerin yanı sıra kadınların; Bask Yurdu ve Özgürlük (Euskadi Ta Askatasuna-ETA), İrlanda Cumhuriyet Ordusu (The Irish Republican Army-IRA) ve Kızıl Tugaylar (Italian Red Brigades-RD), Tamil Eleam Kurtuluş Kaplanları (The Liberation Tigers of Tamil Eelam-LTTE), Kürdistan İşçi Partisi (Kurdistan Worker’s Party-PKK), El-Kaide Çeçen Kara Dullar gibi terör örgütleri içerisinde aktif olarak rol aldıkları görülmektedir.11

İlk kadın canlı bomba ise Lübnanlı on yedi yaşında bir kız olan Sana Mehaidli’dir. Mehaidli, 1985 yılında Suriye yanlısı Lübnanlı bir örgüt olan Suriye Ulusal Sosyalist Partisi tarafından İsrail konvoyu yakınında kendisini patlatmak üzere görevlendirilmiştir. Saldırının ardından Mehaidli, “Güneyin Gelini” olarak anılmaya başlanmıştır. O dönemde Lübnan’da Suriye Ulusal Sosyalist Partisi tarafından gerçekleştirilen on iki intihar saldırısının altısında kadın canlı bombalar kullanılmıştır. Lübnan’da intihar saldırılarının kadın canlı bombalar aracılığıyla gerçekleştirilmesi diğer ülkelere de yayılmıştır. 1985-2006 yılları arasındaki intihar saldırılarının iki yüz yirmi tanesinden fazlası12 kadın canlı bombalar tarafından gerçekleştirilmiştir.13

İntihar saldırısından önce eylemci video bırakmışsa bu video Arap medyası tarafından sürekli yayınlanmaktadır. Saldırgan ise şehit/şehide olarak anılmaktadır. Batı

10 Karla Cunningham, “Cross Regional Trends in Female Terrorism”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 26, No: 3, 2003, s. 173.
11 Ibid., ss. 175-181.
12 Bu sayı toplam intihar saldırılarının yaklaşık yüzde on beşine tekabül etmektedir.
13 Mia Bloom, “Suicide Bombers: A Global Trend”, Deadalus, Vol. 136, No: 1, On Nonvoilence & Voilence Winter 2007, ss. 94-95.

medyasında ise canlı bomba erkekse videoları nadiren gösterilmektedir. Erkek intihar bombacılarının kimliği ve hayat hikayelerinden neredeyse hiç söz edilmemektedir. Ayrıca erkeklerin motivasyonlarının hem politik hem de dini ideolojik çerçevede olduğu varsayılmaktadır. Kadınlar tarafından gerçekleştirilen bir intihar saldırısı olduğu zaman bu durum oldukça farklılaşmaktadır. Kadınların videoları ve fotoğrafları gösterilmekte ve kimliği vurgulanmaktadır. Kadın canlı bombanın bireysel psikolojik nedenlerle kafasının karıştığına dair bir açıklama yapılmaktadır. Eylemcinin anne ve babasına da odaklanan medya, çocuklarının davranışlarını kutlayan ve onurlu bulan aileleri göstermektedir. Naaman, Batı medyasında yayınlanan söz konusu görüntülerin sadece canlı bomba olan kadınları değil aynı zamanda bu kadınların/canavarların yaşadığı toplumları da şeytanlaştırıldığını ifade etmektedir. Tüm bunlar kadın canlı bombalar hakkındaki tartışmaların cinsiyetçi bir perspektiften yapıldığının göstergesi niteliğindedir.14 Dolayısıyla kadınlar tarafından gerçekleştirilen intihar saldırıları, kadınları söz konusu saldırıların faili olmaya yönelten motivasyonların neler olduğu sorusunu beraberinde getirmektedir.

Kadınları İntihar Saldırısı Gerçekleştirmeye Yönelten Motivasyonlar

Yapılan çalışmalar erkekler gibi kadınların da terör örgütlerine katılımında birçok motivasyon sebebi olduğunu göstermektedir. Barbara Victor, kadınların erkeklere kıyasla daha isteksizce terör eylemlerine dahil olduğunu ve kişisel, özel sebeplerle motive olduğunu ileri sürmektedir. Karla Cunningham ise ulusal bağımsızlık arzusu gibi kolektif motivasyonları; cinsiyetler arasında eşitlik arzusu, çocukluk ve ergenlik dönemi travmaları ve intikam gibi bireysel motivasyonlarla birleştirerek kadınların terör örgütlerine katılımlarının ve canlı bomba olmalarının karmaşık, dualistik nedenlere sahip olduğunu savunmaktadır. Cunningham’a göre, terör örgütlerine katılımında ideolojik unsurlar olan kadınlar dahi, çoğu zaman salt dini ve milliyetçi motivasyonlardan ziyade kişisel ve ideolojik motivasyonların birleşimiyle hareket etmektedir.15

Barbara Victor ise kadın eylemcilerde kişisel bunalımlar gözlemlemiştir. Çocuk sahibi olamama, eşini/çocuğunu kaybetme ve eşinin/çocuğunun intikamını alma gereksinimi duyma, aşağılanma, yalnız bir anne olarak çocuğunun tüm sorumluluğunu üzerine alma gibi durumlar söz konusu bunalımların nedenleri arasında yer almaktadır. 16 Bir aile üyesinin veya arkadaşının ölümü genellikle kişinin canlı bomba olma kararını belirleyen ve “final straw” olarak adlandırılan olaylardır.

14 Dorit Naaman, “Brides of Palestine/Angels of Death: Media, Gender, and Performance in the Case of the Palestinian Female Suicide Bombers”, Signs, Vol. 32, No: 4, Summer 2007, ss. 936-943.
15 Karen Jacques and Paul J. Taylor, “Male and Female Suicide Bombers: Different Sexes, Different Reasons”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 31, No: 4, 2008, ss. 305-308.
16 Halil Aydınalp, “İntihar Eylemcisinin Sosyal Kimliği: Filistinli İlk Kadın Eylemci Vefa İdris”, Toplum Bilimleri Dergisi, Cilt: 1- 3, Sayı: 1 – 6, Ocak – Haziran 2006 – 2009, s. 206.

Bu olaylar, zor yaşam koşullarıyla birleştiğinde intihar saldırısını gerçekleştirmek adına verilen kararlarda dönüm noktası niteliğindedir.17

29 Mart 2002’de İsrail’in Filistinli canlı bombalara ve onların destekçilerine Savunma Kalkanı Operasyonu’nu başlattığı tarihte Ayet Al-Akhras isimli Filistinli kadın canlı bomba Batı Şeria’dan İsrail’e geçmiş ve bir süper markette intihar saldırısı gerçekleştirmiştir. Akhras’ın eyleminin ardından bir video yayınlanmıştır. Bu videoda Akhras, Arap ordularının utanması gerektiğini vurgulayarak Arap liderlerine seslenmektedir: “Uyumayı bırakın, görevinizi yerine getirirken başarısız olmayı bırakın. Sizler uyurken Filistinli kızlar savaşıyor.” Daha sonra, intihar saldırısından üç hafta önce İsrail Savunma Kuvvetleri’nin maganda kurşununun Akhras’a isabet ettiği ortaya çıkmıştır. Bu durumun yanı sıra eylemi gerçekleştirdiği sırada hamile olması, birçok kişi tarafından Akhras’ı motive eden unsurlardan biri olarak ileri sürülmektedir.18

Akhras’ın intihar eyleminde kendisine isabet eden kurşun, saldırıyı gerçekleştirmek üzere karar almasında final straw olarak değerlendirilebilmektedir. Nitekim bu olaydan sonra canlı bomba olmak için başvurduğu Hamas tarafından reddedilmiş19, ardından El Aksa Şehitleri Tugayı onu canlı bomba olarak görevlendirmeyi kabul etmiştir.20 Akhras’ın videodaki ifadeleri ideolojik motivasyonla hareket ettiğini göstermektedir. Fakat saldırıyı gerçekleştirdiği sırada hamile olması yaşadığı bölgenin kültürüyle birlikte değerlendirilmesi ve üzerinde durulması gereken bir durumdur. Çünkü Akhras’ın ailesinin itibarını lekelemekten kaçınmak için de eylemi gerçekleştirmiş olabileceği ileri sürülebilmektedir.

Çeçen Kara Dullar içerisinde, genellikle erkek akrabalarını (çoğunlukla eş veya kardeş) kaybeden kadınlar yer almaktadır. Nitekim birçok yazar yaşanan söz konusu kayıpların bu kadınları intihar saldırıları ve kitlesel rehin alma gibi suçları işlemeye yönelttiğini düşünmektedir. Çeçenistan’daki Arap savaşçıların lideri Abu al-Walid al- Ghamdi’nin ifadeleri, bu yaklaşımı doğrular niteliktedir. 2003 yılında BBC, Ghamdi ile röportaj yapmıştır. Ghamdi, intihar saldırılarının büyük bir kısmının kadınlar tarafından gerçekleştirildiğini dile getirmiştir. Ayrıca söz konusu kadınların çoğunun ölen subayların eşi olduğunu da açıkça belirtmiştir. Ghamdi’nin bu röportajından bir yıl önce 2002’de ise Kara Dullar Moskova’da Nord-Ost adlı müzikalin sergilendiği Dubrovka Tiyatrosu’na bir saldırı düzenlemiştir. 19’u kadın 40 silahlı ve üzerine

17 Jacques and Taylor, loc.cit.
18 Mordecai Dzikansky, Gil Kleiman and Robert Slater, Terrorist Suicide Bombings: Attack Interdiction, Mitigation and Response, New York: CRC Press, 2012, ss. 60-61.
19 Hamas, kadın canlı bomba kullanmadıklarını ileri sürerek Ayet Al-Akhras’ı reddetmiştir.
20 Ibid.

patlayıcı bağlı Çeçen terörist, Rus güvenlik güçleri bu olaya son verene kadar takribi üç gün yaklaşık 800 kişiyi rehin tutmuştur.21

Rehinelerin gözlemleri ve teröristlerle etkileşimleri dolaylı bir şekilde de olsa yazarlara canlı bombalar hakkında doğal araştırma verilerini toplamak adına önemli bir fırsat sağlamıştır. Bu olayın ardından yazarlar bu olaya katılan intihar saldırganlarının ve Çeçenistan’da yaşanan diğer olaylara dahil olan eylemcilerin aileleri ve yakınlarıyla yaptığı görüşmelerle veri toplama çabalarını arttırmıştır.22

Röportaj yapılan Çeçen kadınlar, Rus güçlerinin Çeçen halkına tecavüz ettiğini ve daha birçok travmatik olayları içeren şiddet uyguladığını ve bu nedenle de Ruslardan intikam almayı istediklerini belirtmişlerdir. Rus güvenlik görevlileri bu yönde herhangi bir kanıt bulunmamasına rağmen Çeçen Kara Dullar içerisinde yer alan kadınların kendi örgüt üyeleri tarafından zorlandığını, tehdit edildiğini ve hatta tecavüze uğradığını iddia etmektedirler.23 Fakat elbette canlı bombalarla ilgili iddiaların doğru olup olmadığını bilmenin neredeyse imkânsız olduğu unutulmaması gereken önemli bir noktadır.

Dini söylem ve vurguların kadınların örgütlere katılımı konusunda teşvik edici bir özelliğe sahip olduğu göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. İntihar saldırısı gerçekleştiren kadının, daha önce sadece erkeklere özel ve toplum içerisinde onurlu bir statü olan, şehit/şehide olduğu kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra Hamas gibi örgütler, kadınları ahirette erkeklerden farklı olarak24 ödüllendirmeye başladığını belirtmiştir. Evli olan kadınlara cennetteki kocalarıyla yeniden beraber olacakları vaat edilmektedir. Dünyada başka bir deyişle intihar saldırısını gerçekleştirirken evli olmayan kadınlara ise cennette Hamas üyelerinden biriyle evleneceklerine dair söz verilmektedir.25

Kadın canlı bombaların motivasyonları arasında zorlama ve şantaj da yer almaktadır. Fakat literatür araştırmalarında günümüzde bu durumun birincil motivasyon olmadığı belirtilmektedir. Buna rağmen zorlamayla da örgüt üyelerinin görevlerini yerine getirdiğine dair örnekler mevcuttur. Bu konuda 1995-1999 yılları arasında düzenlediği 15 intihar saldırısından 11’i kadın canlı bombalar tarafından

21 Kathleen Turner, “The Rise of Female Suicide Bombers”, Counter Terrorist Trends and Analyses, Vol. 8, No: 3, March 2016, ss. 16-17.; Çiğdem Aydın Koyuncu, “Chechen Female Suicide Bombers Within the Framework of Feminist International Relations Approach: An Analysis on the Basis of Contradictions”, Alternative Politics, Vol. 3, No: 2, September 2011, s. 186.
22 Anne Speckhard and Khapta Ahkmedova, “The Making of a Martyr: Chechen Suicide Terrorism”,
Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 29, 2006, ss. 437-438.
23 Anne Speckhard, “The Emergence of Female Suicide Terrorists”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 31, No: 11, 2008, s. 1013.
24 Erkeklere cennette 72 tane kara gözlü bakire ile buluşma sözü verilmektedir.
25 Devorah Margolin, “Palestinian Women’s Place in Terrorism: Organized Perpetrators or Individual Actors?”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 39, No: 10, 2016, ss. 919-920.

gerçekleştirilen PKK terör örgütü içerisindeki on yedi yaşındaki kadın canlı bomba Leyla Kaplan örneği dikkat çekmektedir.26

Ekim 1996 tarihinde Kaplan, Adana Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nün önünde kendisini patlatmıştır. Bu görev Kaplan’dan önce Türkan Adıyaman isimli bir kadına verilmiştir. Adıyaman, görevi reddetmesinin ardından Kaplan’ın önünde vurulmuştur. Böylelikle Adıyaman, verilen görevi reddedenlerin kaderinin nasıl olacağını vurgulayan bir örnek olmuştur. Bu olay PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın canlı bombaların tamamen kendi iradeleriyle hareket ettiğine dair/yönelik iddiasının doğru olmadığını göstermektedir.27

Bazı çalışmalarda ise kadınların toplumda statü edinebilmek için erkeklerle birlikte savaştığı ileri sürülmektedir. Bu durum özellikle de cinsiyet eşitsizliğinin olduğu ve bu eşitsizliğin devlet tarafından düzeltilmediği yerlerde karşımıza çıkabilmektedir. Örneğin; Klu Klux Klan’a kadınlar sadece ideolojik ve ırkçı nedenlerle değil aynı zamanda politik özgürlükler elde etme amacıyla da katılmışlardır.28

Buna benzer başka bir örneğin PKK üzerinden verilebilmesi adına örgütün kırsaldaki yapılanmalarında kadının rolüne değinilmesi gerekmektedir. Bugün hala kırsalda yaşayan Kürt topluluklarda geleneksel aile yapısı hakimdir. Bu yapı içerisinde ise kadınlara tanınan özgürlük ve haklar kısıtlıdır. Kadınların aile içerisindeki rolü ise ev işi yapmak ve çocukları büyütmekle kısıtlanmıştır. Başka bir deyişle dışa kapalı bir hayat sürdürmektedirler. Bu nedenle de genç Kürt kadınları PKK’yı sadece etnik bağımsızlık değil aynı zamanda kendi bağımsızlıkları adına da bir kurtuluş olarak görmektedir. PKK içerisinde azımsanmayacak miktarda kadın terör örgütü üyesi bulunmaktadır. Örgütte kadınlar ve erkekler aynı siyasi ve askeri eğitimi almaktadır. Dolayısıyla erkeklerle eşit statüde olan kadınlar, daha önce hiçbir yerde sahip olamadıkları statüye erişmektedir.29

Fakat empirik çalışmalar, kadınların terörist gruplara katılımlarının, toplumsal cinsiyet eşitliği ve sosyal adaleti kendi grupları içinde veya daha geniş toplumlarda geliştirmesine katkı sağladığına yönelik çok az kanıt olduğunu belirtmektedir. Kadınların terör örgütlerine katılımlarının artmasına rağmen bunun kadınları özgürleştirmediği görülmektedir. Çünkü kadınlar, terörist örgütler içerisinde de

26 Speckhard, op.cit., s. 1012.; Shaul Shay, The Shahids: Islam and Suicide Attacks, Rachel Lieberman (Çev.), New York: Routledge, 2017, Chap. 1.
27 Christoph Reuter, My life is a weapon: a modern history of suicide bombing, Helena Ragg-Kirkby (Çev.), Princeton: Princeton University Press, 2002, s. 165.
28 Angela Dalton and Victor Asal, “Is It Ideology or Despration: Why Do Organizations Deploy Women in Violent Terrorist Attacks?”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 34, 2011, s. 804.
29 Doğu Ergil, “Suicide Terrorism in Turkey: The Workes’s Party of Kurdistan”, Countering Suicide Terrorism an International Conference, 3rd Printing, Herzliya: The International Policy Institute for Counter-Terrorism at the Interdisciplinary Center Herzliya, 2009 s. 121.

kaçmak istedikleri geleneksel rolleri üstlenmeye sıklıkla yönlendirilebilmektedir.30 Uluslararası ilişkiler literatüründe kadın canlı bombaların anlaşılması ve açıklanması adına sadece eylemleri gerçekleştiren kadınların motivasyonlarının neler olduğuna veya olabileceğine değinilmesi yeterli değildir. Bunlara ek olarak terör örgütlerinin hangi motivasyonlarla intihar saldırısı için kadınları seçtiği üzerinde durulması gereken bir konudur.

Örgütleri Canlı Bomba Olarak Kadınları Tercih Etmeye Yönelten Faktörler

Dalton ve Asal, bir örgütün veya grubun canlı bomba olarak kadınları kullanmasını etkileyen en önemli unsurlardan birisi olarak/en önemli unsuru olarak grubun/örgütün yaşı olduğunu ileri sürmektedir. Dalton ve Asal, uzun zamandır süregelen etnik-dini- ulusal mücadelelerin, örgüte katılacak kitleleri azalttığını ileri sürmektedir. Dolayısıyla örgütler kadınları dahil ederek hem işe alım tabanlarını genişletmekte hem de terörle mücadelenin baskısının arttığını göstererek destekçi gruplarını arttırmaktadır.31

Örgütler açısından bakıldığında, özellikle taktiksel operasyonlarda/eylemlerde kadınların katkılarının kapsamının çok geniş ve etkili olduğu görülmektedir. Terör örgütlerine kadınların katılımının sağladığı avantajlar genel olarak beş unsur çerçevesinde incelenebilmektedir. Birincisi, terör örgütleri, kadınların bakıcılık ve yedek destek konusundaki uzmanlıklarına ve becerilerine ihtiyaç duymaktadır. Bu durum özellikle erkeklerin iş gücü kaybı ve yaralanması durumundadır. İkincisi, çalışmada daha önce değinilen ve toplumda kadınların barışçıl olduğuna yönelik algıdan istifade edilmesidir. Bu algı terör örgütlerine stratejik avantaj sağlamaktadır. Kadınların şiddete daha az eğilimli ve daha az tehlikeli olduğu algısı, kadınların erkeklerin giremeyeceği veya yaklaşamayacağı alanlara ulaşımını/erişimini sağlamaktadır.32

Üçüncü olarak ise örgütler, kadına atfedilen annelik ve şehitlik sembolik değerinden avantaj sağlamaktadır. Çalışmanın devamında detaylı bir şekilde söz edilecek olan ve Ocak 2002 tarihinde intihar saldırısı gerçekleştiren Vefa İdris’in ve onun şehitliğinin Filistin medyasında geniş bir şekilde yer verilmesi bu duruma örnek gösterilebilmektedir. Böylelikle kadın canlı bombalara şehitlik gibi onurlu bir statünün verilmesi örgüte yeni gönüllülerin katılımını sağlamak adına araç olarak kullanılmaktadır. Dördüncü olarak, kadınların terör örgütlerinin üyesi olan erkeklerin fiziksel, psikolojik ve duygusal olarak rahatlamasını sağladığı düşünülmektedir.33

30 Dalton and Asal, loc.cit.
31 Jessica Davis, “Evolution of the Global Jihad: Female Suicide Bombers in Iraq”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 36, No: 4, 2013, s. 284.
32 Dalton and Asal, op.cit., s. 805.
33 Ibid.

Son olarak, kadınların terör örgütlerine katılımı; erkekleri utandırmak ve böylelikle erkekleri örgütlere katılmaya ikna etmek adına stratejik olarak da kullanılmaktadır. Örneğin; Ebu Musab Zerkawi kadınları örgüte dahil ederek erkeklerin utanmasını sağladığını ve böylece örgüte üye olan kişilerin sayısını arttığını ifade etmiştir. Bu nedenle de Zerkavi kadınların örgüte üyeliğinin büyük önem taşıdığını vurgulamıştır.34 2002 yılında intihar saldırısını ilk kez bir Filistinli kadın gerçekleştirdikten sonra Mısır’da yayımlanan Al Shaab gazetesi ise “Bu bir kadın, bu milletin kadınları için bir gurur kaynağı olan bir kadın ve itaatkâr erkekleri, kan dışında yıkanamayan bir utançla utandırıyor” cümlelerine yer vermiştir.35

Filistinli İlk Kadın Canlı Bomba: Vefa İdris

El-Amari Mülteci Kampı’nda doğan Vefa İdris, intihar saldırısını gerçekleştirene kadar İsrail’in müdahalesine açık olan bu kampta yaşamıştır. Dolayısıyla İdris’in, toprağından ayrılma ve işgal altında olma duygusunu güçlü bir şekilde hissettiğini söylemek mümkündür. İdris’in eğitim durumu tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler’in açtığı hemşirelik kurslarını bitirmiş ve gönüllü sağlık çalışanı olarak hizmet vermiştir. İdris’in “Filistin davasına katkımdır” diyerek çalışmalarını sürdürmesi ise dikkat çekicidir. İdris çevresi tarafından dışa dönük ve cesaretli bir kişi olarak anlatılmaktadır. Fetih’in güvenlik müdürlerinden birisi ise İdris’in fazla dindar biri olmadığını, baş örtüsü takmadığını ve dolayısıyla bu eylemi milli duygularla gerçekleştirdiğini ifade etmiştir.36

Mira Tzoreff gibi bazı araştırmacılar Vefa İdris’in intihar saldırısını kendi kişisel sorunlarına bağlamaktadır. İdris, on altı yaşında kendi kuzeniyle evlendirilmiştir. Dokuz yıl evli kalan İdris, çocuk sahibi olamamış ve kocası tarafından terk edilmiştir. İdris’in boşanmış ve çocuk sahibi olamayan bir kadın olmasının yanı sıra ekonomik açıdan yük haline geldiği ailesinin verine geri dönmek zorunda kalmıştır. Tzoreff, İdris’in yaşadığı bu durumların geleneksel, ataerkil bir toplumda gerçekleşmesi nedeniyle İdris’i çıkmaza soktuğunu ileri sürmektedir.37 25 yaşında eşinden ayrılan İdris, iki yıl sonra yani yirmi yedi yaşındayken intihar saldırısını gerçekleştirmiştir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda çalışmada daha önce ifade edilen dönüm noktası niteliğindeki final straw ve zor yaşam koşullarının birleştiği dikkat çekmektedir.

34 Burcu Pınar Alakoç, “Femme Fatale: The Lethality of Female Suicide Bombers”, Studies in Conflict & Terrorism, September 2018, s. 4.
35 Katharina Von Knop, “The Female Jihad: Al-Qaeda’s Women”, Studies in Conflict & Terrorism, No: 30, Vol. 5, 2007, s. 401.
36 Aydınalp, op.cit., ss.208-210.
37 Yoram Schweitzer, “Palestinian Female Suicide Bombers: Virtuous Heroines or Damaged Goods?”, Female Terrorism and Militancy: Agency, Utility, and Organization, Cindy D. Ness (Ed.), Routledge, 2008, s. 133.

Barbara Victor, El Fetih lideriyle gerçekleştirdiği röportajda İdris’in örgüte alımının erkek kardeşi tarafından planlanan intihar saldırısıyla bağlantılı olarak gerçekleştiğini keşfetmiştir. Bu eylemde İdris’in görevi, erkek kardeşinin saldırıyı gerçekleştirirken kullanacağı patlayıcılarla dolu sırt çantasını kontrol noktasından geçirmek olduğu ileri sürülmüştür. Bununla birlikte İdris, görevinin sınırlarını aşmış ve sırt çantasındaki cihazı patlatarak kendisini ve İsrailli bir adamı öldürdüğü iddia edilmektedir. El Aksa Şehitleri Tugayı, İdris’in eyleminden üç gün sonra intihar saldırısının sorumluluğunu üstlenmiştir. Bu süreç içerisinde Arap dünyasından pozitif bir tepki geldiği ve insanların kadın canlı bombaları şehide olarak kabul etmeye hazır oldukları görülmüştür. Nitekim El Aksa Şehitleri Tugayı da bunların üzerine eylemden sorumlu olduğunu açıklamıştır.38

İdris’in İsrail müdahalesine açık mülteci kampında büyümesi ve gönüllü sağlık çalışanı olarak hizmetlerini Filistin davasına katkımdır ifadeleriyle sürdürmesi gibi unsurlar göz önünde bulundurulduğunda intihar saldırısını milli duygularla gerçekleştirmiş olabileceği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra İdris’in çocuk sahibi olamayan ve boşanmış bir kadın olması gibi kişisel sorunlarının eylemi gerçekleştirmesindeki etkisi yadsınmamaktadır. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta İdris’in kişisel sorunlarının Filistin kültürü baz alınarak ele alınması gerektiğidir. Tüm bunlar birlikte değerlendirildiği zaman İdris’in intihar saldırısının tek bir neden üzerinden açıklanamadığı; kişisel ve ideolojik motivasyonların birleşimiyle birlikte hareket etmiş olabileceği görülmektedir.

Kadınların Örgütlere Katılımı ve Canlı Bomba Olma Olgusunda Örgüt Liderlerinin Etkisi

Vefa İdris ilk Filistinli kadın canlı bomba olarak, Yaser Arafat’ın kadınları İsrail işgaline karşı mücadeleye katılmaya çağırdığı gün, intihar saldırısını gerçekleştirmiştir.39 İdris’in intihar saldırısını takip eden iki yıl içerisinde dünya genelinde kadınlar tarafından gerçekleştirilen intihar saldırılarında bu kadınların çoğunluğunun Filistinli olduğu görülmektedir. Arafat ise söz konusu kadınları İsrail tanklarını dahi yok edebilecek “Gül Ordusu” olarak adlandırmaktadır.40 Arafat’ın bu tutumu örgüt liderlerinin söylem ve davranışlarının kadınların örgütlere katılımını ve canlı bomba olmasını nasıl etkilediğini göstermektedir.

38 Eleni Arzoglou, “Army of Roses: Inside the World of Palestinian Women Suicide Bombers”, Institute of Peace and Conflict Studies, , ( e.t.
15.11.2019).
39 Dzikansky, Kleiman and Slater, op.cit., s. 56.
40 Moran Yarchi, “The Effect of Female Suicide Attacks on Foreign Media Framing of Conflicts: The Case of the Palestinian-Israeli Conflict: The Case of the Palestinian- Israeli Conflict”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 37, 2014, s. 676.

Benzer bir örnek olarak Arap Yarımadası’nda el-Kaide’nin ilk lideri olan Yusuf el- Uyayri’nin örgütün başarı ve başarısızlığının kadınların sadakatine ve desteğine bağlı olduğunu ifade etmesi verilebilir.41 Yusuf el-Uyayri’nin “Düşmanlara Karşı Kadınların Cihad İçerisindeki Rolü” adlı mesajında kadınlar Cihad’da aktif rol alması için cesaretlendirilmiştir. Bu mesajda kadınların rolü olarak bahsedilen aktif olarak savaşlarda yer almaları değildir. Erkekleri Cihad içerisinde aktif olmaları için teşvik etmeleridir. Bunun yanı sıra savaşan erkeğin, karısı, kızı veya annesi olarak onları destekleyici ve işlerini kolaylaştırıcı roller üstlenmeleridir.42

Mart 2003’de ise El-Kaide, Umm Usame (Usame’nin Annesi) isimli43 bir kadın liderliğinde intihar biriminin tesis edildiğini bildirmiştir. 12 Mart 2003 tarihinde Umm Usame, Londra merkezli Şarku’l Avsat gazetesiyle uzaktan görüşme yoluyla yapılan röportajda44 söz konusu birimde yer alan kadınların intihar saldırıları gerçekleştirmek üzere eğitildiğini iddia etmiştir. Bu birime her Müslüman kadını dahil etmeye hazır ve istekli olduklarını belirtmiştir.45

2008 yılında Irak El-Kaidesi, kadın intihar bombacıları için bir tugay oluşturduğunu açıklamıştır. Aynı zamanda El-Kaide lideri Ayman el-Zevahiri ise kendi grubunun kadınları içermediğine yönelik açıklama yapmıştır. Fakat bir yıl sonra el-Zevahiri’nin eşi, kadınların sonunda şehit olunan operasyonlar da dahil olmak üzere herhangi bir şekilde cihada yardım etmeleri gerektiğini belirten açık bir mektup yazmıştır. Filistin, Çeçenistan ve Irak’ta şehit olan kadınların gerçekleştirdiği intihar saldırılarının düşmanın yenilgisine yol açtığını vurgulamıştır. Müslüman bir kadının temel görevinin mücahitleri, çocuklarını ve sırlarını korumak olduğunun altını çizmiştir. Tam olarak bu noktada kadınları intihar saldırganı olarak kullanan örgütler içerisinde kadınların rolünün sadece bu eylemlerle sınırlı olmadığı belirtilmelidir.46

Örgüt liderinin etkisi bağlamında son olarak kadınların örgüt liderlerine ve örgüte erkeklerden daha fazla bağlı olduğuna değinilmesi gerekmektedir. Çalışmada daha önce de sözü edildiği üzere bu kadınlar daha önce hiçbir yerde sahip olamadıkları statüye örgüt içerisinde erişmektedir. PKK örneğiyle açıklanmaya çalışılan bu neden aynı zamanda kadınların bu örgüte ve örgüt liderine erkeklerden daha bağlı olmasına

41 Seran de Leede, “Women in Jihad: A Historical Perspective”, International Center for Counter Terrorism, September 2018, s. 4.
42 Von Knop, op.cit., s. 406.
43 Umm Usame-The Mother of Osama adıyla dönemin El-Kaide lideri Usame bin Ladin referans olarak alınmıştır.
44 Umm Usame ile gerçekleştirilen röportajla ilgili şüpheler olsa da, bu kişi FBI (Federal Bureau of Investigation-Federal Soruşturma Bürosu) tarafından aranmaya başlanmıştır.
45 Ibid., s. 404.
46 Davis, op.cit., ss. 282-283.

sebep olmaktadır. Örgüt liderleri ise bu durumu bir avantaj olarak kullanmaktan geri durmamış ve canlı bombaları kadınlar arasından seçmiştir.47

SONUÇ

Kadın canlı bombalar, gerçekleştirdikleri intihar saldırıları ve bu intihar saldırılarını medyanın ele alma biçimiyle uluslararası alanda dikkat çekmektedir. Bu durum kadınları söz konusu eylemleri gerçekleştirmeye yönelten motivasyonların neler olduğu sorusunu beraberinde getirmiştir. Çalışma çerçevesinde kadınların motivasyonlarına yönelik var olan farklı görüş ve yaklaşımlara yer verilerek kadınlar tarafından gerçekleştirilen intihar saldırılarının bazıları spesifik olarak ele alınmıştır. Bu bağlamda kadınların terör örgütlerine katılım ve/veya canlı bomba olma motivasyonlarını sadece psikolojik ve kişisel nedenlere indirgenmemesi gerektiği görülmektedir. Çünkü kadınların salt kişisel motivasyonlardan ziyade daha karmaşık nedenlerle başka bir deyişle kişisel ve ideolojik motivasyonların birleşimiyle hareket ettikleri gözlemlenmiştir. Ayrıca zor yaşam koşulları ve dönüm niteliğindeki final straw’un kadınların karar almasında ne kadar etkili olduğu görülmüştür.

Terör örgütleri perspektifinden değerlendirildiğinde kadınların, örgütlere destekleyici rolüyle ve stratejik olarak avantaj sağladığı görülmektedir. Kadınlara şehitlik/şehidelik statüsünün verilmesiyle kadınların örgüte daha fazla katılımı sağlanmıştır. Bu duruma paralel olarak kadınların sıklıkla gündeme gelmesi ve başarısı ise erkekleri utandırarak örgütlere dahil olan erkeklerin sayısının artmasına neden olmuştur. Bunun yanı sıra örgütler, kadın canlı bombaların medyada yer alan görüntülerini propaganda aracı haline getirmiştir. Örneğin; Filistinli ilk kadın canlı bomba olan Vefa İdris; Arap medyasında sık sık yer almış, şehide olarak yüceltilmiş ve kahramanlığına vurgu yapılmıştır. Nitekim söz konusu olayla kadınlar arasında canlı bomba olma olgusunun yaygınlaştığı görülmüştür. Arafat, Uyayri ve Zerkavi örnekleri üzerinden örgüt liderlerinin söylem ve tutumlarının kadınların örgütlere katılımını ve canlı bomba olmasını nasıl etkilediği açık bir şekilde görülmektedir. Örgüt liderleri kadınların canlı bomba olarak verilen görevi yerine getirmesini ve örgüte sağladıkları avantajları vurgulamaya başlamıştır. Çalışma çerçevesinde de değinildiği gibi kadınların örgütlere katkıları mevcuttur. Fakat burada örgüt liderlerinin veya Arap medyasının kadınlara dikkat çekmesinde göz ardı edilmemesi gereken önemli bir nokta olduğunu söylemek mümkündür. O da yaşadığı bölgenin kültürü temelinde erkeklerin, kadınların gölgesinde olmaktan utanmasını sağlayarak örgütlere katılımı arttırılmaya çalışılmıştır. Bu noktada örgütlerin de kadın canlı bombalara cinsiyetçi zihniyetle yaklaştığını ifade etmek yanlış olmayacaktır.

Sonuç olarak; canlı bomba erkek olduğu zaman kimliği ve hayat hikayesi vurgulanmamasına rağmen kadınların kimliğinin, psikolojisinin ve hatta ailesinin medyanın gündeminde olduğu görülmektedir. Medyanın kadın canlı bombaların

47 Ergil, loc.cit.

psikolojik ve kişisel sorunlarını vurguladığı gözlenmektedir. Bunların yanı sıra kadın canlı bombanın ailesinin görüntülerine de yer verilmektedir. Böylelikle sadece kadın canlı bombanın değil aynı zamanda ait olduğu toplumun da ne kadar kötü olduğu gösterilmeye çalışılmaktadır. Fakat buradaki sorun canlı bombanın cinsiyetine göre yaklaşımların, söylemlerin ve uygulamaların farklılaşmasıdır. Nitekim bu da kadın canlı bombalar hakkındaki tartışmaların cinsiyetçi bir perspektiften yapıldığının göstergesi niteliğindedir.

Kaynaklar

Alakoç, Burcu Pınar. “Femme Fatale: The Lethality of Female Suicide Bombers”,
Studies in Conflict & Terrorism, September 2018, ss. 1‐19.

Aydınalp, Halil. “İntihar Eylemcisinin Sosyal Kimliği: Filistinli İlk Kadın Eylemci Vefa İdris”, Toplum Bilimleri Dergisi, Cilt: 1‐ 3, Sayı: 1 – 6, Ocak – Haziran 2006 ‐ 2009, ss. 201‐219.

Aydın Koyuncu, Çiğdem. “Chechen Female Suicide Bombers Within the Framework of Feminist International Relations Approach: An Analysis on the Basis of Contradictions”, Alternative Politics, Vol. 3, No: 2, September 2011, ss. 179‐197.

Bloom, Mia. Dying to Kill: The Allure of Suicide Terror, New York: Columbia University Press, 2005.

Bloom, Mia. “Suicide Bombers: A Global Trend”, Deadalus, Vol. 136, No: 1, On Nonvoilence & Voilence Winter 2007, ss. 94‐102.*

Cunningham, Karla. “Cross Regional Trends in Female Terrorism”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 26, No: 3, 2003, ss. 171‐195.

Dalton, Angela and Asal, Victor. “Is It Ideology or Despration: Why Do Organizations Deploy Women in Violent Terrorist Attacks?”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 34, 2011, ss. 802‐819.

Davis, Jessica. “Evolution of the Global Jihad: Female Suicide Bombers in Iraq”,
Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 36, No: 4, 2013, ss. 279‐291.

de Leede, Seran. “Women in Jihad: A Historical Perspective”, International Center for Counter Terrorism, September 2018, ss. 1‐16.

Dzikansky, Mordecai. Kleiman, Gil and Slater, Robert. Terrorist Suicide Bombings: Attack Interdiction, Mitigation and Response, New York: CRC Press, 2012.

Ergil, Doğu. “Suicide Terrorism in Turkey: The Workes’s Party of Kurdistan”, Countering Suicide Terrorism an International Conference, 3rd Printing, Herzliya: The International Policy Institute for Counter‐Terrorism at the Interdisciplinary Center Herzliya, 2009 ss. 105‐128.

Hoffman, Bruce. Inside Terrorism, Revised and Expanded Edition, New York: Columbia University Press, 2006.

Jacques, Karen and Taylor, Paul J. “Male and Female Suicide Bombers: Different Sexes, Different Reasons”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 31, No: 4, 2008, ss. 304‐326.

Margolin, Devorah. “Palestinian Women’s Place in Terrorism: Organized Perpetrators or Individual Actors?”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 39, No: 10, 2016, ss. 912‐934.

Naaman, Dorit. “Brides of Palestine/Angels of Death: Media, Gender, and Performance in the Case of the Palestinian Female Suicide Bombers”, Signs, Vol. 32, No: 4, Summer 2007, ss. 933‐955.

Pape, Robert A. Dying to Win: The Strategic Logic of Suicide Terrorism, New York: Random House, 2005.

Reuter, Christoph. My life is a weapon: a modern history of suicide bombing, Helena Ragg‐Kirkby (Çev.), Princeton: Princeton University Press, 2002.

Schweitzer, Yoram. “Palestinian Female Suicide Bombers: Virtuous Heroines or Damaged Goods?”, Female Terrorism and Militancy: Agency, Utility, and Organization, Cindy D. Ness (Ed.), Routledge, 2008, ss. 131‐145.

Sevinç, Bilal. “İntihar Bombacıları ve Ölümün Rasyonelleştirilmesi”, Uluslararası Güvenlik ve Terörizm Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 1, 2012, ss. 67‐86.

Shay, Shaul. The Shahids: Islam and Suicide Attacks, Rachel Lieberman (Çev.), New York: Routledge, 2017.

Speckhard, Anne and Ahkmedova, Khapta “The Making of a Martyr: Chechen Suicide Terrorism”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 29, 2006, ss. 429‐492.

Speckhard, Anne. “The Emergence of Female Suicide Terrorists”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 31, No: 11, 2008, ss. 995‐1023.

Turner, Kathleen. “The Rise of Female Suicide Bombers”, Counter Terrorist Trends and Analyses, Vol. 8, No: 3, March 2016, ss. 15‐19.

Von Knop, Katharina. “The Female Jihad: Al‐Qaeda’s Women”, Studies in Conflict & Terrorism, No: 30, Vol. 5, 2007, ss. 397‐414.

Yarchi, Moran. “The Effect of Female Suicide Attacks on Foreign Media Framing of Conflicts: The Case of the Palestinian‐Israeli Conflict: The Case of the Palestinian‐ Israeli Conflict”, Studies in Conflict & Terrorism, Vol. 37, 2014, ss. 674‐688.

İnternet Kaynakları

Arzoglou, Eleni. “Army of Roses: Inside the World of Palestinian Women Suicide Bombers”, Institute of Peace and Conflict Studies, , ( e.t. 15.11.2019).

Exit mobile version