Site icon Turkish Forum

NARİN FERDA ŞEFİK, BİLMEZ, ERDOĞAN BİLİR!

Rıfat Serdaroğlu: NARİN FERDA ŞEFİK, BİLMEZ, ERDOĞAN BİLİR! - Rifat Serdaroglu 10 1

Rıfat Serdaroğlu: NARİN FERDA ŞEFİK, BİLMEZ, ERDOĞAN BİLİR!

Narin Ferda Şefik, 62 yaşında deneyimli bir hukukçu ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletinin Yüksek Mahkemesi Başkanıdır.

Şefik, Londra Üniversitesi-King’s College’den mezun oldu.
1981 yılında Gray’s Inn’den Barrister-at-Law payesini aldı. Aynı yıl Lefkoşe Barosuna kaydoldu. 1987 yılında Yargıç tayin edildi. 1995’te Kıdemli Yargıçlığa, 2002’de Kaza Mahkemesi Başkanlığına, 13 Temmuz 2008 tarihinde Yüksek Mahkeme Yargıçlığına atandı. 21 Eylül 2015 tarihinde “Oybirliği ile” Yüksek Mahkeme Başkanı seçildi. Tam kırk yıllık deneyimli bir Kadın Yargıç…

Recep Tayyip Erdoğan, 67 yaşında T.C Devleti Cumhurbaşkanı.
Fatih İmam Hatip Lisesi Mezunu. İktisadi Bilimler Akademisi Mezunu! (Diplomasının sahte olduğu ile ilgili kitaplar, binlerce makale yazıldı. Diplomasının aslı şu ana kadar görülemedi)
26 Mart 1989 Seçimlerinde, görevli Yargıca hakaretten, Bayrampaşa Cezaevine,
26 Mart 1999’da “Halkı din-ırk-mezhep farklılığıyla kışkırtmaktan 10 ay hapis cezası ile Pınarhisar Cezaevine gönderildi ve 4 ay 10 gün yattı.
31 Temmuz2008’de AKP Genel Başkanı ve Başbakan iken, Anayasa Mahkemesi 11 Üyenin 10’unun oyuyla AKP “Laiklik Karşıtı Eylemlerin Odağı Olduğu” gerekçesiyle, hazine yardımının kesilmesine mahkum oldu.
22 İslam Ülkesinin sınırlarını değiştirecek BOP’nin eşbaşkanı oldu…

KKTC Devleti Yüksek Mahkemesi kendisine yapılan bir müracaat üzerine bir karar aldı! Kararda, Din İşleri Dairesinin anayasal bir kurum statüsünde olduğu, bu nedenle Din İşleri Dairesine bağlı Din İşleri Komisyonu’nun dini eğitimleri düzenleyemeyecekleri bildirildi.

Kararın halk dilindeki anlamı şudur;
Yüksek Mahkeme, din hizmetlerinin devletin denetiminde olması gerektiğini belirtiyor ve yetkisiz kurumların “Kaçak Kurslar” açılmasına izin verilmeyeceğini, söylüyor.

Vay, sen misin bu kararı veren;
Erdoğan; “Yüksek Mahkeme Başkanı bu yanlışından süratle dönmelidir. Dönmezse, atacağımız adımlar da bundan sonraki süreçte farklı olacaktır, bunu da bilmeleri gerekir” dedi!

CB Erdoğan, KKTC’ye ne yapacağını açıklamak zorundadır.
Ne yapacaksınız? Yüksek Mahkeme kararına saygı duymak varken, ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanının, Kıbrıslı Türkleri tehdit etmesi şık mıdır?
Siz KKTC’ye saygı duymazsanız, Rum’dan Yunan’dan nasıl saygı duymasını bekleyeceksiniz?

Değerli Okurlar;
Adalarımızı işgal edip silahlandıran Yunan’a karşı sesini çıkaramayan iktidar, Kıbrıs’ın içişlerine karışıyor. Hem de çirkin bir üslupla! Düzeltmeniz gereken bir iş varsa, bunu akılla, konuşarak halletme yolu neden kullanılmıyor?
Rum patronların yanında yetiştiğini söyleyen Erdoğan, KKTC Devletine,
bir devlet adamı zarafetiyle yaklaşamaz mı?

Bakın, Türkiye’de “Kaçak Kurslar” yasaklanmıştı. Kurs açmak isteyenler, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığının denetimine razı olmak zorunda idiler.
AKP, 29 Haziran 2005’te yasağı kaldırdı ve kaçak kurs açmak serbest bırakıldı!
Bugün on binden fazla kaçak kurslarda, çocuklarımız yetkisiz-bilgisiz kişiler tarafından birer Taliban militanı, Atatürk düşmanı olarak yetiştiriliyor, tacize uğruyorlar!
Bu proje, Öcalan’ın projesi idi. Halen Doğu ve Güneydoğudaki kaçak kurslarda, çocuklarımızın beyinleri yıkanarak, dini değerler çarpıtılarak dağa çıkmaları telkin edilmekte.

Varlıklarını, makamlarını, itibarlarını, mesleki ahlaklarını, maaşlarını, Laik Cumhuriyetten alan yüzlerce Vali-Kaymakam-Savcı-Yargıç da trene bakar gibi devletimizin çökertilmesini seyrediyor.
Umuyorum ki, KKTC Devleti kendi Yüksek Mahkemesinin kararının arkasında durur ve devlet olmanın gereğini yerine getirir…

Şimdi yazının başlığını, soru haline getirip bir daha soralım;
Laikliğin ne olduğunu kim daha iyi bilir?
Dört üyesi KADIN olan KKTC Devleti Yüksek Mahkemesi mi?
Yoksa, partisi “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğundan dolayı mahkum edilen AKP Genel Başkanı Erdoğan mı?

Not;
Eskişehir İl Başkanımız Hakkı Öztekin’den sonra, Genel Sekreterimiz ve kardeşim İlhan Çelenk’i de Covit-19’dan kaybettik. Tüm bu genç ölümlerin sorumlusu, Hıfzısıhha Enstitüsünü kapatan, salgını yönetemeyen, maske dağıtamayan ve aşı temin edemeyen çapsız iktidarın sorumluluğundadır.
Görüyoruz, biliyoruz ve not ediyoruz…

Sağlık ve başarı dileklerimle 18. Nisan 2021

Exit mobile version