Türkiye’nin Çin’den aldığı Corona aşısı ülkeye ulaşmaya başlarken aşıyı üreten Sinovac ile ilgili korkunç bir iddia ortaya atıldı
Türkiye’nin Çin’den 50 milyon doz sipariş verdiği korona virüs aşısı Sinovac Biotech’in CEO’sunun, Çin’in ilaç düzenleme kurumuna rüşvet verdiği iddia edildi.
Geliştirdiği COVID-19 aşısını Türkiye, Brezilya ve Endonezya gibi gelişmekte olan ülkelere satmaya çalışan Sinovac’ın, Çin içinde kullanımı ikinci sırada. CanSino ve bir askeri araştırma enstitüsü tarafından geliştirilen bir başka Çin aşısı ise Çin ordusu tarafından acil kullanım için onaylandı.
Sinovac’ın aşısı Coronavac’ın önümüzdeki haftalarda onaylanabileceği söyleniyor. Henüz aşıya ait etkinlik verileri yayınlanmadı.
2016 yılında, Sinovac’ın kurucusu ve icra kurulu başkanı Yin Weidong, aşıları denetleyen yetkili Yin Hongzhang ve karısına 83 bin dolardan fazla rüşvet verdiğini itiraf etti. Yin Hongzhang, karşılığında Sinovac’ın aşı sertifikalarını hızlandırdığını itiraf etti.
Sinovac, savcılarla işbirliği yaptığını ve CEO’sunun dahil olduğu rüşvet davasını kabul etti.
2001 yılında kurulan Sinovac biyoteknoloji Pekin yetkilileri tarafından SARS, kuş gribi ve domuz gribi aşılarının geliştirilmesine liderlik etmek üzere seçilmiş. O yıllarda aşı onay kurumu başındaki Yin Hongzhang, Sinovac ve diğer yedi şirketten rüşvet aldığı için 2017’de on yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ayrıca en az 20 hükümet yetkilisi ve hastane yöneticisi 2008 ile 2016 yılları arasında beş ilde, Sinovac çalışanlarından rüşvet aldıklarını mahkemede kabul ettiler.
Şirketin rüşvet geçmişine sahip olması, aşı hakkında yayınlanmamış, hakem incelemesine tabi tutulmamış veriler şüpheli bir durum yaratmakta olsa da, hükümetler, pandemi devam ederse daha fazla ölüm olacağı kesinliğine karşı Sinovac gibi şirketlerden yeni aşıların risklerini tartışıyorlar.
The Washington Post tarafından kamuya açık kayıtların ve tanıkların incelemesi, Sinovac’ın Çin aşı endüstrisinin ön saflarına yükselişinin Pekin’den gelen öncelikli projelerin ve satış anlaşmalarına yardımcı olan yetkililere yapılan komisyonların yardımıyla gerçekleştiğini gösteriyor. Çin’in sansürlü medyası nedeniyle, dava ayrıntıları daha önceden bilinemiyor.