Site icon Turkish Forum

Çocuk anneler…

Ne yazdım ben? - COCUK ANNELER YZ R O

Ne yazdım ben?

“Çocuk anneler” deyip de sonuna üç nokta mı koydum?

Abesle iştigal!

Üç noktaya ne gerek var?

Eğer bir toplumda çocukların anne olacaklarıyla olamayacakları tartışılır hale gelmiş ise, toplum sözün bittiği yerde demektir.

Üç nokta gereksizdir.

Tek nokta yeterlidir.

Ünlem işaretine bile gerek yoktur.

*

Haberin başlığı ne kadar ürkütücü…

Ürküttüğü kadar da tiksindiriyor.

“Türkiye’de 2018 de 11 binden fazla çocuk doğum yaptı.

167’si 15 yaşından küçük”

Koskoca Profesör. Aydın Üniversitesi’nde küçük yaşta evlilik ile açıklamalarda bulundu. Doğal olarak tepki çekti. Toplumun refleksi devreye girmişti.

Kutluk Özgüven isimli Prof. aradan kısa bir süre geçince tekrar gündeme geldi.

Bir televizyon programında 12-17 yaş arasındaki kız çocuklarının doğurmak için en ideal dönemde olduklarını savundu.

*

TUİK araştırmalarına göre 2018 yılında 15 yaşından küçük 167 çocuk doğum yapmıştı. 15-17 yaş grubunda ise 11 bin 636 çocuk anne oldu.

)

İşin ilginç tarafı TUİK bile 18 yaşından küçükler için çocuk tanımlamasını kullanırken, 15-17 yaş grubunda her yaş için anne sayısını açıklamak yerine toplu vermeyi tercih etmesiydi.

18-19 yaşında anne olanların sayısı 48 binden fazla!

Sizi bilmem.

Bu rakamlar beni korkutuyor.

Bunlar bizim alışık olduğumuz şeyler değil.

Bizde böylesi olaylar ‘İstisna’ kabul edilir.

… ve doğal olarak lanetlenir…

*

Yazacaklarım yine fincancı katırlarını ürkütecek.

Yine galeyana gelip uluorta konuşacaklar.

Kimi zındıklıkla suçlayacak.

Kimi ırkçılık yaftasını boynumuza takacak.

*

Bakın ve araştırın bu çocuk evlilikleri genellikle kimlerde var?

Kimlerin Töre’sinin asıl kaynağı ‘Torah’?

Kimler?

Sahi, kimler yahu?

Bence TUİK çocuk anneler konusunda asıl böyle bir araştırma yapmalı.

*

Bu bir yana…

Ötesinde Diyanet böyle fetva verdi diye ortaya çıkanlar da var ya…

Ya onlara ne demeli?

Bunlar da toplum kirliliğinin, ne kirliliği çöküşünün bir başka cephesi.

Diyanet avukatlığı yapmıyorum.

Merak etmeyin, Fetöler, Fetöcüler, Cemalettin Kaplanlar da bu kurumdan çıktı biliyorum.

Çocuk evlilikleri konusunda Diyanet İşleri’nin açıklamaları karambole getirildi.

Ben onu kastediyorum.

*

Diyanet İşleri Başkan yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı TRT Haber’deki açıklamalarında fetva haberlerinin gerçek dışı olduklarını belirterek “bir tek kanıt gösteremezler” dedi.

“Diyanet İşleri Başkanlığının 9 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilebileceğine dair bir açıklamasının bulunmadığını vurgulayan Martı, şöyle konuştu: “9 yaş, kız çocuklarının ergenliğe başladığı, ilk adım attığı yaştır. Ama bir insanın buluğa ermesi evlenebileceği anlamına gelir demek değildir. Sadece buluğa ermiş olmak bir insanın artık evlenebilme yetisini kazanması için yeterli değildir.”

Martı açıklamalarına “Küçük yaştaki evlilikler, toplumun ve neslin geleceğini heba eder”

Ara başlığıyla şöyle sürdürdü:

“Küçük yaştaki evlilikler, toplumun ve neslin geleceğini heba eder”

“Küçük yaşta henüz evliliğe hazır olmayan bir kız çocuğunun ya da oğlan çocuğunu evlendirdiğinizde sadece ona yazık etmiyorsunuz toplumun geleceğini ve neslin inşasını da heba etmiş oluyorsunuz. Bu, güçlü bir aile yapısının tesisi, çocuk haklarının korunması için önemlidir. Dinin temel prensiplerinden bir başkası da budur. Bir insanın zarurat-ı hamse dediğimiz insan olmaktan kaynaklanan temel hak ve hürriyetleri vardır. Zaruri olarak her insanın korunması gereken can güvenliği, mal güvenliği, ırzının güvenliği, aklının güvenliği ve dokunulmazlığı gibi prensiplerimiz vardır. Çocuk haklarının korunması açısından da bu çok önemlidir. Siz bir kız çocuğunu zorla ve erken yaşta evliliğe mecbur bıraktığınız zaman onun hem onurunu zedeliyorsunuz hem de eğitim hakkını elinden alıyorsunuz. Bütün bunların da bir arada düşünülmesi gerekiyor.”

)

Açıklama faslı bu kadar yeter.

Kafatası kemiklerinin içinde beyni olan zaten ne demek istediğimizi idrak eder.

*

Peki, bu rezillik nerden kaynaklanmaktadır.

Birileri bileyerek, isteyerek toplumun dengeleriyle oynamaktalar.

Sizler buna ister ‘Toplum Mühendisliği’ deyin, İster ‘Espiyonaj Faaliyeti.’

Milletin inançlarıyla oynamak emperyalizmin en kolay tercihi.

*

Öncesinde din meselesinde Akıl ve Nakil dediler.

Bunlar zaten inanç sorgulamasına vesileydiler!

Evvelemirde İslam’ı ikiye böldüler.

Sonrasında taraftarlar saf tutarak hiziplere bölündüler.

*

Ayrıntılar bir yana.

9 yaşında evlilik taraftar olanlara bakıyorsunuz. Tefsirlerden, hadislerden yola çıkıyorlar.

Yani kendilerine göre ‘Nakil’ metodunu uyguluyorlar.

*

Bu berisi…

İmdi okuyun:

“Bir kimse büluğa ermemiş bir kızı kendisine nikâhlayıp, 9 yaşını doldurmadan onunla cinsi ilişki kurarak ifza olmasına sebep olursa…” ( Humeyni, Tam İlmihal Madde 2410)

“ Dokuz yaşını doldurmayan, hamile olan karısını ilişki kurduktan sonra boşarsa sakıncası yoktur.” (Humeyni Tam İlmihal Md:2504)

“9 yaşını doldurup yeis yaşına (menopoz) ulaşmayan bir kadın, örneğin, bir yıllık veya bir aylık süre üzere Mut’a nikâhıyla evlenir ve kocası onunla cinsi temas kurduktan sonra…”(Aynı İlmihal Md: 2515)

*

Daha da ötesi var…

“ İnsan (Erkek) halasının ya da teyzesinin kızıyla evlenmeden önce o kızın annesi (Erkeğin öz halası veya teyzesi) ile cinsel ilişkiye girmişse de kızla evlenebilirdi.

Bir erkek (İnsan) bir başka erkeğin annesiyle, kız kardeşiyle ya da kızıyla evlendikten sonra o erkekle, onun kardeşiyle ya da kızıyla evlendikten sonra o erkekle (İnsanla) onun kardeşiyle cinsel ilişkisini sürdürebilir. Bir başka erkekle, onun annesiyle, kızıyla ya da kız kardeşiyle ilişkiye girmesi sakıncasızdır” ( Humeyni Tam İlmihal Md.2406.)(*)

Bu kadar yeter.

*

Gelelim sadede:

Birileri toplumun inanç sistemi başta olmak üzere bütün değerleri ile resmen ve alenen oynuyorlar.

Ahlak kuralları bu değerlerin başında geliyor.

Türk aile yapısı hedef tahtasına alındı.

Darbeli matkap teorisiyle ekonomi ve inanç sistemi başta olmak üzere yapılan uygulamalarla Türk aile sistemi yok ediliyor.

Böylece Türkiye’de, Türk’ün atayurdunda, Türk’ün DNA’larıyla oynanıyor.

Biline ki derdimiz ne mezhep tartışması, ne inanç mukayesesi.

Tehlike kapıda!

Ne kapısı?

Kapı mı kalmış? Girmiş ocağımızda yatak odalarımıza!

*

Türkiye’nin getirildiği süreç Mustafa Yıldırım’ın İçten Çürüme Celladın Gecesi ,/ Zifiri Karanlıkta isimli kitaplarında.

… ve asıl önemlisi Türklerin aymazlığında…

Bu iki kitabı mutlaka okuyun, aklınıza ‘ mukayyet’ olmaya çalışın ve kalabilirseniz sağlıcakla kalın!

Okura Bilgi:

(*) Özellikle parantez içesinde Erkek (İnsan) diye kullandık. Türkçe yayınında ilk tümcesi bir insan diye çevrilmiş. Oysa metinden anlaşılır eşeyin hallerinden)

Kaynak:

Fotoğraf bilgisi: Fotoğraf: ‘ dan alıntıdır.

Exit mobile version