Site icon Turkish Forum

Bir Ülkeye Yeni Düzen Nasıl Verilir? Eric Hoffer’in Kesin İnançlılar Kitabından Tespitler

1970-1971 yıllarında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan arkadaşlarımız ile  her hafta Ankara  Simitçi’de bir araya gelerek, Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri   sohbet havasında tartışmaktayız.  Bu hafta benim sınıf ve SBF yurdunda oda arkadaşım olan eski Vali Erhan Tanju,  Eric Hoffer’in  Kesin İnançlılar kitabından bir özet yapmıştır. Arkadaşlarımız, Hoffer’in bundan 66 yıl önce yazdıklarının geçerliliğini koruduğu görüşünde birleşmişlerdir. - EricHoffer KesinInanclilar

1970-1971 yıllarında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan arkadaşlarımız ile  her hafta Ankara  Simitçi’de bir araya gelerek, Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri   sohbet havasında tartışmaktayız.  Bu hafta benim sınıf ve SBF yurdunda oda arkadaşım olan eski Vali Erhan Tanju,  Eric Hoffer’in  Kesin İnançlılar kitabından bir özet yapmıştır. Arkadaşlarımız, Hoffer’in bundan 66 yıl önce yazdıklarının geçerliliğini koruduğu görüşünde birleşmişlerdir.

Eric Hoffer, 1902 yılında New York’ta doğmuştur. Alman Yahudisi bir ailenin çocuğudur. Eğitim almayan Hoffer, kitle hareketlerinin psikolojik temelleri üzerine yazdığı Kesin İnançlılar (The True Believer)  kitabını 1951 yılında yayımlamış ve kitap o tarihte büyük yankı uyandırmıştır.  Son olarak The True Believer: Thoughts on the Nature of Mass Movements  adı altında 19 Ocak 2010 tarihinde kitabın  yeni baskısı yapılmıştır.  Hoffer, Başkan Ronald Reagan tarafından 1983 yılında  ABD’nin  en yüksek sivil nişanı olan Presidential Medal of Freedom ile onurlandırılmıştır. Kitap ilk defa Türkçeye 1978 yılında Tur yayın evince kazandırılmış, Yeryüzü, Plato Film, İm ve  Akran yayıncılık tarafından tekrar basılmıştır.

Hoffer; akademik  geçmişi olmadan, sosyoloji, psikoloji, felsefe ve  tarih alanlarında  önemli  analiz, tespit ve  gözlem  üretilebileceğini  göstermiştir. Kitabının önsözünde, Montaigne’in şu sözünü esas aldığını belirtmektedir: “Bütün söylediklerim, karşılıklı bir sohbettir ve hiçbiri öğüt niteliğinde değildir. Bu kadar serbest konuşabiliyorsam bu, başkalarını kendime inandırmak zorunda olmadığım içindir.”

Erhan Tanju sunumunda şu tespitlerde bulunmuştur: “Bu kitap ister dinsel hareketler, ister sosyal devrimler ya da milliyetçi hareketler olsun, bütün kitle hareketlerinde ortak olan bazı özelliklere değinmektedir. Kitle hareketlerinin birçok ortak özelliği olması da hepsinin aynı yararlılıkta veya zehirlilikte olduğu anlamına gelmez.  Tüm kitle hareketleri taraftarlarında ölüme hazır olma ve birlikte hareket etme eğilimi yaratı. Vaaz ettikleri doktrin ve ortaya koydukları program ne olursa olsun fanatizmi, coşkuyu, ateşli umutları, nefreti ve hoşgörüsüzlüğü besler.

Hepsi kör inancı ve azimli bir sadakati gerektirir. Bu kitap kitle hareketlerinin aktif ve provokatif olan sahasıyla ilgilidir. Bu safha, kesin inançlının hayatını kutsal bir amaca feda etmeye hazır fanatik inançlı adamının hakimiyetindedir ve kitapta da onun varoluşu ve doğası incelenmeye çalışılmaktadır. ‘Hayal kırıklığına uğramış ifadesi’ bu kitapta, şu veya bu nedenlerle hayatının bozulduğunu veya mahvolduğunu düşünenleri anlatmak için kullanılmıştır.  Bu kitap ne bir yargıya varmakta ne de bir tercih yapmaktadır; sadece açıklamaya çalışmaktadır.  Bu açıklamaların (hepsi de teoridir) aslında bir öneri ve tartışma niteliğinde olduğu belirtilmektedir.

Bir kitle hareketinde birleştirici etkenlerin en kolay bulunanı ve en geniş kapsamlısı nefrettir. Nefret, bir insanı kendi kendinden koparıp ayırır ve ona dertlerini ve geleceğini unutturarak onu kıskançlık ve menfaatperestlikten kurtarır.”

Kitle hareketlerinin   yapıcı  olduğu kadar  yıkıcı  etkileri de olabilir.   Toplumlarda  sosyal fay tabakaları  vardır.  Sosyal farklılaşma; sosyal gruplar arasında gelir, tüketim, statü, saygınlık gibi konularda  eşitsizliğe yol açar.  Bu da  sosyal gruplar arasında  kopukluklara sebep olarak  kitle hareketlerine ortam hazırlar. Bunun sonucunda sosyal sınıflar  arasında ortaya çıkan  uçurum,  kitle hareketleri için bir zemin yaratır. Gelir dağılımındaki dengesizlik, siyasal baskılar,  kırılmalar,  terör,  ayrımcı davranışlar, adaletsizlikler ve de cehalet,   kitle hareketleri için  çok uygundur.  Johann Wolfgang von Goethe, “Dünyada en dehşet verici şey, eyleme geçmiş cehalettir” demiştir.

Toplumdaki kitlesel  hareketler, şartlara göre  neden ve  sonuç olarak  algılanır,  büyük değişimlerin habercisi olabilir.  Kitle hareketleri,  atılan yanlış adımların, haksızlıkların sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Bu sebeple kitle hareketlerine  ideolojik değil, pragmatik  yaklaşmak gerekir. Bu  hareketlerin  yararlı ve zararlı  olarak sınıflandırılması,  bu nitelemeyi yapan sosyal sınıfın  çıkarlarına göre değişir.  Diğer bir deyişle  kitle hareketlerine nereden bakıldığı  önem taşır.

Hareketlerin toplumda  önemli etkileri  olur, değişim ve dönüşümü hızlandırıcı  rol oynar, bir dönemin kapanmasına, yeni bir dönemin  başlamasına yol açabilir, statükoyu sarsar, siyasal yapıları zorlar. Diğer taraftan haksızlıklara da sebep olabilir. Bunların önlenmesi  zordur.

Modern toplumlarda sosyal değişmeler, yoğun kitle hareketleri ile paralel  gerçekleşmiştir. 1789 Fransız  ve  1917 Rus Devrimi ile  Hitler ve Mussoli’nin iktidara gelmelerinde  kitle hareketleri  etkili olmuştur.  Hoffer’e göre bir toplumda birliktelik duyguları zayıflayınca, ortam  kitle hareketinin doğmasına yol açabilir. Birlik ve beraberlik bağlarının güçlü olduğu  toplumlarda kitle hareketlerinin gelişmesi zordur. Cemaat duygusunun  egemen olduğu toplumlarda  kitle hareketlerinin başarı şansı azdır.

Thomas Hobbes’a göre insanlar doğuştan eşittir. Bu eşitlik sonuçta amaçlarına erişme umudunun eşitliğini sağlar.  Fakat aynı anda sahip olamayacakları bir şeyi isterlerse çatışma doğar. Humus humulus lupus (insan insanın kurdudur) aforizması; çatışmayı, düşmanlığı ve diğerini baskı altına almayı ya da yok etmeyi doğurur.

İnsanın doğasında üç temel  mücadele  sebebi vardır. Bunlar; rekabet, güvensizlik ve şan, şereftir. Birincisi kazanç için, ikincisi güvenlik, üçüncüsü ise toplumsal statü için kişileri mücadele etmeye iter. Bu da kitle hareketlerine ortam hazırlar. Çağdaş toplumlarda sanayi devrimi sonrasında 19 ve 20’nci yüzyıllardaki  kitle hareketleri önem kazanmış, bu konuda  Le Bon, Lewin, Gasset, Tarde, Reich, Mills ve  Marcus gibi sosyal bilimciler  önemli katkılar sağlamışlardır. Eric Hoffer’in  tespitleri, günümüzde de geçerliliğini korumaktadır:

Şimdi, Erhan Tanju’nun sunumundan da yararlanarak önemli gördüğüm bazı temel tespitleri paylaşmak istiyorum.

1970-1971 yıllarında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan arkadaşlarımız ile  her hafta Ankara  Simitçi’de bir araya gelerek, Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri   sohbet havasında tartışmaktayız.  Bu hafta benim sınıf ve SBF yurdunda oda arkadaşım olan eski Vali Erhan Tanju,  Eric Hoffer’in  Kesin İnançlılar kitabından bir özet yapmıştır. Arkadaşlarımız, Hoffer’in bundan 66 yıl önce yazdıklarının geçerliliğini koruduğu görüşünde birleşmişlerdir. - KitlehareketleriKesininanclilar

Eric Hoffer’e göre  toplumda  kitle hareketini; en iyi konuşanlar, toplumu  hitapları ile etkileyebilenler hazırlar. Hareketin büyüklüğünü, fanatiklerin ateşliliği belirler. Türk tarihinde  farklı sonuçlara yol açan çok sayıda kitle hareketleri olmuştur. Bunların çoğu siyasi ve ekonomik amaçlıdır. Bir kısmında araç olarak halkın cehaleti kullanılmış, kitleler liderlerin belirlediği hedefler doğrultusunda yönlendirilmişlerdir. Bu eylemlerde hareket doğru gerekçelerle yola çıksa da, bilgisizlik ve bilinçsizlikle beraber kışkırtmalar da devreye  girince, beklenmeyen sonuçlar da ortaya çıkmıştır.

Exit mobile version