Site icon Turkish Forum

FEYM GRUBU MESAJI – ERMENİ FAALİYETLERİ ( 18 Aralık 2017 )

Ermeni dezenformasyon ve karalamalarına karşı örgütlenelim ve işbirliği yapalım

Ermeni dezenformasyon ve karalamalarına karşı yorumcular aranıyor

1. Avim Bülteninde “Şehit Diplomatlar” başlığı altındaki haber şöyle ; “Avrasya İncelemeleri Merkezi çalışanları, 17 Aralık 1980 tarihinde Ermeni teröristlerce şehit edilen Sidney Başkonsolosu Şarık ARIYAK ve Güvenlik Ataşesi Engin Sever’in aziz hatırası önünde saygıyla eğilir.” (Not :FEYM Grubu olarak bizler de şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyor, Ermeni teröristleri bir kere daha tel’ in ediyoruz…,  o. tan)

2. Avim Bülteninde yer alan haber özeti ; “ Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Ermeni Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gaffar Mehdiyev, Fransız Yazar Yves Benard’ın Ermeni diasporasının yayınevlerine yaptığı baskılarından dolayı gecikmeli olarak çıkan “Ya Bize Yalan Söylendiyse” kitabının, ilk kez Avrupalı bir yazarın Ermeni soykırımı olmadığını ifade etmesi açısından önemli bir kaynak olduğunu söyledi…… Kitabın, Ermenilerin yaşadığı bölgelerde köy köy dolaşılarak görüşmeler yapılması, Osmanlı ve Ermeni arşivlerinde incelemelerde bulunulması açısından reddedilemeyecek araştırmaları ortaya koyduğunu belirten Prof. Dr. Mehdiyev, “Ermenilerin bu göç sırasında ölmesi ya da öldürülmesi meselesine yeni bir bakış sergilemiştir yazar. Bu bakışta ondan ibarettir ki, savaş zamanında Türkler daha çok ölmüş ve öldürülmüştür……Prof. Dr. Mehdiyev ; ‘Benard, öldürülenlerle ilgili 400 bin gibi bir rakam telaffuz ediyor ama bunda da bir netlik yoktur. Savaş sırasında salgın hastalıklar ve göç sırasında ölümler olmuştur, bunları hepimiz biliyoruz. Ama yazar Ermenilerin öldürülmesi fikri de vardır diyor. Çünkü Osmanlı Devleti o zaman 1. Dünya Savaşında iken köylerde erkek ahali kalmamıştı ve Ermeni çeteleri köylere, kasabalara saldırarak sivilleri öldürmüştü. Ermeniler öldürülmüş müdür, öldürülmüştür; bir kısasçılıkla savaştan sonra iki halk arasında öldürmeler olmuştur. Ama bu dediğimiz gibi devletin bir soykırım politikası değildir.’ dedi…..”

3.. Bugünkü Ermeni web sitelerinde NATO Genel Sekreter Yardımcısı Rose Gottemoeller’ in Erivan’ a yaptığı ziyareti ile ilgili çeşitli haberler yer alıyor. Bu haberlerden özet bilgi ; “NATO Genel Sekreter Yardımcısı Erivan’da yaptığı konuşmada, Karabağ sorununun çözümünde yeni bir ivme kazanılacağını umduğunu belirtti…. Rose Gottemueller: ‘NATO-Ermenistan işbirliği karşılıklı menfaatlerden kaynaklanmakta…..Ermenistan ve NATO 25 yıldır işbirliğinde bulunmaktalar. Ve bu işbirliği karşılıklı menfaatlerden kaynaklanmakta….Yeni Bireysel Ortaklık Programı onaylandı. Güven Fonu da pek yakında devreye girecek…. Ermenistan ve Azerbaycan arasında 25 yıldan fazla süre geçtiğine ve çatışmanın hala çözülmediğine üzgünüm…’ dedi…..NATO’nun Ermenistan’a Afganistan ve Kosova Barış Gücü Misyonlarına katılımından ötürü minnettar olduğunu kaydeden Gottemueller Ermenistan Dışişleri Bakanına NATO Haftasının tertip ve icrası yanı sıra kadınların güvenliği konusundaki konferansın tertiplenmesinden ve Ermenistan’ ın Barış Gücüne katılımından dolayı teşekkür etti…Menfaatlerimizden hareketle bir dizi alanda işbirliğinde bulunabiliriz. İşbirliğimizin devamını sabırsızlıkla bekliyorum ‘ dedi…. Gottemueller, toprak bütünlüğünü, kendi kaderini tayin hakkını desteklediğini yineledi…..Ermenistan ve Azerbaycan’ın birlikte çalışmasının çok önemli olduğunu ve ABD’nin barış sürecine karışmasından çok memnun olduğunu söyledi…… Gottemueller’le buluşması sırasında Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan’ ; ‘Ermenistan ve NATO arasındaki ortaklık ilişkilerinin 25 yıl önce başladığını, çeyrek asır sonra işbirliğinin genişlediğini, yeni içeriklerle tamamlandığını kaydederek ‘ Ziyaret kat edilen yolu özetleme ve perspektifleri belirlemede iyi bir fırsattır’ dedi ve 13-18 Aralık’ta Erivan’da artık gelenekselleşen NATO Haftası etkinliklerinin yapılmakta olduğunu hatırlattı…..Nalbandyan, yüksek düzeyli siyasi diyalog ve temasların öneminin altını çizdi. Bireysel Ortaklık 5. Eylem Programının başlaması vesilesiyle memnuniyetini ifade etti….Dağlık Karabağ çatışmasının çözümünde kesinlikle barışçı çözüme yönelik Ermenistan ve AGİT Minsk Grubu eş başkanlarının çabalarına ilişkin bilgi verdim. Bu bağlamda NATO’nun eş başkanı ülkelerin çaba ve yaklaşımlarına desteğini önemsiyoruz’ dedi…..”

4. Panorama.am’ de yer alan habere göre ; “ Ermenistan DİB Edward Nalbandyan, NATO Genel Sekreter Yardımcısı Rose Gottemoeller ile düzenlediği ortak basın toplantısında bugün yaptığı açıklamada ; ‘ 25 yıl önce Ermenistan ile Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü arasındaki ortaklık ilişkilerinin temeli atıldı. Bu çeyrek yüzyıl boyunca, işbirliğimiz yeni bir içerikle gelişti ve zenginleşti…Ermenistan, dünya güvenliğinin devamı için yardımda bulunuyor….Ermenistan, BM tarafından üstlenilen uluslar arası barış ve istikrarın tesis edilmesine yönelik toplu çabalara önemli katkıda bulunmaya devam ediyor’ dedi…..”
https://www.panorama.am/en/news/2017/12/18/Armenia-values-NATO-s-support-to-the-efforts-and-approaches-of-the-OSCE-Minsk-Group-Co-Chairs-–-FM-Nalbandyan/1880753

5. Tert.am’ de yer alan haberin başlığı ; “ AB ile işbirliği anlaşması Ermenistan’a Karabağ üzerinde ilave garantiler sundu.” Haberin özeti ; “ Ermeni milletvekili Gagik Minasyan Ermenistan’ın AB ile imzaladığı Kapsamlı ve Geliştirilmiş Ortaklık Anlaşması (CEPA), Dağlık Karabağ’da yapılacak barış çabalarında ülkeye ek teminatlar vermektedir dedi…Minasyan’a göre, AB ülkelerinin Karabağ hakkındaki resmi pozisyonlarını ifade etme imkanı, gelecekteki barış çabalarında kayda değer ilerlemeler vaat ediyor ve bu ilerlemeler, AB üyesi ülkelerin Dağlık Karabağ anlaşmazlığının üç temel ilke temelinde çözümünü açıkça desteklediği anlamına geliyor….”

6. News.am’ de yer alan habere göre ; “ Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Ankara’ nın yanlış yoldan gittiğini duyurdu…. Ermeni – Türk ilişkilerine dair Türkiye Dışişleri Bakanlığının 14 Aralık tarihli yorumu, Zürih Protokollerinin lafzı ve ruhunu bir kez daha çarpıtan açık örneklerden biridir.
Ermenistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının duyurusunda şunlar kaydedildi: ‘ Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın inisiyatifiyle Türkiye’yle ilişkilerin normalleşme sürecine ilişkin tutumumuz, önkoşulsuz yaklaşımla ifade edilmişti. Türkiye tarafıyla bu genel ortak anlayışla müzakere sürecine başladık ve mutabakatlara vardık…. Bilindiği gibi, Protokollerin imzalanmasından hemen sonra Ankara, bunları sadece onaylamamakla kalmadı, aynı zamanda sürecin başlamasına kadar kullandığı dil yerine önkoşullar diline geri döndü…..Protokollerde Karabağ çatışması veya herhangi bir ön koşula ilişkin bahis olmadığı bilinmektedir…..Türkiye, Ermeni-Türk ilişkilerinin ön koşulsuz normalleşmesini destekleyen uluslar arası topluma karşı çıkmaktadır……Türk tarafı Protokollerin onaylanmasından kaçındı ve tüm süreci maksatlı olarak çıkmaza soktu….”

7. PanARMENIAN.Net’ te yer alan haberin başlığı ; “ Ukrayna Ermenileri, soykırım kurbanları onuruna haçkar ( taşhaç ) inşa etti” Haberin özeti ; “ Ermeni <sözde> soykırımı kurbanlarının anısına Ukrayna’nın Kherson şehrinde bir haçkar kuruldu…….Ermeni Apostolik Kilisesi Ukrayna Piskoposluğu başkanı Piskopos Markos Hovhannisyan anıtı kutsadı…. Ermeni <sözde> soykırımı için tertiplenen etkinlikler düzenli olarak Ukrayna ve başkent bölgelerinde düzenleniyor….”

8. Bir Süryani web sitesi olan Aina.org ; “İnsan Hakları İzleme Örgütü, Irak Parlamentosu’ nun sekiz yaşındaki kızların evliliğini reddettiğini bildiriyor…İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün Irak parlamentosunun , Irak’ın ilgili yasasında dini adamlarının aile konularında ayrımcı uygulaması sağlayacak bir yasa için verilen değişiklik önerisini reddetti….Önerilen değişiklikler, kabul edilseydi, miras ve boşanma alanları dahil geçerli olacak ve bazı dini cemaatlere aile yasalarını uygulama yetkileri tanıyacak, bu kanunların bazılarında sekiz yaşından küçük kız çocuklarının evlenmesine de izin verecekti. Parlamentodaki kadın hakları komitesi başkanı, girişimi ret ve bloke etmişti…”

9. Agos Gazetesinde yer alan haberin başlığı ; “ İzmir’in yağması ve İstiklal Mahkemeleri”….. Haberin Özeti ; “ Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği ‘İzmir ve Çevresi: Toplumsal, Ekonomik ve Kültürel Değişimin Yüz Yılı’ konferansında sunum yapanlardan biri de özellikle Emval-i Metruke konusunda yaptığı çalışmalarla tanıdığımız Ümit Kurt idi……Emval-i Metruke yağması 1915-17 Ermeni <sözde> soykırımı sırasında el konmuş Ermeni mallarıyla sınırlı değildi; belki onların yağması büyük ölçüde tamamlanmıştı. 1919-22 döneminde ülkeyi terk etmiş olan Hıristiyanlara ait mal ve mülkler de yağma edilmişti veya ediliyordu….Türk-Yunan savaşının son haftalarına doğru (Temmuz-Eylül 1922), Yunan ordusundan arta kalanların geri çekilmesiyle birlikte Batı Anadolu sahillerindeki Ortodoks Rum nüfus da onlarla birlikte sahip oldukları her şeyi geride bırakmak zorunda kalarak kaçtı. Akabinde, bu malların yağma edilmesi süreci başladı…..Bu yoğun kaçışla birlikte, Rumlardan artakalan ve devlet tarafından ‘emvâl-i metruke’ olarak adlandırılan, ev, dükkân, mağaza, fabrika, değirmen, tarla, bağ, bahçe ve kıymetli her türlü taşınabilir mal, Türkiye’nin genelini, özellikle de İzmir ve çevresini ilgilendiren sonu gelmez tartışmalara, ilgisizliğe, suiistimale, yolsuzluğa ve yanlış uygulamalara neden oldu……”

Exit mobile version