TBMM Eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk’a Onur Ödülü

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 1991 yılında Başkan seçilen Eskişehir Milletvekili Ahmet Hüsamettin Cindoruk’a Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından 27 Ekim Cuma günü Onur Ödülü verilmiştir. Türkiye Barolar Birliği tarafından basılan davetiyelerde, “Bir ömür boyu hukukun üstünlüğü ve demokrasiyi savunan Avukat Hüsamettin Cindoruk’a Türkiye Barolar Birliği Onur Ödülü’nün takdim edileceği törenimizi şereflendirmenizi saygıyla dilerim” ifadelerine yer verilmiştir.

TBB Yönetim Kurulu bu yıl ilk defa ihdas ettiği ve her yıl cumhuriyet bayramlarında vereceği ödülün ilkini, değerli hukukçu ve saygın siyaset ve devlet adamı Ahmet Hüsamettin Cindoruk’a verilmesi, Türkiye’de  hukukun üstünlüğüne  verilen önemi  göstermesi bakımından  önemlidir.

Ödülünü hastanede tedavisi devam eden CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile paylaşacağını belirten Cindoruk, “İlk kez aldığım bu ödülle beni bahtiyar ettiniz, siz de bahtiyar olun” demiştir. Cindoruk, “Baykal kahraman savaşçı bir hukuk adamıdır” diyerek bir kadirşinaslık örneği göstermiş, Baykal ile Zincirbozan’da 4 ay birlikte kaldıklarını açıklamış, o dönemde diktatör müsveddesi olarak nitelediği 7’nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e Baykal’ın yazdığı dilekçeyi okuyarak, “Gidip yarın Deniz Baykal’a bunları söyleyeceğim, o beni duyacaktır” demiştir.

Baykal’ın kahraman ve savaşçı bir hukuk adamı, aynı zamanda bir insan hakları savunucusu olduğunu şöyle belirtmiştir: “İnançlarına ters düştüğü halde bir lideri kuyudan çıkarmıştır. O kuyudan çıkaran onun kıymetini bilmese bile kuyunun suyu bilmektedir.”  Sayın  Cindoruk tören sonrasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi’nde tedavi gören Baykal’ın ailesine geçmiş olsun ziyaretinde bulunmuş, Baykal’ın sağlık durumuna ilişkin bilgi almıştır.
Törene, Türkiye Barolar Birliği Yönetimi, Cindoruk’un meslektaşları, avukatlar ve hukukçular, siyasi parti liderleri, önceki ve şimdiki bakanlar ve milletvekilleri, sivil toplum örgüt temsilcileri ile medya mensupları, Cindoruk’un  yol ve dava arkadaşları, hemşerileri, dostları, yakınları,  eşi Dilek Cindoruk, DPT’dan arkadaşım İlhan Kesici, eski MHP’li Ulaştırma Bakanı Prof. Dr. Enis Öksüz, Anavatan ve Demokratik Parti eski milletvekili Hasan Korkmazcan, eski DYP Milletvekili Ufuk Söylemez gibi siyasetçiler ve Eskişehir’den eski ESİAD Başkanı Orhan Kesikoğlu katılmıştır.

Törende bir konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şu tespitte bulunmuştur: “Siyaset bir meslek değildir, halka adanmışlıktır. Siyaset Türkiye’nin sorunları çözecek noktada değil. Baskılar var, özellikle yargı dünyasının üzerinde büyük baskılar var. Demokrasi konusunda bugün nefes alamıyoruz. Ciddi sorunlarımız var. Gazeteciler hapiste, sanatçılar büyük sorunlar yaşıyor. Milletvekilleri hapiste. Asla umutsuz olmamamız gerektiğini bilmemiz gerekir. Bize miras olarak bırakılan Türkiye’yi çağdaş uygarlığa taşıyacaksak umutsuzluğa yer yok.”

Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti ile CHP’nin tarih boyunca rakip olmalarına rağmen her ikisinin de Cumhuriyet, demokrasi, Atatürk ve laiklikle sorunu bulunmadığını, Cindoruk’un engin, hoşgörülü, mütevazı ve olağanüstü mizah yeteneğine sahip bir siyasetçi olduğunu belirterek bu yeteneğin Türk siyaseti açısından önemli olduğunu açıklamıştır:

“Ekonomide hayata farklı bakıyorlardı, olabilir ama çocuklarımıza en iyi eğitimi verelim diye mücadele edildi, çabalar gösterildi. Eğer Türkiye bugün belli bir noktaya gelmişse, kendi bölgesinin gözbebeği haline gelmişse, geçmişte yapılan siyasal mücadelelerin ekonomiye de siyasete de bilime de yaptığı katkılardandır. Akıl akıldan üstündür diye zaman zaman söyleriz. Elbette herkes hata yapabilir. Siyasetçi de hata yapabilir ama önemli olan aynı hatayı tekrar etmemektir, hatadan ders çıkarmaktır. Bu dersi çıkardığımız zaman zaten hiçbir sorunumuz kalmaz.”

Cindoruk konuşmasında, meslek hayatında kendisini en fazla Yassıada mahkemesinin yaraladığını açıklayarak “Yassıada mahkemesi bir zulüm mahkemesidirdemiştir. 38 kişinin bir araya gelerek Meclisi kapattığını, 380 milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırdığını, yargılama sonucunda Eskişehir Milletvekili, Kırım kökenli Maliye Bakanı Hasan Polatkan dahil 15 idam kararı çıktığını dile getirmiş ve konuşmasına şöyle devam etmiştir:

“Oradan bir güç birliği çıkarmalıydık. Hukukçular, siyasetçiler hepimiz. Zannediyorum yanlış oradan başladı. O sürüyor, bugüne kadar geldi. Başkanlığını yaptığım Meclisi koruyamadık, aç kapa Meclisi haline getirdik. En sonunda hainler o Meclis’i bombaladılar. Olacak şey midir? O Meclis Cumhuriyeti kuran Meclis, o Meclis iki anayasa yapan Meclis, o Meclis Atatürk’ü evvela Meclis Başkanı sonra Cumhurbaşkanı seçen Meclis. O Meclis bugün başka bir sıkıntıyla karşı karşıya. Başkanlık sistemine geçiyoruz. Bu bir organ naklidir. Organ nakli ne kadar tutarsa bu da o kadar tutacaktır ama vereceği zararı hep birlikte yaşayacağız. Parlamenter demokrasiye olan saygımızı sürdürmeliyiz ve onu tekrar geri getirmek için elbirliğiyle çalışmalıyız.”

Yeni yetişen gençler Hasan Polatkan’ı tanımazlar. Polatkan, kendisine isnat edilen suçlamalar karşısında en doğal hakkı olan savunma hakkından mahrum bırakılarak idama mahkum edilmiştir.  Eskişehir bugün iki üniversiteye sahip bir üniversite şehri olmuş ise, bunu 9 yıl Maliye Bakanlığı yapmış Hasan Polatkan’a borçludur.

Eğer merhum Polatkan İktisadi ve Ticari İlimler Akademileri kanun tasarısına 1958 yılında Maliye Bakanı olarak imza atmamış ve de destek vermemiş olsaydı, Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi kurulmamış ve bu Akademi’den doğan Anadolu ve Osmangazi Üniversiteleri ile bu üniversitelerden ayrılarak şehirlerinin önemli bilim yuvaları olan Afyon, Kütahya ve Bilecik’teki üniversiteler kurulmamış  olacaktı.

Bu konuda eski Milli Eğitim Bakanımız, hocam, Prof. Dr. Orhan Oğuz Anadolu’da Bir Üniversitenin Kuruluş Öyküsü (İstanbul, 1995) kitabında şunları yazmıştır:Karargâhı artık Ankara’ya kurmuştum. Eskişehir’de ilk kurulan yüksek okulun gelişme sağlaması, büyümesi, bütün fonksiyonlarını gereği gibi yapar hale gelmesi ancak özel bir yasaya kavuşması ile mümkün olabilecekti…İki, üç gün geceli gündüzlü Milli Eğitim Bakanlığında çalışarak ve eski raporları değerlendirerek; “İktisadi ve Ticari İlimler Akademileri” Kanun tasarısı olacak metni gerekçeleri ile birlikte hazırlamaya muvaffak olduk ve temize çektirdik, imzaya hazır hale getirdik…Hükümetten gelmeyen kanun tekliflerinin kanunlaşma şansı çok azdı. Müsteşar imzaya açılan tasarıyı bana verdi. Öncelikle Maliye Bakanı Hasan Polatkan’a hemşerim olması ve kendisini tanımam sebebiyle benim imzalatmamı istedi…Ertesi gün öğleye doğru Maliye Bakanının evinin yakınında beklemeye başladım. Nasıl olsa öğle tatilinde evine yemeğe gelecekti. Yaptığımız iş pek şık değildi. İçime sinmiyordu ama başkada çare yoktu. Nihayet saat 13’ü geçiyordu ki; Polatkan eve geldi. Bahçede benimle karşılaşınca pek memnun olmadı. Özür dileyerek başka çaremiz kalmadığını, aksi halde Eskişehir’ deki okulun istediğimiz gibi yürütemeyeceğimizi belirttim. Evrakı aldı. Ertesi günü özel kalemden almamı söyledi, teşekkür ederek ayrıldım. Doğrusunu söylemek gerekirse o davranış tarzı beni yaralamıştı. Fakat aradan yıllar geçip kader beni de Bakan yapınca, Hasan Polatkan’ın o günkü davranışını daha iyi değerlendirdim ve kendisine hak verdim. Tanrı rahmet eylesin.” 

Törende konuşan Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu şu tespitte bulunmuştur: “Görevini namusuyla ve fedakarca yapan on binlerce avukat, hakim ve savcı olarak milletimizle el ele, güvenilir bir yargıyı er ya da geç inşa edeceğiz. Çünkü güvenilir bir yargının inşa edilmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin beka sorunu haline gelmiştir.”

Barolar Birliği, Cindoruk’un öğrencilik, avukatlık, siyaset ve aile yaşamından yakın önemli isimlerin konuştuğu bir de video klip hazırlayarak bir kadirşinaslık örneği göstermiştir.  

Cumhuriyet’in kurucu değerlerine bağlı kalmış, hukukun üstünlüğünü her ortamda savunagelmiş, Atatürk ilkelerine ve demokrasiye bağlı, saygın ve dürüst bir hukukçu olan Cindoruk’a bu ödülün verilmesini sağlayan Barolar Birliği önemli bir girişim başlatmıştır. Bu girişim sonucunda Türk siyasi yelpazesinden her kesimden törene katılım olması, Türk toplumunun ‘siyah ve beyaz’ olarak ikiye bölündüğü bir ortamda beni memnun etmiştir.

Törene, sağ ve sol demeden demokratik hukuk devleti paydasındaki katılım, Türkiye’de siyasi ortamdaki gerginliğin azaltılması açısından da önem taşımaktadır.

Aşağıdaki fotoğraf bu görüşümü desteklemektedir. Benim yanımda  19’ncu  Dönem Eskişehir Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 17’nci Başkanı, geçmişte Doğru Yol Partisi ve Demokrat Türkiye Partisi genel başkanlığı ve bir süre vekaleten cumhurbaşkanlığı yapan Hüsamettin Cindoruk, O’nun solunda  1957-1960 yılları arasında CHP Gençlik Kolları Genel Sekreterliği görevini yürütmüş, SODEP’in kuruluş çalışmalarına katılan, 1987 seçimlerinde SHP‘den Diyarbakır Milletvekili seçilen eski Meclis Başkanı Hikmet Çetin, onun yanında Başkent Üniversitesi’nin kurucusu, Türkiye’de ilk defa böbrek naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Mehmet Haberal, yanında da TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Fevzioğlu bulunmaktadır.

 

 

 

Tören sonunda TBB’nin kompozisyon yarışmasında ikinci olan 11 yaşındaki Medine Şahinkaya yazdığı Cumhuriyet Kadını başlıklı kompozisyonu okumuş, dereceye girenlere Kemal Kılıçdaroğlu ve TBB Başkanı Metin Feyzioğlu başarı belgelerini sunmuşlardır.

Eski Maliye Bakanı, demokrasi şehidi hemşerimiz Hasan Polatkan’ın çok yakını ve de avukatı olan Hüsamettin Cindoruk’a ailesi ile birlikte daha nice sağlıklı mutlu yıllar diliyor, kendilerini kutluyorum.

***

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimizi rahmetle anar, cumhuriyet değerlerinin ilelebet yaşatılması umuduyla 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı kutlar, büyük önder Atatürk’ün aşağıdaki sözlerini paylaşırım: “Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister.”

Bu kapsamda, Atatürk’ün cumhuriyetin ilanı için 29 Ekim tarihini seçmesinin sebebini de açıklamak isterim. Atatürk, 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi sonucunda esarete uğramış Türk milletinin kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna 5 yıl dememek için 4 yıl 364 gün sonra cumhuriyeti ilan ederek
mağrur ve galip batılı devletlere “Ben 30 Ekim’i tanımıyorum” demek istemiştir.

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 1991 yılında Başkan seçilen Eskişehir Milletvekili Ahmet Hüsamettin Cindoruk’a Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından 27 Ekim Cuma günü Onur Ödülü verilmiştir. Türkiye Barolar Birliği tarafından basılan davetiyelerde, “Bir ömür boyu hukukun üstünlüğü ve demokrasiyi savunan Avukat Hüsamettin Cindoruk'a Türkiye Barolar Birliği Onur Ödülü'nün takdim edileceği törenimizi şereflendirmenizi saygıyla dilerim" ifadelerine yer verilmiştir. - Husamettin cindoruk

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

1948 yılında Eskişehir’de doğdum .1970’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdim. Kısa bir süre Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’da çalıştıktan sonra 1972 yılında Eskişehir İTİA İktisat Bölümü’nde akademik kariyere başladım. 1975’te doktor, 1979’da doçent oldum. 1975 – 1976’da İngiltere Sussex Üniversitesi’nde doktora üstü çalışmalar yaptım.

1982 yılında Devlet Planlama Teşkilatı Başbakan Turgut Özal’ın direktifleri doğrultusunda kurulan AET Genel Müdürlüğü’nün (şimdiki AB Bakanlığı) başkanlığını yaptım. 1984 – 1985 döneminde İktisadi Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundum, 1982 – 1985 yılları arasında İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı’na (Nuh Kuşçulu) danışmanlık yaptım. Bu dönemde Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları konusunda iki kitabım (biri İngilizce) ile İhracatta Vergi İadesi kitabım İTO tarafından yayınlandı.

1985 yılında Paris’te OECD nezdinde Türkiye Büyükelçiliği’ne Planlama Müşaviri sıfatıyla tayin edildim. Görev yaptığım dönemde Türkiye’yi 4 Komite’de temsil ederek, Türkiye’de kalkınmakta olan bölgeler konusunda OECD’nin önemli bir araştırmasının (Regional Problems and Policies in Turkey) basılmasına katkıda bulundum. 1990 yılında yurda dönüşümde DPT Müsteşar Müşavirliği’ne getirildim. Daha sonra Başbakanlık Başmüşavirliğinde Türkiye ile Türk Cumhuriyetlerinin ekonomik ilişkilerinin gelişmesinde bir model olan “Türk Ödemeler Birliği” kurulması için bir proje geliştirdim.

1991 yılında profesörlüğe atanarak Anadolu Üniversitesi’ne geçtim. Anadolu Üniversitesi’nde Türkiye Ekonomisi, Uluslararası İktisat, Uluslararası Ekonomik Kuruluşlar, Avrupa Birliği, Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri , Dış Ticaret Teorisi ve Politikası, Uluslararası Entegrasyonlar derslerini kendi eserlerimi esas alarak yürüttüm. Akademik kariyerimde 23 yüksek lisans, 16 doktora tezi yönettim. Bu öğrencilerim arasında çeşitli üniversitelerde görev yapan çok sayıda profesör, doçent ve yardımcı doçent bulunmaktadır. Üniversite Senato ve Yönetim Kurulu üyeliği yaptım, İktisat Fakültesi Dekanlığım döneminde AÖF kapsamında bulunan tüm iktisat kitaplarının yeni formata göre yazılmasına yazar ve editör olarak katkıda bulundum.

İkinci (1981), Üçüncü (1992) ve Dördüncü (2004) Türkiye İktisat Kongrelerine bildiri sunarak katılan tek öğretim üyesiyim. Dördüncü Türkiye İktisat Kongresi Bilim Komisyonu üyeliği yaparak Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) Bilim Kurulu Başkanlığı görevinde bulundum. 1996 yılında TOBB Milletlerarası Ticaret Odası (International Chamber of Commerce: ICC) Uluslararası Ticaret ve Yatırım Politikaları Komisyonu’nda (Commission on Trade and Invesment Policy) ICC Türkiye Temsilciliğine getirildim. Son 10 yıldır TOBB ICC IFO World Economic Survey kapsamında her üç ayda Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile ilgili olarak gönderilen sualnameleri cevaplandıran 12 uzmandan biriyim.

“Uluslararası Ekonomi: Teori ve Politika”, “Türkiye Ekonomisi: Cumhuriyetin İlanından Günümüze Yapısal Değişim”, “Avrupa Birliği”, “Türkiye Avrupa İlişkileri: Bir Çıkmaz Sokak” ve “Uluslararası Kuruluşlar” başlıklı temel ders kitaplarım dahil yayınlanmış 24 kitabım, 300’den fazla makalem, 12 ortak ve 3 çeviri eserim vardır. Beş ders kitabım (642-908 sayfa aralığında) 42 baskı yapmıştır. Tüm üniversitelerde ders kitabı ve yardımcı kitap olarak okutulmaktadır.

Ortak yazarlı bir ders kitabım TÜBA üniversite ders kitapları 2012 yılı telif ve çeviri eser ödülü olmak üzere 6 “bilimsel araştırma ödülüne” sahibim. Diğer araştırma ödüllerim şunlardır: 1984: Enka Vakfı, “Türk Ekonomisinin Dünya Ekonomisine Entegrasyonu,” Bilimsel Araştırma Yarışması Üçüncülük Ödülü, 1982: Türkiye Milli Kültür Vakfı: Teşvik Armağanı, Dal: İktisat, 1981: İktisadi Kalkınma Vakfı, “AET ile İlişkilerimizin Atatürkçü Ekonomik Politika Açısından Değerlendirilmesi,” Behçet Osmanağaoğlu İnceleme Yarışması Birincilik Ödülü, 1979: Pamukbank, “Dışsatımın Özendirilmesinde Ticari Bankalarımızın Yeri” Bilimsel Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü.

ABD ABI Enstitüsü’nün Yılın Eğitimcisi (Man of the Year 2011) ödülü sahibiyim. Özgeçmişim WHO’s WHO Dünya, Asya ve Türkiye baskılarında yer almıştır. (Who's Who in Asia 2012, Asya’da Kim Kimdir 2’nci baskı, 01/11/2011, Who's Who in the World 2011, Dünyada Kim Kimdir, 28’nci baskısı, 03/12/2010, Günümüz Türkiyesi'nde Kim Kimdir, 01/05/2005). Özgeçmişim Turkischer Biographiscer Index/Turkish Biographical Index’te (2004, s.563) yer almıştır. Google Akademik’te 1.070 (05.02.2018) atıfım vardır.

Eskişehir Sanayi Odası, Eskişehir Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası, Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası, Kayseri Sanayi Odası, İşveren Dergisi, İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi gibi oda dergilerinde yazılarım yer almıştır. Türkiye’de yayınlanan çok sayıda bilimsel derginin hakem heyetinde yer almaktayım. Ders kitaplarım: 42 baskı yapmış olup 3.884 sayfadır.

Yorumlar

“TBMM Eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk’a Onur Ödülü” için bir cevap

  1. mahmut demirkolllllu avatarı
    mahmut demirkolllllu

    cindoruk yetişmiş iyi bir siyasetçi ve devlet adamıdır.TBB ödül vermekle isabetli iş yapmıştır.cindoruğun önü demirel tarafından kesilmeseydi çok başarılı mhizmetler verebilirdi.cindoruktan beklentimiz şudur;:1960 ve 1980 ihtilallerine CHP nin katkıları nelerdir.CHP ihtilale teşvik /destek vermişmidir?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Peygamber(ler)in ALLAH’a Ortaklığı?! Hadisler? KUR’AN!? Din’den beslenenler-sömürücüler-din satıcıları; ‘Tanrı-Allah-Kitap-Kur’an’ söylemiyle bireysel olması gerekirken, kurumsallaştırdıkları ‘inancı’ önce; Yahudilik-Hıristiyanlık-Budizm gibi farklı dinlere,…

  2. pavarotti de güzel söyler Oçi Çorniye’yi

  3. Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!? Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme,…

  4. KUR’AN! Fal?-Nazar?-Büyü? (Mâide,3)”Fal oklarıyla-kehanet yoluyla gelecekte sizleri neyin beklediğini öğrenmeye çalışmak fısktır-kötü bir eylemdir; çünkü bu yoldan çıkmaktır.” Fal ile…

  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

    Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

    Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme, söylediklerini buyruk kabul etme zaafı ile kutsallaştırılmışlara-kullara tapınma haline […]


  • SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapılacak seçimler için, herkesinde gördüğü gibi, ABD bilerek kendine bağlı işbirlikçilerle beraber R.T.E. -K.K. üzerinden Türkiye’ye anti demokratik ve totaliter içerikli iki […]


  • PROTEİN EKSİKLİĞİ

    PROTEİN EKSİKLİĞİ

    Ülkelerin gelişmesini, proteinli gıdalarla beslenen gençler ve kuşaklar sağlar. Her Japon çocuğu mutlaka yumurta yer, et, balık, fındık, badem yer, süt içer. Her Alman çocuğu […]


  • Türkiye’ye turist yağacak…

    Türkiye’ye turist yağacak…

    Alınan onca önleme rağmen Rus turistlerin Türkiye tercihi önlenemiyor. Geçenlerde yazmıştık. Rusya, iç turizme yönelik önlemler almaya başlamıştı. Ancak, görülüyor ki Rus turistler Türkiye’den hali […]


  • Kocaseyit

    Kocaseyit

    1929’da Havran’a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ,Nahiye Müdürüne , ” Havran köylerinden birinde bir Seyit Onbaşı olacaktı onu bulup getirin” der. Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmeyen Nahiye Müdürü “Emriniz olur.Buluruz […]


  • SEÇİM SİSTEMİNİN GÜVENİRLİĞİ

    SEÇİM SİSTEMİNİN GÜVENİRLİĞİ

    Erkam Tufam yurtdışında yaşayan bir gazeteci. Niye yurtdışında, nasıl çıkmış gibi sorular beni ilgilendirmiyor. Bir yazımda vurgulamıştım; ‘ben söze bakarım’! O kişinin söylediklerinin ne kadarı benim […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Kuşlar yılın farklı zamanlarında besin kaynaklarının mevcudiyetine ve iklim koşullarına bağlı olarak kışı geçirecekleri alanlara veya üreme alanlarına göç ederler. Göç eden kuşların çoğu Avrupa, […]


  • Orta Asya’da Türkler

    Orta Asya’da Türkler

    Türkmenistan’daki ‘Türk’ ile Türkiye’deki ‘Türk’ aynı insanları mı ifade ediyor? Eğer öyleyse, neden ikisinin arasında isimleri başka insanlara atıfta bulunan ülkeler var? İran, Irak, Suriye […]


  • Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    “Yavaş yavaş ölürler okumayanlar” diyor şair. Yaşam Tercihimizde Yavaş Yavaş Ölümü Mü? Yoksa Yaşamı Anlayarak Ölmek mı? Brezilyalı şair Martha Medeiros’un 1961 yılında yazdığı “Ağır […]


  • “Can güvenliği her şeyin önünde…”

    “Can güvenliği her şeyin önünde…”

    Yaşanan depremler olası İstanbul’da beklenen depremi gündeme taşıdı. Uzmanlar İstanbul’da yıkıcı depremin olabileceğini söylüyor ve tedbir almada geç kalınmaması gerektiğinin altını çiziyorlar. Prof. Dr. Naci […]


  • Marmaris, İngilizler için daha maliyetli…

    Marmaris, İngilizler için daha maliyetli…

    Turizm sezonunda bu yıl daha çok İngiliz Türkiye’ye gelecek. Özellikle Marmaris, Bodrum gibi tatil yörelerinde bu yaz daha çok İngiliz göreceğiz. Marmaris, Dalaman ve Bodrum’a […]


  • Yine bir deprem uyarısı…

    Yine bir deprem uyarısı…

    Depremler tehlikesi halen devam ediyor. Uzmanlar yeni depremler konusunda yeni uyarılarda bulunuyor. Şimdi de Bingöl masaya yatırıldı. Bingöl’de de deprem olabileceği konusunda yeni uyarılar geldi. […]


Exit mobile version