Site icon Turkish Forum

“Yarın çok geç olacak…”

NECDET BULUZ - necdet buluz

NECDET BULUZ

Gerek Suriye’de, gerekse Kuzey Irak’taki gelişmeler, bir anlamda Türkiye’yi köşeye sıkıştırma operasyonları olarak da değerlendirilmelidir.
Her iki taraftaki gelişmelere baktığımızda ortaya çıkan tablo şöyle:
Amerika’nın desteğindeki PKK/ YPG güçleri Suriye’de hem bölgeye, hem de zengin petrol yataklarına yerleşiyor. Kuzey Irak’ta ise Barzani Kerkük’ü yutmaya çalışıyor. Türkmenleri yok sayıyor.
Suriye’nin Irak sınırındaki enerji zengini Deyrizor ilinde hızla ilerleyen ABD destekli terör örgütü PKK/ PYD Cefre petrol sahasını kontrol altına alarak bölgeye iyice yerleşmiş bulunuyor. Ağır silahlarla donatılmış olan terör örgütü güçlerinin diğer petrol zengini yatakları da ele geçirmeye çalışacakları gözlemleniyor. Bu operasyonlarda da en büyük destek Amerika’dan geliyor.
Suriye’nin en büyük petrol yataklarını oluşturan 11 yatak, Fırat Nehri’nin doğusunda yer alıyor. Suriye’nin enerji kaynaklarının üçte birini oluşturan bu bölgelerin tamamının kontrol altına alınması için mücadele ediliyor.
Bu gelişmeler şu gerçeği de ortaya koymaktadır:
Amerika, kara gücü olarak gördüğü ve silahlandırdığı PKK/ PYD güçleri ile bu zenginliği ele geçirip, bu örgütlere de bekçilik yaptıracak.
Kuzey Irak’ta ise baştan bu yana Barzani’yi destekleyen Amerika’nın bu bölgedeki zengin enerji kaynaklarını da Barzani’ye teslime ederek bölgedeki dengeleri tamamen lehine döndürmesi planlanıyor.
Böylesine hızlı bir gelişme karşısında Türkiye her açıdan sıkıntılı günler geçirmeye başladı.
Bir yandan terör örgütleri ile mücadele, öte yandan Kuzey Irak’taki gelişmeler, yanı başımızda bağımsız bir Kürt Devleti’nin kurulması çalışmaları, öte yandan Kerkük ve burada yaşayan Türkmenlerin sorunları öyle görünüyor ki, bizi daha da sıkıntılı günlere sürükleyecektir.
Amerika ve AB ülkeleri ile yaşadığımız sorunlu ve gerginlikleri de bunlara eklediğimizde sıkıntının büyüklüğünü daha net görebilmekteyiz.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tüm bu gelişmeleri değerlendirdiği açıklamasında “ Hedefteki ana ülke Türkiye’dir. Irak ve Suriye’deki gelişmelerle sabrımızı sınayıp, tepkimizi ölçmeye çalışanların bir sonraki durağı aziz vatanımız olacaktır. Şayet bugün gereken duruşu gösteremezsek, yarın çok geç olacaktır. Bugün Kerkük’teki zulme ses çıkarmazsak yarın kendi topraklarımızda olacaklara mecbur bırakılırız. Bu yüzden Türkiye varlığını tehlikeye atan bu duruma karşı meşru müdahale hakkını her yönden kullanmalıdır” diyerek yaşadığımız tehlikelere dikkat çekmektedir.
Bahçeli, Türkmenlerin yalnız bırakılmayacağını da, gerekirse 5 bin gönüllü ülkücünün hazır kıta beklediğini, bu sözlerinde de çok ciddi olduklarının altını çiziyor. MHP Genel Başkanı “Oldubittilerle bir tek soydaşımızın bile kurban verilmeyeceğini herkes duymalı ve bilmelidir” diyor.
Burada şu noktayı da dikkatleriniz sunuyoruz:
Bahçeli, bugün gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve gerekse AK Parti Hükümeti’ni destekliyor. Uyum içinde bir çalışma da sergileniyor.
Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Başbakan Yıldırım da ve diğer ilgili Bakanlar da sıkıntıları dile getiriyor, gereğinin yapılacağını söylüyorlarsa da ortada somut bir gelişmenin olmadığını da görüyoruz.
Özellikle Kuzey Irak’ta Barzani’ye karşı alınması gereken önlemlerin alınmasındaki gecikmelerin Barzani’yi daha da şımarttığını dikkat çekiliyor. “Alınması gereken önlemler varsa alınmalıdır” deniliyor.
Bu satırlar yazılıncaya kadar Habur Gümrük Kapısı ve Barzani’nin petrol muslukları kapatılmamıştı. Bu iki konuda atılacak adımların Barzani’nin nefes borusunun sıkılması anlamına geldiği de söyleniyor.
Eğer ortada söylendiği gibi sıkıntılı ve tehlikeli bir durum varsa bunların masaya yatırılıp, uyum içinde çözülmesi ve Bahçeli’nin bizi yönetenleri bu masada ikna etmesi gerekmiyor mu?
Sadece söylemlerle veya bazı konulara dikkat çekmelerle sorunlar çözülmüyor. Sorunların kökünden çözümü neyi gerektiriyorsa eylem olarak bunların mutlak biçimde ortaya konulması kaçınılmazdır. Eğer “Yarın geç olacak” endişemiz varsa daha neyi bekliyoruz?
Şu anda karşımızda 3 ana sorun var:
PKK/ PYD güçlendiriliyor. Bölgedeki enerji kaynakları kontrol altına alınıyor. Yanı başımızda Bağımsız bir Kürt Devleti’nin kuruluş çalışmaları hızlandırılıyor. Amerika ve AB ülkeleri ile yaşanmakta olan krizler de işin başka bir boyutu.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

Exit mobile version