Site icon Turkish Forum

DUYURU : Emekli bir İstihbarat Subayının ‘Jitem’ Mektubu ve Ergenekon Sanığının Terörle Mücade le Faaliyetleri

Emekli bir İstihbarat Subayının ‘Jitem’ Mektubu ve Ergenekon Sanığının Terörle Mücadele Faaliyetleri

Emekli bir İstihbarat Subayının 'Jitem' Mektubu ve Ergenekon Sanığının Terörle Mücadele Faaliyetleri - image001 24

Değerli Yurtseverler,

Size bu iletimizde, ülkemizin PKK TERÖR ÖRGÜTÜ’ne karşı verdiği amansız mücadeleyi, mücadeleyi verenlerin cephesinden aktaracağız. Bu bağlamda, mücadelede hayatını kaybeden tüm sivil ve devlet görevlisi kahramanlarımızı minnet ile yâd ediyor, mekanlarının cennet olmasını cenabı haktan niyaz ediyoruz.

Hatırlayın, bir dönem açılılm süreci adı altında, Terörle mücadele edenleri bazı çevreler “niçin mücadele ettin” diye sorgular hale geldi. Güneydoğu’da PKK terörüne büyük darbeler indiren Bolu Komando Tugayı’nın eski komutanının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yargılandığından kaçımız haberi var? PKK mücadelesinde yaralanan ve artık ömür boyu yürüyemeyecek albayın tekerlekli sandalyesiyle sanık sandalyesine oturacağını kaç kişi biliyor? Yurtdışında bulunan PKK itirafçısının, PKK’nın yayın organına yaptığı açıklamalarla komutanlar yargı önüne çıkartıldı. Biz o günleri maalesef ki gördük. Siz de eminim hatırlarsınız.

PKK’nın ülkemizi bölmek, Güneydoğu’da bağımsız bir Kürt devleti kurmak için yola çıktığı biliniyor. PKK’nın başı Abdullah Öcalan, Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildiğinde ilk işi Türk bayrağını öpmek oldu. Apo, dönemin DGM Başsavcısı Cevdet Volkan ve Savcı Talat Şalk’a verdiği ifadede, “Bağımsız Kürt devleti kurmak bir hayalmiş. Bunu yeni anladım” dedi.

PKK terörünü etkisiz kılmak için yürütülen müthiş mücadelede, yüzlerce şehit verildi. Bugün o mücadelenin içinde yer alanların bir kısmı tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkum oldu. Ankara’da bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’ne giderseniz, orada, bu mücadelenin nasıl kazanıldığını, ne bedeller ödendiğine tanık olursunuz. Orada vurgun yemiş gibi olursunuz. Orada ağlarsınız, hem ne ağlamak… Aslında herkesin bu merkezdeki gençleri görmesi, tanıması gerekiyor…

Bu durum bir dönem mücadelenin ön saflarında yer alanları alabildiğine üzüyor. İşte aşağıda eski bir Jitem Subayımızdan gelen mektup ve mektupta anlatılanlar.

Peki, metropollerde PKK ve diğer örgütlere karşı gizli görev yapmış bir istihbarat görevlisi olan (ve aynı zamanda ÖZEL BÜRO GRUBU’nun da Basın Sözcülüğü’nü yürüten) Ergenekon sanığı Erkut Ersoy’un PKK TERÖR ÖRGÜTÜ ile MÜCADELESİNİ kaç kişi bilir ??

Emekli bir İstihbarat Subayının 'Jitem' Mektubu ve Ergenekon Sanığının Terörle Mücadele Faaliyetleri - image002 11

Jitem Subayımızın terörle mücadele hakkındaki aşağıda yer alan kısa-öz açıklamalarını okuyalım. Ama okumadan önce Erkut beyin terörle mücadele faaliyetleri hakkında bir iki kelamda ben etmek isterim.

Malum gizli yapılan faaliyetler işin doğası gereği zordur. Çünkü hem başarmanız gerekir hem de aynı zamanda bunu gizlenerek yada kamufle olarak yapmanız gerekir. Hal böyle olunca terörle mücadele faaliyetlerini kamufle olarak yürütmek te ustalık ister. Erkut bey bunu yıllarca başarmış istihbarat uzmanlarından birisidir. Meşhur Ergenekon Operasyonu ile tutuklanana kadar öz annesi dahil ailesinden bir kişi bile Erkut beyin işinin İSTİHBARAT olduğunu bilmiyordu. Tüm ailesi onun geleceği parlak bir Bankacı olduğunu zannediyordu ki aslına bakarsanız bir yerde de doğru bir zan. Çünkü Erkut bey verilen gizli görevleri ifa edebilmek için kendisine verilen istihbari eğitimler sayesinde bir COVER STORY (Bir amaç için Planlanmış Hayat Hikayesi-Maskelenmiş Yaşam Hikayesi) planlamış ve uygulamıştı ve bu planlanmış hayat hikayesi içinde de yıllarca bir Bankacıymış gibi hareket etti. Ne gibi faaliyetler yaptı ? yada gizli görevleri neleri kapsıyordu ?, kime yada kimlere karşı yapıldı ?, yasal mıydı, yasa dışı mıydı ?, sınır içi mi yoksa sınır dışı mıydı ?, görevlerin içeriği, şekli şemali neydi ? tabi bunlar DEVLET SIRRI kapsamında korunuyor. BİLMESİ GEREKENLER PRENSİBİ içerisinde. Bunlar Erkut bey ile mezara gidecek. Ancak, bu terörle mücadele faaliyetleri elbette PKK’nın hamisi olan CIA’nin ve taşeron olarak kullandığı FETÖ ÖRGÜTÜ’nün bölgesel planlarına karşıydı ve durdurulması gerekiyordu. Öyle de oldu.

Ayrıca MK ULTRA & TELEGRAM konusundaki faaliyetleri ve Avrupa’daki PKK elebaşılarının yurt dışı operasyonlarla gizlice Türkiye’ye getirilmesi gibi teorisi olan ancak pratiğe geçirilmesi engellenen çalışmaları (Detayları Ergenekon Davasının delil klasörleri içerinde yer alıyor) bardağı taşıran son damlalar oldu ve Erkut beyin ipi de böylece çekildi. Önce 2001 Şubat ayında kaçırılarak 3 gün boyunca işkence edildi, yıllarca 7/24 kontrespiyonaj prosedürüne bağlı olarak hassas kontrole tabi tutuldu ve en sonunda öldürülmesi kararından vazgeçilerek bir çok Ergenekon sanığına uygulandığı gibi meşhur Ergenekon Davası kapsamında İTİBARSIZLAŞTIRMA OPERASYONU’na maruz kaldı. Hakkında hepsi asılsız bir çok haber yapıldı, dedikodular yayıldı, yapılan haberler önce FETÖ’nün yayın organlarında, daha sonra FETÖ’nün kontrolünde olan binlerce FETÖ sempatizanı hesap, örgüte ait haber siteleri ve diğer sosyal medya hesaplarında uzun süre yayınlandı. Erkut bey hepsine tekzip gönderdi hiç biri yayınlanmadı, tüm haberleri tek tek Basın Savcılığı’na şikayet etti ama o dönem AK PARTİ ve FETÖ ÖRGÜTÜ kanka durumunda idi, aralarından su sızmıyordu ve FETÖ ÖRGÜTÜ Yargı’daki gücünü koruyordu. Bu nedenle Yargı’dan da bir sonuç alamadı. Son olarak yaşadıklarını ve CIA+FETÖ ÖRGÜTÜ’nün bölgesel planlarını Basın’a anlatmaya karar verdi ancak Türkiye Gazetesi hariç diğerleri korktu, röportaj yapmaktan çekindi. Türkiye Gazetesi de beklendiği gibi Erkut beyin CIA ve FETÖ ÖRGÜTÜ hakkında anlattıklarını değil (Sözde) Ergenekon Örgütü hakkında anlattıklarını haberleştirdi. O da topu topu 5 paragraf. Aslında Erkut bey, Basının ilgi göstereceğini zannediyordu ama beklediği gibi olmadı.

Sonuç olarak, Erkut bey gibi nice İSİMSİZ DEĞERİMİZ bu vatan, bu bayrak uğruna nice fedakarlıklar yapıyor, hayatlarını, hayallerini gereğince yaşayamıyorlar. Hepsine minnet borçluyuz. Umarız bundan sonra hak ettikleri değer ve itibar verilir. Bu arada Ergenekon Duruşmaları 21 Haziran 2017 tarihinde İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde başlıyor.

Derin Devletimizin Yeniden Doğuşunu canlı olarak takip edebilirsiniz.

“GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİ MAHKUM EDİYORLAR”

Emekli bir İstihbarat Subayının 'Jitem' Mektubu ve Ergenekon Sanığının Terörle Mücadele Faaliyetleri - image003 18

Değerli Yurtseverler,

Bir dönem yakından gördük. Asılsız iddialarla, sistemli olarak terörle mücadelede görev almış güvenlik güçleri personelinin üzerine gidildi, onların şahsında bir dönem canı pahasına görev yapmış kişiler karalandı. Bu karalama kampanyalarının asıl hedefi, “bakın hepinizi yargılatırız” diyerek, terörle mücadele de görev alacakları önceden korkutmak, sindirmeye dönüktür..

Doğu ve güneydoğu bölgelerimizde yaşanan günleri ne çabuk unuttuk. Bırakın bir ilçeden diğerine gitmeyi, şehirlerarası bile emniyetle gidilemiyordu. Binlerce insanımız terör örgütü tarafından katledildi. Bölge halkı, “vergi” adı altında terör örgütünce haraca bağlanmıştı. Maalesef bazı gazete ve köşe yazarlarımız o günleri unuttu, yargılanmamış güvenlik görevlilerini mahkum etti, “suçlu” diye köşelerinden lanse etti.

Bu mu basın özgürlüğü, bu mu adalet ? Merak ediyorum, bunları yazanların çocukları veya yakın akrabaları o dönemde nerelerde askerlik yaptılar? Güneydoğu’ya göndermemek için hangi hatırlı dostlarının nüfuzlarını kullandılar? Acaba kendileri otobüslere yada özel otomobillerine binip Diyarbakır, Van, Hakkari’ye gittiler mi o günlerde?

JANDARMA İSTİHBARAT BİRİMİ NASIL ÇALIŞIYOR

Şimdi de başka bir terörle mücadele kahramanımız olan Jandarma’da görevli bir subayımıza kulak verelim. İsmi bizde saklı Komutanımız terörle mücadele konusunda şunları anlattı.

Ben emekli jandarma subayıyım. ÖZEL HARP DAİRESİ’nde görev yaptım. Görev süremin yarısı güneydoğu’da geçti. Memleketimin hem doğusunda, hem batısında jandarma istihbarat birimlerinde de çalıştım. Size jandarma istihbarat birimleri hakkında bilgi vermek istiyorum.

Terörün başladığı yıllarda il jandarma komutanlıklarının da, jandarma bölge komutanlıklarında istihbarat şubeleri vardı. Bu şube personelleri kısıtlı imkanlarla resmi elbiselerle görev yaparlar, karargah dışına pek çıkamazlardı. Rahmetli Hulusi Sayın Paşa terör başladıktan sonra jandarmanın istihbarat şubelerinin teröre karşı daha fazla etkili olabilmesi için Emniyet genel Müdürlüğünde olduğu gibi merkeze bağlı, işi sadece istihbarat olan birimler kurulmasına karar verdi.

1987 yılında Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanı olduktan sonra bu fikrini uygulamaya koydu. Kuruluş safhasında bu timlerin hem istihbarat, hem de terörle mücadele de görevlendirilmesi düşünüldüğünden “JİTEM” denilmesi düşünüldü. İstihbarat ve harekatın farklı ellerden yürütülmesi prensibiyle bu timler sadece istihbarat ile görevlendirildiğinden “Jandarma İstihbarat Tim’i” adı verildi. Jandarma Teşkilatında hiçbir dönemde “JİTEM” adı ile görev yapan bir birim olmadı.

İstihbarat timleri, Emniyet istihbaratının ve MİT’in de kullandığı eleman sistemiyle ve teknik takiple bilgi topluyor, değerlendirip istihbarat haline getirip İstihbarat Grup Komutanlığına ve harekat birliklerine veriyordu.

“PKK İTİRAFÇILARINI NASIL KULLANILIYORDU?”

Bölgede ki Tugay ve Kolordu Karargahlarında aylık yapılan istihbarat toplantılarına MİT ve Emniyet istihbarat yetkilileriyle beraber “İstihbarat Tim Komutanları” da katılıyordu. Bu timler terörle mücadele sürecinde çok başarılı oldular. Birlik komutanları bizim verdiğimiz duyumlara daha fazla değer vermeğe başladılar. Verdiğimiz istihbaratlarla birliklere nokta operasyon yaptırıyor sıcak temas sağlatıyorduk.

Bizim Jandarma oluşumuz sebebiyle kırsalda, haber elemanı temin etme konusunda MİT ve Emniyet’ten daha avantajlıydık. Köylerde ki Jandarma Karakol Komutanları ve ilçelerde ki İlçe Jandarma Komutanları da bize haber elemanı temininde yardımcı oluyorlardı. İlçe jandarma ve Karakol binalarına, PKK sempatizanları tarafından görülüp örgüte ihbar edilirim korkusuyla giremeyen haber elemanları bizim binalarımıza rahatlıkla gelebiliyorlardı. Veya bizler sivil görev yaptığımızdan rahatlıkla onlarla il, ilçe merkezlerinde gizli görüşmeler yapıp duyumları alabiliyorduk. Verdikleri haberlerin önemine göre para ödüyorduk. Dünyadaki bütün istihbarat teşkilatları bu sistemle çalışır.

İstihbarat timlerinin bağlı olduğu bir “istihbarat Gurup Komutanlığı” vardır. İstihbarat gurup Komutanlığında Timlerden gelen duyumlar toplanır, daha çok karargah hizmetleri ve analizler yapılır, İstihbarat toplama timlerin işidir. İtirafçılık yasasından yararlanıp işe yerleştirilen ve devletten maaş alan “Memur itirafçılar” grup komutanlığında tercümanlık ve çatışmalarda (örgütün taktiklerini bildikleri için) ele geçirilen dokümanların değerlendirilmesinde görevlidir.

“JİTEM ADINI KULLANMAYAN KALMADI”

Güneydoğu da şahsi menfaatlerine iş yapan halktan çeteler, itirafçılar, korucular hep JİTEM adını kullandılar. Halka korku saldılar. Bunlardan bir çoğu emniyet ve jandarma tarafından yakalandı ve adli işlem yapıldı. Bunun pek çok örneği bölgede mevcuttur.

Yarattıkları bu korkuyla bölgede faili bulunamayan her olay, halk tarafından “JİTEM yapmış” diye kulaktan kulağa yayıldığından ne olduğu bilinemeyen bir öcü yaratıldı. Bu öcünün Psikolojik etkisinden yararlanmak isteyen bazı güvenlik mensupları da görev yaparken kendilerine bu adı verdiler. Kesin emir olduğu için sadece biz bu adı kullanmıyorduk.

Geçen Çarşamba günü ÖZEL BÜRO Grubu’nda ki yazınızda söz ettiğiniz Emekli Albay Abdülkerim Kırca’yı da iyi tanırım. Kendisi gerçek bir kahramandır. PKK, Antalya’da eylemlere başlayınca, mücadele için oraya tayin edildi.. Hem istihbaratçı, hem de eski bir harekatçı olduğundan Antalya ‘da başarılı oldu. Kısa sürede PKK’lıların yerini tespit edip, yaptığı operasyonla imha etti. Kendisi ön safta operasyona katıldığı için yaralandı. Şu anda ki durumunu biliyorsunuz. Yıllardır halinden bir kere bile şikayet ederken görmedim, “Vatanım için canım feda” dan başka.

BAKALIM SIRA KİME GELİYOR?

Geçtiğimiz aylarda Yavuz paşa, şimdi Kerim Albay. Bakalım sırada kimler var. K.Irak’taki teröristlerini yurt içine doldurdular, Terörle mücadele de ileride görev alacakları şimdiden sindirmek, yıldırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama bilsinler ki Anadolu zengindir, yüzbinlerce Kerim Kırca’yı yetiştiren bu topraklar, milyonlarcasını da yetiştirir…

Bu mektubu bugünkü yazınızı okuyunca yazdım arkadaşlar. Çok teşekkür ederim, tüm şehitler ve tüm gaziler adına… Ziyaretinize gelip, sizinle tanışmak ve bizzat teşekkür ve saygılarımı size sunmak istiyorum.

Evet, Güneydoğu’da görev yapan bir komutan bunları yazıyor. Anlatacakları bitmemiştir. Ziyaretimize geldiğinde de kuşkusuz anlatacakları olacaktır. Örneğin, PKK itirafçıları konusunda da sizlerle bazı hadiseleri paylaşacağız !

Zaman ayırıp okuduğunuz için minnettarım.

Yusuf Özbek

Yönetici

ÖZEL BÜRO GRUBU

yusuf.ozbek.turkiye

 

Exit mobile version