Site icon Turkish Forum

Sultanahmet Patlaması: PKK Terörü Metropollere taşıdı

12400477_1144351435574868_46314576405_n

 

Attila AKAR:
Biz haybeye gündelik tartışmalarla uğraşaduralım terör örgütü gene ortalığı birbirine katmaya azmetmiş bulunuyor. Öyle görünüyor ki PKK terörü büyük kentlere ya da pek sevdikleri tabirle “Metropoller”e taşıyacak. Güneydoğu’nun kimi kent ve bölgelerinde çoktandır uyguladıkları “hendeklere dayalı özerklik siyaseti” devletin direnişi ve sert cevabı ile karşılaşınca bu kez rotayı bir tehdit unsuru olarak büyük şehirlere doğru kırıyorlar.

Belli ki PKK, terörü tırmandırma ve dozunu arttırma yöntemiyle olayı tüm Türkiye’ye yayma hazırlığını yapıyor. Elindeki tek ve etkili silahı olan terörü “yoğunlaştırma” seçeneğini zorluyor. Bu anlamda inşallah olmaz ama -maalesef- gerisi gelebilir. İyice gözü dönmüş bunların…

İşte Sultanahmet’te patlayan bomba (Canlı veya cansız ya da başka bir şey önemli değil. Örneğin “roket” söylentisi de var) bu stratejinin ilk adımıdır. Şu anki ilk resmi açıklamalara göre 10 ölü 15’de yaralı olduğu bildiriliyor. (Artabilir de!) PKK, Güneydoğu’nun belli merkezlerinde zaten sürdürdükleri terörden umduğu sonucu alamayınca bu kez devlete geri adım attırmak için “terörü her yere taşıma ve yayma” yoluna gitmiştir. Amaç; devleti tehdit ederek, Güneydoğu’da şu an devletin kararlılıkla uyguladığı stratejiden geri döndürmektir.

PKK, önce dağ ve kırsalda terörü uyguladı. Daha ziyade ordu güçlerini hedefledi. Böyle büyüdü ve beslendi. Sonra dönem dönem taktiksel kent patlamaları düzenledi. Güçlendikçe ve terör taktiklerinde yetkinleştikçe, kitle desteği arttıkça sokak ve barikat terörüne yöneldi. Uluslararası istihbarat servislerinin de lojistik desteğini (Son olarak buna Rusya’da eklendi) ve tavsiyelerini alarak daha yeni savaş taktiklerine yöneldi. Psikolojik savaş yöntemlerini de devreye sokmada mahirleşen örgüt (Çocuklar öldürülüyor” söylemi gibi!) elindeki tüm imkânları Türkiye’yi birbirine katmak için kullanıyor. Kısaca pisliğin sınırı yok!..

BİR AMAÇ DA ULUSLAR ARASI GÜÇLERİ DEVREYE SOKMAK MI?

Bu arada bir parantez açıp belirtelim. Serbest çağrışımlarımı özgür bıraktığımda olayın seçildiği yerin de ilginç olduğunu düşünüyorum. Patlama İstanbul’un en merkezi ve turistik bir bölgesinde gerçekleştiriliyor. Turist kafilelerinin, otobüslerinin olduğu bir nokta. Ayrıca belli simge anıt ve yapıların olduğu bir yer. Burada olacak her şey ayrıca dikkat çekecektir. Örneğin –ne derece doğru henüz bilemiyoruz ama- patlamanın Alman turistlerin yoğunlaştığı bir yerde olduğu söyleniyor. Eğer öyleyse bunlar özellikle “seçilmiş” hedeflerdir. O zaman bu “manzara “ üzerinden planlanmış bir amaç var demektir. Yoksa sırf “ülkeden turist kaçırmak”la açıklanamaz. Şayet öyleyse bu işte ilaveten “bir yabancı servis tasarımı”, ortaklığı var anlamına gelecektir…

Tam bu noktada dört gün önceki bir “haber” aklıma geliyor. Alman gazetesi Frankfurter Rundschau, “Türkiye’nin büyük kentlerinde yeniden bombaların patlaması an meselesi gibi görünüyor” diyordu. (Nereden biliyorlardı acaba?) Yanlı bir dille Türk hükümetinin terörü azdırmakla suçlandığı haberde “Özellikle AB buna ilgi göstermek zorunda” deniyordu. Şimdi bu eylemle kimi “dış güçler”de konuya müdahil olmaya davet edilmek mi isteniyor acaba? PKK yandaşları kısa süre önce “Birleşmiş Milletler”e bile seslenmediler mi zaten. (“Mankurt aydınlar”ın kulağı çınlasın!) Hesap içinde başka hesaplar var gibi!..

Üçüncü bir faktör olarak Türkiye’nin bir “iç savaş” manzarası arz etmesi isteniyor. Bu yönde büyük kentlerde başka “kalkışmalar” da olabilir. Bilhassa İstanbul’un belli bölgelerinde “barikat siyaseti” izlenebilir. Molotoflu saldırılar tertiplenebilir. Muhtelif komplo ve provokasyonlar düzenlenebilir. Ardından koparılacak yaygaralar bellidir. Bu kez daha kapsamlı ve tehlikeli bir “tuzak” kokusu alıyor gibiyim. Aman dikkat!..

Olay henüz çok yenidir. Ayrıntılar netleşince daha yeni ve daha kapsamlı analizler yapabilirim. Şimdilik –yanılma paylarımla birlikte- ilk “intibalarım” budur. Öyle veya böyle Sultanahmet patlaması bazı şeylerin “ön habercisi” gibidir. Daha derin ve sarsıcı “kırılmalar” yaşanabilir. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye üzerinde oynanan oyunlar yeni maskeler takarak çoklaştırılacaktır. Sultanahmet olayına bir “evre” gözüyle bakmakta yarar var. Bundan sonra nerelere sıçratılacak bilemem…

PKK, sürecin “taşeron örgütü” olarak bunun için dizayn edilmiştir. Bana göre örgüt etkisizleştirilmeden “barış” bir hikâyedir. Ağlama sızlanma, suyuna tirit çağrılar vakit kaybıdır. Türkiye bu terörist dayatmaya teslim olmayacaktır. Kararlılıkla üzerine gitmeye devam etmeli hatta artık –sivri sineklerle uğraşmayı bırakıp- arkasındaki bataklıkta gizlenmiş “planlayıcılar”dan, emir verenlerden doğrudan hesap sorma aşamasına geçmelidir!..

Unutmayın; alçaklardan insaf bekleyenler sonunda insaf dilenecek duruma gelirler!..

12.01.2016.

atillaakar@gmail.com

Kaynak: Face, Banu Avar sayfası

Exit mobile version