Site icon Turkish Forum

TEKNİK TAKİP DOSYASI /// GÜLTEKİN AVCI : Şüpheli 5 ülke

Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan Suriye zirvesine ortam dinlemesi yapılmasının arkasından ABD Ulusal Güvenlik Ajansı NSA çıkmıştı.Şimdi 17 Aralık yolsuzluk operasyonun ardından gündeme gelen “kriptolu telefonları dinleme” skandalı da mercek altına alındı. - code software yazılım bilgisayar programi

Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan Suriye zirvesine ortam dinlemesi yapılmasının arkasından ABD Ulusal Güvenlik Ajansı NSA çıkmıştı.Şimdi 17 Aralık yolsuzluk operasyonun ardından gündeme gelen “kriptolu telefonları dinleme” skandalı da mercek altına alındı.

Taraf Gazetesi‘nin haberine göre, 18 aydır kriptolu telefonları kimin dinlediğini araştıran Türk bilişim uzmanları, elde ettikleri sonuçları, NSA eski çalışanı Edward Snowden’in ifşaatıyla kıyaslamış. Sonuçta, kriptolu telefonlarda kullanılan şifrelemelerde, bir açık kapı bırakıldığı ve bu kapı üzerinden kriptolu telefonların dinlendiği belirlenmiş.

Bu sonuçla gözler, şifrelemedeki açık kapıyı bilen 5 ülkeye çevriliyor.

Yani kriptolu telefonları, ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın dinlendiğine yönelik emarelere ulaşılmış.

Sonuç hiç şaşırtıcı değil.

5 ülkenin şüpheli çıkması da oldukça ilginç.

Neden mi?

Çünkü küresel gözetim ağı olarak kurulan ECHELON sisteminin 5 kurucu üyesi vardı.

Aynı ülkelerdi.

İleri teknoloji ürünü bu sofistike sistem 5 ülkenin (ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda) istihbarat örgütleri arasında kuruldu.

Ve ECHELON, dünya üzerindeki iletişim sistemlerini denetlemek için kurdukları ortak projenin kod adıydı.

ECHELON projesinin temelleri 1947’deki UKUSA Anlaşması’yla atılmış ve 1971’de hayata geçmesinden günümüze kadar kapsamını ve kullandığı teknolojileri sürekli genişletmiştir.

Liderliğini ABD Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nın yaptığı ECHELON‘un bugün tüm modern iletişim sistemlerini denetleyebildiği biliniyor.

Nitekim 2002’de bir tuğgeneral sohbetimizde, “Echelon tüm dünyayı dinliyor tabii” demişti.

Elde edilen teknik takip verileri, DICTIONARY (sözlük) adı verilen ve gelişmiş bilgisayarlar ağından oluşan bir filtreleme sisteminden geçirilir.

Projeye (ECHELON) ortak 5 devletin DICTIONARY‘ye girdiği anahtar kelimeleri içeren bir veri elde edildiğinde, o anahtarı içeren iletişim paketi otomatik olarak isteği yapan ülkenin istihbarat örgütüne gönderiliyordu.

Teknolojik ürünler ve kriptoloji üreterek diğer ülkelere de transfer eden ECHELON üyesi ülkeler, bu yazılım transferlerinde kendileri için açık kapı bırakmazlar mı?

Başkasının teknolojisini kullanmak her zaman boyun eğmektir.

Usta, kendisinin çözemeyeceği bir sistemi talebeye öğretmez.

Nitekim geçmişte büyük bir proje olan PROMIS’te de “arka kapı” skandalı yaşanmıştı.

“Savcı yönetim bilgi sistemi”nin (Prosecutor’s Management Information System) kısaltması olan PROMIS, ABD Adalet Bakanlığı’na bağlı savcı bürolarının veri tabanlarını birleştirmek amaçlıydı.

Inslaw şirketi tarafından 1970’lerin sonunda geliştirilen sistem, girdiği bütün veri tabanlarını bir dosya içine toplamasıyla türünün ilk örneği olan bir bilgisayar yazılımıydı.

Bu projeden nasıl haberimiz oldu?

Kaliforniya grubu olarak geçen CIA-hükümet bağlantılı bir çete, PROMIS’i illegal olarak başka devletlere sattığı için, yazılım şirketi dava açınca.

Fakat CIA ve MOSSAD, bu satışlardan önce yazılıma bir arka kapı (back door) yerleştirir.

Bilgisayardaki bilgilere ulaşılabilecek bir arka kapı açılması, bu programı veri tabanlarını birleştirme hevesiyle alan ülkelerin, aynı anda bu dosyayı CIA ve MOSSAD’a göndermeleri demekti.

1990’da Inslaw‘ın ABD Adalet Bakanlığı aleyhine açtığı davalar sürerken, PROMIS‘i geliştiren firma sahibi William Hamilton Kanada’dan gelen bir mektupla sarsılır…

Kanada Hükümeti, Dağ Polisi de dâhil pek çok devlet dairesinde zorunlu olarak İngilizce sürümün kullanıldığını belirtip PROMIS‘in Fransızca versiyonunun olup olmadığını sormaktadır.

Hamilton şaşırır, çünkü o güne kadar Inslaw, Kanada’ya tek bir kopya bile PROMIS satmamıştır!

Sonra haberler birbirini izler…

Sonunda CIA ve NSA de bu isimde bir yazılım kullandığını kabul ediyor.

PROMIS yazılımının özelliği şuydu:

Çeşitli ülkelerin gizli servisleri tarafından suçluların, şüphelilerin, giderek de politik muhaliflerin fişlenmesi, takibi ve hatta "infaz"ı için kullanılan yazılım, elektronik ortamlarda bırakılan her izi bir avcı gibi adım adım sürüp hafızasında saklıyordu.

PROMIS programı Türkiye’ye de satılmıştı!

Kriptolu telefon yazılımlarına bir de bu açıdan bakmak gerek.

Exit mobile version