Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch 5 Kasım 2012 tarihinde Türkiye’nin uzun dönem yabancı para cinsinden kredi notunu BB’den BBB-’ye yükselterek “yatırım yapılabilir ülke” seviyesine çıkarmıştı.
Bundan 7 ay sonra 16 Mayıs’ta Moody’s Türkiye’nin uzun vadeli yabancı para cinsinden Ba1 olan kredi notunu bir basamak artırarak yatırım yapılabilir seviye olan Baa3’e yükseltmiştir.
Böylece Türkiye, 1992 yılından bu yana ilk defa iki uluslararası kredi derecelendirme kuruluşundan uzun dönemli yabancı para cinsinden yatırım yapılabilir kredi notu alarak önemli bir başarıyı gerçekleştirmiştir.
Kredi notu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilen ülkeler portföy yatırımlarını artırmakta ve yurt dışından borçlanma maliyetlerini düşürmektedir. Yurt dışı kredi imkanlarının artması yurt içi kredi piyasasına olumlu yansımakta ve kredi faizleri de bu sebeple düşmektedir. Bunun sonucunda büyüme hızı not artışı öncesine göre artmaktadır.
Küresel dünyada ülkeleri derecelendiren birçok kuruluş olmasına rağmen üç derecelendirme kuruluşu çok önemlidir. Bunlar; Amerikan Sermaye Piyasası Kurulu tarafından oluşturulan NRSRO bünyesinde yer alan Moody’s, Standart & Poor’s (S&P) ve Fitch Ratings’dir.
Amerikan Sermaye Piyasası Kurulu SEC (U.S. Securities and Exchange Commission), 1975 yılında NRSRO (Nationally Recognized Statistical Rating Organisations) bünyesinde kredi derecelendirme kuruluşlarını tek çatı altında toplamıştır.
Piyasaya giriş çıkışları belirli bir standarda bağlama amacıyla kurulan NRSRO’nun on üyesi arasında en önemlileri yukarıda adı geçen üç kuruluştur.
Derecelendirme kuruluşları; şirketleri, belediyeleri ve ülkeleri derecelendirmektedir. Ülke kredi notları, ülkelerin borçlarından kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirebilme yeteneklerini ölçer. Kredi derecelendirmesi, ülkenin kredi itibarının belirlenmesidir.
Belli bir derecenin üstünde olan ülkeler yatırım yapılabilir ülkeler olarak sınıflandırılırken, derecenin altında bulunan ülkeler ise riskli yatırım grubunda bulunur.
Derecelendirme, borçlunun kredi geçmişi ve gelecekteki borcu ödeme kapasitesi hakkında yapılan bir değerlendirmedir. Kredi derecelendirmesi, borç veren veya yatırımcı için o borcun geri ödenme olasılığını belirlemek için yapılır.
Düşük bir derecelendirme, borç alanın borcunu ödememe riskinin yüksek olduğu anlamına gelir. Bu durum, faiz oranının yüksek tutulması veya borç talebinin reddedilmesi sonucunu doğurur.
Aşağıdaki tabloda üç kredi derecelendirme kuruluşunun kredi notasyonları verilmiştir.
Kredi notasyon Sayısal Sıralama S&P Fitch Moodys __________________________________________________________________________________ Yatırım Notu Derecelendirmesi En Yüksek Kalite AAA AAA Aaa 21
Yüksek Kalite AA+ AA+ Aa1 20 AA AA Aa2 19 AA- AA- Aa3 18
Yüksek Ödeme Kapasitesi A+ A+ A1 17 A A A2 16 A- A- A3 15 Yeterli Ödeme Kapasitesi BBB+ BBB+ Baa1 14 BBB BBB Baa2 13 BBB- BBB- Baa3 12
__________________________________________________________________________________ Spekülatif Notu Derecelendirmesi Yükümlülüklerin yerine getirilme ih. BB+ BB+ Ba1 11 Belirsizlik BB BB Ba2 10 BB- BB- Ba3 9
Yüksek Risk B+ B+ B1 8 B B B2 7 B- B- B3 6 Yükümlülükler Yerine Getirilemez CCC+ CCC+ Caa1 5 CCC CCC Caa2 4 CCC- CCC- Caa3 3 CC CC Ca 2 C C C 1 SD SD D 0
|
Notlar, kuruluşların namusudur. Bir torpil söz konusu olamaz. Aksi takdirde kuruluşun itibarı sarsılır. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarından “yatırım yapılabilir ülke” notu almak zordur ama bu notu korumak daha da zordur.
Türkiye ekonomisindeki finansal risklerdeki iyileşme, kamu borcundaki azalış ve güçlü bankacılık, notun yükseltilmesinde etkili olmuştur.
Türkiye’nin kredi derecelendirme notları, ilk derecelendirilme yılı olan 1992 ve 1993 yılları hariç devamlı yatırım yapılabilir seviyenin altında kalmıştır.
1994 yılındaki krizde Moody’s Türkiye’nin notunu düşürerek yatırım yapılabilir seviye olan Baa3’den spekülatif seviyeye Ba3’e indirmişti.
1997 yılında notu bir basamak daha düşürerek B1’e indirmiş ve Şubat 2005’e kadar kredi notu B1 seviyesinde kalarak görünüm negatif, pozitif ve durağan olmuştu.
Moody’s Aralık 2005’de kredi notu bir basamak artırarak Ba3’ durağana, Eylül 2009’da ise Ba3 pozitife çıkarmış, Ocak 2010’da notu bir basamak daha artırarak Ba2 durağana, Ekim de ise notu sabit bırakırken görünümü durağandan pozitife çevirmişti.
Haziran 2012’de notu yatırım yapılabilir seviyenin bir basamak altı olan Ba1’e yükseltmiş ve görünüm pozitif olmuştu.
Fitch, Türkiye’nin kredi notunu 1994 yılında spekülatif seviye olan B olarak belirlemiş, 1995 yılında notu iki basamak artırarak BB’ye yükseltilmişti. 1996 yılında bir basamak düşürerek B’ye, 2003 Şubat ayında spekülatif seviye olan B-‘ye indirmiş ve görünümü de negatif olarak belirlenmişti.
Eylül 2003’de notu bir basamak artırarak yine spekülatif seviye olan B’ye yükseltmiş, Aralık 2009’da yatırım yapılabilir seviyenin bir basamak altı olan BB’ye çıkarmıştı.
Son olarak Kasım 2012’de BB’den BBB- seviyesine çıkararak 1992 yılından bu yana ilk defa yaptırım yapılabilir seviyeye yükseltilmişti.
S&P, 1994 krizinde Türkiye’nin notunu düşürerek yatırım yapılabilir seviyeden (BBB) spekülatif seviyeye (B ) indirmişti. 2004 yılına kadar aynı seviyelerde kalan notu Ağustos 2004’de BB-‘ye, Şubat 2010’da BB seviyesine yükseltmiş ve görünümünü pozitif olarak belirlemişti.
Mayıs 2012’de notu değiştirmeyen S&P, kredi not görünümünü pozitiften durağana düşürmüştü. Son olarak 27 Mart 2013 tarihinde kredi notu BB’den BB+’ya çıkarmıştı. Not artışını ise Türkiye’nin artan ekonomik direncine ve çözüm sürecinde kaydedilen ilerlemeye bağlamıştı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün not artırımıyla birlikte uluslararası yatırım fonlarının önündeki teknik engellerin kalktığını ve bir kritik eşik seviyesinin aşıldığını şöyle değerlendirmiştir: ” Bu not artışıyla mevzuatları nedeniyle daha önce Türkiye’de yatırım yapamayan çeşitli fonların ve Türkiye hakkında bazı tereddütleri olan yatırımcıların da ülkemize gelmesini bekliyoruz.”