Site icon Turkish Forum

Armani, Gucci Dincileri …

Kaldırıp kafanızı bir etrafa bakın; hep birbirine benzeyen adamlargörürsünüz. Nasıl yüzleri botokslu sosyetik sarışın hanımefendiler birbirine benziyorsa, bu dinciler de o derece birbirlerine benziyorlar. Bunlar AKP’nin metroseksüel dincileriEllerinde mutlaka Vertu marka cep telefonları var. Bileklerinde ise Franck Muller saat. Özellikle Başbakan Erdoğan’a hediye edilen Franck Muller saat, partililer arasında moda yarattı. Bunların fiyatı 100 bin dolara kadar çıkıyor. AKP’li metroseksüellerin Doğulu ve Karadenizli olanlarının büyük oranı burun estetiği yaptırmış durumda. Saçları tırnakları hep bakımlı. Tarkan gibi ünlülerin gittiği kuaförlerde artık bu dincileri görüyorsunuz. Gelelim giydiklerine: mutlaka marka olmalı: Prada, Armani, Gucci, Cerutti, Ferre, Ermenenegildo, Nina Ricci, Paul&Shark gibi.Ayakkabı ise değişmez markalar olmalı: Ralph Lauren, Armani ve Tod’s. Kemer, gömlek, mendil, çorap yine bu markalardan seçiliyor. Siyah takım elbise, beyaz gömlek ve uzun burunlu siyah ayakkabı. Parfümleri yine marka ama özellikle nedense Bulgari tercih ediliyor. Alışveriş genellikle Harvey Nichols, Beymen ve Vakko’dan yapılıyor. Evet, artık çevrenize daha dikkatli bakın: onları hemen tanıyacaksınız. Onlar artık sosyetenin gittiği Papermoon gibi mekânların değişmez figürleri oldular. Meğer bunca yıllık mücadeleleri, büyük laflar etmeleri; TV’lerde, gazetelerde gördükleri sosyetik metroseksüeller gibi yaşamak içinmiş. Evet, bir daha yazalım:      “Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,     Doyunca, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!” - soner yalcin

Kaldırıp kafanızı bir etrafa bakın; hep birbirine benzeyen adamlargörürsünüz.
Nasıl yüzleri botokslu sosyetik sarışın hanımefendiler birbirine benziyorsa, bu dinciler de o derece birbirlerine benziyorlar. Bunlar AKP’nin metroseksüel dincileri
Ellerinde mutlaka Vertu marka cep telefonları var.
Bileklerinde ise Franck Muller saat. Özellikle Başbakan Erdoğan’a hediye edilen Franck Muller saat, partililer arasında moda yarattı.
Bunların fiyatı 100 bin dolara kadar çıkıyor.
AKP’li metroseksüellerin Doğulu ve Karadenizli olanlarının büyük oranı burun estetiği yaptırmış durumda. Saçları tırnakları hep bakımlı.
Tarkan gibi ünlülerin gittiği kuaförlerde artık bu dincileri görüyorsunuz.
Gelelim giydiklerine: mutlaka marka olmalı: Prada, Armani, Gucci, Cerutti, Ferre, Ermenenegildo, Nina Ricci, Paul&Shark gibi.
Ayakkabı ise değişmez markalar olmalı: Ralph Lauren, Armani ve Tod’s. Kemer, gömlek, mendil, çorap yine bu markalardan seçiliyor.
Siyah takım elbise, beyaz gömlek ve uzun burunlu siyah ayakkabı.
Parfümleri yine marka ama özellikle nedense Bulgari tercih ediliyor.
Alışveriş genellikle Harvey Nichols, Beymen ve Vakko’dan yapılıyor.
Evet, artık çevrenize daha dikkatli bakın: onları hemen tanıyacaksınız.
Onlar artık sosyetenin gittiği Papermoon gibi mekânların değişmez figürleri oldular.
Meğer bunca yıllık mücadeleleri, büyük laflar etmeleri; TV’lerde, gazetelerde gördükleri sosyetik metroseksüeller gibi yaşamak içinmiş.
Evet, bir daha yazalım:
     “Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
     Doyunca, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!”


Bu ifadeler Soner Yalçın’ın “Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor”(s.57) adlı kitabından alınmıştır. Sayın Yalçın kitabında AKP ve AKP yanlılarının İslam dinini nasıl kullandıklarını çok ibret verici bir şekilde dile getiriyor. Zaten Soner Yalçın’ın bunu dile getirmesinden önce de bizler bunu gerek medya da, gerekse magazin yerlerinde görüyor söylüyorduk. Türkiye’de bugün villa da oturmayan, büyük arazilere sahip olmayan dinci yoktur.

Fethullah Gülen
Misal Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel, Nur Cemaati lideri Fethullah Gülen ve cemaat üyelerinin, 25 milyar dolara sahip olduklarını iddia ediyor.
Bunun dışında, 50 milyar dolara ulaşan İslami sermayenin yarısı Fethullah Gülen cemaatinin destekleyicilerine ait olduğu ortaya çıkıyor. Tabii bunun büyük bölümü kayıt dışı bir sermaye!
Cemaat, Asya Finans, Samanyolu TV, FEM Dershaneleri, Zaman Gazetesi dahil 56’sı büyük kuruluş olmak üzere 500 şirket tarafından destekleniyor.

Adnan Oktar
Adnan Oktar Tempo Dergisi’ne, ne borsada ne bankada parası olduğunu söylüyor.
Ancak manevi değer edebiyatı fazla sürmüyor.
Yıl 1989. Bakın Gazete Gazetesi’nde neler anlatıyor:

‘‘Masonluk kitabımı yayınevleri kapıştılar. Ben kitabı adama veriyorum o da bana karşılığında kar payı veriyor. Bu sayede tek bir kitaptan 90 milyon kar ettiler. Ne yani, herkese şapır şupur bize yarabbi şükür değil tabii. Bize de 7 milyoncuk düşsün! Hem de çil çil desteler geliyor. Ne şahane oluyor. İlk telifi aldığımda gözlerime inanamadım. Öyle, gıcır gıcır desteler. Üzeri bandajlı. Sayarken bile hoşuma gidiyor. Kazaklar, giyecekler aldım kendime.”


Yine kendi dilinden şu sözleri de aktarmayı unutmayalım:

‘‘Marka giyeceksin. Zengin insanlarla konuşacak yapıyı kendimde bulundurmalıyım. Çünkü, ancak ben ve benim gibiler, zenginleri sosyal adalet sevkine ikna edebilirler.’’


19 Haziran 1998 tarihli Nokta Dergisi’nde yazara nasihat ediyor, Oktar:

‘‘Üstünü düzelt. Armani pantolon giy. Armani gömlek giy. Tachini ayakkabı giy. Cartier saat tak ki, çocuklar görünüşünden etkilensinler. Şimdi bir tane Porche geliyor. Bir tane Ferrari geliyor. Öbürlerini söylemeyeyim, babaları anlar sonra…’’

Cübbeli Ahmet Hoca
Bir diğeri de Cübbeli Ahmet hoca. Bir yandan “Peygamber açlıktan karnına taş bağlardı” diye insanlara nameler dökerken, diger yandan Padişah Sarayında oturur gibi Villa’da oturmasını marifet sayar. Nasıl bir sarayda oturduğunu görmek isteyenler şuraya tıklayıp ibret alabilirler : TIKLA

Şimdi size soruyorum, bu dinciler Hz. Peygamberin Sünneti diye alemi ateşe verirken, niçin kendileri bu söyledikleri sünnete göre yaşamıyorlar? Kuran’a göre yaşamadıkları zaten malum, ancak kendi koydukları ve vaaz verdikleri Peygamber sünnetine de uymadıkları çok açık ve net ortada.

Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, bunlar Müslümana benziyorlar mı?

Mustafa Çelebi

Exit mobile version