Site icon Turkish Forum

BEKLE SURİYE BEN GELMİYORUM

Akşam saatlerinden itibaren önce  PKK''ya ait  Zap, Avaşin-Basyan ve Hakurk bölgeleri topçu ateşine tutuluyor ardından uçaklarla aynı bölgelere ve ilaveten Kandil Dağına da taarruz harekatı düzenleniyor. - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

BEKLE SURİYE BEN GELMİYORUM
Bu kez Hakkari,Çukurca’da  terör saldırısında 8 asker ve 1 korucu şehit düştüğünde,Başbakan Erdoğan,”Artık sözün bittiği yerdeyiz.Ramazanla ilgili sabrımız bitmiştir “diyor!

Akşam saatlerinden itibaren önce  PKK”ya ait  Zap, Avaşin-Basyan ve Hakurk bölgeleri topçu ateşine tutuluyor ardından uçaklarla aynı bölgelere ve ilaveten Kandil Dağına da taarruz harekatı düzenleniyor.

PKK terör örgütünün saldırısında kullandığı  temini güç antitank mayınlar dikkat çekmektedir ve  KKK’dan desteksiz ve ABD’den uydu istihbaratı olmaksızın THK uçaklarının  nafile  taarruz saldırılarının devam edebileceği konuşuluyor!
*

Devlet idaresinde her şeyin başı vatandaşın idareye güvenmesi,kendi statü ve geleceğinden emin olmasıdır.

ABD’nin Ortadoğu vizyonunun girift sorunlarında Başbakan Erdoğan’ın,o vizyona eşbaşkan sıfatı; yüzde 49 oy gücüne rağmen vatandaşın onun şahsında Türk Devletine olan güvenini kırıyor.

O nedenle beher yurttaşın tüm uygulamaları kılı kırk  yararcasına dikkatle incelemesi, yanlışa asla müsaade etmemesi insan olmanın da temel şartını oluşturuyor!

*

Bakınız,PKK terör örgütünün meş’um saldırısının da yapıldığı  son iki günde;
*

Önce İsrail Ordu Radyosu,Mavi Marmara olayları nedeniyle ABD Dışişleri Bakanı Clinton’dan gelen Türkiye’den özür dilenmesi talebine Başbakan Netanyahu’nun, şu an itibarıyla özür dileme niyetinde olmadığı yanıtını verdiğini  duyuruyor.

Bu; İsrail’in Türkiye’nin Mavi Marmara olayında da misilleme ya da yaptırımlarda bulunmamasından güç aldığı -üstelik, El Esad rejimiyle gerginleştirilen Türkiye-Suriye ilişkilerinde kendini Türkiye’nin arkasına sakladığı  anlamındadır.
Ya, ABD Dışişleri Sözcüsü Nuland! İsrail’in Türkiye’den özür dilemeyeceğine yönelik bir soruya, Ortadoğu ormanında iki müttefiğe dostluk gösterisi ya da ne şiş yansın ne kebap anlamında,”ABD’nin Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin geliştirilmesini uzun süredir desteklediği” yanıtını veriyor!

Rağmen AKP hükümetinin  İsrail’le bağlarının düzeyini daha da düşürebileceği, temsil görevini sürdüren maslahatgüzarını da çekmesi söz konusu ediliyor-ki; doğrusu hiç biri dürüstlük içermiyor!

Baskın inanış;AKP iktidarının batıya karşı bağımlı ve edilgen olduğudur,baskın endişe;bu karakterde iktidarın  ceremeyi Türk halkına ödeteceğidir!
*

“Suriye’de islamcı ve komplocu birikimin ardında Türkiye’nin bulunduğunu,Türkiye’nin ABD ile anlaştığını,Suriye ile askeri gerilimi arttıran adımlar attığını ve birlikte Suriye’deki rejimi 4 ay içinde bitirmeyi amaçladıklarını” ifadesiyle El Esad;

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüşüyor ve ülkesinde rejim karşıtlarına yönelik tüm askeri ve polis operasyonlarının durduğunu iletiyor.

Genel Sekreter Suriye olaylarıyla ilgili bağımsız soruşturma çağrısını yineliyor ve BM Güvenlik Konseyi’nin göstericilere karşı şiddet uygulanmasından sorumlu isimlerin belirlendiğini, bu isimlerin Uluslararası Ceza Mahkemesinin karşısına çıkabileceğini duyuruyor.
Başkan Obama,”Suriye halkının yararı için artık Suriye Devlet  Başkanı Beşşar Esad’ın çekilme zamanının geldiğini” belirterek,Esad’ın diyalog ve reform çağrısını gerçekçi bulmadığını,

ABD nin sadece tüm Suriyeliler için  demokrasi getirilmesi çabalarını desteklediğini, bu sonuca ulaşılması ve değişimin önünden çekilmesi için Esad’a baskı uygulanarak, uluslararası  toplumla birlikte Suriye halkının evrensel haklarının yanında duracağını  ilan ediyor!

Ardından Almanya, İngiltere ve Fransa’da  El Esad’a, iktidarı bırak çağrısı yapıyor!

*

Önceki deneyimlerde ekonomik yaptırımların fayda sağlamadığı  görülmüştür.

O halde ABD,İsrail ve Batı’dan estirilen havanın da gösterdiği üzere Suudi Arabistan’ın finansal desteğiyle  Türkiye’nin Suriye’ye karşı tek taraflı  müdahale etmesi söz konusudur-fakat,AKP iktidarı bu talebi hangi somut delillerle karşılayacağı konusunda ortada duruyor.

Uzun bir sınırdaşlık, geçmişten kaynaklanan ilişkiler,dindaşlık,mülteciler,yaşanan insanlık dramı hiçbiri Türkiye’nin tek taraflı müdahalesine hak vermiyor.
*

1. ve 2.Dünya Savaşları ardından Kürt Devletinin kurulması imkanına rağmen bölge ülkeleri ve politik gerçekler uygun ortamın çıkmasını engellemiştir.

Bugün Körfez Savaşı sonrasında ortaya çıkan gelişmeler bir Kürt devletinin kurulmasına imkan veriyor-ki, bu noktada genel kanaat, ABD’nin Kürt Devletinin kurulmasının tek  belirleyeni olarak Ortadoğu’da ve Avrasya’daki çıkarlarında  optimum  noktayı beklediği yönündedir.

Bu beklenti  4 coğrafyada bağımsızlık peşinde Kürt hareketlerini  ABD-İsrail ve müttefiklerinin mükemmel bir  taşeronu haline getiriyor!
*

Nitekim Kürtler, 2006’da Washington’da,”Suriye’de Demokrasi ve Kürt Hakları”konferansından bu yana Suriye’yi tedirgin etmenin unsuru olarak kullanılmaktadır.

Suriye Kürtleri rejimin sarsılmasıyla beraber, El Esad’a ve Arapların milliyetçi muhalefetine güvenmeksizin  yoğun yaşadıkları Kamışlı’da,Haseke’de siyasi ve sosyal statüleriyle ilgili tutumlarını belirginleştiriyor.

Statülerinin tanınmasına yönelik özerklik ya da bağımsızlık tutumlarında  yol göstericiliği,Türkiye’nin ayrılıkçı Kürt Hareketinin Demokratik Özerklik ilanının gelişimi belirliyor.

Verilecek fikri ve eylemsel destek Suriye Kürtleri için yaşamsal önem taşıyor.
*

AKP hükümeti Kürt Açılımı ardından Habur karşılamasından İmralı’da Öcalan ile yapılan müzakereler sürecinden -bugün, özel profesyonel ordu,özel harekat polisleri,irşad ekipleri,imamlar,tutuklamalar,ekonomik baskılar vd. leriyle izahı mümkün olmayan  bir değişim yaşıyor.

PKK lideri Murat Karayılan  durumdan vaziyet çıkarıyor,”Eğer biz savaş gücümüzün önünü açar, resmi savaş kararı ve talimatını verirsek, Türkiye’yi alt-üst ederler”diyor.

*

Savaş her türlü suikast,pusu,bombalama,kaçırma,baskın,cinayet,cinayet,cinayet anlamına geliyor.

İşte  PKK Eruh’ta karakola saldırıyor ve 2 askeri daha şehit düşürüyor.

MGK toplantısında TSK üst komutanları,ebedi Başkomutan Mustafa Kemal’in,”Memleketin genel hayatında orduyu siyasetten tecrit etmek ilkesi, Cumhuriyetin daima söz ettiği bir esas noktadır.Şimdiye kadar takip olunan bu yolda, Cumhuriyet orduları, vatanın emin ve metin hâmisi olarak hürmet ve kuvvet mevkiinde kalmışlardır” ifadesine rağmen AKP iktidarı siyasetinin buyruğu altında  görüntü veriyor.

Türkiye gözünün önündeki merteği görmez haldedir, bir akıl tutulması yaşıyor- ya, Kılıçdaroğlu’nun yeniCHP’si ;Türkiye’nin her karışında Barış Mitinglerinde gökkubbeyi inletmek için davetiye mi bekliyor?

*

Suriye Kürtleri  ise beklemektedir…

Exit mobile version