Site icon Turkish Forum

Şincan’da neler oluyor?

Wall street Journal - New York Times

ILÜSTRASYON: HİCABİ DEMİRCİ

10/07/2009

11 Eylül 2001 olayından sonra Çin, yeni birtakım stratejiler geliştirerek, Şincan konusunda o güne kadar başvurmadığı bir yönteme başvurdu. Olayın hemen ardından Çin ulusal gazetelerinde Şincan problemi işlendi. Haberlerdeki özellik Doğu Türkistan tabiri ile ‘terör’ kelimesinin yan yana kullanılması idi

KONURALP ERCİLASUN (Arşivi)

Pazar günü Çin’in Şincan (1) Uygur Özerk Bölgesi başkenti Urumçi’de meydana gelen geniş katılımlı protesto olayları bütün dünyayı şaşırttı. Biz bu yazımızda Çin’deki birtakım iç dinamikleri inceleyecek ve sorulara cevap aramaya çalışacağız.

Azınlıklar ve demokrasi
Çin Halk Cumhuriyeti 1949’da kurulduktan sonra zamanla bir azınlıklar politikası oluşturdu. Çin’in tanımladığı azınlık halklar 55 tane olup, Uygurlar bunlardan biridir. Demografik olarak bakıldığında resmî rakamlara göre Çin etnik grubu tek başına bütün Çin’in yüzde 90 civarında bir nüfusunu teşkil eder. Diğer 55 grubun toplam nüfusu nüfusun yüzde 10’u kadardır. Bu azınlıklar içerisinde Uygurlar beşinci nüfus çokluğuna sahiptir. Uygur nüfusu 8 milyon 500 bin civarındadır. Şincan nüfusu ise Çin kaynakları tarafından 21 milyon civarında gösterilmektedir. Çin İstatistik Bürosu Şincan’daki Çinli nüfusunu da 8 milyon 200 bin civarında vermektedir (2). Bu resmî rakamlara göre Şincan’daki nüfusun yüzde 40’ının Uygur, yüzde 39-40’ının Çinli olduğunu söyleyebiliriz.

Çin bürokrasisi ve otonom bölgeler
Çin Halk Cumhuriyeti, azınlık siyasetinin bir parçası olarak idarî sistemde belli bir takım kotalar oluşturdu. Meselâ Şincan Otonom Bölge Valisi diyebileceğimiz makam Uygurlara aittir ve her zaman buraya bir Uygur tayin edilir. Otonom Bölge Komünist Parti Genel Sekreterliği makamı ise Çinli kotasındadır. Bu ikili yapı özellikle azınlık bölgelerinde neredeyse bütün devlet yapılarında görülür. Otonom Bölge Valisi parti hiyerarşisinde parti sekreterine bağlıdır. Bu durum Çin Komünist Partisi önderliğinde ülkenin idare edilmesi ideolojisinden doğan bir özelliktir. Bu yapılanmanın dışa vurumu Uygurlara Uygur Vali görüntüsünün sağlanmış olmasıdır.
Bir başka uygulama on yıl öncesine kadar azınlık dillerinde yapılan eğitimdi. Şincan’daki duruma bakarsak Urumçi’deki bir üniversite de dahil olmak üzere eğitim dili Uygurca olan Uygurlara yönelik okullar bulunmaktaydı. Böylece bir Uygur genci çocukluktan itibaren sadece Uygurca okuyarak üniversite mezunu olabilmekteydi. Ancak daha aşağıda açıklayacağımız gelişmeler sonucu artık Şincan’da eğitim dili Uygurca olan okul kalmamıştır.

11 Eylül ve Çin
11 Eylül 2001 olayından sonra Çin, yeni bir takım stratejiler geliştirerek, Şincan konusunda o güne kadar başvurmadığı bir yönteme başvurdu. Olayın hemen ardından Çin ulusal gazetelerinde Şincan problemi işlendi. Bu haberlerde resmî ağızlar ilk defa Doğu Türkistan tabirini kullanmaya başladılar. Haberlerdeki özellik Doğu Türkistan tabiri ile ‘terör’ kelimesinin yan yana kullanılması idi. Çin, uluslararası alanda yurtdışı Doğu Türkistan derneklerini ‘terörist örgüt’ olarak tanıtmak için çaba sarf etti. Yurtiçinde ise bölgede terörizm olduğu düşüncesini anlatmaya çalıştı. Gazetelerde bazen bir terörist grubunun yakalandığı, bazen de Şincan’a sınır dışından silâh akışının tespit edildiği, ancak bu silâhların ele geçirilemediği gibi haberleri okumak mümkündü. Çin, uluslararası ölçekte Uygurları marjinalize etmeyi başaramadıysa da iç propagandasında başarıya ulaştı ve Çin halkının bilinçaltına Şincan ve terör ortaklığını yerleştirdi.

Batı bölgeleri kalkınma planı
1990’ların ikinci yarısında Çin, kendi iç bünyesinden kaynaklanan başka meselelerin farkına vardı. Bunların başlıcası bölgeler arası ekonomik dengesizlikti. Çin’in denizden uzak bölgeleri kalkınmadan yoksun yaşıyordu. Bunun üzerine Batı Bölgeleri Kalkınma Plânı ilân edilip uygulamaya kondu (3).
Çok kapsamlı olan bu plânın Şincan’a olan etkilerini inceleyelim. Bölgeyi kalkındırmak büyük ölçekli işlere girişerek mümkün olacaktı. Eski yapılar, eski yollar ve eski çarşılar ortadan kaldırılarak büyük yollar ve binalar inşa edildi. Bölge modern bir görünüme kavuşurken Uygurların kendilerini bağlı hissettikleri, kimliklerinin parçası olarak gördükleri birçok yapı ve alışkanlık bu toz duman arasında kayboldu.
Demir yolu Kâşgar şehrine ulaştı, birçok yeni iş alanı açıldı. Bu yeni işlerde çalışacak işçi ve insan gücüne ihtiyaç vardı. Bu insan gücü Şincan dışından sağlandı. Tren yolu artık Kâşgar’a da Şincan dışından işçileri akıtır oldu. Yakın zamanlara kadar yoğun bir Uygur nüfusuna sahip olan Kâşgar’da bugün Uygurlar ancak varoşlardadır. Şehrin çok modern düzenlenmiş merkezinde ise artık son yıllarda bölgeye gelmiş olan Çinlilerin bulunduğunu ve çalıştığını görürüz. Böylece Uygurlar giderek ekonomik faaliyetlerin dışına düştüler ve ötekileştiler.
Turizmi geliştirmek amacıyla da faaliyetler yapıldı. Buna örnek, bölgenin turistik alanlardan biri olan Tanrı Dağı Gölü’nde yaşanan değişimdir. Göl çevresi Kazak bölgesi olup eskiden buraya gelen turistler, Kazak çadırı şeklinde düzenlenmiş lokantalarda Kazak mutfağını tadabiliyorlardı. Bugün ise gölün girişinde devasa bir turist enformasyon binası bulunmakta olup bina tamamıyla Çin mimarî tarzıyla inşa edilmiştir. Gölün çevresine de Budist tapınakları yapılmıştır. Turistleri Çinli rehberler gezdirmekte ve gölle ilgili Çin mitolojisinden hikâyeler anlatmaktadır. Bu örneğimizde Kazaklar artık yaşadıkları bölgenin kıyıda köşede kalmış bir unsuru haline gelmişlerdir.
Şincan’daki inşa faaliyetleri sırasında bölge halkına ait tarihsel yerlerin hemen yanıbaşına Çin kültür özelliklerini ve mimarî tarzını taşıyan eski görünümlü yapıların da yapıldığı görülmektedir. Buna bir örnek Urumçi-Turfan yolu üzerindeki dinlenme merkezidir. Topraktan yapılmış olan, eskiden kalma hissini veren bu tesiste Çin mimarisi ve Buda heykelleri insana tarihten beri Çin’e ait olan topraklarda bulunduğu hissini verir.
Çin, eğitimde de bir takım radikal düzenlemelere gitti. Önce Urumçi’deki Şincan Üniversitesinin Uygurca eğitim yapan bölümleri Çinceye çevrildi. Sonra Uygurca eğitim her derecedeki okuldan kalktı. İlkokul çocukları Şincan dışındaki bölgelere götürülmeye başladı.

Halkın tatminsizliği
Plânla ilgili özetlemeden de anlaşılacağı gibi plân, bölgede gözle görülür bir değişim yarattı. Ancak, bu değişim bölge halkının hassasiyetlerini dikkate almadı. Ekonomik olarak dışlanmışlar, tarihî, kültürel ve duygusal bağlarından koparılmışlar, kendi dillerinde eğitim haklarını kaybetmişler ve hayat alanları daralmıştı. Bütün bunların birleşimi bölge halkında bir tatminsizlik yaratıyordu. Diğer yandan halk bunları dışa vurmuyor, devletle iyi geçinmeye çalışıyor ve gittikçe içine kapanıyordu.
Burada Çin’deki genel bir olgudan bahsetmek yerinde olacaktır. Son birkaç yıldır Çin, bir protestolar diyarına dönüşmeye başladı. 2005’ten itibaren Çin’in çeşitli bölgelerinde her yıl için onlarca diye ifade edilebilecek yürüyüşler başgösterdi. Bunlar kimi zaman uygulamalardan şikâyetçi olan işçilerdi, kimi zaman bir baraja karşı çıkan köylülerdi. Bu da Çin’deki bütün ekonomik gelişmeye rağmen yerel tatminsizliklerin gittikçe daha sesli olarak ifade edilmeye başladığını göstermektedir.

Guangdong olayı
Çin’de artık genel bir olgu haline gelen bu kitlesel huzursuzluklar bu son olaya kadar Şincan’da görülmemişti. Böyle bir ortamda 26 Haziran’da Çin’in güneyinde yer alan Guangdong eyaletindeki bir oyuncak fabrikasında olaylar çıktı. Fabrikada Çinlilerin dışında Mayıs ayından beri 600 Uygur da geçici işçi olarak çalışmaktaydı. Çin resmî haber ajansı Şinhua’nın geçtiği haberlere bakıldığında olayların bir söylenti sonucu patlak verdiği anlaşılmaktadır. Fabrikadan ayrıldıktan sonra kendisine yeniden iş verilmeyen bir şahıs, internet üzerinden altı Uygur gencinin iki kıza tecavüz ettiği yönünde bir sahte haber yaymıştır. Bu sahte haber üzerine fabrikada çalışan Çinliler, bölgede yaşayan diğer Çinliler ile birlikte Uygurların bulunduğu yurtlara saldırdı ve resmî rakamlara göre iki Uygur’u öldürdü. Haberlere göre daha sonra bu sahte haberi yayan şahıs yakalandı  ve haberin doğru olmadığını itiraf etti. (4)

Urumçi olayları
İşte bu olaydan bir hafta sonra Urumçi’de toplanan bir grup, bu olayın sorumlularının yeterli cezayı almadığı, olayın savsaklandığı düşüncesiyle protesto gösterisinde bulunmak istemiş, ancak polis sert bir karşılık verince birkaç yüzle ifade edilen protestocu sayısı çok kısa zamanda binin üzerine fırlamıştır. Sonra hepimizin televizyonlardan gördüğü, gazetelerden okuduğu o dehşet olaylar meydana geldi. Resmî rakamlar 160 civarında bir ölü sayısından bahsederken hiç polis veya asker zayiatından bahsetmemektedir. Bu da ölenlerin hepsinin göstericilerden, yani Uygurlardan olduğunu düşündürtmektedir. Ayrıca Uygurların Çinlilere saldırdığı yönünde de haber bulunmamaktadır. Televizyon görüntüleri göstermektedir ki göstericilerin derdi kamu mallarıyladır, yani devlete karşı bir tatminsizlik söz konusudur. Ölenler ise dövülerek değil kurşunla öldürülmüştür. Bu da askerin doğrudan doğruya göstericilere karşı silâh kullandığını göstermektedi. (5)

Daha kötüsü
Bunun yanında Çarşamba sabahı BBC’nin geçtiği video görüntüleri son derece korkutucudur. BBC kamerasından görüldüğü kadarıyla Urumçi’de yaşayan Çinliler ellerine bir örnek sopalar almış, kalabalıklar halinde sokaklarda yürümekte, koşmaktadır. İşin daha dehşet verici yanı bu koşan grubun yanında askerin durması, müdahale etmemesi, aksine BBC kamerasını eliyle kapatmaya çalışmasıdır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin önceki uygulamalarını dikkate alacak olursak bölge uzun müddet dış dünyaya kapatılacaktır. Bu kapalı ortamda neler olur, neler biter, onun tahminini yapmak güç.
1- Şincan, Yeni Ülke anlamına gelir. Bu isimlendirme etrafında yoğun bir politik tartışma vardır. Bölgenin tarihî adı Doğu Türkistan veya bölge halkının kullanımıyla Şarkî Türkistan’dır. Bugün Doğu Türkistanlılar bölgenin Çin’e ait olmadığını vurgulamak için Şincan kullanımına karşı çıkarlar. Çin devleti ise Türklüğü çağrıştıran Doğu Türkistan adını tamamen reddetmekte ve orada antik çağdan beri Çin hâkimiyetinin bulunduğunu iddia etmektedir. Yakın zamanlara kadar Çinli yetkililer Doğu Türkistan tabirini yok saymaktaydı. Biz yazımızda çoğunlukla Çin resmî kaynaklarına dayandığımız için daha çok Şincan kelimesini kullandık.
2- Burada rakamları yuvarladık. Bu yuvarlamalar oranlama sonucunu değiştirmemektedir. Daha ayrıntılı bilgi için Çin Ulusal İstatistik Bürosunun sayfasına () bakılabilir.
3- Plânın boyutlarının büyüklüğü ve sektörel ayrıntıları plânın resmî internet sitesinden anlaşılabilir ).
4-  Bu konuda uluslar arası ajanslar birçok haber geçmiştir. Bunlardan bazıları: Ethnic tension sparks massive brawl at China factory  (Reuters), Man held over China ethnic clash  (BBC), Rumormonger held over south China toy factory brawl  (Şinhua).
5- Türk kamuoyunda duyarlılığın artmasıyla olaylardan üç gün sonra Çin’in Ankara maslahatgüzarı, Türk Dışişleri Bakanlığınca çağrılmış ve Türkiye’nin sessiz kalamayacağı konusunda uyarılmıştır. Maslahatgüzar ancak bu tepkiden sonra “Ölenler arasında Çinlilerin ve polisin de bulunduğunu” söylemiştir. Yazımızı
yazdıktan sonra ajanslara düşen bu açıklamanın Türk kamuoyunu ve devletini yatıştırmaya, imaj düzeltmeye çalışan zoraki bir açıklama olduğu anlaşılmaktadır. Devlet tepkisi gösterilene kadar Türkiye ve dünyadaki haberlere karşı hiçbir düzeltme çalışmasına gitmeyen Çin makamlarının, tepkilerin artması üzerine yaptıkları bu açıklamanın inandırıcılığı şüphelidir.

Doç. Dr. Konuralp Ercilasun: Maltepe Üniversitesi, akademik çalışmalarını Çin, Kaşgar ve Moğalistan üzerine yaptı.

(((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((

Aloso other related news / articles:
China Bans Public Gatherings in Urumqi Amid Mourning

Death Toll Debated In China’s Rioting

Officially, 184 People Died on Sunday

A Strongman Is China’s Rock in Ethnic Strife

As ethnic Han gangs roamed the streets of Urumqi on Tuesday at dusk, seeking revenge against Muslim Uighur rioters who killed scores of Han two nights earlier, a balding Communist Party bureaucrat abruptly appeared on the city’s television screens to call for calm.

China’s Ethnic Fault Lines

Rising tensions and resistance to Beijing’s control challenge China’s ‘harmonious’ society

China’s Ethnic Fault Lines

Rising tensions and resistance to Beijing’s control challenge China’s ‘harmonious’ society

A Guide to China’s Ethnic Groups

Rumbles on the Rim of China’s Empire

Exit mobile version