Türkiye ile Ermenistan arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Erivan ziyaretiyle başlayan yeni bir sürecin ardından dikkatler New York’ta yapılacak Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri Bakanları toplantısına çevrildi. Görüşmelerin yapılmasını olumlu karşılayan uzmanlar, ilişkilerin normalleşmesi için topun artık Ermenistan’da olduğu görüşünde.
AA
Ankara– Gelişmeleri değerlendiren ASAM Ermeni Araştırmaları Enstitüsü Uzmanı Yıldız Deveci Bozkuş, New York’ta Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri Bakanları arasındaki toplantının önemli bir adım olduğunu ancak ilk etapta somut sonuç çıkmasının zor göründüğünü kaydetti.
Türkiye’nin Kafkaslar ve Ermenistan’a yönelik son açılım politikalarının çok hızlı geliştiğini ifade eden Bozkuş, bu nedenle ilgili tarafların aynı hızla karar veremeyebileceğine işaret etti.
Ermenistan’ın Rusya’nın destek vermeyeceği bir karar almasının zor olacağını kaydeden Bozkuş, Azerbaycan’ın da seçimler nedeniyle radikal bir adım atmasının beklenmemesi gerektiğini söyledi. Bozkuş, bu çerçevede süreçten somut sonuç çıkarabilmenin Türkiye’ye düştüğünü belirtti.
Türkiye üzerine düşeni yaptı
Türkiye’nin Ermenistan bağlamında üzerine düşeni yaptığını ve bunun herkes tarafından bilindiğini ifade eden Bozkuş, topun artık Ermenistan’da olduğunu kaydetti.
Bozkuş, ancak bu noktada, Ermenistan’ın adım atmasının Batı’ya yakınlaşıp Rusya’dan uzaklaştığı görüntüsü verebileceğini, bunun da Ermenistan için ciddi tehlike oluşturabileceği görüşünü dile getirdi.
Ermenistan’ın, Türkiye’nin ortak tarih komisyonu kurulması önerisine son dönemde daha sıcak baktığını da belirten Bozkuş, bunun nedeni olarak, Ermenistan’ın bölgede yaşanan son gelişmeler nedeniyle izole halde kalmış olmasını gösterdi.
Bozkuş, yeni süreçle birlikte tekrar gündeme gelen Türkiye ile Ermenistan arasında kurulması planlanan Nitelikli Sanayi Bölgesi projesine de değinerek, bunun için alt yapının hazır olduğunu ancak görüşmelerin ardından konunun netlik kazanabileceğini belirtti.
İlk koşul Karabağ sorunu
Bozkuş, üçlü görüşmede gündeme gelebilecek başlıkları enerji güvenliği, Kafkaslardaki son gelişmeler, Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu (KİİP) ve Karabağ sorununa yönelik çözüm önerileri olarak sıraladı.
Türkiye’nin öne süreceği ilk koşulun Karabağ konusunda Ermenistan’ın adım atması olacağını belirten Bozkuş, Ermenistan’ın gündeme getireceği öncelikli konular arasında ise Türkiye ile ön koşulsuz diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınırların açılması olacağını kaydetti. Bozkuş, Azerbaycan tarafının önerilerinin ise Karabağ’la ilgili olacağını belirtti.
Süreçte Rusya faktörününde önemli olduğunu kaydeden Bozkuş, ABD’nin Türkiye’nin Ermenistan’la yakınlaşmasını bu ülkenin Rusya’nın güdümünden kurtarılması için desteklerken, Rusya’nın ise kaybettiği diğer Sovyet cumhuriyetlerinin ardından Ermenistan’ı da benzer şekilde gözden çıkarmayı kabullenmesinin beklenmeyeceğini söyledi.
Top artık Ermenistan’da
Emekli Büyükelçi Murat Bilhan da Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin yumuşaması için başlatılan sürecin doğru bir adım olduğunu kaydetti, ancak bu adımın güzel görünümlü olsa da içerik olarak henüz yeterli olmadığı görüşünü dile getirdi.
Ermeni tarafından herhangi bir geri adımın gözlenmediğini, sadece bir üslup değişikliğinin söz konusu olduğunu söyleyen Bilhan, Ermenistan’ın al-ver ilişkisinde ne vereceğinin bilinmesinin önemli olduğunu kaydetti. Ermenistan’ın bir şey vermeye razı gibi bir görünüm sergilemediğini ifade eden Bilhan, bu ülkenin süreci “gülücükler ve el sıkışmalarla” geçiştirdiğini belirtti.
Bu çerçevede içerikli bir görüşme yapılmadan büyük bir adımın atılamayacağını ifade eden Bilhan, üçlü görüşmeden somut sonuç çıkmasının doğru yönde atılmış bir adım olacağını söyledi.
Ancak üçlü görüşmede iki ülke arasındaki konuların gündeme geleceğini düşünmediğine işaret eden Bilhan, gündeme gelecek konunun Karabağ olacağını ve bu konuda da bir yakınlaşmanın olabileceğini belirtti. Bu tarz görüşmelerin yapılmasının önemli olduğunu söyleyen Bilhan, görüşmelerin diyalog kanallarını açık tutucu yararları olduğunu ifade etti.
Sınırlar Türkiye’nin elindeki tek koz
Sınırlar konusunun Türkiye’nin elindeki tek koz olduğunu söyleyen Bilhan, bunun pazarlık gücü olarak elde tutulması ve aceleci davranılmaması gerektiğini ifade etti.
Ermenistan’ın Karabağ sorunu için Türkiye’nin arabuluculuğunu kabul etmeyeceği yönündeki söylemlerine atıfta bulunan Bilhan, Ermenistan’ın tutumu yumuşatılıp, Türkiye’nin arabuluculuğu için Minsk Grubunda aktif rol alması gibi bir takım müzakerelerin yapılabileceğini kaydetti.
Nitelikli Sanayi Bölgesi projesini de değerlendiren Bilhan, “Ekonomik çıkarları siyasi ve stratejik çıkarlardan biraz ayırarak düşünmek lazım” diye konuştu.
Ekonomik çıkarlarda kurallar manzumesinin değişik olduğunu söyleyen Bilhan, ekonomik çıkarları siyasetin gölgesinden ayırmak gerektiğini belirtti.
Bilhan da ilişkilerin normalleştirilmesi sürecinde topun Ermenistan’da olduğunu ifade ederken, Ermenistan’ın belli bir yumuşama sinyali vermesi ve jest yapması gerektiğini kaydetti.
Emekli Büyükelçi Bilhan, ilişkilerin düzelmesinde en karlı çıkacak ülkenin Ermenistan olduğunu söyledi.
İlerleme kaydedilmemesi yazık olur
Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi Eşbaşkanı Kaan Soyak da üçlü görüşmeye olumlu baktığını belirterek, bu noktaya gelindikten sonra süreçte bir ilerleme kaydedilmemesinin yazık olacağını belirtti.
Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin siyasi sorunların çözümüne yardımcı olabileceğine işaret eden Soyak, ABD’nin daha önce Ürdün ile İsrail arasında yaptığı nitelikli sanayi ürünleri projesini örnek vererek, benzer bir projenin Türkiye ile Ermenistan arasında da söz konusu olabileceğini kaydetti.
Böylece iki ülkenin ortak ürettiği ürünlerin ABD’ye gümrüksüz ve vergisiz girmesinin mümkün olabileceğini söyleyen Soyak, ancak ABD Kongre’sinde bu konuda kanun çıkarılması gerektiğine işaret etti.
ABD Kongresi’ndeki Ermeni-Amerikan Dostluk Grubu ve Türk-Amerikan Dostluk Grubu ile zaman zaman temaslarda bulunduklarını anlatan Soyak, kongre üyelerinin önce öneriye şaşırdıklarını ancak bunun iki halk için yapılacağının açıklanmasının ardından makul karşıladıklarını ifade etti. Soyak, bu iki grubun toplamının, kongrede çoğunluğu sağlamaya yettiğini belirtti.
Bu konunun her iki ülke arasında ne zaman yeni bir yakınlaşma doğsa tekrar gündeme geldiğini söyleyen Soyak, Türkiye’deki tekstil ithalatçıları birlikleriyle Ermenistan’dakilerin ortak hareket etmesi gerektiğini bildirdi. Bu konuya ilişkin Ermenistan yeşil ışık yaksa da Türkiye’de henüz bir gelişmenin olmadığını kaydeden Soyak, tekstil ithalat birlikçilerine harekete geçmeleri çağrısında bulundu.
Karabağ sorununun çözümü için Türkiye’nin arabuluculuğuyla ilgili tartışmaları da değerlendiren Soyak, arabuluculuğun zaten hukuki açıdan mümkün olmadığını belirterek, Türkiye’nin sorunun çözümünde kolaylaştırıcı bir rol oynayabileceğini, buna da Ermenistan’ın karşı çıkamayacağını ifade etti.
Üçlü danışma mekanizması oluşturulmalı
Emekli Büyükelçi Ömer Ersun, ASAM Kafkasya Uzmanı Hasan Kanbolat ve Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (TUSAM) Yakındoğu ve Kafkasya Araştırmalar Masası Uzmanı Cavid Veliev‘in konuya ilişkin daha önce yaptıkları değerlendirmelerin satır başları ise şöyle:
Emekli Büyükelçi Ersun, New York’taki görüşmeden olumlu sonuçların, hem de oldukça çabuk şekilde çıkması gerektiğini ifade etti. Bugünkü şartların ve sınırların kapalı olmasının bir süredir Türkiye’nin aleyhine çalıştığını belirten Ersun, atılması gereken ilk adımlardan birinin sınırların geçici kaydıyla açılması olacağını söyledi.
Ermenistan’ın bu yeni süreçte sorunların çözümü yönünde ciddi gözüktüğünü ifade eden Ersun, ”Üç ülkenin de güvenlik ve ekonomik çıkarları bu işin yürümesini gerektiriyor” dedi.
Tüm taraflarda siyasi iradenin bulunduğunu söyleyen Ersun, süreçten iyi sonuç alma şansının bu kez ”yüzde elliden çok daha fazla” olduğunu kaydetti.
Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasında üçlü bir danışma mekanizması oluşturulması gerektiğini de belirten Ersun, bunun sayısız faydaları olacağına işaret etti.
ASAM Kafkasya Uzmanı Kanbolat da üçlü görüşmenin, ”yeni bir sürecin ilk adımı” olarak değerlendirilebileceğini söyledi.
Yeni süreçte sınır kapılarının açılmasının hedeflendiğini kaydeden Kanbolat, ancak bununla elde edilmek istenenin ekonomik refahın sağlanması değil, ABD ve AB’nin de desteklediği, Ermenistan’ın Avrupa-Atlantik dünyasıyla birleşme sürecinin başlatılması olduğuna işaret etti.
TUSAM Uzmanı Veliev de yeni süreçte sorunların paket halinde ele alınmasının beklendiğini söyledi.
Veliev, Ermenistan’ın tek amacının sınırların açılması olduğunu, ancak bu uğurda Karabağ’dan çekilebileceğine de inanmadığını ifade etti.
Sınırların açılması yönünde ABD ve AB’nin Türkiye üzerinde baskısı olduğunu kaydeden Veliev, sınırların bugüne kadar kapalı olması bir çözüm getirmese de bunun Türkiye’nin elinde bir koz olduğunu vurguladı. Veliev, ”Sınırların açılması için çok da acele etmemek gerek” dedi.