Gençler cenabet cenabet dolaşmayın aramızda!

Geçenlerde bizim hemşerilerin yoğunlukta olduğu "Mazideki Çankırı" isimli facebook grubunda yazmış olduğum "Çiftçi Fırını ve Ebced'in Hamamı" başlıklı yazıda "Gusül Abdesti" konusunda şaka ile karışık bir miktar bilgi vermiştim. Bilgi şöyle idi: - gencler

Geçenlerde bizim hemşerilerin yoğunlukta olduğu "Mazideki Çankırı" isimli facebook grubunda yazmış olduğum "Çiftçi Fırını ve Ebced'in Hamamı" başlıklı yazıda "Gusül Abdesti" konusunda şaka ile karışık bir miktar bilgi vermiştim. Bilgi şöyle idi: - gencler

Geçenlerde bizim hemşerilerin yoğunlukta olduğu “Mazideki Çankırı” isimli facebook grubunda yazmış olduğum “Çiftçi Fırını ve Ebced’in Hamamı” başlıklı yazıda “Gusül Abdesti” konusunda şaka ile karışık bir miktar bilgi vermiştim. Bilgi şöyle idi:

“Hamam ve banyo deyip geçmeyin; eskiden hamama ve banyoya girmenin de bir adabı vardı.

Eskiler besmele çekmeden girmezlerdi hamama ve banyoya. Hele hele hamamda ve banyoda gusül abdesti alacaksanız, bunun mutlaka bir usulü ve erkanı olurdu. Öyle yap şalap ve camızın (Manda) göle girdiği gibi girilmezdi hamama ve banyoya.

Önce besmele çekilir, sonra niyet edilir, arkasından bir güzel abdest (namaz abdesti) alınır, ondan sonra mazmaza(ağza üç kere dolu dolu su alıp tükürmek) ve intinşak (buruna dolu dolu üç kere su çekip sümkürmek) yapılır, arkasından da önce baştan, arkasından sağ ve sol omuzdan olmak üzere üç kere su dökülerek ve aynı hareket üç kere tekrarlanarak alınırdı gusül abdesti.

Gusül abdestinden sonra elbise giymenin de bir adabı vardı eskiden. Mesela iç çamaşırları mutlaka önce sağ kol ve sağ bacak sokularak giyilirdi. Gusül abdesti almadan önce de hiçbir şey yenilmez ve içilmezdi; açlıktan ölseniz, susuzluktan kırılsanız bile! Şimdi bu usül ve erkanı kaç kişi biliyor acaba?İnanın insanların pek çoğu cenabet cenabet dolaşıyor aramızda!

Elbette şimdi temizlik gereçleri bol ve hemen her evde gürül gürül sıcak sular akıyor. Abdest (namaz abdesti) alıp mazmaza ve istinşak yapıldıktan sonra duşun altına girip foşur foşur yıkanmak, göle veya denize dalmak da gusül abdesti için kâfidir. Kim bilir günümüzde varlık içinde darlık, bolluk içinde yokluk çekmemizin ve sofralarımızın bereketsiz oluşunun bir sebebi de bu tür âdab ve edebi unutmamızdandır dostlarım…”

Bu bilgiler, birçok hemşerimin hoşuna gitmiş. Teşekkür ediyorlar, yazının altına yazmış oldukları yorumlarda.

2015 yılında ismi İbrahim olan bir milletvekili, “Çok ama çok sevdiğinizi bildiğim iki önemli şahsiyet bu gecede dünyaya gelmişlerdir. Bunlardan birincisi Hazreti İbrahim ikincisi ise Hazreti Muhammed’dir. Hz. İbrahim tabi ki benim. Hz. Muhammed ise en küçük kardeşim” şeklindeki sözlerinin eleştirilmesi üzerine, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak şu açıklamayı yapmıştı: “Din, iman, peygamber dendiği zaman sen bize ahlak dersi verecek en son kişi bile değilsin. Sana guslün şartını sorsam bir tane bile söyleyemezsin.”

Aynı vekil, aynı açıklamasında, MHP lideri Devlet Bahçeli için de “Sapık görmek istiyorsan aynaya bak” demişti(1).

Anlaşılıyor ki; bu toplumda, gusül abdesti, diğer adıyla boy abdesti çok önemlidir! Hem de siyasileri imtihana tâbi tutacak kadar önemlidir!

Geçmişte (2013 yılında) köşe yazarlığı yaptığım haberiniz.com.tr isimli internet sitesinden köşe arkadaşım Mustafa Önder’in, yazmış olduğu bir yazıda “84 bin camiye sahip Türkiye’de /boy abdesti/ni tüm yalınlığı ile gençlerimize açıklayacak, orucun ne olup olmadığını, su içersen orucun bozulacağını anlatacak bir gönül ehli yok mu şu âlemde?”(2) şeklinde sormuş olduğu bir soruya cevap olmak üzere, “Gençler cenabet cenabet dolaşmayın ortalıkta” başlığıyla bir yazı kaleme almış ve şöyle demiştim:

Mustafa Bey dostumuz gerçekten de haklı ve çok önemli bir konuya parmak basmış bulunuyor.

Mustafa Bey’e cevabımız şudur: Şüphesiz sormuş olduğunuz sorulara bütün yalınlığıyla cevap verecek gönül ehli din adamları çoktur bu ülkede. Çok olmasına çoktur da, şarlatanlardan onlara sıra gelmiyor ki bu ülkede. Üstelik onları dinleyen, yazdıklarını okuyan da yok! Çünkü onların gösterdiği cennet yolu biraz virajlı, biraz dolambaçlı ve kasislerle dolu. Onun için onların gösterdiği yolda ilerlemek oldukça zor, meşakkatli ve biraz pahalı. Özetle onların gösterdikleri cennet yolunda ilerlemek daha fazla çaba ve fedakârlık gerektiriyor. Şarlatanlar ise kısa yoldan ve keseden götürüyorlar insanları cennete. Çünkü cennet, adeta onların tekelindedir. Babalarının çiftliği gibidir. Canları kimi isterse onları götürürler, ne zaman isterse o zaman götürürler!

Üstelik aydınlık yüzlü ve gerçekçi din adamlarının kitaplarının okunması özellikle engellenmektedir bu ülkede. Mesela Diyanet, her sene Ramazan ayı gelince “Dini Yayınlar Fuarı” adı altında bir kitap fuarı düzenler. Ancak gidin bakın, bu fuar çerçevesinde cami avlularında “Dini Kitap” adı altında satılan kitapların çoğu, hurafe, İsrailiyat ve uydurma rivayetlerle doludur. Üfürükçülerin, mürtecilerin ve yobazların egemen oldukları yayın evleri alınır genelde bu fuarlara. Aydınlık yüzlü din adamlarının kitaplarını basan yayın evleri türlü bahanelerle alınmazlar buralara. Diyanet yayın evlerine sokulmaz bu adamların kitapları. Aynı şeyleri ben de yaşadım. Benim kitabımı da sokmadı yayınevlerine Diyanet. Üstelik yaklaşık 21 sene hizmet ettiğim halde!

Solcu yayın evleri, dini yayınlara itibar etmezler, gerici ve dinci yayın evleri ise aydınlık yüzlü ve yeni şeyler söyleyen ilahiyatçıların ve diğer düşünce adamlarının kitaplarına itibar etmezler. Onlar da sonunda kaderlerine küserler, fikir üretmez olurlar. Sonuçta bu adamlar kaybolur, kaynar giderler ortalıkta.

Yaz ayları gelince, Kur’an Kurslarına ilave olarak Diyanet’e bağlı 84.000 camide sözüm ona din eğitimi verilir çocuklarımıza. Ancak gelin görün ki; Kur’an ve din eğitimi adı altında yanlı din propagandalarının yapıldığı merkezlere dönüşür bu 84 bin cami. Ve oralarda küçücük beyinler ha bire yıkanır aylarca. Müslümanlar, camideki din görevlisinin ehil olup olmadığına bakmadan gönderir çocuklarını camilere. Ancak buralarda verilen eğitimin kalitesini, öğreticilerin ehliyetini ve yeterliliğini soran, denetleyen olmaz. Ne de olsa Cami Allah’ın evidir ve oradan zarar gelmez!

Gusül Abdesti Nasıl Alınır? 

Ben bir din adamı değilim. Onun için Mustafa Bey’in, yukarıda sormuş olduğu sorulara dört başı mamur cevap vermek benim boyumu aşar. Ancak gelin görün ki; özellikle gençlerin önemli bir kısmının, ortalıkta cenabet cenabet dolaştıkları konusunda benim de ciddi şüphelerim vardır. O bakımdan, gençlere hizmet bakımından belki de haddim olmayarak Gusül Abdesti konusunda bir miktar bilgi vermeyi, daha doğrusu İmam-Hatip Lisesi yıllarımızda bize öğretilen Gusül Abdesti şeklini, Mustafa Bey’in talebi doğrultusunda bütün yalınlığı ve çıplaklığı ile yani açık-seçik olarak gençlere tarif etmek istiyorum.

Gusül abdesti; erkekler için cinsel ilişkiden ve ihtilam halinden sonra, kadınlar içinse, cinsel ilişkiden, hayız (aybaşı hali) ve nifas(lohusalık hali)tan sonra alınması farz olan bir abdest türüdür ve bütün bedenin yıkanmasını ifade eder.

Gusül Abdestinin farzları, yani olmazsa olmaz şartları üçtür. 1- Mazmaza (ağza dolu dolu su alıp tükürmek), 2- İstinşak (Buruna su çekip sümkürmek), 3- Bütün vücudu yıkamak. Bu anlamda ağız ve burun temizlendikten sonra denize, göle, havuza ya da küvete dalıp çıkmakla gusül abdesti alınmış olur. Ancak isterseniz gelin, bu abdesti dört başı mamur şekilde ve erkekler için güzelce tarif edelim (ki; kadınlar için de herhalde aynıdır):

Cinsel ilişkiden veya ihtilam olduktan (Rüya halinde boşalmak olan ihtilam, halk arasında, hamamcı olmak, şeytan aldatması ve semeri devirmek gibi kavramlarla anlatılmaktadır) tuvalete gidin bir güzel işeyin. Bu, idrar yollarında kalmış sperm atıklarının temizlenmesi için gereklidir. Arkasından cinsel organlarınızı ve çevresini bir güzel yıkayıp, temizleyin. Daha sonra besmele çekerek Gusül Abdesti almaya niyet edin. Sağ avucunuzla önce ağzınıza dolu dolu su alıp boşaltın. Bunun asgari üç kere yapılması tavsiye edilir. Ardından aynı şekilde burnunuza üç kere su çekip temizleyin. Ağza ve burna su çekip temizledikten sonra normal namaz abdesti gibi abdest alın.

Namaz için alınan abdesti bilmeyenler için tarif edelim: Ellerinizi bileklerinize kadar yıkayın. Arkasından üç kere ağza, üç kere burna su çekip boşaltın (Dikkat buyurun, bu ağza ve burna su çekip boşaltma işi başlangıçta yapılan aynı işlemden farklıdır. Onun tekrarı gibiyse de ona göre çok daha yüzeyseldir). Yüzünüzü yıkayın. Sonra ilk olarak sağ olmak üzere kollarınızı dirseklerinize kadar yıkayın. Bundan sonra sağ elinizi ıslatarak parmaklarınız açık vaziyette başınızın ön tarafına meshedin. Arkasından yine ellerinizi ıslatarak iki elinizin işaret parmaklarıyla kulak içlerini, baş parmaklarınızla kulak dışlarını ıslatın. Arkasından ıslak ellerinizin arkasıyla enselerinizden başlayarak boynunuzu ıslatın. Sonra da önce sağ ayağınızı, sonra sol ayağınızı yıkayın. Böylece abdest tamamdır.

Abdest bittikten sonra, vücudunuzu tamamını yıkayın. Eskiler, bu yıkama işini üç kere tepeden, üç kere sağ omuzdan, üç kere sol omuzdan su atıp vücudu ovuşturmak ve bunu üç kere tekrarlamak gerekir derlerdi. Ancak bu, modern duşların ve banyoların olmadığı zamanlar için söylenen bir şeydi. Bugün için abdest aldıktan sonra girin duşun altına, foşur foşur yıkanın! Burada dikkat edilmesi gereken husus, vücutta kuru nokta kalmamasıdır.

Ancak bu konuda endişe etmeye gerek yoktur. Örneğin, kulaklardaki küpe deliklerini, ne bileyim göbek deliklerini ıslatacağım diye kendinizi harap etmeyin. Bu gibi yerleri olabildiği kadar ıslatın tamamdır. Elbette başın, saçların dipleri ıslanacak derece yıkanması gereklidir. Zekeriya Beyaz gibi din adamları, saçların diplerinin ıslanması şart değildir diyorlarsa da bana kalırsa siz yine de saç dipleri ıslanacak derecede kafanızı güzelce yıkayın. Sakın ola; saçım bozulmasın, saçımın boyası, cilası dökülmesin düşüncesiyle başa bone benzeri su geçirmez bir şeyler bağlamayın. Bu şekilde banyoya giriyorsanız ve saçınızı ıslatmıyorsanız, biliniz ki siz ortalıkta cenabet cenabet geziyorsunuzdur gençler. Bu halde sakın ola aramıza girmeyiniz oldu mu…

Gusül abdesti bundan daha açık ve daha yalın nasıl anlatılır onu da bilmiyorum efenim…

______________

1-http://www.hurriyet.com.tr/ak-partili-korkmazdan-muhalefet-liderlerine-agir-sozler-28026748,

2-


Comments

“Gençler cenabet cenabet dolaşmayın aramızda!” için 2 yanıt

  1. Çok ayıp böyle bir dille makale yazı yazılmaz. Biraz terbiye almanız lazım. Küçümser tavırla konuşmayın. Çok küçümser bakarlar size

  2. HAMSİ KERİM avatarı
    HAMSİ KERİM

    Anan baban senin yapım kararını kesin olarak yalap şap vermişler. Sende Böyle bir manda olmuşsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir