PKK’ya silah bıraktırma işinin boyutu…

NECDET BULUZ - 1437809520747

NECDET BULUZ

 

                                                         Şimdi herkes birbirine şu soruyu soruyor:

                                                          “AKP’nin başlattığı süreçte terör örgütü PKK gerçekten silah bırakır mı? Özlediğimiz barış ortamı gelir mi?”

                                                          Bu soruya verilecek yanıt o kadar zor değil. PKK, hiç kuşkusuz koşullar istediği yönde gelişirse silah bırakır. Bunu yıllardır PKK üst düzey yöneticileri seslendiriyor. Koşulların ne olduğunu da sıralıyorlar. Eğer, bugünkü hükümet, bunu ciddi biçimde ele alıyor, sonuca ulaşmak istiyorsa, terör örgütünün isteklerini yerine getirmek durumundadır. Bu isteklerin yerine getirilmesinden sonra başlatılan sürecin başarı ile sonuçlanması da gerçekleşebilir.

                                                          PKK’NIN İSTEKLERİ BİTMİYOR

                                                          Silahların bırakılmasını, beklenen barış ortamının gelmesini biz de istiyoruz. Bunun için yapılacak her hareketi desteklemek de gerekir. Ancak milli birlik ve bütünlüğümüzü bozacak, dil birliğimize zarar verecek, ülkemizin sınırlarının değişmesine gidecek bir sürecin de karşısındayız. Bu nedenle, silahların bırakılması bu saydıklarımızı hedefliyorsa, bu barıştan öte, Hükümetin PKK karşısında beyaz bayrak çekmesi demektir. İşte, bunun da sonuna kadar karşısındayız.

                                                          Birbirimizi kandırmayalım. Terör örgütünün istekleri bellidir. İmralı canisi Öcalan’ın cezaevi koşullarının iyileştirilmesi, ilk önce ev hapsi, daha sonra özgürlük yolunun açılması isteklerin başında geliyor. Devam edelim, terör örgütü yeni vatandaşlık tanımı istiyor. Anayasa’daki “Türk” kelimesi yerine “Türkiyeli kelimesinin konulmasında ısrar ediyor. Yetmedi, genel af istiyor. Yine bitmedi, Kandil’deki ve Türkiye’deki militanlar için yerleşim garantisi istiyor. İstiyor da istiyor. Hükümet bütün bu istekleri yerine getirmeye çalışır ve PKK silah bırakırsa bu çalışmada başarı sözü edilebilir mi? Bu süreç, hükümetin bayrak çekmesi, Türkiye’nin de bölünme sürecidir.

                                                            HER KAFADAN BİR SES ÇIKIYOR

                                                            Şimdi, sorun bu kadarla da sınırlı görülmüyor.

                                                             Hükümet, PKK ile silah bırakma konusunda İmralı’daki Öcalan’ı muhatap almıştır. Ancak, bu işin bir Avrupa, bir de Kandil ayağı vardır. Nitekim Murat Karayılan, Kandil’den sesini yükseltmiş ve “Bizim silah bırakmamızı kimse beklemesin. Bu süreçte barış sağlanmak isteniliyorsa, bizim de Öcalan ile görüşmemizin yolu açılsın” demiştir. Karayılan, bu süreçte kabuklarına çekilmeyeceklerini ve örgüte yeni katılımların önünün açık olacağı mesajını da vermiştir. İşin boyutu genişledikçe, yeni bazı pürüzler de yavaş yavaş ortaya çıkmış olacaktır.

Okumaya devam et  4 Nisan PKK ya da Öcalan’ın Doğum Günü müdür?

                                                             PKK’nın Avrupa ayağını da görmezden gelmemek gerekiyor. Zübeyir Aydar, Remzi Kartal gibi isimler açıklama üzerine açıklama yapıyorlar. Sürece dahil olmadan bu çalışmalardan sonuç alınamayacağını söylüyorlar. Tıpkı Karayılan gibi bu süreçte kendilerinin de İmralı’da Öcalan ile görüşmelerinin önlerinin açılmasını istiyorlar. Bu sürece Avrupa’nın da dahil olması gerektiğini vurguluyorlar. Bir noktada konuyu genişletip, Türkiye’nin dışına taşımaya çalışıyorlar.

                                                                DIŞ GÜÇLERİN ETKİSİ

                                                                 Bugün önümüzdeki tabloya baktığımızda bu engelleri görüyoruz. Unutulmaması gereken diğer bir engel de, PKK’nın dış güçlerle olan bağlantılarıdır. Bugün, Öcalan “Silahları bırakın” talimatını herhangi bir koşulda vermiş olsa bile, dış güçlerin bunu engelleyecek durumda oldukları görülüyor. Eğer, dış güçlerin desteği olmasa, PKK’nın bunca yıldır böylesine ayakta kalması mümkün olabilir miydi?

                                                                 Müttefiklerimiz bile PKK’yı destekliyor, Türkiye’ye karşı koz olarak kullanıyor. Son yapılan operasyonlarda PKK inlerinde sadece Amerika ordusunda kullanılan bazı silah ve teçhizatların bulunması bunun somut bir göstergesi değil mi? Kaldı ki, PKK’nın elindeki silah ve cihazların nerelerden temin ettiği de açık biçimde biliniyor. Bunun yanında Suriye, Kuzey Irak ve İran’daki grupların varlığını da göz önünde tutmak gerekiyor.

                                                                 Bir de unutulmaması gereken bir konuya daha değinelim:

                                                                Terör örgütünü bitirmek için kolları sıvayan kim olduysa ortadan kaldırılmış, ya da kaldırılmaya çalışılmıştır. Kürt sorununda çok önemli çalışmalara imza atan, PKK ile mücadelede başarılı olan Eşref Bitlis’in uçağının düşürülüp ölümüne neden olunmuş, Turgut Özal, bu konuda attığı adımlar nedeni ile şaibeli şekilde ölmüştür.

e.mail: [email protected]

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir