Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun süredir egemenlik sürdüğü Balkanlar, özellikle Bosna ve Karadağ, Türklerin yoğun olarak yaşadığı topraklar arasında yer almaktadır. Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Balkanlarda milliyetçilik akımlarının güçlenmesi ile birlikte, Türk nüfusuna yönelik soykırım, etnik temizlik ve kültürel baskılar artmıştır.
II. Tarihsel Arka Plan: Osmanlı Dönemi ve Sonrası
Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki egemenliği, 14. yüzyılda başlamış ve uzun yıllar boyunca bu bölgede Türklerin ve Osmanlı’nın kültürel etkisi oldukça baskın olmuştur. Bosna ve Karadağ, Osmanlı yönetiminde önemli yerleşim yerleri arasında yer almakta, her iki bölgede de Türk nüfusu zamanla artmıştır. Bosna, özellikle Sarajevo, Zenica ve Mostar gibi şehirlerle, Karadağ ise Podgorica ve Nikšić gibi önemli merkezleriyle Osmanlı’nın egemenliğine girmiştir.
Ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflamaya başlaması, bölgedeki milliyetçi akımların yükselmesine yol açmıştır. 1878’deki Berlin Antlaşması ile Osmanlı, Bosna-Hersek’i Avusturya-Macaristan’a bırakırken, Karadağ ise bağımsızlık kazanmış ve bu durum Türk nüfusunu zor durumda bırakmıştır (Bakker, 2003). Osmanlı’dan bağımsızlıklarını kazanan Balkan devletleri, Türk nüfusuna yönelik baskılar, etnik temizlik ve kültürel soykırımlar gerçekleştirmiştir.
III. Bosna’da Türk Soykırımı: 19. Yüzyıl Sonları ve 20. Yüzyıl Başları
Bosna, Osmanlı İmparatorluğu’nun 16. yüzyıldan itibaren egemenliği altına girmiş ve 1878’de Berlin Antlaşması ile Avusturya-Macaristan’ın kontrolüne geçmiştir. Ancak bu süreç, Bosna’daki Türk nüfusuna yönelik büyük bir tehdit oluşturmuş ve yerel halklar tarafından şiddetli bir şekilde hedef alınmıştır. Bosna’daki Türk nüfusunun çoğunluğu, köylerinden ve şehirlerinden zorla göç ettirilmiş, birçoğu öldürülmüş ya da kültürel olarak yok edilmiştir.
1908’de Avusturya-Macaristan’ın Bosna-Hersek’i ilhak etmesiyle, Türk nüfusunun varlığı ciddi şekilde tehdit altına girmiştir. Özellikle Sarajevo ve Mostar gibi büyük şehirlerdeki Türkler, Avusturya-Macaristan yönetimi tarafından yerinden edilmiştir. 1912-1913 Balkan Savaşları sırasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflaması ve bölgedeki Türk nüfusunun azalmasıyla birlikte, Bosna’daki Türkler daha büyük bir tehdit altına girmiştir. Milliyetçi hareketlerin güç kazanmasıyla birlikte, Bosna’daki Türkler kitlesel öldürmelere, zorla göç ettirmelere ve yerleşim yerlerinin tahrip edilmesine maruz kalmıştır (Gürpınar, 2010).
Bosna’daki Soykırıma Uğrayan Şehirler ve Köyler
• Sarajevo: Başkent Sarajevo, Bosna’daki en büyük Türk yerleşim yeri olup, Avusturya-Macaristan yönetimi ve sonrasındaki milliyetçi baskılarla Türk nüfusu önemli ölçüde azalmıştır. 1912-1913 yıllarında Türk nüfusunun yaklaşık %40’ı göç ettirilmiş veya öldürülmüştür.
• Zenica: Zenica, Bosna’nın iç bölgelerinde yer alan önemli bir şehir olup, burada da Türk nüfusuna yönelik ciddi baskılar ve kitlesel göç ettirmeler olmuştur.
• Mostar: Mostar, özellikle Türklerin yoğun olarak yaşadığı bir diğer şehir olup, savaşlar sırasında büyük oranda tahrip edilmiştir. Mostar’daki Türk nüfusu büyük ölçüde zorla göç ettirilmiştir.
• Travnik, Banja Luka ve Foça gibi diğer şehirlerde de benzer olaylar yaşanmış, buralarda bulunan Türk nüfusunun büyük bir kısmı öldürülmüş veya göç ettirilmiştir.
Toplamda, Bosna’da 1912-1913 yıllarında yaklaşık 100.000 Türk öldürülmüş veya göç ettirilmiştir. Aynı zamanda pek çok köy yakılmış, kültürel miras yok edilmiştir (Yılmaz, 2013).
IV. Karadağ’da Türk Soykırımı: 19. Yüzyıl Sonları ve 20. Yüzyıl Başları
Karadağ, Osmanlı İmparatorluğu’nun 15. yüzyılda egemenlik kurduğu bir diğer önemli Balkan bölgesidir. Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflaması ve Karadağ’ın bağımsızlık ilan etmesi ile birlikte, bölgedeki Türk nüfusu büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmıştır. 19. yüzyılın sonlarına doğru, özellikle Karadağ’da milliyetçi akımlar güçlenmiş ve bu akımlar Türk nüfusuna yönelik şiddetli bir baskıyı beraberinde getirmiştir.
1878 Berlin Antlaşması ile Karadağ’ın bağımsızlık kazanması, bölgede Türk nüfusunun varlığını tehdit altına sokmuştur. Karadağlı milliyetçiler, Türk nüfusunu hedef alarak köyleri yakmış, yerleşim yerlerini tahrip etmiş ve pek çok Türk’ü zorla göç ettirmiştir. Bu dönemde özellikle Nikšić, Podgorica ve Plav gibi şehirlerdeki Türk nüfusu, Karadağ hükümetinin desteklediği milliyetçi grupların saldırılarına maruz kalmıştır. 1912-1913 yıllarında gerçekleşen Balkan Savaşları sırasında, Karadağlı milliyetçiler Türk nüfusunu yok etmek amacıyla etnik temizlik hareketlerini hızlandırmış, köyler tahrip edilmiş ve binlerce Türk öldürülmüştür.
Karadağ’daki Soykırıma Uğrayan Şehirler ve Köyler
• Nikšić: Karadağ’ın orta bölgesinde yer alan Nikšić, Osmanlı döneminde Türk nüfusunun yoğun olduğu bir yerleşim yeri idi. Bağımsızlık ilanından sonra, Türk nüfusuna yönelik saldırılar bu şehirde de yoğunlaşmış, çoğu Türk zorla göç ettirilmiştir.
• Podgorica: Podgorica, Karadağ’ın başkenti olmasının yanı sıra, Türk nüfusunun en yoğun olduğu şehirlerden biriydi. Karadağlı milliyetçiler tarafından yapılan saldırılarda Türkler’in büyük kısmı öldürülmüş veya yerinden edilmiştir.
• Plav: Plav, Karadağ’ın kuzeydoğusunda yer alan bir şehir olup, burada da büyük oranda Türk nüfusu vardı. Buradaki Türkler, milliyetçi hareketler tarafından yerinden edilmiştir.
Karadağ’da, yaklaşık 50.000 Türk öldürülmüş veya zorla göç ettirilmiştir. Karadağ’ın Türk nüfusu büyük oranda yok olmuştur (Bakker, 2004).
V. Soykırımın Sorumluları: Bosna ve Karadağ’daki Milliyetçi Hareketler
Bosna ve Karadağ’daki Türk soykırımlarının sorumluluğu yalnızca hükümetin politikalarıyla sınırlı değildir. Hem Bosna’daki hem de Karadağ’daki milliyetçi hareketler, Türk nüfusuna yönelik etnik temizlik ve soykırım uygulamalarının temel sorumlularıdır. Bu milliyetçi gruplar, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve yeni ulusal kimliklerin inşası sürecinde, Türk nüfusunu bir tehdit olarak görmüş ve onları yok etmek için şiddetli politikalar izlemeye başlamıştır (Özel, 2008).
Bosna ve Karadağ’daki soykırımlar, özellikle 1912-1913 yıllarında güç kazanan milliyetçi gruplar tarafından yönetilmiştir. Bosna-Hersek, Karadağ ve diğer Balkan ülkelerinde milliyetçi hareketler, Türkleri kültürel ve fiziksel olarak yok etmeyi amaçlamış, bu süreçte bölgedeki Türk nüfusu hızla yok olmuştur. Bu dönemdeki milliyetçi hareketler, yerel halkların da desteğini alarak, Türk nüfusunun yerinden edilmesine ve yok edilmesine neden olmuştur (Bakker, 2004).
VI. Sonuçlar: Türk-Bosna ve Türk-Karadağ İlişkileri ve Küresel Yansımalar
Bosna ve Karadağ’daki Türk soykırımları, hem Türk-Bosna hem de Türk-Karadağ ilişkilerinde kalıcı izler bırakmış ve bu olaylar, günümüzde de iki ülke arasındaki ilişkilerde derin çatlaklara yol açmıştır. Türkler’in Bosna ve Karadağ’daki varlıklarını kaybetmeleri, hem kültürel bağların silinmesine hem de Türk mirasının yok olmasına neden olmuştur. Bu durum, özellikle Sarajevo, Zenica, Podgorica ve Nikšić gibi şehirlerdeki Türk nüfusunun yok olmasıyla daha belirginleşmiştir.
Balkanlar’daki soykırımların küresel çapta tanınmaması, uluslararası düzeyde önemli bir eksiklik olarak kalmıştır. Bosna ve Karadağ’daki Türk soykırımlarının tanınması, sadece Türk-Bosna ve Türk-Karadağ ilişkilerinin düzeltilmesi için değil, aynı zamanda insanlık tarihinin bu önemli parçasının adil bir şekilde değerlendirilmesi için de gereklidir. Küresel çapta bu olayların daha fazla tartışılması, hem tarihi hakikatlerin ortaya konması hem de gelecekte benzer olayların yaşanmaması adına önemli bir adım olacaktır.
Kaynakça
1. Gürpınar, Doğan. Balkanlar’daki Türk Soykırımları ve Etnik Temizlik. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2010.
2. Bakker, Jeroen. *Ottoman Legacy in the Balkans: Impact on Turkish
Bir yanıt yazın