CİBİLLİYETSİZ SÜTÜ BOZUK OLAN BİZLER DEĞİLİZ

İsmail Haniye denilen kişinin öldürülmesine ne sevindim, ne üzüldüm, ne de yapmacık bir şekilde ağıtlar yakarak başsağlığı diledim.

İsmail Haniye için üzülen, sevinen veya ne üzülen ne de sevinen insanların yaşadığı bu ülkede tek bir kişinin iradesi ve kararı ile yas ilan edilmesine karşı çıktım ve şiddetle eleştirdim.

Doğal olarak da bu benim yas tutmam gereken bir durum olmadığı kanaatine vararak alınan bu keyfi karara uyma gereğini de hissetmedim.
Hatta hiç tarzım olmadığı halde, ulusal yas ilan edildiği tarihte gün boyu evimin terasında oturarak keyifle müzik dinledim.

Benim soy ağacım bellidir.
Anamın sütü temiz ve helal, gecmişim ise şaibesizdir.
Oğuz’un Bayındır boyundan Sağıroğulları diye biliniriz.
1916 Hicaz- Yemen cephesinde savaşırken esir düşen ve 15 yıl esir tutulup döndükten 6 ay sonra hakkın rahmetine kavuşan bir büyükbabam, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile kervanında Kuvayı Milliye’ye silah ve mühimmat taşıyan bir dedem vardır.

Benim cibilliyetim tertemiz ve lekesizdir.
Geçmişimizde vatana ihanet, devletimize başkaldırı vakası görülmemiştir.
Doğduğum topraklar devlete isyan ettiği gerekçesiyle gemiler tarafından top atışına tutulmamıştır.
Dere boyunda Türk askerine kurşun sıkarken uçaklar tarafından bombalanmamıştır.
Ailemde Topal Osman’ın teknesinden kaçarak kurtulan biride yoktur.
Düşman ile işbirliği yapmaz, vatan toprağını 5 paraya satmaz, helal kazancımıza haram katmayı bilmeyiz.

Birdenbire bulma, ne oldum delisi olma, sonradan görme değiliz.
Tüyü bitmemiş yetimin de hakkı bulunan kamu malı ile zengin olmadık.
Tek göz evde yaşıyorken birdenbire köşk, yalı, şato, saray sahibi olmadık.
Kimseye zulüm edip, bedduasını almadık.
Kanımızı akıtıp, canımızı vererek; sahibi olduğumuz vatan topraklarını 3-5 kuruşa satmadık.

Şimdi soruyorum, Partili Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan;
Ben ve benim gibi milyonlarca insan, İsmail Haniye denilen biri için yas tutmayı reddettiğimiz için kendimizin cibilliyetsiz olduğunu kabul edebilir miyiz?
Annelerimizin ak, pak tertemiz ve helal sütüne bozuk diyen birine “bizim cumhurbaşkanımız” diyebilir miyiz?