KUR’AN’a göre Şirk?!

Kendim hakkında bilgiyle başlayalım!?

Üniversitede İşletme eğitimi almış, Atatürk’e minnettar bir Cumhuriyet kadını ve KUR’AN’ı yıllarca Arapça-anlamadan okumuş, sayısız ‘hatim(?!) inmiş’ bir ‘inanan’ olarak;
‘Namaz kılarken(?!) neden anlamadan yatıp yatıp kalkıyorum, Fatiha duasında ne diyorum?’ gibi
aklımda sorularla, sorgulamalarla yaklaşık 30 yıl kadar önce KUR’AN incelemeye başladım. KUR’AN’da dikkatimi çeken iki konu üzerinde yoğunlaştım.
TANRI’nın bağışlamadığı tek günah olarak geçen ‘şirk’ ve ‘ahlâk’.

Ve yıllar içinde de bu iki konu merkezde olmak üzere, Türkçe çevirileri anlaşılır olan pek çok KUR’AN mealini karşılaştırmalı olarak inceledim ve devam ediyorum. Bir dönem de KUR’AN’da kök anlam araştırmaları yapan temizfikir.com sitesinden yararlandım.
Bu süreçte de gördüm ki, sadece, TANRI sözlerini anlamak için sürekli KUR’AN okudukça, çaba harcadıkça, o da kapılarını açmaya; tarihsel olaylar içindeki evrensel kurallarını, ahlâkî ilkelerini göstermeye başlıyor, anlaşılırlığı artıyor; emek verdikçe üzerindeki yaklaşık 1.500 yıllık tozlar, yalanlar temizleniyor.

KUR’AN’ı tekellerine almışların anlattıklarından, zulümlerinden kurtuluyor, özgürleşiyorsunuz!
Ve sonunda KUR’AN’ın, ahlâkî ilkeleriyle yaşamınıza rehberlik etmesini sağlıyorsunuz!

KUR’AN incelerken, ‘ilâhiyatçı’ ünvanı taşımanın gerekli olmadığını ve hoca, imam gibi anlatıcılara, ‘aracılara’ da ihtiyaç olmadığını farkettim.

İlâhiyatçıların görevi; akademik çalışmalarla, bilimsel yöntemlerin tamamını kullanarak(dilbilim, çeviribilim, etimoloji-kök anlam, epistemoloji gibi), Türk dili kurallarını da çok iyi bilip, çok özenle-çok titizlikle KUR’AN’ın Türkçe’ye çevirilerini yapmak, sadece KUR’AN bilgisi vermek ve
maddi çıkar olmadan, ticarî kaygı taşımadan okuyuculara, anlaşılabilir KUR’AN mealleri sunmak olmalı!

Kendi anladıklarını,
ilâhlaştırıp tapındıkları peygamberleri,
peygamber hadisini(!?)-sünnetini(?!) anlatmak
ve
bu anlatıları yaparken de kendi benliklerini öne çıkarmak olmamalı!

Tüm anlatılanları, söylemleri, hikaye-rivayetleri, dayatılanları bir kenara bırakıp, ‘TANRI ne demiş? Böyle mi söylemiş?’ diye hep ama hep sadece KUR’AN’a bakarak ve son sözü TANRI’ya söyleterek kendi anlama özgürlüğümü kullanmaya çalışıyorum. Hesabımı da sadece Sözün Sahibi TANRI-ALLAH-Yaradanıma vereceğim.

Hesap vermek üzere Huzuruna çıktığımda: ‘Sadece Kitabın KUR’AN’ı okuyup anlamaya ve hayatıma uygulamaya çalıştım.
Bu kadar anlayabildim, eksiğim çok, affet, bağışla!’ deyip TANRI’mın önünde sonsuz-sınırsız saygıyla eğileceğim.

‘Şuna-buna sormuştum, duymuştum!’ dersem o zaman Yüce Yaratıcı bana: ‘Ona-buna soracağına, açıp Benim Söylediklerime-KUR’AN’a baksaydın’ derse;
geri dönüş de yok ve de
hesap da çok zorlu!!!?

Ben böyle sadece KUR’AN’a çağırdıkça; ‘telefonumu isteyen, toplantı yapın, gelip sizi dinleyelim’ diyenlere söylediğim şu:
‘Olmaz, olamaz, olmamalı! Hocanızın, imamınızın, şeyhinizin yerine, bu sefer beni oturtmuş olursunuz! Ben ne kadar araştırmış olsam da sonuçta kendi anladığımı anlatırım.
O yüzden KUR’AN’ın ayetlerini-Yüceler Yücesi TANRI’nın Sözlerini kendiniz anlayın; beni ve tüm aracıları aradan çıkarın.
Ben sizi, sadece KUR’AN ile buluşturmaya çalışıyorum, KUR’AN’a işaret ediyorum!’

Okumaya devam et  DİN Eğitimi

Esas konumuza gelirsek; KUR’AN’a göre ‘Şirk’ nedir? Şimdi onu inceleyelim!

KUR’AN’ın ana kavramlarından olan ‘şirk’ insanın, ‘insana’ yani kendi gibi yaratılmış bir kula kulluk etmesi!

Sevgide aşırıya kaçılan, maddeden oluşmuş, vazgeçilmez sanılan her şeye; para, güç, ego(kibir), iktidar, mal-mülk, eş, ana-baba, evlat, şöhret, mevkî, rütbe gibi yaşamın göz alıcı isteklerine kölelik etmek de, tapınç haline getirmek de bir çeşit şirk!

İnsanın özgürlüğünü, aklını, onurunu, hayatını ipotek altına alan ‘şirk’ kölelik sistemine karşı;
TANRI bütün uyarılarını, önerilerini, öğütlerini yaşamın anayasası olan Kitabı KUR’AN’da yazıya geçirtmiş ve böylece kayıt altına almış…

(Zümer,53)”Ey kendilerine karşı kötülük edip/kendi nefisleri aleyhine haddi-sınırı aşanlar. Allah’ın rahmetinden-sevgisinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.”

TEK istisna; ‘şirk’

(Nisa,48)”Allah Kendisine ortak koşulmasını-şirki asla bağışlamaz; bundan başkasını-şirk ötesi her şeyi bağışlayabilir. Allah’a ortak koşan kimse, kuşkusuz, O’na çok büyük bir iftira etmiş olur.”

(Nisa,116)”Allah, kendisine şirk koşanları-ortak kabul edenleri bağışlamaz.”

(Câsiye,23)”Kendi arzu ve özlemlerini tanrı edinen-egosunu-kendi duygu ve arzusunu putlaştıran-ilahlaştıran-kendisini vazgeçilmez sanan kimseyi gördün mü-dikkat ettin mi?”

(Zümer,65)”Eğer Allah’a ortak koşarsan-şirke saparsan tüm yaptıkların boşa gider ve kaybedenlerden olursun.”

(Bakara,165)”İnsanlar arasında, Allah’ın astlarından birtakım eşler-insanları ilahlaştırarak Allah’a ortak koşanlar-Allah ile denk tutanlar vardır ve onları Allah’ı sever gibi seviyorlar. Oysa inananların Allah’a olan sevgisi ise kararlı ve daha güçlüdür. Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseler-zulmedenler azabı gördüklerinde, bütün gücün tümüyle Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının çok çetin olduğunu keşke bu dünyada anlayabilselerdi!”

(A’raf,37)”Allah’a iftira eden-Allah adına yalan uyduran veya O’nun ayetlerini yalanlayandan daha saptırıcı-haksız-zalim kim olabilir? Kitaptaki nasipleri onlara erişecektir. Nihayet elçilerimiz canlarını almak için geldiğinde, ‘Allah’tan başka-Allah’ın astlarından yakardığınız ilahlar-taptıklarınız nerede?’ dediklerinde, onlar şöyle diyecekler: ‘Bizi terk ettiler.’ Üstelik kendi aleyhlerinde tanıklık-yanlış yaptıklarını itiraf edecekler.”

Okumaya devam et  ALLAH-TANRI’ya Kulluk ne demek?!

(Yusuf,106)”Onların çoğu Allah’a ancak şirk koşarak inanırlar-ortak koşmadan Allah’a iman etmezler.”

(Yunus,106)”Allah’ın astlarından sana fayda sağlamayan, zararı da dokunmayacak olan şeylere yalvarma! Böyle yaparsan hiç şüphesiz sen şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimselerden-zalimlerden olursun!”

(Şûra,21)”Yoksa Allah’ın izni olmadığı halde onlar için dini kurallar ve yasalar ortaya koyan ortakları mı var? Eğer cezanın ahirette verileceğine dair söz-önce belirlenmiş bir karar olmasaydı onların arasında yargı verilirdi. Şirk koşarak yanlış-kendi zararlarına iş yapanlara-Allah’ın dinini karartanlara-gizleyenlere acı bir azap vardır.”

(Ankebut,25)”İbrahim onlara dedi ki: “Sadece dünya hayatında aranızdaki sevgi ve dostluk-mal mülk sevgisi için Allah’ın astlarından birtakım putlar edindiniz. Hâlbuki kıyamet gününde birbirinizi tanımazdan gelecek ve kiminiz kiminize lanet edecektir. Barınağınız cehennem olacak ve orada kurtaracak yardımcılarınız da olmayacaktır.”

(En’am,22)”Hepsini bir araya toplayacağımız gün, şirk koşanlara soracağız: ‘Hani nerede o gerçeğe aykırı olarak inandığınız ortaklarınız-Allah’ın ortağı sandıklarınız?’”

(En’am,81)”Siz, Allah’ın size, hakkında hiçbir yetki vermediği-kanıt-delil indirmediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl olur da sizin ortak koştuklarınızdan korkarım?”

(A’raf,191,192)”Hiçbir şey yaratamayan, aksine kendisi de yaratılmış olan şeyleri-kişileri mi ortak-eş koşuyorlar? Oysa onlar, ne onlara yardım edebilirler ne de kendilerine yardım edebilirler.”

(Yunus,34,35)”Ortak koştuklarınızdan ilk kez yaratıp sonra tekrar diriltecek var mıdır? ‘Ortak koştuklarınızdan hangisi gerçeğe ulaştırabilir?’ Allah gerçeğe ulaştırır. Gerçeğe götüren mi, yoksa birisi götürmezse gidemeyen mi-doğru yolu bulamayan mı uyulmaya daha lâyıktır. Ne oluyor size, nasıl karar veriyorsunuz?”

(Rum,33)”İnsanların başlarına bir sıkıntı gelince, Rablerine yalvarır, yakarırlar. Sonra merhamet edip bir iyilik, rahatlık verince-sıkıntıları giderilince, onlardan bir kısmı Rablerine şirk koşarlar.”

(Rum,40)”Sizi yaratan, sonra geçinmeniz için gerekli vasıtaları sağlayan, ardından sizi ölüme götüren ve en sonunda da yeniden diriltecek olan, Allah’tır. O’nun ilahlığına ortak koştuğunuz güçler-ortak koşarak bağlandıklarınız bu işlerden birini yapabilirler mi? (Hayır!) O, ihtişamında sınırsızdır ve insanların kendisine eş-ortak koştuklarından çok yücedir!”

(Lokman,13)”Lokman oğluna öğüt verirken şunu demişti: ‘Dinle ey oğul, sakın Allah’a ortak koşma, kuşkusuz şirk (Tanrı’ya ortak koşmak) çok büyük bir zulümdür.’”

(Lokman,15)”Eğer annen ya da baban cahillik edip, seni Allah’tan başka ilâhın olamayacağı bilgine rağmen-körü körüne herhangi bir şeyi Allah’a ortak koşman için seni zorlarlarsa, bu hususta onlara itaat etme! Fakat dünyada onlara iyi davranmalısın.”

Okumaya devam et  ALLAH’a Borç Vermek?

(Mü’min,42)”Siz beni Allah’a karşı nankör olmaya-inkâr etmeye-inanmamaya ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyleri O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, O Kudret Sahibi ve çok Bağışlayıcı olan (Allah’ı tanımay)a çağırıyorum!”

(Mü’min,73-74-75)”Ayetleri yalanlayan ortak koşuculara: ‘Şirk koştuklarınız nerede? Allah’tan astlarından ortaklar koştuğunuz-taptıklarınız nerede?’ denilecek. Onlar da: ‘Bizi terk ettiler. Meğer biz, daha önce (dünyada iken) birer hiç olan şeylere tapmış ve yalvarmışız-boş şeylerden yardım istiyormuşuz!’ diyecekler. İşte Allah, gerçeği yalanlayan nankörleri böyle sapkınlıkta bırakır. İşte bu, yeryüzünde hak hukuk tanımaksızın şımarıp azmanız ve küstahça böbürlenmeniz-kendinizi beğenmişliğinizden ötürüdür.”

(Mü’min,84)”Nihayet ortak koşucular cezamızı (apaçık) gördükleri zaman ‘Tek olan Allah’a inandık ve O’na şirk koştuklarımızı reddettik!’ dediler.”

(Fâtır,14)”Allah’ın astlarından olan-Allah’a ortak koştuklarınızı çağırsanız-yakarsanız sizin çağrınızı işitemezler. İşitseler bile size cevap veremezler. Kıyamet Günü, kendilerine yakıştırdığınız şirki reddederler-sizin ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Hiç kimse sana, her şeyden haberi olan Allah’ın verdiği gibi haber veremez.”

(Ankebut,65)”Ortak koşucular bir gemiye bindikleri zaman [ve kendilerini tehlikede gördükleri sırada] içten bir inançla yalnız Allah’a yalvarırlar-dini yalnız Allah’a ait kılarak O’na yakarırlar. Fakat onları karaya çıkarıp kurtardığımız zaman, onu bunu tanrılaştırıp tekrar ortak koşmaya başlarlar-hemen şirk koşarlar.”

(Tur,43)”Yoksa ortak koşucuların Allah’tan başka bir tanrıları-ilahları mı var? Allah, sınırsız şanıyla insanların O’na yakıştırdığı ortaklardan-şirk koştuklarından münezzehtir!”

(Âli İmran,80)”Allah, size, doğal güçleri-melekleri ve peygamberleri-nebîleri tanrı-rab edinmenizi söylemez-istemez.”

(Kehf,26)”O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.”

(Hud,1,2)”Bu KUR’AN öyle bir Kitaptır ki, şirk koşarak yapılan yanlışı; kendi zararlarına işi ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler içertilmiş-bozulması engellenmiş, bir de en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen-sağlam yapan, her şeyin iç yüzünü-gizli yönlerini de iyi bilen tarafından, ayetleri kendi içlerinde ayrıntılı kılınmış, birbirleriyle açıklanmış ve ayrıca birbirleriyle bağlantılı olarak etraflı bir biçimde dile getirilmiştir. Ki onu okuyup da Allah’tan başkasına tapmayasınız-Allah’a ortaklar koşmayasınız diye açık ve anlaşılır olarak indirilmiştir.”

(Nisa,36)”Allah’tan başka hiçbir şeye asla ilahlık yakıştırmayın-Allah’a hiçbir şeyi ve kimseyi ortak koşmayın.”

Haberi paylaşın
Kendim hakkında bilgiyle başlayalım!? - baris isik

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

“KUR’AN’a göre Şirk?!” için 3 cevap

  1. Alper B. avatarı
    Alper B.

    Tamamlanmış Öğreti Hakikat

    Kuran-Kerim kitabı insanlar arasında sosyolojik olarak her kademede adaletin nasıl tesis edilebileceğini anlatan emsalsiz ve ilahi bir eserdir. Kuran-ı Kerim’de Allah’ın sözleri ve gelen vahiy aracılığıyla onu insanlığa tebliğ eden Allah resulünün tüm yaşadıkları bu adalet tesisinin pratik anlamda nasıl uygulanabileceğini bireysel bir yaşam öğretisi olarak bizlere anlatmaktadır. İslam dininin dünya üzerindeki gelmiş geçmiş tüm inanç sistemlerinden farkı onun Allah ve Ahiret inancı temelinde aslında başlı başına hayatın içinde pratik olarak uygulamaya dönük bir bireysel yaşam öğretisi olmasıdır. Bu öğretinin amacı insanlar arasındaki haksızlıkların önüne geçmektir. insanlar arasında adaletin tesis edilebilmesi için, Kuran aracılığıyla bizlere bireysel bir yaşam dersi olarak aktarılan islam öğretisinin temelinde gönüllülük, akılcılık ve makbul ve güzel eylem icrası yatmaktadır. Bu öğretinin ilgili yöntem ve usullerinin uygulaması bireysel yaşamdan başlar ve onunla ilişkili aile hayatı ve ailelerin oluşturduğu toplumsal düzen ile devam eder. Toplumsal sosyoekonomik yaşamın ve en nihayetinde devlet yönetiminin adil bir şekilde sağlanması ise islam öğretisinin bireysel olarak uygulanmasından geçmektedir. Kuran-Kerim ve onun habercisi Resullah’ın bizlere anlattığı aslında dünyada insanlar arasında sosyolojik olarak her kademede adalet tesisinin nasıl gerçekleştirilebileceğidir. Ve İslam’ın özü bireyden aileye, aileden topluma, toplumdan devlete kadar adil yaşam düzeninin ancak ve ancak islam’ın bireysel bir yaşam öğretisi olarak uygulanması ile mümkün olacağıdır. Bu öğretiyi anlamak ve hayata geçirmek için sıralama şu şekilde olmalıdır, bir tek Allah bilgisinin ve inancın tesisi, iki ahiret inancının anlaşılması, üç Kuran’ın kesin hüküm bildiren ayetlerinde aktarılan yaşam öğretisinin anlaşılması, dört peygambere vahy olunduğu tebliğ zamanında peygamberin hayat öyküsün irdelenerek öğretinin özünün anlaşılması beşinci ve son olarak ta pratik anlamda lakin her nasılsa gönül rızası ile her bir bireyin kişisel yaşamında öğretinin ilkelerini uygulamasıdır. İslam hayatın dışında, ruhani bir inanç sistemi değil aksine hayatın tamda içinde ekonomik ve sosyal adaletin yegane sağlayıcısı olarak uygulanmaya elverişli, derin lakin yöntemi oldukça açık ve kesin bir yaşam öğretisidir. İslam hakikatin yani gerçeğin tamamlanmış bireysel yaşam öğretisidir. Allah ın tanımıyla Kuran ile mümkün olan her mümin için bir irşad halidir. Başta kişisel yaşamımızın sonrasında ailenin ve en nihayetinde toplumun ve devlet idaresinin adaletsizliklerden kurtulabilmesi için bunu böyle idrak etmek gerekir. Tüm zamanların ötesindeki ve ilahi vahiy ile bizlere bahşedilen bu öğretiyi geleneklerden arındırıp en duru haliyle idrak etmek ve kişisel hayatımızda uygulamamız gerekmektedir. Çünkü adalet yoksa özgürlük olmaz, özgürlük yoksa huzur olmaz. Bin bir zorluklar içinde oradan oraya savrulduğumuz şu dünya yaşamında başta bireysel sonrasında toplumsal anlamda huzur ve kurtuluş Kuran daki islam öğretisinin bireysel olarak uygulanmasından geçmektedir.

  2. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    TANRI ve Peygamberler(i)!
    KUR’AN bu konuda neler söylüyor?!

    Din’den beslenenler-sömürücüler-din satıcıları; ‘Tanrı-Allah-Kitap-Kur’an’ söylemiyle bireysel olması gerekirken, kurumsallaştırdıkları ‘inancı’ önce farklı dinlere, sonra; sünnilik-alevilik gibi farklı mezheplere, en sonunda da nurculuk, mevlevilik gibi tarikat-cemaat-dergâh alt oluşumlarına ayırıp, kutsallaştırılmış kişilere tapınma(?) haline getirmiş bulunuyorlar.

    (Rum,32)”Ortak koşanlar dinlerini parçaladılar ve firkalar-hizipler-mezhep mezhep oldular. Her mezhep-grup-parti kendi bağlandıklarıyla sevinip övünmektedir.”

    (Mü’minun,53)”İnsanlar, işlerini kendi aralarında parçalayıp, çeşitli kitaplara ayırdılar. Her grup kendi yazdıkları kitapla övünüyor.”

    Evrenin kurucusu Yüce Yaratıcı sistemini; hak-adalet-doğruluk ilkeleri üzerine kurmuş ve bu ilkelerini Peygamberleri aracılığıyla insanlara yaşamlarında rehberlik etsin diye Kitaplarıyla iletmiş. Maalesef ki bu muhteşem ilkeler yerine; gönderilen peygamberler ilâhlaştırılmış, ilkeler-uyarılar dikkate bile alınmamış!

    Sonuçta insanlar; peygamberleri yarıştırmaktan, peygamberleri (özellikle Muhammed peygamberi)konuşmaktan,
    ALLAH’a-TANRI’ya ve Kitabı KUR’AN’a,
    bir türlü gelememektedir!

    (Âli İmran,80)”Allah, size, doğal güçleri-melekleri ve peygamberleri-nebîleri tanrı-rab edinmenizi söylemez-istemez.”

    (Âli İmran,83)”Allah’ın tüm peygamberlere gönderdiği dinin-bireysel ve toplumsal yaşam düzeni dışında, bir başka din mi arıyorlar-arzuluyorlar?”

    Peygamberleri yarıştıran dinlere inat; KUR’AN’da Peygamberler arası ayırım da yok!

    (Bakara,136)”“Biz; Allah’a, bize indirilene-Kur’an’a, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a ve torunlarına indirilmiş olanlara; Musa’ya, İsa’ya verilenlere, nebilere Rableri tarafından verilmiş olanlara iman ettik. Onların hiçbirini diğerinden-birbirinden ayırt etmeyiz-onların arasında herhangi bir ayırım-hiçbir ayrım yapmayız. Biz ancak O’na teslim olanlarız.”

    (Bakara,285)”Her biri-hepsi, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine-resullerine inanırlar ve ‘Elçilerinin-resullerinin hiçbiri arasında ayırım yapmayız-resullerin hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz!’ derler.”

    KUR’AN Arapça orjinal metinde, ‘resûl ve nebî’ olarak geçen ‘peygamber’ kelimesi; KUR’AN’ın orjinal anlam boyutu ile araştırılmalıdır ki; ALLAH’a ortak edilen-edilebilen, yanlış peygamber inancı doğru anlamına ve yerine kavuşsun.

    ALLAH’ın görevlendirdiği bütün Peygamberler, yaşadığı dönemde, ALLAH’ın ayetlerini iletmeleri nedeniyle ve sadece bu sözlere uyulması gerektiğinden, tebliğini yaparken: ‘Bana uyunuz-tâbi olunuz.’ demiştir. Ayrıca yaşadıkları toplum için de ALLAH’ın ayetlerini ilk uygulayan olmalarından örnek oluşturmuşlardır.

    (Zuhruf,63)”İsa, açık-seçik kanıtlarla-delillerle geldiğinde şöyle demişti:’Allah’a saygı gösterin-karşı gelmekten sakının-Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olun ve bana itaat edin-ben sizi Allah’ın yasalarına uymaya çağırıyorum! Sözümü dinleyin!”

    (Mümtehine,4)”Ey inananlar! İbrahim ve onunla beraber olanlarda sizin için iyi-güzel bir örnek vardır.”

    Peygamberler yaşarken-sağlığında; onların, ALLAH’tan alıp ilettikleri Vahiylere uyulacak ve üstelik elçiler destekleneceklerdir de!

    (Ahzab,56)”Allah ve melekleri Peygambere yardımcı olmaktadır-destek veriyor-salât ederler. Ey inananlar! Siz de Peygambere yardımcı olun-destekleyin-salât edin, gereksiz davranışlarınızla onu incitmeyin, ona gereken saygı ve itaati gösterin.”

    Çok zorlu elçilik mücadelesinde, Peygamberimize itaat edilmesini söyleyen ALLAH; itaat edilmesi-uyulması gereken ilkelerini-sözlerini-ayetlerini, Peygamberimiz yaşarken-sağlığında uygulattırıp ve yine Peygamberimizin sağlığında-yaşarken; KUR’AN olarak yazıya geçirtmiştir ve kulların din hükmü koyma kapısını kapatmıştır.

    (Kaf,45)”Ey Muhammed! Sen Kur’an ile öğüt ver.”

    (Enam,106)”Rabbinden sana Vahyedilene-Kur’an’a uy.”

    Ayetlerden anlaşıldığı üzere; Peygamberimiz, sadece KUR’AN’a yönlendiriliyor ve sınır KUR’AN olarak belirleniyor.

    KUR’AN; TEK olan ALLAH’ın yolundan sapmanın; İsa ve Musa Peygamber örneklerinde şirk bataklığına nasıl düştüklerini defalarca dikkatimize sunar!

    (Âli İmran,135)”Günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki-Allah’tan başka günahları bağışlayan yoktur.”

    (İbrahim,28,30)”Allah’ın iyilik amacıyla gönderdiği ayetleri değiştirerek, halkların yok olmasına neden olanları görmedin mi? Allah’ın yolundan saptırmak için Allah’a ortaklar-Allah’a denk tanrılar oluşturdular.”

    (A’raf,6)”Yemin olsun! Biz elçiler-resuller gönderdiğimiz toplulukları da sorguya çekeceğiz, elçileri-resulleri de sorguya çekeceğiz.”

    Bir de; ALLAH’ın ayetlerine hüküm ortağı(!) ettikleri Peygamber hadisleri(?) ve Peygamberimizin görevi konusunda KUR’AN ne demiş; ona bakalım!

    (Câsiye,6)”Ortak koşucular, artık, Allah’tan ve O’nun ayetlerinden-Kur’an’dan başka hangi hadise-söze inanıyorlar?”

    (Ahkaf,9)”Ben elçilerin-resullerin ilki değilim, benden önce de birçok elçiler geldi. Bana ve size ne yapılacağını bilmem-bilmiyorum. Ben ancak-yalnızca bana Vahyedilene-Kuran’a uyuyorum-Allah’ın bana bildirdiklerini uyguluyorum. Ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim.”

    (Âli İmran,144)”Bilin ki Muhammed sadece Allah’ın buyruklarını bildiren bir elçidir-yalnızca bir peygamberdir-resûldür ve ondan önce de birçok elçiler-resuller gelip geçmiştir.”

    (İsra,105)”Seni, bu Kur’an’la, insanları müjdelemen ve uyarman için gönderdik.”

    (Nahl,82)”Sana düşen yalnızca açık bir tebliğdir-senin görevin sadece, sana Vahyolunan mesajı açıkca duyurmaktan ibarettir.”

    (Lokman,6)”Öyle kimseler var ki, insanları Allah’ın yolundan saptırmak için, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan çelişkili hadisleri, hikmet dolu Kuran’ın ayetleriyle bir tutarlar.”

    (Hud,12)”Şunu iyice bil ki sen sadece bir uyarıcısın ve yalnızca Benim Vahyettiğimi aynen duyurmakla görevlisin.”

    (Yusuf,2)”Biz sana bu Kitabı, diliniz Arapça olduğu için, anlayasınız-aklını çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur’an olarak indirdik.”

    (Hakka,44-45-46)”Eğer Peygamber kendi sözlerini, Allah’ın Kuran’ı ile eş tutmuş olsaydı, Biz, Peygamberi kıskıvrak yakalar, sonra onun hayat-can damarını-Vahyi keserdik.”

    (Tövbe,40)”Allah’ın Sözü en yücedir-sözlerin en yücesidir-yüce olan, yalnızca Allah’ın sözüdür.”

    (Mâide,15-16)”Allah’tan bir ışık ve hakikatleri açıklayan-apaçık bir Kur’an geldi size. O Kuran’la Allah, rızasını gözetenleri barış, esenlik ve huzur-kurtuluş yollarına ulaştırır, izniyle onları karanlıklardan aydınlığa çıkararak dosdoğru yola iletir.”

    Yukarıda okuduğumuz ayetlerden sonra; Peygamberimize izafe edilen akla-ALLAH’ın TEK ilahlığına uymayacak-Peygamberimizi Allah’a ortak edecek-Allah’tan daha üst konuma(HÂŞÂ) çıkaracak-KUR’AN’a asla uymayan sayısız-sınırsız-uydurulmuş hadisleri, Peygamberimiz söylemiş olabilir mi?
    Düşünün!!!

    (Nisa,36)”Allah’tan başka hiçbir şeye asla ilahlık yakıştırmayın-Allah’a hiçbir şeyi ve kimseyi ortak koşmayın.”

  3. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    Aynı yazıyı tekrar tekrar gönderme amacım, sadece, KUR’AN’dan daha çok ayet bilinmesi, konulara göre derlenmiş ayetlerle buluşulması! KUR’AN bilgisi!
    Tekrarlanan gönderiler sıkıntı oluyorsa çok özür dilerim.

    (Rum,32)(Mü’minun,53)(Tevbe,31)(Bakara,136)(Mümtehine,4)(Âli İmran,135)
    (Zuhruf,63)ayetleri çıkarılmış, değiştirilmiş bazı içeriklerle yeniden?!

    TANRI ve Peygamberler(i)!
    KUR’AN!

    Din’den beslenenler-sömürücüler-din satıcıları; ‘Tanrı-Allah-Kitap-Kur’an’ söylemiyle bireysel olması gerekirken, kurumsallaştırdıkları ‘inancı’ önce; farklı dinlere, sonra; farklı mezheplere, en sonunda da tarikat-cemaat-dergâh gibi alt oluşumlarına ayırıp, kutsallaştırılmış kişilere tapınma(?) haline getirmiş bulunuyorlar.

    Evrenin kurucusu Yüce Yaratıcı sistemini; hak-adalet-doğruluk ilkeleri üzerine kurmuş ve bu ilkelerini Peygamberleri aracılığıyla insanlara yaşamlarında rehberlik etsin diye Kitaplarıyla iletmiş. Maalesef ki bu muhteşem ilkeler yerine; gönderilen peygamberler ilâhlaştırılmış, ilkeler-uyarılar dikkate bile alınmamış!

    (Âli İmran,80)”Allah, size, doğal güçleri-melekleri ve peygamberleri-nebîleri tanrı-rab edinmenizi söylemez-istemez.”

    (Âli İmran,83)”Allah’ın tüm peygamberlere gönderdiği dinin-bireysel ve toplumsal yaşam düzeni dışında, bir başka din mi arıyorlar-arzuluyorlar?”

    Peygamberleri yarıştıran dinlere inat; KUR’AN’da Peygamberler arası ayırım da yok!

    (Bakara,285)”Her biri-hepsi, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine-resullerine inanırlar ve ‘Elçilerinin-resullerinin hiçbiri arasında ayırım yapmayız-resullerin hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz!’ derler.”

    KUR’AN Arapça orjinal metinde, ‘resûl ve nebî’ olarak geçen ‘peygamber’ kelimesi; KUR’AN’ın orjinal anlam boyutu ile araştırılmalıdır ki; ALLAH’a ortak edilen-edilebilen, yanlış peygamber inancı doğru anlamına ve yerine kavuşsun.

    ALLAH’ın görevlendirdiği bütün Peygamberler, yaşadığı dönemde, ALLAH’ın ayetlerini iletmeleri nedeniyle ve sadece bu sözlere uyulması gerektiğinden, tebliğini yaparken: ‘Bana uyunuz-tâbi olunuz.’ demiştir. Ayrıca yaşadıkları toplum için de ALLAH’ın ayetlerini ilk uygulayan olmalarından örnek oluşturmuşlardır.

    Peygamberler yaşarken-sağlığında; onların, ALLAH’tan alıp ilettikleri Vahiylere uyulacak ve üstelik elçiler destekleneceklerdir de!

    (Ahzab,56)”Allah ve melekleri Peygambere yardımcı olmaktadır-destek veriyor-salât ederler. Ey inananlar! Siz de Peygambere yardımcı olun-destekleyin-salât edin, gereksiz davranışlarınızla onu incitmeyin, ona gereken saygı ve itaati gösterin.”

    Çok zorlu elçilik mücadelesinde, Peygamberimize itaat edilmesini söyleyen ALLAH; itaat edilmesi-uyulması gereken ilkelerini-sözlerini-ayetlerini, Peygamberimiz yaşarken-sağlığında uygulattırıp ve yine Peygamberimizin sağlığında-yaşarken; KUR’AN olarak yazıya geçirtmiştir ve kulların din hükmü koyma kapısını kapatmıştır.

    (Kaf,45)”Ey Muhammed! Sen Kur’an ile öğüt ver.”

    (Enam,106)”Rabbinden sana Vahyedilene-Kur’an’a uy.”

    Ayetlerden anlaşıldığı üzere; Peygamberimiz, sadece KUR’AN’a yönlendiriliyor ve sınır KUR’AN olarak belirleniyor.

    (İbrahim,28,30)”Allah’ın iyilik amacıyla gönderdiği ayetleri değiştirerek, halkların yok olmasına neden olanları görmedin mi? Allah’ın yolundan saptırmak için Allah’a ortaklar-Allah’a denk tanrılar oluşturdular.”

    (A’raf,6)”Yemin olsun! Biz elçiler-resuller gönderdiğimiz toplulukları da sorguya çekeceğiz, elçileri-resulleri de sorguya çekeceğiz.”

    Bir de; ALLAH’ın ayetlerine hüküm ortağı(!) ettikleri Peygamber hadisleri(?) ve Peygamberimizin görevi konusunda KUR’AN ne demiş; ona bakalım!

    (Câsiye,6)”Ortak koşucular, artık, Allah’tan ve O’nun ayetlerinden-Kur’an’dan başka hangi hadise-söze inanıyorlar?”

    (Ahkaf,9)”Ben elçilerin-resullerin ilki değilim, benden önce de birçok elçiler geldi. Bana ve size ne yapılacağını bilmem-bilmiyorum. Ben ancak-yalnızca bana Vahyedilene-Kuran’a uyuyorum-Allah’ın bana bildirdiklerini uyguluyorum. Ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim.”

    (Âli İmran,144)”Bilin ki Muhammed sadece Allah’ın buyruklarını bildiren bir elçidir-yalnızca bir peygamberdir-resûldür ve ondan önce de birçok elçiler-resuller gelip geçmiştir.”

    (İsra,105)”Seni, bu Kur’an’la, insanları müjdelemen ve uyarman için gönderdik.”

    (Nahl,82)”Sana düşen yalnızca açık bir tebliğdir-senin görevin sadece, sana vahyolunan mesajı açıkca duyurmaktan ibarettir.”

    (Lokman,6)”Öyle kimseler var ki, insanları Allah’ın yolundan saptırmak için, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan çelişkili hadisleri, hikmet dolu Kuran’ın ayetleriyle bir tutarlar.”

    (Hud,12)”Şunu iyice bil ki sen sadece bir uyarıcısın ve yalnızca Benim Vahyettiğimi aynen duyurmakla görevlisin.”

    (Yusuf,2)”Biz sana bu Kitabı, diliniz Arapça olduğu için, anlayasınız-aklını çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur’an olarak indirdik.”

    (Hakka,44-45-46)”Eğer Peygamber kendi sözlerini, Allah’ın Kuran’ı ile eş tutmuş olsaydı, Biz, Peygamberi kıskıvrak yakalar, sonra onun hayat-can damarını-Vahyi keserdik.”

    (Tövbe,40)”Allah’ın Sözü en yücedir-sözlerin en yücesidir-yüce olan, yalnızca Allah’ın sözüdür.”

    (Mâide,15-16)”Allah’tan bir ışık ve hakikatleri açıklayan-apaçık bir Kur’an geldi size. O Kuran’la Allah, rızasını gözetenleri barış, esenlik ve huzur-kurtuluş yollarına ulaştırır, izniyle onları karanlıklardan aydınlığa çıkararak dosdoğru yola iletir.”

    Ayrıca, Peygamberimize izafe edilen akla-ALLAH’ın TEK ilahlığına uymayacak-Peygamberimizi Allah’a ortak edecek-Allah’tan daha üst konuma(HÂŞÂ) çıkaracak-KUR’AN’a asla uymayan sayısız-sınırsız-uydurulmuş hadisleri, Peygamberimiz söylemiş olabilir mi?
    Düşünün!!!

    (Nisa,36)”Allah’tan başka hiçbir şeye asla ilahlık yakıştırmayın-Allah’a hiçbir şeyi ve kimseyi ortak koşmayın.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Yazılmış olan yıllar için düşülen notlar şimdilik şöyle dursun. Kalemşör olduğuna inananlar da kurtarıcı arama sevdasından kurtulamamışlar ise  bizim gibi…

  2. Bu kadar aklı başında makul mantıklı cevaplar verebiliyorsun da (yani aklın gayet başındayken), günümüz sözde Atatürkçü chp sini habis ur…

  3. ‘KUR’AN’da, hiçbir şeyi eksik bırakmadık, her şeyi ayrıntılı açıkladık.’ Ayetleri! Asırlardır, başı açık dokunamazsın, abdestsiz okuyamazsın, belinden aşağıda taşıyamazsın,…..yoksa! ateşlerde…

  4. bay kemal ve partisi vede adamları ülkeye hiç hizmet yapmadılar..pkk lılaştılar.apocuları bünyesine aldılar.teröristlerin ihanetlerinimi unuttu bay kemal.inanca başörtüsüne vel hasıl…

  5. KUR’AN’da; ‘Şehit’ ve ‘Şefaat’?! KUR’AN’ın işaret ettiği anlamdan çok uzak, yine saptırılmış, dini, saltanatları için kullanan yönetimlerin, acımasızca sömürdükleri iki…

  6. Unutmayalım ki Nazım Hikmet karısını ve küçücük çocuğu Mehmet’i Türkiye’de terk etmiş, ilgilenmemiş ve Vera’yla sonradan evlenmiş hayırsız bir babadır.…

  • “Şehir turizmi kaliteli restoranlarla gelişir…”

    “Şehir turizmi kaliteli restoranlarla gelişir…”

    Şu görüşümüzü yineleyelim: Turizmde dengeler değişiyor. Turistler artık, deniz, kum ve güneşin ötesinde yeni şeyler istiyor. Şehir turizminin kaliteli restoranlarla geliştiği de gerçek. Turizmdeki en […]


  • CIA raporu tesadüf değil

    CIA raporu tesadüf değil

    ABD Dış İstihbarat Örgütü CIA’nin 2006 Türkiye raporundaki başkanlık tavsiyesi ve bugünkü durum tesadüf değil Başkanlıkla ilgili en çarpıcı ifadeler ise eski CIA Türkiye şefi […]


  • Oteller zam şampiyonu…

    Oteller zam şampiyonu…

    Otel fiyatlarının yükseldiğinden daha önce söz etmiştik. Artık orta sınıfın otellerde konaklaması artık zora giriyor. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı verilere göre enflasyon Mayıs ayında bir önceki […]


  • Kara Ahmet

    Kara Ahmet

    Osmanlı’da Diri Diri Mezara Gömülen Cihan Pehlivanı Kara Ahmet’in Trajik Öyküsü..! Türkler için itibarlı ve millî bir spor olan güreşin geçmişi Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. […]


  • Köşe yazarımıza hapis cezası

    Köşe yazarımıza hapis cezası

    Yazılarını Turkish News’da takip ettiğimiz Turkish Forum köşe yazarı Temel Sağıroğlu’na “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla 1 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Ceza 5 yıl aynı suçu […]


  • Almanya Corona’yı biliyor muydu?

    Almanya Corona’yı biliyor muydu?

    Uzman Psikiyatrist dr. Sedat İrgil’in 21 Haziran 2023 tarihinde „yapay zeka“ konulu sunumu hakkındaki bilgiler alt tarafta. Tıp mesleğindeki insanları çok beğenirim, zira bütün ömürlerini […]


  • Yapay zekanın Sağlık alanındaki kullanımı

    Yapay zekanın Sağlık alanındaki kullanımı

    Yapay zeka, sağlık sektöründe son derece önemli bir rol oynamaktadır ve gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır. Yapay zeka, görüntü analizi, ses analizi ve büyük […]


  • Memur ve emekliye kademeli zam…

    Memur ve emekliye kademeli zam…

    Seçim öncesi memur ve emekliye zam yapılacağı açıklanmıştı. Şimdi bu vaatlerin yerine getirilmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en düşük emekli aylığı ve bayram ikramiyesinin yeniden […]


  • BATAR MI BATMAZ MI ?

    BATAR MI BATMAZ MI ?

                Şu kendine ‘ekonomist’ diyenlerin çoğunluğunu birkaç yıl ekonomi öğrenimi görmüş olmalarına bağlayan ‘şapşal’ların sayısı her geçen gün artmaktadır.             Bunların ‘en iyi’leri ise, ekonomi […]


  • AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    Ah Kılıçdaroğlu ahhhh!Sevgi dedin, saygı dedin, özgürlük dedin, adalet dedin, insanca yaşam dedin. Yetmedi…“Yolsuzluğa son verip, hırsızlığa izin vermeyeceğim” dedin.“Halk sefalet içinde yaşarken saray benim […]


  • SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    Türkiye’de devletin dine bakışını ve tavrını eleştiren, laik eğitim karşıtı dinci ve siyasal İslamcılara ithaf olunur. Okuyun da ülkenizdeki dini serbestliğin demokrasinin değerini bilin. Türkiye’de […]


  • Resim bize ne anlatıyor?

    Resim bize ne anlatıyor?

    Bn. Sümer’e teşekkür ediyoruz. Yalnız olmadığımızı duyumsattı. 1929 yılına ait bu resim bize ne anlatıyor? Henüz Cumhuriyet yönetimine geçeli 7 yıl olmuş. Her yaştan 10 […]


  • Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Seçimler öncesi Türkçe bilmeyenlere vatandaşlık verilmesi çeşitli spekülasyonlara yol açmıştır. Türk vatandaşlığı doğum yoluyla veya sonradan başvuru yoluyla kazanılabilir. Yabancılar sonradan kazanma şansına sahiptir. Türk […]


  • TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    KAŞGARLI MAHMUD ARAPLAR’A TÜRKÇE’Yİ ÖĞRETMEK VE ARAPLARA TÜRKÇE’NİN ARAPÇA’YA ÜSTÜNLÜĞÜNÜ DE GÖSTERMEK İÇİN YAZAR DİVAN-ÜL LÜGAT’ÜT TÜRK’Ü. KİTABIN BİR NÜSHASINI , KİTABIN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ YAZDIĞI […]


  • Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehaletin mutlaklaştırıldığı bir süreçte olduğumuz doğru. Doğru, lakin cehaletle savaş halkın kendisi ile savaş değildir. Mesela deprem bölgesindekilerin, mağduriyetlerine rağmen, iktidara oy vermesini suçlamak, halkla […]


  • ABD`de 60 YIL

    ABD`de 60 YIL

    İmza gunu 10/06/23 Değerli dostlar,     Geliri tamamen Türk Amerikan Toplumu Merkezi Ataturk fonuna bagışlanacak ”ABD`de 60 YIL” adlı kitabımın imza ve satış günü 10 […]


  • TÜRKLER MİLLET VE DEVLET OLARAK DAKİKADAN DAKİKAYA YOK OLMA SÜRECİNDE

    TÜRKLER MİLLET VE DEVLET OLARAK DAKİKADAN DAKİKAYA YOK OLMA SÜRECİNDE

    Olaylar gösteriyorki, Türkiye’yi Türklerin yönetemediği, çok açık olacak bir şekilde ve her yeni kabine’nin açıklanmasından sonra dahada ve açıkça ortaya çıkıyor. Vatandaş’ta Atatürk’ün kendisine vasiyet […]



Posted

in

by