Site icon Turkish Forum

TÜRKİYE ZİRVEYE ULAŞMAK İSTEMİYOR!

25 yıl önce yayımlanan yazımdan bir paragraf ile konuya girmek istiyorum: - oguz solak turkiye zirveye ulasmak istemiyor

25 yıl önce yayımlanan yazımdan bir paragraf ile konuya girmek istiyorum:

“Devleti oluşturan bizleriz. Biz devletimize motor gücü sağlamaz, ondan uzaklaşır isek devlet milliliğini kaybeder ve Türk milletinin devleti olmaktan uzaklaşır.”

Geçmişte kalan 25 yıla bakıyorum da milli devlet yapılanması idealleri için mücadele ederken; en gizli savunma planlarına bir hamle ile girilen, Genelkurmayı ensesinin dibine kadar dinlenen, suyu çıkmış CIA veya KGB taktikleri ile ülkeyi işgal eden taşeron casusluk çetesine bile karşı koyamayan Devleti gözlemlemek, benim için büyük hayal kırıklığı oldu…

Ülkemizin neden, büyük olmak ideali yok? Özetin özeti cümleler ile bazı tespitlerimi sizlere aktarmak istiyorum. Bu arada belirtmek isterim ki tespitlerimde her olan bitene dış güçler tabiri kullanmam. Bu sorunlardan kaçmak yada bahanelere sığınmak olur. Sorunlar ve çözümlerini, (biz) olarak görmek en sağlıklı ve gerçekçi yöntemdir:

Toplumsal dokumuz; bencillikleri, kurnazlıkları veya çaresizlikleri yada inançları sebebiyle (ben haklıyım) diye düşünen bireyler tarafından KOMÜNLER biçiminde parçalanmıştır. Ne yazık ki toplumun büyük kesimi, ortak değerlerimizi paylaşmaktan uzaklaştıklarının farkında bile değildir. Başka bir açıdan baktığımızda, İyi niyetli insanlarımızın bir taraftan geçim derdi diğer taraftan kavram kargaşası içerisinde oportünizme itilmiş olduklarını görmekteyiz. Bu zor günleri yaşarken insanlarımızı, bilim rehberliğinde aydınlatması beklenen üniversiteler ve üniversite hocaları ya sessiz kalmıştır yada politik bir organa angaje olarak bireyselleşmiş veya kutuplaşmışlardır.

Zafiyetlerden bir diğeri; Halkımızın hala geçmişte yaşıyor ve geçmişle övünüyor yada geçmişle hesaplaşıyor olmasıdır. Aynı kafayı ecdadımızda taşısaydı Selçuklu yada Osmanlı, taş üstüne taş koyamayacak ve arpa boyu yol alamadan tarih sahnesinden kaybolacaklardı. Bu eksende düşünmelisiniz ki gelecek nesillerimize aktaracak bir değer üretebiliyor muyuz?

Milli devlet yapılanmasının en önemli ayaklarından birisi olan Türkçenin genişlemesinin engellenmesi, en önemli sorunlardan bir diğeridir. TDK ve dil ile bağlantılı herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Sahaya inemiyorsunuz kaldı ki 7 milyar insana (dünyaya), dar bir alana hapsedilmiş Türkçe ile nasıl hitap edeceksiniz? Üretim çeşitliliğinin çok hızla arttığı günümüzde üretilen eşyalara Türkçe isimler türetmezseniz, bu toplum ya yabancı terimler kullanacak yada tarzanca sözcükler türetecektir ki şu anda bu oluyor. Maalesef dil konusunda yanlış işler yapılıyor ve fiilen, Türkçenin manevra kabiliyeti yok ediliyor.
Dış güçler her zaman var ve olacaktır. Onlar ellerinden geleni arkalarına bırakmayabilirler.Çünkü oyunu kuralı bu. Niye yapıyorlar demek veya her olumsuzluğu onlar yaptı demek akla ziyan bir durumdur. Küçük duruma düşmektir.Devlet bahaneler üretmek yada ağlamak pozisyonundan kurtulmalı, kendi önlemlerini alacak şekilde yapılanmalıdır.

Demir tavında dövülür derler. Milli devletin önemi ve gerekleri konusunda uzun yıllardır ve tavında yazdıklarımız hep yerini buldu. Ancak yazılanları okumayan ve iş işten geçtikten sonra vatan elden gidiyor, vs… diye şikayet eden,hayıflanan vatanseverleri! hiç anlamadım. Naçizane, küçük görseniz de üretilen bir fikri yada analizi okumanızı isterim..

Son olarak

1- Türkiye, Milli Devlet yapılanmasına gitmelidir
2- Türkçenin çoğalma ve işlevsel olma özgürlüğü bizzat hizmet edenler tarafından engellenmektedir. Buna kendileri son vermelidir.
3-Toplumu oluşturan bireyler bir yerden emir beklemeden kendi iradeleri ile geçmişte yaşamaktan sıyrılarak, gelecek nesillere bırakacağı kültür varlıkları üretmelidirler.
4- Bu ülke, dış güçler hezeyanını bırakmalıdır…
Oguz SOLAK/ Uluslararası İlişkiler uz… 20 Kasım-2017

Exit mobile version