Site icon Turkish Forum

DEMOKRASİ Mİ?

İktidar ve muhalefet demokrasiden bahsediyor ya, beni bir gülmek alıyor… Bozuk malını satan üç kağıtçı tüccar gibi. Bakalım bunlar hangi demokrasiye inanıyor(!)? - zahide engin ucar

İktidar ve muhalefet demokrasiden bahsediyor ya, beni bir gülmek alıyor… Bozuk malını satan üç kağıtçı tüccar gibi. Bakalım bunlar hangi demokrasiye inanıyor(!)?

12 Eylül 1980 öncesi milletvekili adayı olmak için partiye milyonlar yatırılmazdı. Partiler bir ilden vekil adayı gösterirken o ilin hassasiyetlerine önem verirdi. O ilde sevilen doktor, mühendis, ünite amiri varsa, partiler teklif götürürdü. Tabii, bazılarının maaşlı memur olması nedeniyle, seçim çalışmasında gerekli olan harcamaları parti yapardı. Parti genel başkanlarının 10-15 kontenjan vekili olurdu. O da çok normaldir.

12 Eylül sonrası Evren hükümetinde görev alan Özal, ABD’den garanti alıp parti kurdu. Siyasete parayı bu şahıs bulaştırdı. “Ben paralı adamı severim” sözünü de mezarında ters dönesi tombik söyledi.

Tarikatların önünü açan da bu şahıstır. Bu şahıs da bir nevi din tüccarıydı. Milletin sandık-sepetinde ne varsa bankerlik oyunuyla iç ettirdi. Sözüm ona, ekonomiye para  sokmuş oldu.Bütün üç kağıtçılar banker oldu. %70’e varan faiz vaat ettiler.Bedava mezar bulsa yatma zaafı olan milletimin insanları, evini, arabasını, ziynetlerini satıp bankerlere yatırdı. Faizler birkaç ay ödendi. Tabi ki o bankerler lüks hayatlar sürüp battı.  İşte, tarikat şeyhlerinin “iyi bir nakşi şeyhiydi” dediği tombik buydu. Faiz dinde büyük günahlar içinde olup yasaklanmış, kimin umurunda? Hep aynı sahtekarlık… Bu tombiğin öldürüldüğü hikayesini tarikatlarda pişirdiler. Malum, şeyh söyleyince, belgeye, delile gerek yoktur. Şeyhler her şeyi görür ya(!)? Ne söylese doğrudur(!)…  

Bu ara nağmeden sonra öze dönersek;

Eskiden bir padişah varmış. Şimdi her parti başkanı oldu padişah. Vekil adayları masa başında parti başkanı hazırlıyor ve seçmene dikte ediyor. AKP’yi zaten saymıyorum. Orada bir şeyh ve müritleri var. Şeyhleri hepsi adına düşünüp yapıyor. Vekil sanılan müritler düşünerek kendini yormuyor(!)..  Mürit düşünmez, biat eder. Biat etmekle kalmıyorlar, ayakkabı bile yalıyorlar.

Parti başkanlarının masa başında hazırladığı vekil listesi seçmene sunulur. Seçmen istemediği adaya Genel Başkan istedi diye KERHEN oy verir. Bu üç kağıtçılığın adı da olur DE-MOK-RASİ!..

En demokratik parti(!) YCHP’yi ele alalım. Atatürk’e kefere diyen Bekaroğlu kadın kotasından vekil yapıldı. CHP SEÇMENİYLE Bekaroğlu’nun yolu bile kesişmez. Tamamı ile dış kaynaklı proje olduğunu düşündüğüm sahte diplomalı Merve Kavakçı’nın eski eşi Cihangir İslam’ı CHP’ye almak seçmene hakarettir. Bu isimler, “tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz” sözünün dayatmasıdır. Dayatma adaylar iki isimden ibaret değil tabii ki…

Seçmen nabzını yoklayarak aday göstermek için, seçmene saygıyı ilk sıraya almak ve demokrasiyi içselleştirmek gerekir.

İYİ Parti ve diğerleri de, en çok para vereni aday yapıyor. Tabii, o kadar para yatıran aday, parasını vekilliği sürecinde tahsil edeceğini düşünüyor.

Siyasetin paraya evrildiği bir ülkede demokrasi yoktur. Halk yoktur!  

Partilerin seçmenleri bu seçim öncesi dayatma aday istemediğini il başkanlıklarına ve parti genel merkezlerine ileterek baskı yapmalıdır.

Liderin adayı lidere, milletin adayı millete hizmet eder gerçeğini hiç unutmayalım.

Oyumuza her anlamda sahip çıkmak, her sorumlu seçmenin vatandaşlık hakkı ve görevidir.  

Zahide UÇAR (04.02 2023)

Exit mobile version