Bir seçmen ve seçmen kitlesi, eğer ülkesine ihanet eden lider, kadro ve örgütü, çeşitli söylemlere inanarak, kanarak ve sorgulamayarak, her söylenene amin deyip, seçimlerde seçeceğine ilişkin olarakta ben burada ne yapıyorum diye hiç düşünmeden belli bir safta yer alıp, o seçeceğine; destekçilik, tarafgirlik ve oyu ile ona eylemcilik yapıyorsa, o seçmen ve seçmen kitlesi de aynı parti liderleri, kadroları ve o parti örgütü gibi ülkesine ihanet ediyor demektir.
Bu seçmen tipi çok tehlikelidir.
Ve bu kitle tipi de çok tehlikeli bir seçmen kitlesidir.
Bu işin, yav .. seçmen ne bilsini ve halk ne bilsini olmaz..
Örneğin bir seçmen ve seçmen kitlesi bir ülkeye karşı küreselcilere uyup, ülkesine o ihanet edeni seçmesi ile, o seçmen seçimlerdeki o seçtiği kişiyi bizzat seçme ve destekleme eyleminden dolayı, seçtiğinin bugüne kadar ki işlediği suçları görmezden gelmesinden ve o kişiyi seçerek onayladığından dolayı, seçtiğiyle birlikte bu şekilde seçtiğinin ülkesine karşı toplu ihanet suçunada ortak oluyor demektir.
Hemde fanatikçe ortak oluyor demektir.
Aynen Türkiye’de olduğu gibi…!
Kimse kusura bakmasın,
Türkiye’de ki seçmen de, bugün, ülkesinde ışık hızı ile yükseltilmiş olan siyasi pinokyoları hiç bir şekilde sorgulamadan, seçtiğinin arkasında ki küresel güçler verilere dayalı olarak gösterildiği halde görmeden ve söylenenleri hiç dinlemeden ya da gördüğü halde bu konuda sözde değişim adı altında salağa yatarak, gerçek alternatifleri gerçek bir değişim için aramayarak ve bulmayarak, ülkenin bekası açısından alternatif söylemlere kulağını kapatarak ve farklı fikirleri ve önerileri hiç dinlemeyerek ve hiç bir şeyi bir biri
ile mukayese etmeyerek, bir de hastalıklı bir düşünce olan körü körüneliği seçerek ve böylecede eylemleri ve söylemleri ile ülkeye ihaneti fiili olarak ta destekleyerek, seçtiği tarafından bugüne kadar işlenen ve işleyeceği tüm suçlarada gözünü kapatmayı seçerek, ülkesine seçtiği ile birlikte bizzat ihanet ediyor demektir.
Aynen ve maalesef şimdi Türkiye’ de belli bir seçmen ve seçmen kitlesi açısından durum da tas tamam da böyledir.
Yani, bu konuda ki bes belli olan sanık, tam da bu anlamda, sadece ülkesine ihanet eden; bir parti, lideri ve ya kadrolar değil, aynı zamanda bunlara teşne olmuş olan seçmen ve seçmen kitlesidirde…
Bu tip seçmen ve seçilenlere tanık ise insanı, taşı , toprağı ve havasıyla Tüm Türkiye’dir.
Kısaca: ihanetin demokrasisi olmaz.
Bedeli olur.
Sorumsuz bir seçmen olmaz.
Seçmen yaptığından sorumludur.
İhanet etmeninde seçtiği ile birlikte bizzat sorumlusudur.
O ihanetin bedelini de sadece o seçmen değil tüm seçmenler ve Türkiye öder.
Bu böyle olmamalı deniyorsa, o zaman seçmen görev ve sorumluluğunu bilmeli, kişi ve olayları verilere dayalı olarak mukayese edip tüm Türkiye için sorgulamalı ve küreselcilerin elinde maşa olan ihaneti desteklememelidir.
İhanete karşı bir seçmen net ve fiili tavır almalıdır.
Alırkende .. sakın ama sakın..
“Herşey güzel olacak, bu şarkı burada bitmez, beraber yürüdük biz bu yollarda nakaratlarıyla“ seçmen olarak gaza maza asla gelmemelidir veya gaza gelerek kendi den geçmemelidir.
Çünkü seçmen sarhoşluğu kötüdür.
Ayılması uzun sürer.
Ayıldığı zamanda kendi ettiği ile, kendi kendinin üstüne kustuğunun acısını da ve kokusunu da bedel olarak hem kendine ve hemde tüm ülke ye yaşatır ..
Demedi demeyin!
Herzaman olduğu gibi bağımsızlıkçılar:
Atatürk ile kalın
Cumhuriyetle kalın
Bilimle kalın
Akılla kalın
Hoşçakalın
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın