Rusya’nın Dil Politikası

Rusya’nın Ruslar dışındaki diğer halklara uyguladığı dil politikası, yerli halklar üzerinde “Ruslaştırma” ve onları “Hristiyanlaştırarak” kimliklerini yok etme siyasetidir. Bu politika ile kişilere Rus isimleri verilmiş, kimlik dönüşümünün ise zamanla kendiliğinden gerçekleşeceğine inanılmıştır. Günümüzde Tatarların bir kısmının, ana dillerini konuşmaya devam etmelerine rağmen Rus isim ve soy isimleri taşımasının sebebi budur.

21.12.2018 Mokhmad Akhiyadov

Rusya’nın Ruslar dışındaki diğer yerli halklara uyguladığı dil politikası, genel hatlarıyla Rus İmparatorluğu, Sovyetler Birliği ve sonrası olmak üzere iki döneme ayrılmaktadır. Rus İmparatorluğu döneminde, savaşlar sonucunda ele geçirilen bölgelerdeki yerli halklar üzerinde “Ruslaştırma” politikası takip eden devlet, insanları zorla “Hristiyanlaştırıp” onlara Rus isimleri verdikten sonra, kimlik dönüşümünün zamanla kendiliğinden gerçekleşeceğine inanıyordu. Dolayısıyla bu dönemde devletin Rusçayı azınlıklara empoze etme gibi bir politika takip ettiğinden bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenledir ki, günümüzde Tatarların bir kısmı, ana dillerini konuşmaya devam etmelerine rağmen Rus isim ve soy isimleri taşımaktadır.

Sovyetler Birliği dönemi, Kafkasya, Orta Asya ve Ural bölgelerinde yaşayan yerli halkların ana dillerine devlet tarafından baskının uygulandığı bir dönemdir. Kafkasya ve Orta Asya’daki halkların kullandığı Arap alfabesinden rahatsızlık duyan Bolşevik rejimi, bu halkları 1920 ve 1930’larda önce Latin, sonra da Kiril alfabesine geçmek zorunda bırakmıştır.

SSCB komünist rejiminin en temel hedeflerinden biri de sadece Rusça konuşan bir Sovyet halkı yaratmaktı. Josef Stalin, hayatının sonuna kadar aksan ve dil bilgisi hatalarından kurtulamamış olmasına rağmen kendini “Gürcü asıllı Rus” olarak tanımlamıştır. Sovyetler Birliği yönetiminin uyguladığı, insanları topyekûn Ruslaştırma politikasının doğurduğu en önemli sonuç, günümüzde Rusya’da yaşayan 190’dan fazla milletin büyük çoğunluğunun kendi ana dilinde edebiyatı ve ulusal basını olmamasıdır.

1991-2000 döneminde, Rusya’da hayata geçirilen ve önemli yetkileri merkezî hükümetten yerel yönetimlere devreden reformun bir sonucu olarak Rusça dışındaki yerel diller eğitim ve medya gibi alanlarda daha yaygın olarak kullanılmaya başlanmış, ancak 2000’de bu durum tersine dönmüştür. İktidara gelen yeni yönetimin takip ettiği politikaya bağlı olarak yerel dillerin devlet işlerindeki kullanımı neredeyse sıfıra inmiştir. 2000’li yılların ortasında yapılan bir araştırmaya göre, Rusya’daki özerk bölgelerden Çeçenistan ve Tataristan başta olmak üzere sadece birkaç cumhuriyetin kendi ana dilinde ulusal gazete ve televizyonu vardır.

2010’da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından yayımlanan Tehlikedeki Diller Atlası’na göre, dünya üzerinde mevcut olan 6.700 lisandan 2.500’ü yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Rusya Federasyonu’ndaki 116 dil de farklı derecelerde ortadan kaybolma tehdidi altındadır. Rusya’da yok olmakta olan diller arasında Dağ Yahudileri dili, Çerkesçe, Karaçayca, Andice, Avarca, İnguşça, Çeçence, Abhazca ve Osetçe gibi diller sayılmaktadır. Bu durumda, Rusya hükümetinin söz konusu dilleri korumak için harekete geçmesi beklenirken, devlet tam tersi bir istikameti seçerek yeni bir dil politikası başlatmıştır. Uygulamaya konulan bu dil politikası, Rusya’da 2000’den itibaren takip edilen federal yapıyı merkezileştirme politikasının bir parçasıdır.

Farklı 85 federe birimden oluşan Rusya Federasyonu, kendine özgü merkez-yerel yönetimler arasındaki ilişki mekanizmasını kullanmaktadır. Rusya’yı dünyadaki diğer federasyonlardan farklı kılan bu federal yapı, hem siyasi hem de ekonomik açıdan asimetriktir. Bu eşitsiz ve dünyada benzeri olmayan yapının temeli, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Rus kamu yönetiminde ve özellikle de yerel yönetimlerde ortaya çıkan reform sürecinde atılmıştır. 2000’de Rusya Federasyonu Devlet Başkanı olarak seçilen Vladimir Putin, selefi olan Boris Yeltsin döneminde başlatılan ve önemli yetkileri merkezî hükümetten yerel yönetimlere devreden idari reformları tersine çevirerek federal yapıyı merkezileştirme amacıyla yeni idari reformları uygulamaya koymuştur. 2018’de yapılan dil reformu da Rusya’nın söz konusu merkezileştirme politikasının bir parçası olarak görülmektedir.

Rusya Federasyonu eğitim sisteminde değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısı, 19 Haziran’da Rusya Parlamentosunun alt kanadı Duma’da yapılan ilk oylamada kabul edilmiştir. 450 milletvekilinin 377’si oturuma katılmış; 373 kabul, 3 ret ve 1 çekimser oy kullanılmıştır. Yeni kanun, Rusçayı eğitimde tek “zorunlu dil” kılarken, özerk cumhuriyetlerin ulusal dillerini “isteğe bağlı” hale getirmiştir. Buna bağlı olarak Rusçanın yanı sıra Rusya’da resmî olan diğer 34 ulusal dilin okullardaki öğretimi zorunlu olmaktan çıkarılarak haftada iki saatle sınırlandırılmış, buna karşın Rus dili dersi haftada dokuz saate çıkarılmıştır. Bu zamana kadar ulusal dillerin öğretimine dair yapılacak düzenlemeler yerel yönetimlerin yetkisi dâhilindeyken yapılan kanun değişikliği ile bu yetki federal devlete devredilmiştir.

Bu kanun, 20 Temmuz 2017 tarihinde Yoşkar-Ola şehrinde yapılan Etnik İlişkiler Konseyi Toplantısında Vladimir Putin’in üstü kapalı olarak ilan ettiği yeni bir dil politikasının ortaya çıkardığı bir sonuçtur. Bu toplantıda Putin, “Çok uluslu bir ülke olan Rusya’nın resmî ve etnikler arası iletişim dili Rusçadır ve başka herhangi bir dille değiştirilemez. O, Rusya’nın doğal ruhsal çerçevesidir ve onu herkes bilmelidir. Aynı zamanda, Rusya’nın diğer yerli halklarının kendi ana dillerini öğrenmesi de anayasa garantisinde olan, ancak gönüllü olarak kullanılan bir haktır. Buna bağlı olarak bir insanı kendi ana dili olmayan bir dili öğrenmeye zorlama ve Rusça derslerine ayrılan saatlerin diğer diller lehine azaltılması kabul edilemez bir durumdur. Dolayısıyla federe birimlerin başkanlarının buna özellikle dikkat etmeleri gerekmektedir.” şeklinde bir konuşma yapmıştır.

Putin’i bu konuşmayı yapmaya iten asıl neden, Rusya’ya bağlı özerk cumhuriyetlerde yaşayan Rusların ve diğer bazı etnik grupların Rusça dışındaki diğer dillerin okullarda zorunlu ders olarak öğretilmesinden şikâyetçi olmalarıdır. Bunun üzerine harekete geçen savcılık, okulları denetlemiş ve hazırladığı raporda “Özerk cumhuriyetlerin ulusal dilleri Rusya Anayasa’sındaki ‘gönüllük’ esasına aykırı olarak zorla öğretilmektedir.” sonucuna varmıştır. Okullara cezalar kesilmiş ve Rusça dışındaki diğer resmî dillerin isteğe bağlı olarak öğretilmesi talep edilmiştir.

Rusya’nın merkezî yönetimi tarafından başlatılan dil reformu, bütün özerk cumhuriyetlerde büyük tartışmalara neden olmuştur. Reforma karşı olanlar, ana dillerinin okul müfredatından zorunlu ders olmaktan çıkarılmasına karşı gösteriler düzenlemiştir. Öncellikle Tataristan’da başlayan tartışmalar, zamanla Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerine kadar yayılmıştır. Özerk cumhuriyetlerdeki milletvekillerinin yanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşları da on binlerce imza toplamış ve merkezî yönetimdeki muhtelif kurumlara göndermiştir. Özerk cumhuriyetlerin dil reformuna verdiği bu tepki şaşırtıcı değildir. Çünkü onlar ana dillerini kendi kültür ve kimliklerinin önemli bir parçası olarak görmektedir.

Yukarıda bahsi geçen dil reformuna karşı çıkanlar, onun “Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşme” gibi ana dilde eğitimi öngören çeşitli uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu ileri sürmektedir. Söz konusu reformlar aynı zamanda Rusya Federasyonu Anayasası’nın 26/2 ve 68. maddelerine de tamamen aykırıdır.

Madde 26/2: Herkes ana dilini kullanma, iletişim, eğitim, öğrenim ve yaratıcılık dilini serbestçe seçme hakkına sahiptir.

Madde 68: Rusya Federasyonu genelinde devlet dili Rusçadır. Cumhuriyetler kendi devlet dillerini belirleyebilirler. Bu diller cumhuriyetlerin devlet kurumlarında ve yerel yönetim organlarında Rusya Federasyonu’nun devlet dili ile bir arada kullanılır. Rusya Federasyonu, tüm halklarına ana dillerini muhafaza etmeleri, öğrenmeleri ve geliştirmeleri için ortamın oluşturulması hakkını güvence altına alır.

Söz konusu kanunun aynı zamanda, Tataristan Cumhuriyeti’nin Tatarcayı eğitimde zorunlu ders olarak belirme yetkisine sahip olduğuna dair 2004’te Rusya Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara da aykırı olduğu belirtilmektedir.

Son olarak şunu belirtmek gerekir ki, Rusya’da kabul edilen dil yasasının yerel dillere olan olumsuz etkisi kısa vadede tam olarak anlaşılmayacaktır. Ancak daha geniş açıdan baktığımızda, bu yasanın Rusça dışındaki diğer dillerin unutulmasına sebebiyet vereceği aşikârdır. Çünkü herhangi bir dilin canlı tutulması için, o dilin eğitim ve iletişim dili olarak kullanılması gerekmektedir. Dolayısıyla Rusya’nın devlet yönetimindeki merkezileşme politikasına bağlı olarak Rusçayı tek iletişim dili haline getirmeye çalışması, diğer yerel diller için adeta “ölüm fermanı” niteliğindedir.

İNSAMER / TURKISHFORUM- ABDULLAH TÜRER YENER

Haberi paylaşın
Rusya’nın Ruslar dışındaki diğer halklara uyguladığı dil politikası, yerli halklar üzerinde “Ruslaştırma” ve onları "Hristiyanlaştırarak" kimliklerini yok etme siyasetidir. Bu politika ile kişilere Rus isimleri verilmiş, kimlik dönüşümünün ise zamanla kendiliğinden gerçekleşeceğine inanılmıştır. Günümüzde Tatarların bir kısmının, ana dillerini konuşmaya devam etmelerine rağmen Rus isim ve soy isimleri taşımasının sebebi budur. - daktilo rusca kirilalfabesi

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Siyasi Partillesme ve Milli bir Örgütlenme ile siyasi ve ekonomik isgale karsi savasmaktan baskacaremiz hic bir yok.

  2. Şimdi de Çiftçilerin önü kesiliyor. Her çiftçi her istedini ekemeyecek, ekime sınır getiriliyor, hayvancılığa sınır getiriliyor. Enflasyon düzelirim dersiniz.

  3. brics ilk kurulduğunda ekonomik mucize gerçekleştiren ülkeler olarak masum bir örgüttü ve Türkiye’de o zamanlar nispeten iyi giden ekonmisi ile…

  • “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    Kıbrıs’ta sular durulmuyor. Kıbrıslı Rumlar AB’nin desteği ile iyice şımardı. Önemli haklar elde etmeye çalışıyor. Ancak karşılarında KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı buluyorlar. Tatar, hiç taviz […]


  • Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu görüşmeleri bu yıl geçmişlerden farklı ve yeni bir dönemin başlayacağının habercisi konumunda zira 2023 yılında dünya […]


  • Altın Koza’ya Altın Program

    Altın Koza’ya Altın Program

    30. yılını kutlayan Adana Altın Koza Film Festivali’nin 18-24 Eylül tarihleri arasında Esas 01 Burda AVM, Cinema Pink salonlarında gösterime sunulacak uluslararası programı; Berlin, Cannes, […]


  • Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan, Rus göçü, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşa daha fazla vatandaşın katılmasını gerektiren kısmi seferberlik kararından sonra […]


  • BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    Son aylarda birbiri ardı sıra gündeme gelen uluslararası kongreler ve toplantılar sürüp giderken ,bugünkü dünya siyaseti normal koşulların ötesinde gelişmeler göstermektedir .Ülkeler ve devletler arası […]


  • SADAKA

    SADAKA

    Bir dakika durup düşünün, ne kadar aşağılayıcı bir durum içindeyiz bu günlerde. Emekli vatandaşların emekli maaşlarına 3 liramı verelim yoksa 5 liramı verelim konusu, bütün […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu görüşmelerine  katılmak için  New York’a  gitmeden  önce Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB ile yolları ayırabiliriz” diyerek önemli bir açıklamada bulunmuştur: ”Avrupa Birliği, […]


  • BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    Enflasyon altında ezilen yurttaş bütçeyi de finanse etti. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına göre yılın ilk sekiz ayında başta ÖTV ve KDV’de olmak üzere vergi gelirlerinde […]


  • O YILLAR

    O YILLAR

    O YILLAR                 HÜSEYİN MÜMTAZ                 Biz eskidik ama yazılar hiç eskimiyor galiba…                 Tam on yıl önce, Falih Rıfkı Atay’dan şu kısa alıntıyı yapmışız; […]


  • Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Halkımız aptal değil, tehlikenin farkında. Yıllardır „sivil işgal kuvvetleri“ ülkemize dolduruluyor. „Barış süreci“ diye, binlerce PKK askeri, davul-zurna eşliğinde silâhları ile birlikte ülkemize sokuldu. Onları […]


  • Siyasette “aptal sözcüğü”

    Siyasette “aptal sözcüğü”

    Sosyal medyada aptal sözcüğünün çok sık kullanıldığını görmüşünüzdür. Siyasi ya da ideolojik tartışmayı aptalsın, akıllısın gibi yere indirgemek, aslında “entelektüel yeteneğin” sınırlı olduğuna işaret eder, […]


  • ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ÇEDES PROJESİ İLE AKP KARŞI DEVRİM’İNİN ŞEYHÜLİSLAMLIK AYAĞI DA KURULMUŞ OLUYOR Çağdaş bir devlet yurttaşlarına din dayatmaz. DİB bütçeden aldığı bakanlıklar üstü ödenek ile toplumun […]


  • FEYM GRUBU BÜLTENİ

    FEYM GRUBU BÜLTENİ

    ERMENİ Faaliyetleri (22 Eylül 2023) 1.  Artsakh (“sözde” Dağlık Karabağ Ermeni devleti) ve Azerbaycan temsilcileri arasında, Azeri askeri saldırısının ardından askerlerin geri çekilmesi ve tahliye edilen […]


  • İngilizler, kesenin ağzını açtı…

    İngilizler, kesenin ağzını açtı…

    Kartla harcamalar çoğaldı. Yapılan araştırmada yurt dışına tatile çıkan İngilizlerin kesenin ağzını açtığı ifade ediliyor. Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turistlerin yaptığı fiziksel harcamalar, bir önceki […]


  • Şirketler birer birer kapanıyor…

    Şirketler birer birer kapanıyor…

    İyimserlik devam ediyor ama ekonomik kriz karşısında da şirketler birer birer kapanıyor. Yeni şirketler de kuruluyor. Ancak, bu çok sınırlı. Kapanan bazı şirketlerin yetkilileri ”Ekonomik […]


  • ATATÜRK’E, TÜRK’E VE GERÇEK TC DEVLETİNE SALDIRILAR KARŞI DEVRİMİN ANAYASA DEĞİŞTİRMESİNE YÖNELİK ALIŞTIRMALARDIR. Sefa Yürükel

    ATATÜRK’E, TÜRK’E VE GERÇEK TC DEVLETİNE SALDIRILAR KARŞI DEVRİMİN ANAYASA DEĞİŞTİRMESİNE YÖNELİK ALIŞTIRMALARDIR.       Sefa Yürükel

    Atatürk’ün kurtardığı milletin bazı bireyleri ve Atatürkün kurduğu devletin bazı bürokratları, kurtarılmayı ve Türk Milletinin mensubu ve TC devletinin vatandaşı olmayı hak etmiyorlar. Son bir […]


  • FEYM GRUBU BÜLTENİ

    FEYM GRUBU BÜLTENİ

    ERMENİ Faaliyetleri (21 Eylül 2023) 1.  ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 21 Eylül Bağımsızlık Günü’nde Ermenistan halkına en iyi dileklerini göndererek, ABD’nin Ermenistan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve […]


  • 8 ayda Türkiye’ye 36 milyon turist geldi…

    8 ayda Türkiye’ye 36 milyon turist geldi…

    Yaz aylarında beklenen turist 50 milyondu 36 milyon turistle sezonu kapattık. Turizm Bakanlığı yetkilileri geçen yılın Ağustos ayına göre yüzde 5.65 artış yaşandığını söylüyor. Kış […]


  • NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ

    NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ

    Tv de anlatılıyordu.Antalya da Rus’un biri Site den 80 daire satın almış. Sadece Ruslara kiralıyormuş.Doğrumu yanlış mı bilmiyorum. Ama sektörüm olan Tarımdan biliyorumBaşta Muz seraları […]


  • İstiklal Harbi’nde Etnik İhanet

    İstiklal Harbi’nde Etnik İhanet

    İzmir’in işgalinden cesaret alan 800 kadar yerli Rum çetesi, İzmir’in işgalinden bir gün sonra, ı6 Mayıs sabahı Urla yarımadasındaki Türk köylerine saldırdılar. Köylüleri katletiler. Mallarını […]



Posted

in

by

Tags: