İLTİSAK

            Nerdeyse hergün televizyonlarda bir ‘iltisak’ haberi duyuyoruz.

            Başkalarını bilemem ama ben bu ‘iltisak’ sözcüğünün ne anlama geldiğini bilmeden, sözcüğün geçtiği bağlama göre ‘ilişkili’ anlamına gelebileceğini tahmin ediyordum.

            Özellikle ‘terör’le birlikte anıldığına göre, ‘terörle ilişkili’ olmalıydı.

            ‘İlişkili’ ama ne kadar ilişkili idi acaba?

            Fransızcasına baktım,  tam karşılığı ‘contiguïté’ imiş; yani bitişiklik, komşuluk, yakınlık, benzerlik ve ya da kullanım bağlamına göre tam karşılığı ‘uzantılılık’ imiş yani.

            Yani o ileri sürülen savlara göre ya da mahkeme kararlarında olduğu gibi, ‘tetör örgütünün uzantısı olmak’ anlamında kullanılıyormuş.

            Şimdi bu ‘iltisaklı olmak’ savının ne kadarı doğru ya da kanıtlı olması, yani ‘terör örgütünün ne kadar uzantısı’ olduğu bir yana, şu doksan milyonluk ülkede kaç kişi bu söcüğün anlamı üzerinde düşünmüş olabilir diye merak ediyorum.

            Eğer bir öngörüde bulunmam istenirse, okur/yazar olanlar dahil milyonlarca insanın bu ‘iltisak’ sözcüğünü araştırmadan, her kezinde olduğu gibi, herhalde söyleyenin bir bildiği vardır diye düşündüğünü söyleyebilirim.

            Kaldı ki milyonlarcasının düzgün bir biçimde telaffuz edememeyeceği bile ileri sürülebilir.

            Sınıfta kalmamış olmak koşuluyla tam ondokuz yıl Türkçe eğitim almış bir kişi olarak ben bu ‘iltisak’ sözcüğünü duymamıştım.

            Ancak AKP ile birlikte, ‘iltisak’ dahil yüzlerce ‘eski’, hatta eski değil ‘eskimiş’ ve giderek ‘ekşimiş’ bir dizi sözcük günlük kullanıma sokuldu.

            Şimdi o görevden alınan Mahir bilmem kim adındaki AKP’nin önde gelmekten çok ileri gideninin Türkçe’mize nasıl iftira attığı ortaya çıkmış olmuyor mu?

            Türkçe’nin düşünmeye elverişli olmadığını ileri sürmüştü ya…

            ‘İltisak’la nasıl düşünebiliyormuş, doğrusu merak ediyorum.

            Oysa, bir tek bu sözcükle bile ortaya konulduğu üzere, kim ki ‘eskimiş’ ve hatta ‘ekşimiş’ sözcükler kullanmaya eğilimli ise, asıl onlar insanımızın ‘düşünmemesi’ için çaba göstermektedir denilebilir.

            En başta da, onların başı olan Dr Recep’in bu tür ‘keşif’lerde bulunduğunu biliyoruz.

            Hiç olmadık yerde bakıyorsunuz küflü torbadan bir sözcük, bir deyim çıkarıvermiş.

            Bir de anlamsız biçimde bağırdı mıydı, alın size ‘belagat’…

            Konuşmadaki vurgulara bakıldığında, en anlamsız yerde en yüksek vurguyu görürsünüz.

            Oysa ‘belagat’ önce ‘bilgili olmayı’ gerektirir.

            Kitleleri inandırmak için sözü edilen konuda yeterince bilgi sahibi olmak gerekir.

            Oysa, sizinki araya ‘iltisaklı’ olsun olmasın ‘eskimiş’ ve ‘ekşimiş’ bir sözcük katarak avazı çıktığı kadar bağırmakta.

            Ona inananlar ise ne söylendiğine değil herifin avazına hayran kalmaktalar.

            Dikkat edilirse, şimdilerde yeni ‘eski’ ve ‘ekşi’ sözcükler yerine alabildiğine küfür ve hakaret dolu sözcükler kullanmaktalar.

            Çünkü artık ‘inandırıcı’ olmanın sınırına dayanmış bulunmaktalar.

            Artık ‘iltisak/miltisak’ gibi sözcükler kitleleri kesmiyor.

            Geriye bir tek avazı çıktığı kadar bağırmak kalıyor.

            Nüfusun çoğunluğunun söylemeye utandığı aşağılık küfürler ise ‘belagat’ın süsü ve sosu oluveriyor.

            Ve çırağı Soysuz Süleyman’ın ona özenmesinden doğal ne olabilir?

            Her savı temelsiz, her sözü yalan ve iftira.

            Benim bu Süleyman’a soysuz demem ise kimilerince ‘abes’ görülebilir.

            Bülent Arınç ne demişti: “hadsize haddini bildirmek/ kırk yetime kaftan giydirmekten yeğdir”.

            Bence bu Süleyman’ı adam yerine koymak ‘adam’lığa hakaret etmek olur.

            Türkiye’de ‘İçişleri Bakanı’ymış deniyor.

            Üç zamana kadar ‘hükümlü’ olmayacağının garantisi var mı?

            Bir ‘adi hükümlü’ olmayıp hâlâ ‘siyaset’in içinde kalacak olursa, işte o zaman, o ‘siyaset’e lânet olsun demekten başka çarem kalmaz.

            İşte o zaman, meğer ne söylesem boşmuş diyeceğim.

            Meğer bu Süleyman bu toplumla ‘iltisaklı’ imiş deyip, kendi toplumumdan utanacağım.

            Benim için en büyük utanç, bu Süleymangillerle her ne biçimde olursa olsun ‘iltisaklı’ olmaktır.

            Nerdeyse hergün televizyonlarda bir ‘iltisak’ haberi duyuyoruz. - Habip Hamza ERDEM

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Fransa Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Babam Uğur Otluçimen de o anda ekmek alıyormuş fırıncıdan o da hakkın rahmetine kavuşmuş. Allah rahmet eylesin.

  2. Benimde annemin amcası Abdullah Soylu dedemiz bu olayda şehit olmuştur. Kendisi o tarihte bölgede fırıncılık yapmaktadır ekmek dağıtımı yaparken o…

  3. Peygamber(ler)in ALLAH’a Ortaklığı?! Hadisler? KUR’AN!? Din’den beslenenler-sömürücüler-din satıcıları; ‘Tanrı-Allah-Kitap-Kur’an’ söylemiyle bireysel olması gerekirken, kurumsallaştırdıkları ‘inancı’ önce; Yahudilik-Hıristiyanlık-Budizm gibi farklı dinlere,…

  4. pavarotti de güzel söyler Oçi Çorniye’yi

  5. Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!? Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme,…

  6. KUR’AN! Fal?-Nazar?-Büyü? (Mâide,3)”Fal oklarıyla-kehanet yoluyla gelecekte sizleri neyin beklediğini öğrenmeye çalışmak fısktır-kötü bir eylemdir; çünkü bu yoldan çıkmaktır.” Fal ile…

  • BAKMAK ve GÖRMEK

    BAKMAK ve GÖRMEK

                Kimi yazılarımda ‘ben söze bakarım’ dediğim için eleştiriler almıştım.             Bu uzsözün tamamı; “ben söze bakarım söz mü diye, bir de söyleyene bakarım adam […]


  • “Can güvenliği her şeyin önünde…”

    “Can güvenliği her şeyin önünde…”

    Yaşanan depremler olası İstanbul’da beklenen depremi gündeme taşıdı. Uzmanlar İstanbul’da yıkıcı depremin olabileceğini söylüyor ve tedbir almada geç kalınmaması gerektiğinin altını çiziyorlar. Prof. Dr. Naci […]


  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

    Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

    Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme, söylediklerini buyruk kabul etme zaafı ile kutsallaştırılmışlara-kullara tapınma haline […]


  • SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapılacak seçimler için, herkesinde gördüğü gibi, ABD bilerek kendine bağlı işbirlikçilerle beraber R.T.E. -K.K. üzerinden Türkiye’ye anti demokratik ve totaliter içerikli iki […]


  • PROTEİN EKSİKLİĞİ

    PROTEİN EKSİKLİĞİ

    Ülkelerin gelişmesini, proteinli gıdalarla beslenen gençler ve kuşaklar sağlar. Her Japon çocuğu mutlaka yumurta yer, et, balık, fındık, badem yer, süt içer. Her Alman çocuğu […]


  • Kocaseyit

    Kocaseyit

    1929’da Havran’a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ,Nahiye Müdürüne , ” Havran köylerinden birinde bir Seyit Onbaşı olacaktı onu bulup getirin” der. Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmeyen Nahiye Müdürü “Emriniz olur.Buluruz […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Kuşlar yılın farklı zamanlarında besin kaynaklarının mevcudiyetine ve iklim koşullarına bağlı olarak kışı geçirecekleri alanlara veya üreme alanlarına göç ederler. Göç eden kuşların çoğu Avrupa, […]


  • Orta Asya’da Türkler

    Orta Asya’da Türkler

    Türkmenistan’daki ‘Türk’ ile Türkiye’deki ‘Türk’ aynı insanları mı ifade ediyor? Eğer öyleyse, neden ikisinin arasında isimleri başka insanlara atıfta bulunan ülkeler var? İran, Irak, Suriye […]


  • Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    “Yavaş yavaş ölürler okumayanlar” diyor şair. Yaşam Tercihimizde Yavaş Yavaş Ölümü Mü? Yoksa Yaşamı Anlayarak Ölmek mı? Brezilyalı şair Martha Medeiros’un 1961 yılında yazdığı “Ağır […]


  • HANGİ TATAR?-HÜSEYİN MÜMTAZ

    HANGİ TATAR?-HÜSEYİN MÜMTAZ

    HANGİ TATAR? HÜSEYİN MÜMTAZ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar bir gazetecinin; “14 Mayıs sonrası Türkiye politikasını değişirse siz aynı çizgide kalmaya devam edecek misiniz?” sorusuna, “Böyle doğdum, […]


  • Marmaris, İngilizler için daha maliyetli…

    Marmaris, İngilizler için daha maliyetli…

    Turizm sezonunda bu yıl daha çok İngiliz Türkiye’ye gelecek. Özellikle Marmaris, Bodrum gibi tatil yörelerinde bu yaz daha çok İngiliz göreceğiz. Marmaris, Dalaman ve Bodrum’a […]


  • Yine bir deprem uyarısı…

    Yine bir deprem uyarısı…

    Depremler tehlikesi halen devam ediyor. Uzmanlar yeni depremler konusunda yeni uyarılarda bulunuyor. Şimdi de Bingöl masaya yatırıldı. Bingöl’de de deprem olabileceği konusunda yeni uyarılar geldi. […]



Posted

in

by

Tags: