DÜZEY ve DÜZLEM

            Zaman zaman Türkçe’deki yanlış kullanımlara yönelik eleştiriler yaparım.

            Örnek olsun, ‘yapmak/yapılmak’ eylemi, yerli yersiz ama çok yaygın biçimde, ‘gerçekleşmek’ biçiminde dillendiriliyor.

            Televizyonlarda bile, toplantı ‘yapıldı’ veya telefon ‘etti’ yerine, toplantı ‘gerçekleştirildi’ ya da telefon ‘gerçekleştirdi’ biçiminde söyleniyor.

            Daha bir dizi yerde, anlamsız bir biçimde ‘gerçekleşti’ ya da ‘gerçekleştirildi’ gibi tümceler kurulmakta.

            ‘Süreç’ terimi de çoğu kez ‘süre’ anlamında kullanılıyor, ki temelden yanlıştır.

            Bugün ise, yine bir kaç kez yinelediğim üzere, Türkiye’de ‘düzey’ terimi yerine yanlış bir biçimde ‘düzlem’ teriminin kullanılmasını örnek vererek açıklamaya çalışacağım.

            Düzlem, fiziksel ya da daha geniş anlamıyla bir somutluğu dile getirmek için kullanılır.

            Düzey ise, özde ‘süreç’ gibi  felsefî bir terim olup, soyutluğu dile getirmek için kullanılır.

            Örneğin, ekonomi politikte, az bilindiği üzere, alt-yapı/üst-yapı ayırımı vardır.

            Alt-yapı ‘somut’, üst-yapı ise ‘soyut’ yapılardır.

            Ancak örneğin, ‘emek’ denildiğinde hemen akla fiziksel varlığıyla ‘emekçi insan’ gelebilir; ama ekonomi politikteki ‘emek’ kavramının, o emekçi insanın hem somut varlığıyla ‘alt-yapı’ ögesi ve hem de ‘emek-gücü’yle bir ‘üst-yapı’ ögesi olduğu pek bilinmez.

            İşte bu ayırım ancak ve sadece ‘düzey’ kavramıyla açıklanabilir.

            Emekçinin barınma, beslenme ve giyim gereksinmeleri somut gerçeklikler olarak fabrika ‘düzlem’inde, sektör ‘düzlem’inde ve giderek ülke ‘düzlem’inde ele alınabilir.

            Ancak o emekçinin zevki, tatmini, mutluluğu, bilgi, beceri veya bilinci sözkonsu olduğunda, ‘düzlem’ değil ama ‘düzey’ kavramının kullanılması gerekmektedir.

            O nedenle, örneğin ‘yaşam düzlemi’ değil ama ‘‘yaşam düzeyi’ terimi kullanılmaktadır.

            ‘Siyasal yaşam’ sözkonusu olduğunda ise; siyasal partilerin birer ‘tüzel kişilik’ olarak hem somut ve hem de soyut yapılarının olduğunu söyleyebiliriz.

            Binaları, üye ve yöneticileri ile siyasal partilerin birer somut yapıları vardır.

            Bu durumda ‘parti düzlemi’nden sözedilebilir.

            Bir de siyasal partilerin tüzük ve programları vardır ki, ona da o partinin ‘siyasal düzey’lerinin göstergesi olan ‘ideoloji’si diyelim           .

            Yani hiçbir zaman ‘ideolojik düzlem’ diye bir tanımlama olamaz.

            Doğrusu ‘ideolojik düzey’dir.

            Ancak ne var ki, ‘düzey’ var düzeycik var!

            Şimdi şu AKP denilen partinin tüzük, program, gömlek, pijama her ne ise o; yazılı olarak ‘partinin ideolojisi’ni yansıtan ve kamuoyuna ilan ettiği belge ve vaatler içinde; ‘Osmalıyı ihya edeceğiz’, ‘Hilafeti geri getireceğiz’, ‘Başkenti İstanbul’a taşıyacağız’, ‘Arapçayı resmi dil yapacağız’ ve kısaca Kemalist Cumhuriyet’i yıkacağız biçiminde herhangi bir hedef veya amaç belirtilmiş midir?

            Hayır, değil mi?

            Peki ama daha başlangıçtan itibaren Çelik, Aksu, Atalay, Akdağ, Unatıkan, Kuzu, Arınç, İsmail Kahraman ve daha bilmem kaç kişinin bu hedef ve amaçlara yönelik açıklamaları oldu mu olmadı mı?

            Ve en son Mahir Ünal’ın aptalca açıklamaları geldi.

            Demek ki, kağıt ve belgede ne yazarsa yazsın, bu partinin ‘ideolojisi’ öz olarak bu imiş.

            Yani ‘düzey’i alçak ve uygulaması tek sözcükle alçakca imiş.

            Şimdi bir kısım AKP’li, biz partiyi kurarken bu tür amaçları gözetmedik diye yırtınabilirler.

            Ben de onlar için  demek ki ‘aldatılmış’sınız diyeceğim.

            Gerçekte ise, bu parti kılıklı yıkıcı örgütün, tek sözcükle ‘takiye’ yapan, düzeysiz bir ideolojik araç olduğu her geçen gün biraz daha belirginleşmektedir.

            Bugün Mahir yarın Tahir hiç farketmez.

            Bunların ‘düzey’i bu.

            Parlamento düzlemindeki çoğunluk olmaları ise ayrı bir ‘düzey sorunu’dur deyip bu yazıyı sonlandıralım.

            Zaman zaman Türkçe’deki yanlış kullanımlara yönelik eleştiriler yaparım. - Habip Hamza ERDEM

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Fransa Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Babam Uğur Otluçimen de o anda ekmek alıyormuş fırıncıdan o da hakkın rahmetine kavuşmuş. Allah rahmet eylesin.

  2. Benimde annemin amcası Abdullah Soylu dedemiz bu olayda şehit olmuştur. Kendisi o tarihte bölgede fırıncılık yapmaktadır ekmek dağıtımı yaparken o…

  3. Peygamber(ler)in ALLAH’a Ortaklığı?! Hadisler? KUR’AN!? Din’den beslenenler-sömürücüler-din satıcıları; ‘Tanrı-Allah-Kitap-Kur’an’ söylemiyle bireysel olması gerekirken, kurumsallaştırdıkları ‘inancı’ önce; Yahudilik-Hıristiyanlık-Budizm gibi farklı dinlere,…

  4. pavarotti de güzel söyler Oçi Çorniye’yi

  5. Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!? Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme,…

  6. KUR’AN! Fal?-Nazar?-Büyü? (Mâide,3)”Fal oklarıyla-kehanet yoluyla gelecekte sizleri neyin beklediğini öğrenmeye çalışmak fısktır-kötü bir eylemdir; çünkü bu yoldan çıkmaktır.” Fal ile…

  • BAKMAK ve GÖRMEK

    BAKMAK ve GÖRMEK

                Kimi yazılarımda ‘ben söze bakarım’ dediğim için eleştiriler almıştım.             Bu uzsözün tamamı; “ben söze bakarım söz mü diye, bir de söyleyene bakarım adam […]


  • “Can güvenliği her şeyin önünde…”

    “Can güvenliği her şeyin önünde…”

    Yaşanan depremler olası İstanbul’da beklenen depremi gündeme taşıdı. Uzmanlar İstanbul’da yıkıcı depremin olabileceğini söylüyor ve tedbir almada geç kalınmaması gerektiğinin altını çiziyorlar. Prof. Dr. Naci […]


  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

    Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!?

    Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme, söylediklerini buyruk kabul etme zaafı ile kutsallaştırılmışlara-kullara tapınma haline […]


  • SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapılacak seçimler için, herkesinde gördüğü gibi, ABD bilerek kendine bağlı işbirlikçilerle beraber R.T.E. -K.K. üzerinden Türkiye’ye anti demokratik ve totaliter içerikli iki […]


  • PROTEİN EKSİKLİĞİ

    PROTEİN EKSİKLİĞİ

    Ülkelerin gelişmesini, proteinli gıdalarla beslenen gençler ve kuşaklar sağlar. Her Japon çocuğu mutlaka yumurta yer, et, balık, fındık, badem yer, süt içer. Her Alman çocuğu […]


  • Kocaseyit

    Kocaseyit

    1929’da Havran’a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ,Nahiye Müdürüne , ” Havran köylerinden birinde bir Seyit Onbaşı olacaktı onu bulup getirin” der. Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmeyen Nahiye Müdürü “Emriniz olur.Buluruz […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Kuşlar yılın farklı zamanlarında besin kaynaklarının mevcudiyetine ve iklim koşullarına bağlı olarak kışı geçirecekleri alanlara veya üreme alanlarına göç ederler. Göç eden kuşların çoğu Avrupa, […]


  • Orta Asya’da Türkler

    Orta Asya’da Türkler

    Türkmenistan’daki ‘Türk’ ile Türkiye’deki ‘Türk’ aynı insanları mı ifade ediyor? Eğer öyleyse, neden ikisinin arasında isimleri başka insanlara atıfta bulunan ülkeler var? İran, Irak, Suriye […]


  • Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    “Yavaş yavaş ölürler okumayanlar” diyor şair. Yaşam Tercihimizde Yavaş Yavaş Ölümü Mü? Yoksa Yaşamı Anlayarak Ölmek mı? Brezilyalı şair Martha Medeiros’un 1961 yılında yazdığı “Ağır […]


  • HANGİ TATAR?-HÜSEYİN MÜMTAZ

    HANGİ TATAR?-HÜSEYİN MÜMTAZ

    HANGİ TATAR? HÜSEYİN MÜMTAZ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar bir gazetecinin; “14 Mayıs sonrası Türkiye politikasını değişirse siz aynı çizgide kalmaya devam edecek misiniz?” sorusuna, “Böyle doğdum, […]


  • Marmaris, İngilizler için daha maliyetli…

    Marmaris, İngilizler için daha maliyetli…

    Turizm sezonunda bu yıl daha çok İngiliz Türkiye’ye gelecek. Özellikle Marmaris, Bodrum gibi tatil yörelerinde bu yaz daha çok İngiliz göreceğiz. Marmaris, Dalaman ve Bodrum’a […]


  • Yine bir deprem uyarısı…

    Yine bir deprem uyarısı…

    Depremler tehlikesi halen devam ediyor. Uzmanlar yeni depremler konusunda yeni uyarılarda bulunuyor. Şimdi de Bingöl masaya yatırıldı. Bingöl’de de deprem olabileceği konusunda yeni uyarılar geldi. […]



Posted

in

by

Tags: