İNSAN HAYATI

Ülkemizde iki konuda büyük yıkımlara mal olan kazaları çocukluğumdan bu yana görmekteyim. Birincisi Devlet Demir Yolları işletmelerinin kontrol ettiği yolcu ve yük trenlerinde, tamamıyla ihmal neticesinde, oluşan çok önemli kazalar. Diğeri ise kömür ocaklarındaki emniyet ekipman eksikliği ve işletmedeki ihmal neticesinde meydana gelen ve yüzlerce insanın hayatını kaybettikleri kazalar. Bir insan kolay yetişmemekte. Bir çocuğun doğması , büyümesi, eğitim görmesi evlenmesi, yuva kurması ile bir iş sahibi olması sürecinde nelerle karşılaşıldığını bir düşünün?  - metin atamer

Ülkemizde iki konuda büyük yıkımlara mal olan kazaları çocukluğumdan bu yana görmekteyim. Birincisi Devlet Demir Yolları işletmelerinin kontrol ettiği yolcu ve yük trenlerinde, tamamıyla ihmal neticesinde, oluşan çok önemli kazalar. Diğeri ise kömür ocaklarındaki emniyet ekipman eksikliği ve işletmedeki ihmal neticesinde meydana gelen ve yüzlerce insanın hayatını kaybettikleri kazalar. Bir insan kolay yetişmemekte. Bir çocuğun doğması , büyümesi, eğitim görmesi evlenmesi, yuva kurması ile bir iş sahibi olması sürecinde nelerle karşılaşıldığını bir düşünün? 

İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Unutmadık, birisi çıktı ortaya, evlenen çiftlere 3 çocuk yapın diye telkin vermesini , dün gibi hatırlamaktayım. 3 Çocuğun meydana gelmesi iyi hoş da sonrasını eğer düşünmüyorsan, bu sayı 5 de olur dokuzda. Ancak artan nüfusa gerektiği kadar iş imkanı yaratabilecek yatırımları yapmazsan , bu çocuklar bir süre sonra hem işsiz, hem de aç kalırlar. Bu kaçınılmaz bir sonuçtur. Hani yine , bildiğinden değil laf olsun diye söylenen’ faiz sebep enflasyon netice ‘ diye bir cümlenin arkasına düşen, zeka yoksunu insanlar misali, yanlışı doğru diye algılayan koyunlara isyanım var. Çocukları saldım çayıra , onları da Mevla’m kayıra derler ya hiç de doğru bir söylem değil. 

Türkiye de üniversite mezunu genç nesilde işsizlik oranı %27.2 oldu. Bu değer bir ülke için yıkım olduğuna inanmaktayım. Zerre kadar inanmasam da TUIK verilerinden söylemek istiyorum, toplam işsizlik oranı %11.4 olduğunu söylemekteler. Genelde devletin kontrolünde bulunan bu kurumun verdiği bilgilerin doğruluğu tartışılır. Velev ki doğru olduğunu kabul etsek bile, kabulü güç bir rakam. Avrupa ülkelerinde bu oran ise en fazla İTALYA da % 9.2 geçtiğimiz sene için.  İtalya’nın yıllık ticaret dengesini ele alırsak, yılda ortalama 1.2 milyar dolar fazla vermekte. Bu nedenle % 9.2 işsizlik oranı ülkede hissedilmemekte. 

Almanya ve Fransa’yı mukayese etmek istemiyorum çünkü üzülüyorum. 7 mayıs 1945 de Almanya teslim oldu ve faşist HİTLER in anlamsız savaşı sona erdi. Almanya o tarihten bu yana Dünya’nın sayılı sanayileşmiş ülkeleri arasında yerini aldı. Sanayisi devleşti. Bu günkü değeri bilmemekle beraber 2021 senesinde dış ticaret fazlası 13.4 milyar Euro. İşsizlik %5.4 buda 2.5 milyon civarında. Ancak bu değer hissedilmemekte. Almanya işsizlik ücreti ödemekte. İşsizlik fonu diye bir fondan bu ücreti ödemekteler. Bizdeki gibi işsizlik fonunda biriken miktarı buhar etmemekteler. Alman devleti işsizlere Euro 490 işsizlik maaşı ödemekte. Bu değer, bir insanı geçindirmekte.

Bizde ise haramiler bu fondaki paraları yok etmeleri yetmezmiş gibi, devlet eliyle toplanan yardım paralarına da el koymaktalar. Buda yetmez gibi Merkez Bankasındaki ihtiyat akçelerini de bir şekilde şapkanın içine koyup tavşan çıkarmaya çalıştılar. Bu da yetmeyince merkez bankasının meşhur 128 milyar dolarına göz diktiler.  Buda yetmedi,  komşu ülkelerden emanet para alıp bütçe kalemlerine taşıdılar. Birde bakıldı ki Merkez Bankasında kasada (– 37 ) milyar dolar deliği büyüdükçe büyümekte. Bu bilgiler önemli veriler. 

Kur Korumalı Mevduat diye, bir maliye icadı yaratıp, ülkemin parasını bu zenginlere peşkeş çektiler. Bu konuda ülkemin kasasından ilk 3 ayda 14.6 milyar lira faiz ödendiğini verileri bulunmakta. Bu değerin ikinci 3 ay için 20 milyar lirayı aştığını söylemekteler. Yazık değil mi,  beceriksiz bir maliyenin cezasını halka ödetmek doğrumu sizce? 

Kanımca son 20 senede, Cumhuriyet tarihinin en büyük para manipülasyon rekorunun kırıldığına inanmaktayım. 

Soma da kömür ocaklarında hayatlarını kaybedenler için toplanan paraların akıbeti bilinmiş olsaydı, Maden işçileri bu kadar ses çıkarmazlardı. Çünkü seçimden önce yönetin, para vereceklerini söylediler, Soma’daki madencilere. 301 işçi kardeşlerini ihmalden kaybetmelerine rağmen, seçimler de bu partiye oy vermişlerdi. Söz verilip yapılmayınca sesleri başladı çıkmaya. 

Aynı durum 15 temmuz darbe teşebbüsünde şehit olan ve sakat kalan yurdum insanı yakınları için yardım olarak toplanan 308 milyon liranın akıbeti meçhul. Nereye koydular, ne yaptılar, nasıl kandırdılar bilen yok. Çünkü Merkez Bankasının ihtiyat akçesini yok edenler için bu meblağ çerez niteliğinde olduğunu unutmuyoruz.     

İnanıyorum ki bir gün gelecek halk bu bozuk düzene itiraz edecek, bu ülkenin çok büyük bir potansiyel olduğunu yurdum insanı anlayacak. Çünkü bu ülke zengin, bu ülkenin zenginlikleri üzerine, tarih içinde, onlarca medeniyet kurulmuş, o medeniyetler Anadolu zenginliğini tatmışlar. Ancak üzerinde yaşadığımız ülkenin değerini anlamayan akıl fakiri beyinler zaman zaman ülke idaresini ele geçirip etraflarına sadaka dağıtmayı amaçlamaktalar. Artık bu hesap tutmayacak, Aşık Mahzuni Şerif ne demişti : Keser Döner Sap Döner, Gün Gelir  Hesap Döner’ diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Metin Atamer


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir