NATO’ya giriş için Türkiye’nin olurunu alan Finlandiya’dan Türkiye’ye tatile gelen bir dostumuz soruyor: Burada neden bu kadar çok Rus var?
Sovyetler Birliği’nin dağıldığı yıl oradaydım. Baykonur uzay üssünün olduğu Dzhezkazgan gibi bölgelerde, hayatlarında ilk kez yabancı gören insanlarla tanıştım. Baykonur, içinde uzay üssü yer aldığı için stratejik bölge olarak dışarıya kapatılmış bölge idi ama Sovyetler zamanının diğer şehirlerine de seyahat etmek bir yabancı olarak pek kolay değildi.
O zamanlar bir şehirden başka bir şehre gitmek için vize gerekiyordu. Turist olarak bir şehre gitmek pek mümkün değildi. Başarsanız da kalabileceğiniz bir tane şehir oteli olurdu. Orada da dinlenmeyi ve izlenmeyi göze almalıydınız.
Pasaportumdaki Amerika damgaları sebebi ile bir seferinde pasaportuma 1 ay el kondu. Bir keresinde de, kızımın doğumundan bir gün sonra giriş yaptığım için, beyanımda çocuğum var ama henüz ismi yok gibi bir çelişki ile karşılaşınca KGB tarafından sorgulanmak durumunda kaldım.
Hitler’in tanklarının donduğu Stalingrad, Sibirya, Moskova’da karşılaştığım Rus’lar henüz bugün olduğu gibi Türkiye’nin güneşi ile tanışmamışlardı.
Komünizm özlemi çeken eski kuşak Rusların kabul edilebilir izahatları vardı ama “Neden kapanmaya özlem duyuyorsunuz, artık dilediğiniz yere özgürce gezmeye gidebilirsiniz” soruma aldığım yanıt şaşırtmıştı beni:
– Biz şimdi hiç bir yere gidemiyoruz, çünkü paramız yok. Oysa eskiden ben Afganistan, Suriye, Irak, Ukrayna pek çok ülke gezdim.
demişti bir Rus. Adam, gittim dediği yerlere ya işgale, ya da asker olarak eğitime gitmişti.
Üzerinden yıllar geçti. Şimdi Ruslar çok daha fazla sayıda Türkiye’nin denizinden, kumundan, güneşinden, doğasından yararlanmak üzere ülkemize geliyorlar. Sayın Buluz’dan edindiğim bilgilere göre Ruslar Türkiye’nin zaman zaman turizm alanındaki ümidi oluyor ve ülkemize döviz bırakıyorlar.
Finlandiyalı dostumuza dönersek. Aslında şunu söylüyor:
Burada neden bu kadar çok Rus var?
Türkiye’nin – görünüşe göre – Batı için önemli, güçlü ve güvenilir bir müttefik ve NATO’nun onsuz yapamayacağı bir NATO köşe taşı olduğu düşünüldüğünde, bu gerçekten ilginç bir soru.
Bununla birlikte, bazı nedenlerden dolayı bu güvenilir müttefik, diğer Batılı ülkelerle yaptırımlara katılma zahmetine girmedi ve ayrıca Rusların – potansiyel olarak savaş suçluları da dahil olmak üzere – turist olarak gelip gitmesine izin verdi.
Aynı zamanda Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in Kürt “teröristlere” sığınma hakkı vermesinden çok endişe duyuyor ve Finlandiya ve İsveç’ten kendi ve uluslararası yasaları görmezden gelmelerini ve onları Türkiye’ye iade etmelerini talep ediyor.
Bilmek istiyorum, Türkiye oraya gelen Rusları da izliyor mu ve gerekirse tespit edilen savaş suçlularını ve tecavüzcüleri tutuklayıp talep edilmesi halinde Ukrayna’ya iade edecek mi?
Her şeyin bir bedeli oluyor. Ben eminim ki bir kaç teröristin iadesi dışında, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılması ile Türkiye’yi idare edenler başka kazanımlar da elde etmiştir. Ama hangi bedel ile? Teröre karşı üye ülkelerden tam bir dayanışma bekleyen Türkiye, yarın Türkiye’de bulunan bir Rus savaş suçlusunun iadesi istendiğinde, Rus turistlerin bir anda kesilmesi riski ile karşı karşıyadır.
Şimdi soru şu: Savaş suçlusu olduğu iddiası ile Türkiye’de bulunan bir Rus NATO ülkelerinden biri tarafından ya da Ukrayna tarafından Türkiye’den istendiğinde Türkiye ne yapacaktır?
Yazıları posta kutunda oku