GARO PAYLAN CEHALET VE KÜSTAHLIK (III)

19 Mayıs 2022 - turkiye ermeniler

19 Mayıs 2022

Ayrıca Garo Paylan’ın Arşivlerde bulabileceği, Malatya konulu belge numaralarının sadece bir bölümünü aşağıda verirken, kendisinden, belgelere dayanarak tekrar tekrar şu  “sözde soykırımın” nasıl olduğunu açıklamasını bekliyorum.

Ermenilerin mesnetsiz iddialarının, gerçekleşmesi mümkün olmayan “sözde büyük Ermenistan” hayallerine Malatya özelin de bakıldığında; Türk/Müslüman topluma, siz buraları bize bırakarak bu topraklardan çıkıp gidin, aksi halde emperyalist güçlerin yardımlarını alarak, akıllarınca  biz sizleri çıkarmasını biliriz demek istemişlerdir!

Aşağıda Arşiv Belgelerine dayanarak (bir bölümünün de kısa açıklamalarını vererek) ve de Arşiv Belge numaralarının da okunacağını düşünerek yazıyorum. Bunları yazarken;

M. T. Cicero’nun; “Bilgisizlik, insanın gönül rızasıyla istediği bir talihsizliktir.”

Dostoyevski’nin; “Ya hatalarıyla yüzleşir ya da hatalarınla yüzleşirsin, Cahil olmak ayrı, pislik olmak ayrıdır.”

Sokrates’in; “Cahil insan kendi kendinin bile düşmanıdır; başkasına dost olması nasıl beklenir.”

Bertrand Russell’in “Akıllılar hep kuşku içindeyken, aptallar küstahça kendinden emindir” ifadelerini neden kullandıkları, beni uzun uzun düşündürdü!

“Şu cehaletle küstahlığını fütursuzca ortaya koyan Garo Paylan denen birisi kendi tarihini bilmediği gibi, bilmediğini de bilmiyor” derken onun gibilerin bu yola neden başvurmak istediklerini de anlamaya çalıştım… Kaynaklara başvurdum… Ermeni Arşivlerinde bulunduğu halde açılmayan/açıklanmayan belgelerin hiç değilse benim verdiğim sayıda ki belge kadarının Garo Paylan tarafından iddialarını doğrulmak amacıyla açıklaya bileceğine kendimi inandırmaya gayret ettim! Umarım ki iddialarını doğrulayacak belgeleri Erivan’daki Ermenistan Milli Arşivleri, Eçmiyadzin’deki Ermeni Katolikosluğu Arşivleri, Kudüs’teki Ermeni Patrikhanesi Arşivi, ABD’nin Boston kentindeki Taşnak Partisinin Arşivleri, Zoryan Enstitüsü Arşivi, Paris’teki Ramkavar Arşivi, Beyrut Antilas Katoligosluğ’u Arşivi, Watertown’daki ARF Arşivleri, ABD veya Fransa’daki Ermeni Arşivleri, Rusya Devlet Arşivleri, Çarlık Rusyası’nın Askeri Arşivi ve Dışişleri Bakanlığı Arşivi, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin Merkez Parti Arşivi, Rusya Toplumsal Siyasal Tarih Devlet Arşivi, Sovyet döneminin Dışişleri Bakanlığı Arşivi, Kızıl Ordu Arşivi; Ayrıca her iki döneme ilişkin belgeler, Rusya Federasyonu Devlet Arşivi’nden, ilgili konu ile belgeleri temin ederek aynı konuları içermek kaydıyla bizleri bilgilendirir…

Bizler de hadiseye Garo Paylan gibi bakarak, “sözde Ermeni soykırımının” nasıl gerçekleştirlmiş olduğunu anlarız!..

Belgelere bakacak olursak;

“Malatya’da Ermeniler, genel olarak şehir merkezlerinde yaşamaktaydılar. 1894 yılı Mamûretü’l-aziz Vilâyet Salnâmesi’ne göre Malatya Sancağı, 4 kaza, 10 nahiye,788 köyden oluşmaktadır. (1312 Senesine Mahsus Salnâme-i Mamûretü’l-aziz, 1894: 399). 1894-1895 Osmanlı resmi kayıtlarına göre Malatya şehir merkezinde İslam 27.207; Ermeni 5.950,Protestan, 305, Katolik 516, Latin 146 olmak üzere toplam 34.124 kişi yaşamaktaydı. XIX. yüzyıl sonlarında 1894 yılında Malatya Sancağı’nın genel nüfusu şöyledir.

İslam    Ermeni   Katolik   Süryani   Protestan   Latin       Toplam

155.978 10.084   1.391       634         638            142         168.867 ([1])

      Amerikalı misyonerler, Amerikan Ermeni teşkilatlarının yardımı ve önceden beri ticarî faaliyetlerde bulundukları Ermeni tüccarların desteği ile Ermeni eğitim kurumlarının, Anadolu’da hızla yaygınlaşmasını sağlamıştır. Amerikalı misyonerlerin bu faaliyetleri İngiltere tarafından da desteklenmiş ve bölgedeki İngiliz konsoloslukları Protestan misyonerlerinin çalışmalarını kolaylaştırmak için yoğun gayret sarf etmiştir. Misyonerlik faaliyetlerini yürüten kişilerin bir kısmı dini kisveleri altında siyasi faaliyetlerle meşgul olmuşlardır.

 (BOA. A.MKT. MHM 713/23).

Ermenileri isyana sevk eden en önemli sebeplerden biri de bu din adamlarının tutumu olacaktır.

(BOA, Y. PRK. UM. 44 / 33).

Malatya merkezinde meydana gelen yangının büyüklüğü ve Ermenilerin dışarıda bulunan asker veya sivil herkese ateş etmeleri yüzünden yangınlara yeterince müdahale edilememiştir. Ermenilerin bu silah depolarını yaşadıkları mahallelerde oluşturduklarından dolayı bu olayda Ermenilere ait birçok yapı da zarar görmüştür. Çıkan bu yangında birbirine yakın vaziyette bulunan ev, kilise, okul gibi yapıların nasıl tahrip olduğunu…

(BOA, Y. PRK. UM. 44/33)

Misyonerlik faaliyetleri ile siyasi bilinç kazanan ve Büyük Devletlerin politikaları doğrultusunda hareket etmeye başlayan Ermeniler, Hınçak ve Taşnak komitelerinin kurulmasıyla fikri plandaki düşüncesini fiiliyata geçirmeye çalışmıştır. Komitacılar, Avrupa’dan getirdikleri yardımlarla mücadeleyi finanse etmeye ve Ermenileri silahlandırmaya başlamışlardır.

(BOA, Y.PRK. ZB. 16/33)(BOA, DH. TMIK. M, 52/9).

Malatyalı Ermeniler ileride yapılması plânlanan isyan hareketi için sürekli olarak hazırlık içinde olmuşlardır. Bunun için 1890’lı yıllardan itibaren önemli miktarda silah temin etmişlerdi. Özellikle ticaretle uğraşan Malatyalı Ermeniler kaçak silah ticareti yaparak hem önemli miktarda paralar kazanıyorlar hem de Müslümanlar ve Ermeniler arasında yaşanacak olası bir olaya karşı Ermenileri silahlandırıyorlardı. Malatya civarında Ermeniler silahlarını sadece dışarıdan temin etmiyor, yakın çevre de bulunan Divriği’deki Ermenilerin atölyelerde ürettikleri silahlar da ihtilâlci Ermenilere gidiyordu.

Okumaya devam et  “Obama’nın seçimi kazanması Türkiye’yi rahatlatabilir”

(BOA, DH. MKT. 1883 / 89)

1890 yıllından itibaren Ermenilerin özellikle doğu vilayetlerinde huzursuzluk çıkarmaya çalıştığı ve bu yönde planlar yaptığı yazışmalardan anlaşılmaktadır. Nitekim Sadaret’ten 24 Temmuz 1890 tarihinde, Erzurum, Sivas, Van, Bitlis, Ma’müret’ül-aziz ve Diyarbakır vilayetlerine gönderilen bir yazıda Ermenilerin, Müslümanların camide bulundukları sırada bir saldırı yapmayı planladıkları bildirilerek bu tür olaylara karşı ilgili vilayetlerin dikkati çekilmiş ve gerekli tedbirlerin alınması istenmiştir. Nitekim Diyarbakır Valisi Hasan Paşa’nın Sadaret’e gönderdiği telgrafta ise Harput’daki Ermenilerden birisinin Diyarbakır Ermenilerinden birisine yazdığı bir mektupta “bu aralık pek dağınık bulunulmayıp oldukça toplu bulunulmasının tavsiye ve ihtar olunduğu” ifade edilmiştir.

(BOA, Y. Mtv, 44 / 54) (BOA, Y.A.HUS, 237/94) (BOA, Y.PRK. ZB. 16/33)

Mesela; Malatya Sancak İdâre Meclisi üyesi Artin Efendinin evinde çok sayıda silâh ve patlayıcı ele geçirilmiştir.

 (BOA, Y. PRK. ASK. 109/69)

Malatya’da Ermeniler arsında en fazla ihtilâlci fikirlere sahip olanlar Arapgirli Ermenilerdi. Daha Malatya’da Müslümanlar ve Ermeniler arasında kayda değer bir vukûat olmamasına rağmen Arapgirli Serkis adındaki bir Ermeni’nin silahlı adamlarla birlikte Malatya ve çevresinde Ermenilerin yaşadığı köyleri dolaşarak asker toplamış ve bunlara Dersim’de askerî eğitim vererek Müslüman köylerine saldırmıştır.

(BOA, Y. PRK. SRN. 3/52)

27 Nisan 1892 tarihli bir belgede Malatya Ermeni Murahhası Simon ve ortağı Bedros adlı rahibin, Ermenileri İslam ahalisinden soğutmak için çalıştıklarının haber alındığı ve bunların buradan sürülmeleri gerektiği yetkililerce dile getirilmiştir.

(BOA, DH. MKT, 1885/3)

Ermenilerin kullandıkları silahlardan ve gerekse olaylar sonrasında hükümetin ele geçirdiği silah ve bombalardan açıkça anlaşılmıştır. Müslümanlar, Ermenilerin esaslı bir propaganda ve silah yığınağı yapmalarını bir ölçüde fark etmiş iseler de, toplumunhuzurunun bozulmaması ve karışıklık çıkaran tarafın kendileri olmaması için herhangi bir müdahaleden sakınma konusunda hassasiyet gösterilmiştir.

(BOA, YPRK. ASK, 109/69)  (BOA, A. MKT. MHM. 675/3)

Arapgir olayları kısa zamanda çevreye yayılmıştır. Olaylarda Ermeniler, hem kendi hanelerini ve hem de ekseriyetle Müslümanların mülkü olan birkaç yüz dükkân ve bir hayli hane ile birkaç eski yapıdan birisi olan Cami-i Kebir (Ulu Camii) ile dershane, kütüphane ve medreseleri attıkları bombalar yakmışlardır. Özellikle tarihi Ulu Camii’nin yanmasından dolayı tertib edecek mes’uliyeti de Müslümanlara yıkmak ve bu suretle işledikleri cinayetleri örtbas etmek için kendi kiliselerini dahi yakmaya teşebbüs etmişlerdir. Bu durumun anlaşılması üzerine Binbaşı İlyas Efendi yeterli askeriyle yetişerek Ermenilerin daha başka fenalığına ve kiliseyi yakmalarına fırsat vermemiştir.

(BOA, YPRK. ASK, 109/69)

Mamûretü’l-aziz Vilâyeti’nden Sadaret’e gönderilen telgrafta sabah saat 10 civarında Ermenilerin Müslümanlar üzerine ateş ederek 15 Müslüman’ı öldürdüğü ve bu olay üzerine toplanan Müslüman halkın da Ermeni saldırılarına karşılık vermeye başladığı belirtilmiştir Yaşanan olaylarda kayıplar veren Müslüman ahali Ermeniler üzerine saldırmış ve bu olayda 8-10 civarında Ermeni ölmüştür.

(BOA, A. MKT. MHM 657/9)

Bu sırada Ermenilerin bu tür hareketlerine karşı müdahale edebilecek yeterli askerî kuvvetin olmaması Ermenilerin saldırılarının devam etmesine ve o saatlere kadar olaylara temkinli yaklaşan Müslüman ahalinin de Ermenilere karşı harekete geçmesine sebep olmuştur. Bu şekilde şehirde devlet otoritesi kalmamış tam bir karışıklık ortamı doğmuştur. Bu arada Malatya’da ortaya çıkan bu karışıklıklar bölge halkını oluşturan farklı etnik yapıları da harekete geçirerek genel bir kargaşa ortamı oluşturmuştur. Bu durum Ermeni isyancılarla uğraşan mahallî idarecilerin işini oldukça zorlaştırmıştır. Zaten devlet otoritesine gevşek bağlarla bağlı olan bazı Kürt grupları, Malatya’da yaşanan olayların duyulması üzerine şehrin etrafına olası bir yağma hareketi için dolmuştur. Nitekim 5 Kasım 1895 tarihli bir belgede olayların duyulmasının ardından sayıları 2000 civarında olan Kürd’ün şehre gelerek Müslüman ve Ermenilere saldırdığı ve yağma hareketine giriştiği ve bu yüzden de acele olarak asker gönderilmesi gerektiği bildirilmiştir.

Okumaya devam et  Karabağ Sorununun Çözümü Yakın mı?

(BOA, A. MKT. MHM. 657/9)

Malatya’daki olaylar çevreden istenen askerî birliklerin şehre ulaşmasının ardından olayların üçüncü gününden itibaren büyük ölçüde kontrol altına alınmıştır. Ancak her ne kadar isyan ilk günlerdeki ateşini kaybetmişse de kargaşa ortamı tam anlamıyla ortadan kaldırılamamıştır. Bunu en önemli nedeni ise Ermenilerin silah bırakmak konusundaki kendi aralarındaki anlaşmazlıkları ve çevreden gelen Kürtlerin şehirden uzaklaştırılamaması idi.

(BOA, Y. MTV. 131/116)

Mesela; Mahalli yetkililer hadiselerden dolayı mağdur olanların ihtiyaçlarının karşılanması ve haksızlıkların ve suiistimallerin olmaması için itina göstermişlerdir.

 (BOA, Y.A.HUS. 339/30)

Aynı belgenin bir başka sayfasında; 9 Kasım 1895 tarihli bir telgrafta Malatya’da Ermenilerin silah bırakmalarıyla, kışla ve sağlam olan evleri ile İslâm evlerine yerleştirilmiş olduğunu görülür.

(BOA, Y. A. HUS. 339/30)

10 Kasım 1895 tarihli bir belgede ise Malatya’da fakir ve muhtaç durumda olan Ermenilerden büyüklere 300 dirhem, küçüklere ise 200 dirhem, ekmek yapacak kadar zahire verilmiş olduğu.

(BOA, Y. A. HUS. 339/1086)

İsyan da evleri yanan Ermenilerin evlerinin yeniden inşasında mahallî idareciler tarafından gereken yardımın nasıl yapıldığı.

(BOA, Y. PRK. AZN, 14/28)

Bu süreçte Ermeni komiteciler, yaşanacak olayda Kürt aşiretlerinin desteğini almak ince bir politika takip etmiştir. Özellikle Arapgirli Ermeni Komiteciler, Kürt aşiret liderleri ile görüşerek; “Burası Ermenistan oldu. Sizi pek mühim memuriyetlerde istihdâm edeceğiz. Kasabadaki Müslümanlarla mûârazamız vakıa olursa bitaraf durunuz” gibi söylemlerle olası bir çatışmada onların tarafsız olmalarını istiyorlardı.

(BOA, Y. PRK. ASK. 109 / 69)

Amerikan misyonerlerinin 1850’li yıllardan itibaren çalışmalara başladığı önemli bir misyon merkezi olan Arapgir’de, Sancağa bağlı Besni, Hısn-ı Mansûr, Kâhta, Akçadağ gibi kazalar ve bunlara bağlı köylerde Ermeni isyan faaliyetlerinin nasıl başlatıldığını.

(BOA, Y. PRK. ASK. 108/35)

Malatya’daki Ermeni isyanının başlamasına sebep olan olay, 4 Kasım 1895 Pazartesi günü Malatya’ya bağlı Poskiran Köyü’nden Hemo adlı bir Müslüman’ın Malatya’da Halep Pazarı denen yerde tıraş olmak için gittiği ve aslında bir Ermeni fedâisi olan Ehlicanoğlu Serkis adındaki Ermeni’ye ait berber dükkânında, adı geçen Ermeni berber tarafından boğazının ustura ile kesilerek öldürülmesi ve ardından çevrede bulunan ve zaten son zamanlarda gergin bir vaziyette bulunan Müslüman halkın galeyana gelerek Serkis’i öldürmesi ile başlamıştır.

(BOA, Y. PRK. ASK. 109/69)

Arapgir kasabasındaki olayların 9 Kasım 1895 tarihinde 500 kişilik silahlı Ermeni çetesinin Müslüman halka saldırmasıyla başladığını… 

(BOA, Y. PRK. AZN. 14/11)

Arapgir’de Meydana gelen olaylarda Ermenilerden 200, Müslümanlardan 70 kişi hayatını kaybetmiştir.

(BOA, Y. EE. 86/31) 

Sivas valisi Halil Paşa’dan Mâbeyn Başkâtipliği’ne gönderilen bir belgede Malatya’ya bağlı Akçadağ Kazası Kürtlerinin Gürün’e saldırmak niyetinde oldukları, bu durumun Gürün ahalisini oluşturan Müslüman ve Ermenilerde tedirginliğe yol açtığı ve dükkânlarını kapatarak silahlandıklarını bildirilmekte, Gürün’e hızlı olarak süvari zaptiyeleri ve ek kuvvet gönderilerek gereken tedbirlerin alınması gerektiği bildirilmiştir. Ancak yapılan bu yazışmalara rağmen sürekli hareket halinde olan bu Kürt aşiretlerinin Gürün’e saldırısının önüne geçilememiştir. Akçadağ Kürtleri ile Elbistan Kürtleri Gürün’e saldırmış ve çatışmalar yaşanmıştır. Bu çatışmalarda Müslüman ve Ermenilerden ölenler ve yaralananlar olmuştur: Gürün’de yaşanan olaylarda Müslümanlardan 56 yaralı 60 Ölü; Ermenilerden ise 35 yaralı 478 ölü olmak üzere toplamda 629 kişi olaylarda mağdur olmuştur.

(BOA, Y. PRK. UM. 33/56)

Bazı Ermeniler, Gürcü, Laz, Kürt kıyafeti giyerek Müslüman ahali arasında hükümet karşıtı propagandalar yaparak, halkı devlete karşı yönlendirmeye çalışmıştır.

Okumaya devam et  Böyle başa böyle Barack!

 (BOA, A. MKT. MHM. 657/45)

Malatya’daki Ermeniler arasında ihtilâlci fikirler 1890’lı yıllarda iyiden iyiye yayılmaya başlamıştır. 21 Mayıs 1888 tarihli bir belgede Malatya ve Hısn-ı Mansur’daki Ermeni okulunda “ihtilâlci fikirler” taşıyan bir kısım evrak ve risâle ele geçirilmiştir.

(BOA, DH. MKT. 1517/96) (BOA, DH. MKT. 1509/35)

Bu süreçte Mardin’de Protestan Mektebi Muallimi Hanoş Efendi’nin “Ermenistan’ın teşekkülüne dair” yazdığı “varaka-yı muzırra”’da buna benzer teklifler yer almıştır. Muallim Hanoş’un neşrettiği yazıda yer alan önerilere bakıldığında kısaca; Kürtlerin tamamının silahsızlandırılması, Hamidiye Alayları’nın tamamen lağvedilmesi, bazı taburların Ermenistan’dan çıkarılması, Ermenistan vilayetlerine Ermeni valilerin seçilmesi, mahkemelerde üç Ermeni ve bir Türk üye seçilmesi, resmi dilin Ermenice olması, Ermenistan’da sadece Ermeni ve Türk polislerin görev yapması, toplanan vergilerin Ermenistan’ın ıslahı için harcanması, Ermenistan’ın siyasi olarak tanınması ve padişah tarafından onaylanması, Ermeni Patriğinin başkanlığı altında ve büyük devletlerin verecekleri üyelerden müteşekkil bir komisyonun oluşturulması ve bu komisyonun ıslahat hareketlerini takip etmesi ve bölgede görev yapan memurları denetlemesi gibi teklifler yer almıştır.

(BOA, Y.Mtv, 136/34) (BOA, A.MKT. MHM, 637/23)

Malatya’da Ermenilerin başlattığı olayların silahlı çatışma evresinin Ermenilerin teslim olmaları ile sonlandırılmasından sonra, ilk olarak şehirdeki güvenlik ortamının sağlanması yoluna gidilmiştir. Şehirde tam bir huzur ortamının sağlanması için öncelikle şehir etrafında bekleyen Kürt gruplarının Malatya civarından uzaklaştırılması gerekiyordu. Ancak sayıca çok fazla olan bu aşiret mensubu Kürtleri şehirden uzaklaştırmak kolay değildi.

 (BOA, Y. MTV. 131/116)

Malatyalı Ermeniler, Malatya’daki yaşanan olayları, etkisinin daha büyük olması ve Müslümanları zor durumda bırakarak gâfil avlamak düşüncesi ile Diyarbakır olaylarının başladığı 1 Kasım Cuma günü planlamıştılar. Zira Ermeniler Cuma namazı vaktinde şehirde bulunan Hükümet Konağı önünde bulunan dört beş dükkân haricindeki tüm dükkânlarını kapatmıştır.

(BOA, Y. PRK. UM: 33/33)

Ayrıca Garo Paylan’ın Arşivlerde bulabileceği, Malatya konulu belge numaralarının sadece bir bölümünü aşağıda verirken, kendisinden, belgelere dayanarak tekrar tekrar şu 

“sözde soykırımın” nasıl olduğunu açıklamasını bekliyorum.

(BOA, A. MKT. MHM.657/45) (BOA, A. MKT. MHM. 675/3) (BOA, A. MKT. MHM 636/12) (BOA, A.MKT. MHM, 637/23) (BOA, A. MKT. MHM 713/23)

(BOA, A. MKT. MHM. 657/9) (BOA, A. MKT. MHM. 675/3)  (BOA, A. MKT. MHM 636/12) (BOA, DH. MKT. 1517/96)  (BOA, DH. MKT, 1885/3) 

(BOA, DH. MKT. 1883/89)  (BOA, DH. MKT. 1509/35) (BOA, Y. MTV. 44/54)        (BOA, Y. MTV. 44/54) (BOA, Y. MTV. 131/116)       (BOA, Y. MTV. 131/78) 

(BOA, Y. MTV. 131/78) (BOA, Y. MTV. 44/54) (BOA, Y.  PRK. UM: 33/33)  (BOA, Y. PRK. UM. 19/71) (BOA, Y.  PRK. UM. 33/62) 

(BOA, Y. PRK. UM. 19/71) (BOA, Y.  PRK. UM. 33/62)  (BOA, Y. PRK. ASK. 109/69) (BOA, Y. PRK. UM. 44/33)  (BOA, Y. PRK. AZN. 14/11) (BOA, Y. PRK. BSK. 57/98)  (BOA, Y. PRK. UM. 33/85) (BOA, Y. PRK. UM. 33/60)   (BOA, Y. PRK. UM. 33/96) (BOA, Y. PRK. UM. 33/48) (BOA, Y. PRK. ASK. 108/35) 

(BOA, Y. PRK. AZN. 14/11) (BOA, Y. PRK. BSK. 57/98) (BOA, Y. PRK. SRN. 3/52)   (BOA, Y. PRK. UM. 19/71) (BOA, Y. PRK. UM. 33/48) 

(BOA, Y. PRK. UM. 33/56) (BOA, Y. PRK. UM. 33/60)  (BOA, Y. PRK. UM. 33/62)(BOA, Y. PRK. UM. 33/85)  (BOA, Y. PRK. UM. 33/96) 

(BOA, Y. PRK. UM. 44/33)  (BOA, Y..PRK.AZN, 14/28) (BOA, Y.PRK. ZB. 16/33) (BOA, Y. A. RES. 77/13) (BOA, Y. A. RES. 77/13) 

(BOA, DH. TMIK. M, 52/9) (BOA, Y. A. HUS. 339/1086)  (BOA, Y.A. HUS, 237/94) (BOA, Y. EE. 86 /31)

KAYNAK:

[1]  14-16 Nisan 2016 tarihinde Malatya’da yapılan “Geçmişten Günümüze Uluslararası Malatya Sempozyumu’ bildirisi

[2] Hasan Yılmaz- Malatya Sancağı ve Çevresinde Ermeni Olayları (1890-1895)

Kenan Mutlu Gürses


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir