BOLŞEVİK

Birkaç sene evvel bir fırsatını bulup Saint Petersburg şehrine turistik seyahate gitmiştim. Bolşevik ihtilaline ait bir çok kitap okuduğum için, şehir ilgimi çekmişti. Çarlık Rusya’sının en ihtişamlı şehrini görmemiş olanlara ısrarla tavsiye ederim. Çarlık döneminde toplanan bütün gelirlerin nerelere harcanıp , halkın açlıkla savaşmasının bir icmalini, bu şehirde açık olarak seyretmek, hem insana haz vermekte hem de o devirde köylü olarak yaşayan insanların neler çektiklerini hayal ettiğinizde, üzülmektesiniz. - st petersburg 3747214 1920
Birkaç sene evvel bir fırsatını bulup Saint Petersburg şehrine turistik seyahate gitmiştim. Bolşevik ihtilaline ait bir çok kitap okuduğum için, şehir ilgimi çekmişti. Çarlık Rusya’sının en ihtişamlı şehrini görmemiş olanlara ısrarla tavsiye ederim. Çarlık döneminde toplanan bütün gelirlerin nerelere harcanıp , halkın açlıkla savaşmasının bir icmalini, bu şehirde açık olarak seyretmek, hem insana haz vermekte hem de o devirde köylü olarak yaşayan insanların neler çektiklerini hayal ettiğinizde, üzülmektesiniz. - st petersburg 3747214 1920

Birkaç sene evvel bir fırsatını bulup Saint Petersburg şehrine turistik seyahate gitmiştim. Bolşevik ihtilaline ait bir çok kitap okuduğum için, şehir ilgimi çekmişti. Çarlık Rusya’sının en ihtişamlı şehrini görmemiş olanlara ısrarla tavsiye ederim. Çarlık döneminde toplanan bütün gelirlerin nerelere harcanıp , halkın açlıkla savaşmasının bir icmalini, bu şehirde açık olarak seyretmek, hem insana haz vermekte hem de o devirde köylü olarak yaşayan insanların neler çektiklerini hayal ettiğinizde, üzülmektesiniz.

Muhteşem bir sanat merkezi olan bu şehirde her bir binanın yapımında, her bir sarayın oluşmasında devrin Çarı olarak bilinen Rusya yöneticilerinin akıl almaz zenginlik sergilediği eserlere bakarken bile, ürperdiğimi hatırlarım. Hele NEVA kıyısında inşa edilen yaklaşık 2 kilometre uzunluğundaki HERMİTAGE müzesinin ihtişamına hayran kalmamak elde değil. Öyle bir müze saray ki, her bir bölümü bir dönemi temsil etmekte. 

1764 yılında Büyük Katerina tarafından kurulmuş olan, NEVA kıyısındaki bu büyük yapı, toplanan binlerce resim ve heykellerin sergilenmesi adına inşa edilmiş olması ilginçtir. Bu müze sarayda sergilenmesi düşünülen resimler, 3 milyona yakın olduğu bilinmekte. Sadece Çarlık Rusya’sının döneminde yapılan Saint Petersburg’daki çeşitli Sarayların ihtişamını seyrederken, bir ülke zenginliğinin göstergesi olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu saraylar halkın fakirliğini yansıttığını unutmamak gerekir. Hatta bu sarayların içinde öyle bir saray vardır ki, iç mekanda kullanılan kehribardan dolayı, binanın içine girdiğinizde kesif bir kehribar kokusu ile karşılaşırsınız. 

Kışlık Saray olarak bilinen orman içindeki bir başka sarayda kullanılan varaklar, insanın gözünü kamaştıran görünümdedir. Onlarca ülkelerden bir çok eserlerin sergilendiği bu sarayların içinde, Osmanlı dan bir şey var mı diye de aklınıza soru gelebilir. Çünkü 90 a yakın ülkeden Rambrandt dan 13 resim, Rubens’den13 resim, Van Dyck tan 5 resim, Raphael den 2 resmin bulunduğunu izlemeniz mümkündür. Büyük Katerina, Prusya Kralı II Frederick in resim koleksiyonunu sergilemek için satın almıştır. Bu arada NEVA kıyısında mevcut binaya bir güney pavyonu ilave edilmiş, daha sonra birde Kuzey pavyonu inşaatı başlatılmıştır. Güney pavyonu geçiş yerinde Osmanlı Devleti tarafından yaptırılan beyaz bir havuzlu çeşme bölümünü burada görebilirsiniz. 

Bu arada Büyük Katerina 1769 da Saksonya dan önemli 600 parça resim eserlerini , ve daha sonra Croisat’ın Fransa’daki resim koleksiyonunu satın alır. 1779 da ise Londra dan 198 parça resim koleksiyonu toplarlar. 1787 de Londra dan Roma dönemi mermer heykel koleksiyonu satın alırlar. Bu nedenle eserlerin sergilenmesi için HERMİTAGE müzesinde ek binalara ihtiyaç duyarlar. Hem sergilenecek eser alınmaya devam edilir, hem de sergilenmek için müze sarayların yapımına devam edilir. Kanalın karşı kıyısından bakarsanız bu müze saraya, bir birine eklenmiş kutular gibi görünür Hermitage müzesi. 

Çarlık Rusya’sında bu debdebe ve ihtişamda yaşamlarını sürdüren Saray hanedanı, halkın ne kadar açlık çektiğini görmezden gelip, yoksulluk çekildiğine kulaklarını kapattıklarından, halk bu durumu sindiremediğini düşünmekteyim. 1917 senesinde 23 Şubat’ta Petrogradda işçiler mevcut düzeni protesto eden bir gösteri yapar. Kadınlar ve çocukların bulunduğu bu halk topluluğu ‘kahrolsun istibdat, ekmek ve adalet istiyoruz’diye isyan ederler. Bu halkın protestosuna ordunun zor kullanması sonucunda olay, halk isyanına dönüşür ve isyan büyür. Bu isyana karşı subaylar halkın üzerine ateş açarlar. 

İsyanın büyümesi üzerine Çar II Nikolay, görevini , kardeşi Mihail e devretmek ister. Halkın isyanından korkan Mihail, görevi ret eder. Böylece 350 yıllık Çarlık yönetimi ve 300 yıllık Romanov hanedanı dönemi kapanmış olur. Okuduğum bir başka kitapta da Çar Nikolay ın 4 ü kız 5 çocuğunun olduğunu yazarlar. Tatyana, Olga, Mariya, Aleksey ve Anastasiya .  Bu ihtilal sonucunda hanedanın aile bireyleri öldürülür. Ancak mezarlıkta 4 çocuğun mezarı bulunmakta olduğunu yazar, bazı belgelerde. Anastasiya nın bu katliamdan kaçırıldığı iddia edilir. Doğrudur veya değildir burası önemli değildir. Bir ülkenin bütün gelirinin bir hanedanın kullanacağı sarayların yapılması karşısında, halkın aç ve ekmek bulmak için koşturmasına göz ve kulaklarını kapatan bir Rusya yönetimi, halkın isyanına karşı duramadığını görmekteyiz. Yazlık Saraylar, Kışlık saraylar, Avlık saraylar, Nehir Boyu Saraylar gibi binalara büyük paralar yatırmış olan Rusya Çarlık dönemi, halkın ve üreten köylünün sesine hiç kulak vermediğinden, halk isyanı kaçınılmaz olduğunu tarihçiler yazmakta. 

Bu durum her ülke için geçerlidir. İstibdat,  yani baskı rejimi sonucu, insanın doğası gereği isyan kaçınılmaz olduğu bir hakikattir. Hele halk açken, insanlar geçinemezken, iş bulamazken, sanayi yatırımı yapılmazken, tarlalar ekilmezken, hayvanlar kesime gönderilirken,  toplumun adalet seraçesi bozulmuşken,  yazlık kışlık saraylar yapmak, basına sansür bile koysanız bu, bir noktadan sonra halkın isyan etmesine teşvik olur diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına. 

Metin Atamer .       


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir