“İSKELE’DEN ÇIKTIM YAN BASA BASA”

“İSKELE’DEN ÇIKTIM YAN BASA BASA” - bandeira da republica turca de chipre do norte 10399910
“İSKELE’DEN ÇIKTIM YAN BASA BASA” - bandeira da republica turca de chipre do norte 10399910

“İSKELE’DEN ÇIKTIM YAN BASA BASA”

HÜSEYİN MÜMTAZ

“Magosa Limanı”nı her dinlediğimde aklıma sadece Kıbrıs gelmez.

 1974 gelir, 75 ve sonrası gelir.

 “ ‘Mağusa Limanı’ ya da diğer adıyla ‘Arap Ali Ağıtı’ bir Türk halk destanıdır.

1943’te meyhanede dayak attığı İngiliz askerleri tarafından süngülenerek öldürülen Arap Ali’nin hikâyesini anlatır. Bu türkünün hikâyesi o dönem İngiliz baskısı altında olan insanların çektiği zulmün de bir temsilcisidir.

Öyle etkilidir ki, il-il/ülke-ülke sınırları aşarak neredeyse bütün Türk dünyasını saran/sarsan varyantları olmuştur.

Şevket Öznur’un etraflı araştırmasına göre Kıbrıs’ta üç ayrı varyantı; Türkiye’de ise Urfa, Antep, Silifke, Afyon, Aydın’da ve nihayet Kerkük ile Batı Trakya/Rodop’ta da neredeyse aynı kelimelerle bezenmiş diğer varyantları mevcuttur”.[i]

 Ama geçen gün bir dost, “Magosa Limanı mı kaldı?” dedi telefonda.

Ve hemen okuduğum bir haber de uyandırdı rüyadan.

Başlık “Rum Milli Muhafız Ordusu mensuplarının KKTC’ye geçişlerinin yasaklanması gündemde” idi.

“Hayret ama doğru” dedim içimden, “RMMO mensupları nasıl geçer kuzeye?”

Fakat haberin devamı felaketti.

“ ‘Politis gazetesi, ‘İşgal Bölgelerine Ziyaret Disiplin Suçu’ başlığı altında verdiği haberinde, RMMO mensuplarının KKTC’yi ziyaret etmelerinin, çıkarılacak bir yasayla yasaklanmasının gündeme geldiğini yazdı’ “.

Vay anasına sayın seyirciler!… Meğer yasaklayan biz değil Rum tarafıymış ve demek RMMO askerleri kapılardan kuzeye, hiçbir kontrole tabi tutulmadan ellerini kollarını sallaya sallaya geçiyorlarmış.

Bir sonraki haber daha da felaketti.

“Sınır kapılarında büyük değişim yaşanacak. Kara sınır kapılarındaki araç ve yaya kuyruklarının önlenmesi için seferberlik ilan edildi.

Başbakan Dt. (Dentist! HM) Ünal Üstel tarafından oluşturulan komitenin Başkanlığına getirilen UBP Gazimağusa Milletvekili Resmiye Canaltay, sivil toplum örgütleri ile birlikte tüm kara giriş kapılarında hızlı geçiş için çalışma başlattıklarını duyurdu”.

Okumaya devam et  Türkler tarih boyunca Vikingler ile savaştı mı?

Demek Rum tarafı yasaklamaya çalışıyor, biz kolaylaştırmaya…

“Yeşil hat” topu topu 180 kilometredir ve zaten tam 9 sınır kapısı vardır.

“Komşular” sigara yahut ekmek almaya “karşıya” kolayca geçebilmektedir.

Kuzey Kıbrıs’ta, (KTFD dahil)  48 yılda 35 hükümet kurmadaki siyaset dengesizliğini bir kenara bırakıyorum ama Rum’a karşı olan görüş ve inanışlarda da karmaşa yaşanmaktadır.

Rum tarafında papazlar, Türklere karşı kullanmak üzere silahlı eğitim almaktadırlar.[ii]

“Kasım 2006’da Rum kesiminde taç ve Bizans İmparatoru kaftanı giydirilip tahta oturtulan II’inci Hristostomos ‘Müezzinden değil, Türk askerinden korkuyoruz’ demişti…’

Hristostomos Ocak 2007’de KKTC’ye;  ‘Ben istediğim gibi gelip geçerim. Kapıda arabam durmaz, şoförüme bile kimlik soramazsınız, çünkü devletinizi, bayrağınızı tanımıyorum’ üslubu ile ‘dinlerarası diyalog’ çağrısı yapmış ve şak diye geçip Karpaz’a kadar gitmiştir.” [iii]

2013’de KKTC Din İşleri Dairesi Başkanı Talip Atalay (Rum tarafı “Türk Müftü” der) bu Hrisostomos ile Rum kesimindeki Başpiskoposluk binasında akşam yemeği bile yemiştir.

(O Atalay şimdi 35’inci hükümetin koalisyon ortağı olan aksesuar partisinin 2 milletvekilinden birisidir.)

Yâni yeni açılmaya çalışılan sınır kapıları dâhil eskilerinin hepsi delik deşiktir.

Hâl böyleyken her adım başındaki Nijeryalılara, her kavşaktaki Mezopotamyalılara neden kızıyorsunuz? Girne antik limanında hiç sıkılmadan bağıra çağıra konuşan Rumlara neden hayret ediyorsunuz?

Fakat…

“Evet, ‘Mağusa limanı limandır, liman’ ama son zamanlarda GaziMağusa hakkındaki rivayetler de hayli muhteliftir.

Amblemine ‘Otello Burcu’ndaki aslanı alan ‘Mağusa İnsiyatifi’nin sazı ele geçirmesinden sonra şehir kılık değiştirmiştir.

Önce ‘Gazi’si kalkmıştır Mağusa’nın… Sonra iki toplumlu/çok taraflı ilişkiler almış başını yürümüştür.

Bayan Kaymakam bile iki toplumlu koroda yer almış, konserlere katılmıştır.

(Niyazi’nin kızıllığına neden kızıyorsunuz?)

‘İnsiyatif’ sınır kalksın istemektedir. Bir de yetmez üç, beş, on kapı olsun istemektedir.

Okumaya devam et  Finlandiya Tatar Türkleri

Kıbrıs’ta bakkala ekmek almaya bile arabayla gitme alışkanlığı olduğu için; Rum tarafına geçmek için bir saat uzaklıktaki Lefkoşa’ya ulaşmak yerine hemen oturdukları mahallede sokak başında yeni kapı isterler.

Yetmez; kontrolsüz, kimliksiz, kişiliksiz ellerini kollarını sallaya sallaya geçmek isterler. TÜRK’ün ‘T’sini küçük yazarlar.

Derinya’da askerî bölgedeki plaj halka açılır, ‘Neden Türklere serbest de Rumlara değil?’ derler.

Ve nihayet ‘Mağusa TÜRK GÜCÜ’nün ismindeki ‘TÜRK’ kelimesini kaldırıp Rum tarafında, Rum takımıyla maç yaparlar”.[iv]

Ve bütün bunlar olurken GaziMagosa’nın, uğruna üç günde hükümetler yıkılıp kurulan, bir türlü “vazgeçilemeyen” sakallı ağır abisi “bakan”dır ve nedense hiç sesi çıkmamaktadır.

Ve hâl böyleyken Kıbrıs’ın kuzeyinde akaryakıta bir yılda %300’e yakın zam yapılıyor.

Türkiye’de ve dünyada durum bu iken KKTC’de de olması normal diyenler olabilir.

Ama bu noktada durum biraz değişik.

Kıbrıs’ta, Türkiye’deki gibi toplu ulaşım araçları, belediye otobüsleri, metro yoktur. Semtler arası dolmuş da ya yoktur, ya çok azdır.

Dolayısı ile herkesin arabası vardır. Ve bu lüks değil, mecburiyetten doğan bir alışkanlıktır.

Ve bu %300’lük zam toplumu çok fazla etkilemiştir.

Bir depo artık neredeyse bin liraya dolmaktadır.

O arabanın da her gün kullanılması gerekmektedir.

Umarım, dümdüz olan Girne-Lefke hariç Lefkoşa, Magosa ve Güzelyurt’ta; Hollanda-Belçika ve İskandinav ülkelerinde olduğu gibi bisiklet kullanımı yaygınlaşır.

Meselâ Meclis Başkanı Zorlu Töre’nin topluma örnek olmak için Meclise bisikletle gidip gelmesi sizce de iyi olmaz mı? (Peşindeki üç koruması da bisikletle giderse ne güzel bir görüntü olur!)

KKTC Başbakanı Ünal Üstel, kendisini bağımsız devlet olarak tanıyan tek devlet olan Türkiye’nin başkenti Ankara’ya gitti.

Havaalanında kendisini “eşiti” değil, Ankara Valisi bile değil, yardımcısı karşıladı.

Okumaya devam et  ORMANA NEDEN KORULUK DERİZ?

Karşılayan heyette de hep ilgili müdürlerin kendileri değil, vekilleri vardı.

Hayırdır?

KKTC ile ilgili yeni şeyler mi düşünülmektedir?

“İskele’den çıktım yan basa basa” da mı kalmıştık?

Lefkoşa’ya doğru devam edelim… 1 Haziran 2022


[i] https://www.turkishnews.com/tr/content/2019/04/28/magusa-limani-arap-ali-agiti-3-huseyin-mumtaz/

[ii]

[iii] https://www.turkishnews.com/tr/content/2008/07/15/huseyin-mumtaz-%E2%80%9Coteki%E2%80%9D-kibris-3/

[iv] https://www.turkishnews.com/tr/content/2019/04/28/magusa-limani-arap-ali-agiti-3-huseyin-mumtaz/


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir