İran Türkleri

İran Türkleri - özgür ansiklopedi / TÜRKİSHFORUM - ABDULLAH TÜRER YENER - Shah Abbas I and Vali Muhammad Khan iran turkleri scaled

İran Türkleri – özgür ansiklopedi / TÜRKİSHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER

İran Türkleri - özgür ansiklopedi / TÜRKİSHFORUM - ABDULLAH TÜRER YENER - Shah Abbas I and Vali Muhammad Khan iran turkleri
I. Abbas, Buhara Hanlığı hükümdarı Vali Muhammed Han’ı kabul ederken, (c. 1650, Çihil Sütünü, İsfahan)

İran Türkleri[1][2][3] (Farsça: ترک‌های ایران Torkha-ye İran), İran’da yaşayan Türk halkları. Başta Azerbaycan Türkleri olmak üzere Türkmenler, Kaşkaylar, Horasan Türkleri, Halaçlar, Sungurlar, Ebiverdiler, Kazaklar ve Özbekler gibi Türk halkları İran’ın belirli bölgelerinde yaşamaktadırlar.[4]

Bugün İran’da popüler konuşmada Torki sözü Türkî (Turkic) ve Türk (Turkish) kelimelerinin her ikisine işaret eder.[5] İran’da Azeriler en büyük Türk grubudur ve Farsçadaki İran Türkleri (ترکهای ایران) adı öncelikle Azerbaycan Türkleri için kullanılmaktadır.[6] Tebriz, İran Türklüğünün siyasi ve kültürel merkezidir.[7]

Türkmen Sahra bölgesinde yaşayan Türkmenler, İran’da “Türklüklerini” en fazla koruyan toplum olarak bilinmektedirler.[8]

Çalışmalarını İran’daki Türk dilleri üzerine yoğunlaştıran Türkolog Gerhard Doerfer İran’ı Türk dili açısından şöyle değerlendirmiştir: İran günün birinde eşit haklara sahip olacak dilleri ve kültürleriyle doğunun İsviçre’si durumuna gelebilir, işte o zaman oradaki milletleri bütün yönleriyle iyice araştırmanın vakti gelmiş olacaktır. Böylece, filoloji bilimi ve Türkoloji bugünden tahmin edilmeyecek bir ölçüde zenginleşecektir.[9]


İçindekiler
1 Nüfus
2 Tarih
3 Halklar
3.1 Azeriler
3.1.1 Hamse Türkleri
3.1.2 Hamedan Türkleri
3.1.3 Karadağlılar
3.1.4 Şahsevenler
3.1.5 Karapapaklar
3.1.6 Küresünniler
3.2 Kaşkaylar
3.3 Horasan Türkleri
3.4 Türkmenler
3.4.1 Doğu Türkmenleri
3.4.2 Batı Türkmenleri
3.5 Halaçlar
4 Dil ve kültür
4.1 Dil
4.2 Müzik
4.3 Kültür
5 Din
6 İran’ın Türklere yaklaşımı
6.1 Farslaştırma
7 Ayrıca bakınız
8 Kaynakça

Nüfus
İran’da yaşayan Türklerin nüfusu ile ilgili kesin bir rakam verilmemektedir.[10] Verilen rakamlarda Türk nüfusu en az 20 milyon, en çok 35 milyon olarak gösterilmektedir.[10] İran’daki Türklerin nüfusu 20 milyon[4], 25 milyon[11][12], 33 milyon[13], 34 milyon[14] olarak birbirinden farklı şekilde verilmektedir. Dünya Bankası Ülke Profilleri veri tabanına göre 66,1 milyonluk İran nüfusunun %42’sini Türkler oluşturmakta olup, bu oran da yaklaşık 25 milyonluk bir Türk nüfusunu göstermektedir.[10][15] Bağımsız kaynaklara göre % 25-30 olan İran Türklerinin oranı, Azeriler tarafından % 60-70 olarak ifade edilmektedir.[2]

En büyük Türk nüfusunu Azerbaycan Türkleri oluşturur. Sayıları 18 milyon ila 25 milyon arasındadır.
İkinci büyük grup Türkmenlerdir. Sayıları 2.5 milyon ila 3 milyon civarındadır.
Kaşkay Türkleri, sayıları 1.5 milyon ila 2 milyon arasındadır.
Diğer Türk toplulukları Avşarlar, Kaçarlar, Karapapaklar, Kazaklar ise 2 ila 5 milyon arasındadır.
Tarih

Şahseven kızları
İran ve Türk kelimeleri yan yana geldiğinde sıkça İran ~ Turan ikilemesi kullanılır. Turan adı verilen coğrafya Türklerin ve Türklerle akraba diğer kavimlerin üzerinde yaşamış oldukları, İran ve Çin arasında kalan ve hatta Horasan’ı içerisine alan kısımdır. İran ise Aryen kavimlerinin üzerinde yaşamış olduğu ve Turan ile Mezopotamya arasında kalan toprakların adıdır. Çoğu zaman İran’dan kastedilen Farslar ve Turan’dan kastedilen de Türkler olduğu düşünülür. İranlılar doğularında yaşayan kavimleri Turan olarak adlandırmışlar ve Ceyhun Nehri’nin kuzeyinde yaşayan bütün kavimleri bu isimle adlandırmışlardır. Buna göre, İran ve Turan arasındaki doğal sınır Ceyhun Nehri’dir.[16]

İran, 1925 yılına kadar Büyük Selçuklu, Safevi, Kaçar, Afşar, Kızılbaş, Türkmen ve Azerbaycan Türkleri devletleri ve hanedanları tarafından yönetilmiştir.

Büyük Selçuklu Devleti, Akkoyunlu Devleti, Karakoyunlu Devleti ve ardından Safevî Devleti, Afşar Hanedanı ve Kaçar Hanedanı, Türk kökenli birer devlettirler. Mezhepsel olarak Şii-Alevi çizgide olduğu için Sünni Türkler, Osmanlı Devleti ve Özbekler tarafından mezhep savaşları yaşanmıştır.


I. Abbas, Buhara Hanlığı hükümdarı Vali Muhammed Han’ı kabul ederken, (c. 1650, Çihil Sütünü, İsfahan)
Safevî Devleti; yüzyıllarca Türkmenler, Azeriler ve Kızılbaşlar gibi askerî ve devlet örgütlenmesini oluşturmuşlardır. Bu dönemde Fars kökenliler daha çok ticaret ve devlet işlerinde bulunmuşlardır. Türk savaşçıları o dönemlerde bir Fars kökenlinin emri altında görev yapmayı onursuzluk saymışlardır. Bu sebeple dönem dönem Türk-Fars çatışmaları yaşanmıştır. Büyük Safevi lideri Şah Abbas, Şah ismail, Afşar Hanedanı ve lideri Nadir Şah ve günümüz İran dini lideri Ayetullah Hamaney Türk kökenlidir.

Halklar
Şah İsmail(Hatayi)
Halklar
Afşarlar
Kaçarlar
Hamse
Kengerlular
Karâyiler
Nefer
Horasan Türkleri (Horasanlılar, Horasanî) ve Boçagçiler
Bayat
Karaçorlular
Pazukiler
Baharlular
Ağaçeriler
Rumlular
Usanlular
Gerayliler
Karagüzlüler
Zulğedrler
Ostaclular
Tekellular
Bigdeliler
Azeriler

Okumaya devam et  İran’daki Türklük meselesi çözüme ulaşmalı

Ana maddeler: Azeriler ve İran Azerileri
İran Azerileri, İran’daki en büyük Türk grubudur ve Farsçadaki İran Türkleri (ترکهای ایران) adı öncelikle Azerbaycan Türkleri için kullanılmaktadır.[6]

İran’da, pratik bir yaklaşımla, Kazaklar ve Türkmenler dışında kalan Türk topluluklarının hepsi Azerî, dilleri de Azerîce olarak adlandırılmıştır. Türk (Farsça Tork) etnonimi Kuzey Azerbaycan’ın aksine, güneyde Azerileri nitelendirmekte sıklıkla kullanılır.[17]

Hamedan Eyaletinde yaşayan Azeriler, Karagözlüler, Baharlular, Afşarlar, Karapapaklar, Şahsevenler, Hüdabendelular (Herbendelular), Gülbagiler (Gelbagiler) ve Türkaşvendler gibi gruplara ayrılırlar ve Alevilikten Şiiliğe geçmektedirler.[18]

Hamse Türkleri
Hamse Türkleri ya da Hamselü Avşarlar: Bugünkü Zencan Eyaletinin eski adı Hamse Mahalı olup buradaki Güney Azericesine giren Hamse lehçesini konuşan ve boy olarak daha çok Avşarların görüldüğü Türklere Hamse Türkleri denir. Kazvin’in güneybatısından başlayarak Sayınkale ve Sultaniye’ye kadar uzanan yerlerde ve kuzeydeki Yukarı Tarum ve Aşağı Tarum’da ve hatta Halhal çevresinde yoğun bir şekilde yaşamaktadırlar. Hamse (Zencan) eyaletindeki bu Hamse Türkleri dışında, ayrıca Fars Eyaletinde Hamse aşiretleri denilen bir başka yapı daha vardır, fakat bu Hamse aşiretleri (Hamse, Arapça “beş” demektir: İnallı, Baharlı ve Neferli adlı Türk aşiretleri ile birlikte bir Arap, bir de Lor aşireti) Azerbaycan Türk kimliğini zayıflatmak amaçlı oluşturulmuştur ve her iki Hamse grubu arasında herhangi bir bağ ve aynılık yoktur.[19]

Hamedan Türkleri
Ana madde: Hamedan Eyaletinin Türkleri
Karadağlılar
Karadağlılar

Şahsevenler
Şahsevenler

Karapapaklar
Ana madde: Karapapaklar
Karapapaklar ya da Terekemeler: İran’ın Sulduz (Nekede) yöresi dışında, ayrıca Türkiye’de genel olarak Kuzeydoğu Anadolu’da, Kuzey Kafkasya’daki Derbent, Gürcistan’nın Kvemo Kartli, Azerbaycan’ın Kazah bölgelerinde de bulunan[20] ve Azerileri oluşturan etnik boylardan biridir. Dilleri Azericenin bir ağzı niteliğindedir.[21]

Küresünniler
Küresünniler

Kaşkaylar
Ana madde: Kaşkaylar
Kaşkaylar, Orta İran bölümünde olan Şiraz eyaletinde Şiraz, Firuzabad, Abadeh, Kazerun, Faraşbend şehirlerinde yoğun olarak yaşarlar. Kaşkay Türkleri göçebe Türk toplumudur.

Horasan Türkleri
Ana madde: Horasan Türkleri

Horasan bölgesinde
Horasan Türkleri
Türkmenler
Horasan Türkleri, İran’ın kuzeydoğusunda Horasan bölgesinde yaşayan ve Oğuzlardır. Nüfusları 1 milyon kişidir.[22] Ayrı bir Oğuz dili olduğu 1969 yılında Gerhard Doerfer tarafından ortaya konan Horasan Türkçesi bir yazı dili değildir ve yerel konuşmada kullanılır.[23]

Horasan Türkleri çeşitli boylardan oluşmuştur. Bunlardan en önemlileri:[24]

1. Beyat ya da Bayat, Nişabur bölgesinde (yaklaşık 120‐150 bin)
2. Karaçordu boyu, Güveyn ve Esferayin bölgesinde (yaklaşık 130‐150 bin)
3. İmarlı, Bukanlı, Cuyanlı, Pehlivanlı, Boranlı, Kılıcanlı boyları (Bocnurd vilayetinde)
4. Timurtaş ve Nardin boyları (Gürgan merkezinde)
5. Godari boyu (Sını bölgesinde)
6. Afşar boyu (Bocnurd ve Kocan’ın güneyinde, Sebzevart ile Nişabur arasında – Servilayet, Ribat, Mişkan, Pamane ve Güveyn’in kuzeyinde)
7. Karayı boyu (Türbet‐i Heyderiye çevresinde)
Türkmenler
Doğu Türkmenleri
Ana madde: İran Türkmenleri

Kuzey ve Razavi Horasan bölgesinde
Türkmensahra Türkmenleri
Horasan Türkleri
Türkmensahra Türkmenleri ya da İran Türkmenleri (kısmen): (Türkmence Eýran Türkmenleri, Türkmensähra Türkmenleri, Türkmensähralylar) İran’ın kuzey-doğusunda bulunan ve Türkmenistan ile sınır komşusu olan İran Türkmenistanı[25] ya da Güney Türkmenistan[26] olarak da adlandırılan Türkmen Sahra [Türkmensahra] (ترکمن صحرا) denen coğrafi bölgede, çoğunluk oldukları Gülistan eyaleti ile azınlık oldukları Kuzey Horasan ve Razavi Horasan eyaletlerinde yaşayan Sünni Hanefi Türkmenlerdir.

Batı Türkmenleri
Ana madde: Türkiye Türkmenleri
Safevî Devleti’nin kuruluşunda önemli rol oynayan ve Anadolu’dan gelen Alevi-Kızılbaş Türkmen oymakları arasında Rumlu (Sivas-Tokat-Amasya), Ustaclu (Sivas-Tokat-Amasya bölgesinde yaşayan Uluyörük topluluğu), Tekelü (Antalya-İsparta-Burdur), Şamlu (Halep Türkmenlerinden), Dulkadirli (Maraş-Yozgat), Varsak (Tarsus), Çepni, Arapgirlü (Malatya-Arapgir), Turgudlu (Karaman), Bozcalu (Halep Türkmenlerinden), Acirlü (Halep Türkmenlerinden), Hınıslu (Erzurum-Hınıs) ve Çemişezeklü (Tunceli-Çemişkezek) oymakları sayılır ve bu oymaklar arasında en kalabalık olanları Şamlu ve Ustaclulardır. Anadolu kökenli olmayan oymaklar arasında ise Karakoyunlu ve Akkoyunlu mensubu olan Kaçar, Karamanlu, Türkmen ve Afşar oymakları sayılır.[27]

Halaçlar
Halaçlar (Farsça ترک‌های خلج Torkha-yi Halac «Halaç Türkleri»): Orta İran’da Qom, Arāk ve Sāva üçgeninde bulunan yaklaşık 46 köyde yaşayan, Kaşgarlı Mahmud’un belirttiği Argu Türklerinin kalıntıları olan ve dilleri Halaçça tek başına Argu grubunu oluşturan Türk halkıdır. Dilleri eskiden Azericenin bir lehçesi olarak kabul edilirken, kâşifi Gerhard Doerfer tarafından ortaya konduktan sonra bugün bütün yaşayan Türk lehçeleri içerisinde Türkçenin çekirdek yapısını koruyan en arkaik bir Türk dili olduğu kabul görmektedir.[28] Soyu tehlike altındadır ve gençler daha çok Farsça ya da Azerice konuşmayı yeğlemektedirler.[29] Nüfusları 30.000 kişidir.[30]


Nadir Şah
Dil ve kültür
Dil
İran’da Farsça zorunlu öğretilir. Türkçe, Azerice üzerinde önemli kısıtlamalar vardır.”Arşivlenmiş kopya”. 12 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Kasım 2020. Bunlara rağmen, özellikle Azerice 17-20 milyon civarında insanın anadili ve konuştuğu dildir.[kaynak belirtilmeli]

Türkmence, yine 2-3 milyon insan tarafından konuşulur. Kaşkayca ise 1-2 milyon insan tarafından konuşulur. Diğer Türk dilleri tahminen 2-3 milyon civarında konuşulma oranına sahiptir. İran Türklerinin büyük çoğunluğu % 90 seviyelerinde Oğuz Türklerine dayanmaktadır.[kaynak belirtilmeli]

Müzik
Âşık ve âşıklık: Türk devlet ve toplulukları içerisinde Türkiye’den sonra en kalabalık Türk topluluğunun yaşadığı İran coğrafyasında Türk âşıklık geleneği bütün ihtişamı ile varlığını sürdürmektedir. Çalınan sazların ve saz eşliği olarak kullanılan çalgıların, saz havası ve makamların, anlatılan hikâye ve destanların çeşitliliği göz önüne alındığında Tebriz (Karadağ-Tebriz), Urmiye, Karapapak (Sulduz), Zencan, Save, Kaşkay, Horasan ve Tahran Âşık Muhiti olmak üzere yedi âşık muhitinin bulunduğu görülmektedir. Tebriz Âşık Muhiti’nde beş yüzden fazla, Urmiye Âşık Muhiti’nde altmışa yakın, Karapapak Âşık Muhiti’nde beş ve Zencan Âşık Muhiti’nde yüz elli kadar âşık günümüzde âşıklık geleneği sahasında faaliyet göstermektedir. Tebriz Âşık Muhiti’nde âşıklar “üçlük” dedikleri üç çalgı aleti “saz, balaban, gaval / tef” ile; Urmiye Âşık Muhiti’nde tek saz ile; Karapapak Âşık Muhiti’nde saz, balaban, dümbek veya saz goflasümsüm, dümbek veya saz, zurna ve davul ile; Zencan Âşık Muhiti’nde ise saz, balaban ve gaval /tef ile sanatlarını icra etmektedirler. Her dört âşık muhitinde de şehir ve köylerde yapılan toyların/düğünlerin ekseriyeti âşıklar tarafından yürütülmektedir. Âşıklar bunların yanı sıra resmî törenlere, radyo televizyon programlarına, bölgesel etkinliklere de katılmaktadırlar.[31]

Kültür
İran kültürü ve medeniyeti; özellikle Farslar, Türkler ve Arapların tarihî ve kültürel birikiminin bir birleşimidir ve çok zengindir. Geçmişten günümüze, çok değerli edebî eserler, bu ülkede Türkçe, Farsça, Arapça olarak günümüze ulaşmıştır.

Nasreddin Hoca fıkraları Türkmenistan’da ve İran’da Halaçlar ve Horasan Türkleri tarafından da bilinseler de Türkmen-Sahra bölgesindeki İran Türkmenlerince bilinmemektedir.[32]


Safevi döneminde Kızılbaş askeri
Din
İran’daki Türk Kızılbaşlar (Türk Ehl-i Haklar) ile Kürt Ehl-i Haklar (Kürtler ve Lorlar) az çok farklıdırlar. Türk Kızılbaşlar başta Şah İsmail (Şah Hatayı) olmak üzere Safevilere derin saygı beslemektedirler ve genelde Azerbaycan’da, Horasan’da ve İran’ın birçok bölgelerinde sakindirler.[33]

İran’ın Türklere yaklaşımı
1979’da İran İslam Cumhuriyeti kurulana kadar çok az sayıda Türkçe eserin basılmasına izin verilmiştir.[10] Modern Fars milliyetçilerinin esas amacı diğer etnik grupların Farslaşmasına yönelik olup Azerbaycan Türkleri onlara göre sonradan Türkleşmiş olan Türkçe konuşan bir halktır.[10]

Çalışmalarını İrandaki Türk dilleri üzerine yoğunlaştıran Türkolog dilci Gerhard Doerfer’e göre, pek çok Farsta Türklere karşı nefret duygusu bu güne değin süregelmiştir. Ayrıksı Türk dili olan Halaçça üzerine araştırma yapmak için 1968 yılında İran’a giden Gerhard Doerfer İran Türkleri üzerine yaptığımız araştırmalarımızın bize kazandırdığı en büyük ödül, bu araştırmalarımızın İran Türkleri arasında yarattığı sevinç olmuştur. Örneğin, İran’da hor görülen Halaç halkının kendini ilk kez ciddîye alınmış görmesi, Halaç olmaktan gurur duyması, bizim için de bir övünç olmuştur. demiştir.[34]

Farslaştırma
İran, tarihin hiçbir döneminde, gerek etnik, gerekse siyasi, kültürel, sosyal, dilsel ve diğer alanlarda tek yönlü bir ülke profiline sahip olmamış; ülkede farklı etnik grupların olması, bu ülke toplumunu siyasi, kültürel, dilsel ve diğer alanlarda da karmaşık hale getirmiştir. Ancak, 1925 yılından itibaren Şah Rıza Pehlevi’nin politikalarıyla, İran toplum yapısı, “Fars kimliği” başat konuma getirilerek, değiştirilmeye çalışılmıştır. Pehleviler (1925 – 1979) döneminde başlatılan ve Farslaştırma denilen bu asimilasyon politikasında Kürtler de kullanılmıştır. 1925 yılında Rusya-İngiltere ve İran tarafından yapılan nüfus tespitlerinde, Türkmen Sahra halkının tamamının Türklerden oluştuğu kaydedilmekteyken, bu demografik yapı, Pehlevi hanedanlığının başlamasıyla sistemli bir şekilde değiştirilmeye başlanmış, Kermanşah’tan getirilen Kürtler Türkmen bölgelerine serpiştirilmiştir.[8]

Okumaya devam et  Türksüzleştirme politikası

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir