Site icon Turkish Forum

Türkiye Üniversiteleri Kalitesini ve Üretkenliğini Artıracak mı?

YÖK Araştırma Üniversiteleri Alanını Genişletti. Türkiye Üniversiteleri Kalitesini ve Üretkenliğini Artıracak mı? - Bosphorus University bogaziciuniversitesi

YÖK Araştırma Üniversiteleri Alanını Genişletti. Türkiye Üniversiteleri Kalitesini ve Üretkenliğini Artıracak mı?

Prof. Dr. İbrahim Ortaş, Çukurova Üniversitesi, iortas@cu.edu.tr

26 Eylül 2017 tarihinde YÖK tarafından yükseköğretime çeşitliliği getiren “Yükseköğretimde Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi” kapsamında yürütülen “Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması Programı’nda belirlenen “Araştırma ve Aday Araştırma Üniversiteleri” sisteminde değişikliğe gidildiği, 13 Aralık 2021 tarihinde Ankara yapılan toplantıda açıklandı (YÖK, 2021). Bilim ve teknoloji, geçen yüzyılda belirgin bir şekilde ülkelerin gelişmişliği, toplumların ve bireylerin yaşam standartları ve refahını doğrudan etkilediği için bilim yapabilmek ve bilimsel gelişmişliğe sahip olmak ya da olmamak en önemli gösterge durumuna gelmiştir. 1900’lü yıllardan itibaren başlayan iyi üniversitelerde eğitim alma süreci, bilgi üretmek, bilgiyi teknolojiye dönüştürecek nitelikli insan gücüne sahip olmak her toplumun ve ülkenin temel amacı durumundadır. Nitelikli insan gücüne sahip olmak ise ciddi bilgi birikimi ve akademik gelenekleri olan, temel alt yapısı sağlanmış, bilgiye erişmede ve yaymada sorun yaşayamayan akademik özgürlüğü olan özerk ortamlarda filizlenmektedir.

Türkiye dünyadaki gelişmeleri takibe, 1930’lı yıllarda düzenlenen yeni üniversite yasası ile Almanya’dan nitelikli akademik kadroların getirilmesi ile başlarken, 1990’lı yıllardan itibaren araştırma temelli yayın ve teknoloji geliştirme süreçlerini akademik olarak izleme sürecine geçti. Niceliksel olarak üniversite sayısı ve yayın sayısı arttı ancak kalite konusunda maalesef olması gereken konumun çok gerisinde kalındı.

Dünya bilimsel gelişmelerinden kopmamak için son yıllarda Türkiye, “öncelikli hedefleri ve alanları çerçevesinde nitelikli bilgi üretmek, disiplinler arası çalışmaları ve iş birliklerini teşvik etmek, doktoralı araştırmacı insan sayısını artırmak, uluslararası iş birliklerini güçlendirmek ve üniversitelerimizi uluslararası alanda daha görünür kılmak” için bir dizi önlem ve program açıklamaktadır. Türkiye, uzun zamandır standartları belli bir bilim politikasına sahip olmadığı için çok sık değişikliklere gitmek zorunda kalmaktadır.

Üniversiteler Ürettikleri Araştırma ve Yetiştirdikleri Nitelikli İnsan Gücü Ekseninde Değer Görmeli

Tüm üniversitenin araştırma, eğitim ve toplumu aydınlatma görevi bulunmakta ancak zaman içinde üniversiteler ürettikleri nitelikli araştırma ve eğitim çıktıları ile farklılaş maktadadırlar. Bu bağlamda nitelikli çıktıları ile öne çıkan, bünyesinde iyi akademisyen ve öğrenci bulunduran üniversitelerin ayrıca desteklenmesi genelde kabul görmektedir. Yoksa çok pahalı olan araştırmaların finanse edilmesi, nitelikli kadroları bünyesinde bulundurması zor sağlanacağı içinde dünyadan kopma ihtimalide doğabilir. Bu bağlamda üniversitelerin tümünü araştırma üniversitesi olarak görmek, ancak üretkenlikleri ve çıktıları ekseninden de desteklenmesi daha hakkaniyetli olacağını düşünüyorum.

Araştırma Üniversitesinin Özelliği veya Diğer Üniversitelerden Farkı Nedir?

Başta Avrupa Birliği COST ekseninde başlayan araştırma üniversiteleri kavramı, ABD ve Çin gibi ülkelerde kendi alanlarında orijinal araştırma yapan, seçkin ve karmaşık kurumlar olarak sorunları çözen akademik ve toplumsal rol sahibi seçkin üniversiteleri “araştırma üniversitesi” olarak tanımlamaktadır. Araştırma üniversiteleri toplumların dinamosu olarak bilimsel bilgi ve teknoloji üretimi yanında sosyal ve kültürel bilimler yoluyla toplumsal gelişme ve dönüşümlere de önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır. Son dönemlerde uzay çalışmaları, yapay zeka, iletişim teknolojileri konularındaki gelişmelerin arka planında, bilgi ve veri analizlerinin toplumsal sorunlara çözüm arayışı bulunmaktadır.

Bu bağlamda Araştırma üniversiteleri, genellikle ülkelerin en donanımlı akademik kadrolarına sahip oldukları gibi iyi akademik eğitim almış en parlak öğrencileri bünyelerine çekerek en üst düzeyde eğitim yapan ve yaptıran üniversiteler haline gelmişlerdir. Dünyadaki en iyi üniversiteler sıralaması ve Araştırma Üniversitesi sıralamalarında, teorik ve pratik anlamda üretici ve sürükleyici dinamolar olan nitelikli akademisyenleri kurumlarında istihdam edebilen üniversiteler hep öndedirler. Ayrıca bu kurumların diğer bir önemli özelliği de nitelikli araştırmacı ve geleceğin akademisyenlerini yetiştirecek lisansüstü düzeyde araştırma ve eğitim veren fiziki ve kültürel alt yapısı tamamlanmış akademik gelenekleri olan üniversiteler olmalarıdır. Genelde bu kapsamdaki üniversiteler araştırma ve eğitim çıktılarının önemli kısmını üretirler.

Araştırma üniversitelerinin ülkelerin hem temel hem de uygulamalı orijinal araştırmalarını yapmaları sebebiyle daha çok proje kaynağı ve yetişmiş insan gücünü istihdam etmek için daha fazla finansman gereksinimi olacaktır. Araştırma üniversitelerinin bir diğer önemli özeliği de araştırma yapan nitelikli araştırmacıları cesaretlendiren ve üretkenliklerini ödüllendiren kuramlardır.

Bu bağlamda Araştırma üniversiteleri liyakati öncelikle ilke edinen, akademik kriterleri bilimsel hedefleri doğrultusunda belirlenmiş kurumlardır. Akademik kriterlerin ve liyakatin işletilmesinde kararlı, mükemmellik arayışına dayanan amansız bir takipçi konumundadırlar.

Araştırma üniversiteleri içindeki akademik kadroların büyük çoğunluğu tarafından yanındaki lisans ve lisansüstü öğrencilerini de araştırma faaliyetleri içerisine alarak araştırma ve akademik kültürün özümsenmesini sağlayan kurumlardır. Araştırma üniversiteleri ülkelerinin akademik kadrosu, çalışanı ve öğrencisi ile her yönden ulusal ve uluslararası ölçekte niteliklere sahip bilgi ağı oluşturan, bilgiyi geliştiren ve alanındaki en iyi olma seviyesini sürekli iyileştiren elit kurumlardır.

Araştırma üniversitesi kendi alanında iyi olma ve çağı yakalama ve önünde olma konusunda kendi içinde ve dışında hem rekabetçi hem de aynı zamanda işbirlikçidir. Araştırma üniversitelerinin en güçlü yanlarından biri önde oldukları alanlarda büyük araştırma ekiplerine sahip olmalarıdır. Takım halinde çalışmayı başaran ve birbirini motive etmeyi başaran kurumlardır.

Araştırma Üniversitesi Sayıları Neden Değiştirildi Anlaşılamadı

2017-2020 yılları arasında “11 Araştırma ve 5 Aday Araştırma Üniversitesi” olarak benimsenen program, 2021 yılında Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması programı ile 20 kamu üniversitesine ilave olarak 3 vakıf üniversitesinin eklenmesi şeklinde genişletilmiştir.

Ancak 3 yıl denenen programdan neden vazgeçildi ve sayının 11 + 5’den 20 (kamu) + 3 (vakıf) üniversite şeklinde neden değiştirildiği açıklanmadı. Bu sayılardan Türkiye’deki 203 üniversitenin %10’unun nitelikli kabul edildiği anlaşılıyor. Türkiye adresli üniversitelerin Dünya üniversiteleri içinde vakıf üniversiteleri dahil ilk 25’e kadar bir esnekliği olabileceği görülmektedir.

Yeniden düzenlenen programda “Aday Araştırma Üniversitesi” ve “Aday Araştırma Üniversitesi Adayı” gibi sınıflamalar kaldırılmış, tüm üniversiteler “Araştırma Üniversiteleri” performans puanlarına göre A1, A2 ve A3 olmak üzere 3 grupta sınıflandırmışlardır. Çizelge 1’de görüldüğü gibi;

– 70-100 arası puan alan üniversiteler A1 Üst Düzey Araştırma Üniversite,

– 35-70 arası puan alanlar A2 Yüksek Düzey Araştırma Üniversitesi,

– 20-35 arası puan alanlar A3 Orta Düzey Araştırma Üniversitesi olarak tanımlanmıştır.

YÖK Tarafından Yayınlanan Üniversitelerin Sınıflandırmaları

Programda yer alan üniversitelerin performansları, Araştırma Üniversiteleri Performans İzleme Endeksi ekseninde “Araştırma Kapasitesi” (%25), “Araştırma Kalitesi” (%40) ve “Etkileşim ve İş Birliği” (%35) başlıklarıaltında YÖK ve TÜBİTAK ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının daha önce belirlediği 32 alt gösterge kapsamında değerlendirilmişlerdir.

2020 yılı YÖK değerlendirmeleri ile kıyaslandığında 2021 yılında üniversitelerin puanlarında görece artış olanların yanında azalmaların da olduğu görülmüştür. ODTÜ, Boğaziçi, İzmir Yüksek Teknoloji, Hacettepe, Ege, İstanbul, Erciyes, Çukurova üniversiteleri puanlarını artırmışlardır. Ancak sıralamaya yeni katılan Marmara, Dokuz Eylül, Fırat, Karadeniz Teknik Üniversiteleri büyük bir sıçrama ile araştırma Üniversitesi programında kendilerine yer bulmuşlardır.

Çizelge 1. 2021 yılı Araştırma Üniversiteleri ve performans puanları

SıralamaÜniversiteToplamKapasiteKaliteİşbirliğiSıralama
1Orta Doğu Teknik Üniversitesi 85,4021,3935,8628,15
2İstanbul Teknik ÜniversitesiA176,2419,7832,8323,62
3Boğaziçi Üniversitesi 70,3414,5927,5028,24
4İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 60,8715,9824,9519,94
5Yıldız Teknik Üniversitesi 54,1116,2023,3314,58
6Ankara Üniversitesi 53,0713,2920,5219,26
7İstanbul Üniversitesi 50,0615,0316,2918,74
8Erciyes ÜniversitesiA248,659,0020,5719,09
9Hacettepe Üniversitesi 48,4915,8920,9111,69
10Gebze Teknik Üniversitesi 44,0613,9816,0514,03
11Ege Üniversitesi 38,8514,5814,949,32
12İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa 37,3611,815,6319,91
13Marmara Üniversitesi 32,747,1311,1014,50
14Bursa Uludağ Üniversitesi 32,275,4213,0913,76
15Dokuz Eylül Üniversitesi 28,807,229,7711,82
16Atatürk Üniversitesi 28,034,2714,948,82
17Gazi ÜniversitesiA327,9611,4010,496,07
18Çukurova Üniversitesi 27,636,249,9111,49
19Fırat Üniversitesi 23,181,8712,219,10
20Karadeniz Teknik Üniversitesi 20,233,999,097,15
 Vakıf Üniversiteleri     
1İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi     
2Sabancı Üniversitesi     
3Koç Üniversitesi     

Çukurova Üniversitesi YÖK 2020 listesinde toplamda 25,46 puanla 13. sırada iken, 2021 yılı listesinde toplamda 27,63 puanla 18. sırada kendine yer bulabilmiştir. Çukurova Üniversitesinin 2017-2021 yılları arasında, sırasıyla 19.81, 21.15, 25.46 ve 27.63 puan alarak performansını yavaşta olsa geliştirdiği görülmektedir. Ancak başta teknik üniversiteler olmak üzere yerleşik üniversitelerin puanlarını çok daha fazla artırdıkları görülmektedir. ODTÜ, İTÜ, İstanbul Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesinin puanlarının çok daha fazla arttığı görülmektedir. Diğer taraftan Marmara, Dokuz Eylül, Atatürk Üniversiteleri gibi potansiyelli üniversitelerin listeye ilk defa girmiş olmalarına rağmen Çukurova Üniversitesinden daha yüksek puan alarak ön sıralara yerleşmiş oldukları görülmektedir (Çizelge 2).

Çizelge 2 2017-2020 yılları arasında Araştırma Üniversiteleri listesi ve toplam puanları

SıralamaÜniversite2017201820192021
1Orta Doğu Teknik Üniversitesi69,5473,5274,3685,40
2İstanbul Teknik Üniversitesi53,0954,9360,9376,24
3Boğaziçi Üniversitesi55,4159,2960,4370,34
4İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü53,7656,9353,7360,87
5Yıldız Teknik Üniversitesi32,8641,0535,4454,11
6Ankara Üniversitesi27,8837,2540,8853,07
7İstanbul Üniversitesi32,5839,2438,1550,06
8Erciyes Üniversitesi9,0020,5719,0948,65
9Hacettepe Üniversitesi38,3941,9838,3348,49
10Gebze Teknik Üniversitesi36,6338,4931,3644,06
11Ege Üniversitesi24,4425,9233,4338,85
12İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa**22,6737,36
13Marmara Üniversitesi***32,74
14Bursa Uludağ Üniversitesi25,8924,528,4932,27
15Dokuz Eylül Üniversitesi***28,80
16Atatürk Üniversitesi***28,03
17Gazi Üniversitesi22,0425,4324,827,96
18Çukurova Üniversitesi19,8121,1525,4627,63
19Fırat Üniversitesi***23,18
20Karadeniz Teknik Üniversitesi***20,23
 Selçuk Üniversitesi15,6319,6617,47&

* = 2017- 2018 ve 2019 yıllarında listede kendilerine yer bulamamışlardı

&= 2021 sıralamasında kendine yer bulamadı

Sıralama Sayısının Değiştirilmesi Türkiye’deki Üniversitelerinin Akademik Kalitesini Artıracak mı?

Araştırma üniversitelerinin sayısının artırılması, Türkiye’nin uluslararası alanda nitelikli araştırma ve akademik kalitesinin göstergelerini ileriye taşıyacak mı? Veya Türkiye bilimine yeni bir bakış kazandıracak mı?  Ne yazık ki şimdilik bunu söyleyecek herhangi bir emare bulunmuyor. Tam tersine Türkiye Üniversitelerinin genel üretkenliği ve motivasyonu çok düşük durumdadır. Başta üniversitelilerin sürece dahil edilmemiş olması, akademik kurumların aşağıda yukarıya niteliğe ve liyakate dayalı olarak yapılandırılmamış olması nedeniyle çok ciddi bir isteksizlik ve verimsizlik yaşanmaktadır. Türkiye üniversitelerinde akademik aşama dışında çok az sayıda kişi zorunlu faaliyetleri ve derslerini yapmaktadır. Yakın geçmişte ülkemizin yerleşik bir üniversitesinin üst yöneticileri ile bulunduğum sohbet ortamında, akademik kadroların çok küçük bir kısmının motive görüldüğü, diğerlerinin ise birtakım rutin işlevleri gerçekleştirdiğini gördüklerini belirttiler. YÖK, Üniversiteler Arası Kurul ve Milli Eğitim Bakanlığının sorunu esaslı olarak incelemesinde yarar var. Türkiye üniversitelerinin sorunu algılanandan daha derin.

Sonuç olarak: YÖK Türkiye’deki 203 üniversitenin 2017-2020 yılları arasında en iyi ilk 10, 2021 yılında da ilk 20 en iyi üniversitesini “Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması” Programı adı altında Araştırma Üniversitesi olarak belirledi. Her yönü ile akademik kadrosu, bilgi üretimi ve iyi öğrencileri bünyesine alması ile seçkin üniversiteleri değerlendirip performans puanlamasına bağlı olarak sıralamış oldu. Ancak üniversitelerin puanlamaları arasında çok ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Araştırma Üniversiteleri farklılaşması evet, ancak üniversitelerin sorunu çok daha derin. Türkiye Üniversiteleri Dünya üniversiteleri sıralamasında giderek gerilere düşmekte, araştırma kapasiteleri, makale sayıları ve yüksek etki değerli dergilerde daha az yayın yapılmaktadır. Atıf sayıları oldukça düşük. Dünya Üniversitelerinin bilimsel üretkenlik, kalite ve 21. yy etkinliklerini öğrencilerine kazandırma anlayışından giderek uzaklaşıldığı görülmektedir. Dünyada ülkeler ve üniversiteler arasında bilim ve teknoloji alanında çok ciddi rekabetlerin yaşandığı bilinmekte/görülmektedir. Bizim gibi ülkelerin ve üniversitelerin sınırlı bütçe ve yönetim yapıları ile rekabete belirli bir yerde pozisyon alabilmesi çok zor, anca imkânsız değil. Bu bağlamda bilgi üreten üniversitelerin desteklenerek yarıştan kopmaması zorunlu görülüyor. Ancak bilim ve araştırma tanımı gereği diğer üniversitelerin ihmal edilmemesi gerekir.

Exit mobile version