“BAK! BENİ İYİ DİNLE CUCUK…” 

“BAK! BENİ İYİ DİNLE CUCUK…”  - cumhurbaskani Mustafa Kemal Ataturk

“BAK! BENİ İYİ DİNLE CUCUK…” 

    Dr. Noyan UMRUK 

Behiç Erkin – Cepheye Giden Yol  (tanıtım filmi 1) 

Hazret ’in midesi rahatsız…Kin kusa kusa helak oldu; ama kusması kesilemiyor bir türlü… 

Eline bir not mu sıkıştırdı çok bilmiş danışmanları, birden helecana kapılıp doğaçlama mı yaptı; yoksa, alıcı akbabalar mı “sufle” etti? Bilinmez. 

“…Neyi Ördünüz?” 

“BAK! BENİ İYİ DİNLE CUCUK…”  - cumhurbaskani Mustafa Kemal Ataturk

  “Bak şimdi otur beni iyi dinle, ‘cucuk’(Gazi’nin telaffuzu ile). Senin “neyi ördünüz” dediğin Cumhuriyetin ilk 15 yılının, ulusal kalkınmanın altın çağı olduğunu sana hiç söylemediler mi? Üstelik, biz, bu altın çağı Osmanlı’nın borçlarını öderken, borca, harca girmeden yaşattık ülkeye cucuk. Büyüme hızımız, 1923-1938 arasında ortalama yüzde 10, sanayileşme ise yüzde 19 dünya rekoru ile Japonya’nın önünde idi. 

I.Beş Yıllık Sanayi Planı ve 1934 yılında başlatılan planlı kalkınma anlayışı ile yoksul ülkemizin ve halkımızın zorunlu ihtiyaçlarını süratle milli imkânlarla karşılayabilmek için üç beyazlar (Un, şeker, dokuma), üç siyahlar (Kömür, demir ve petrol (neft) politikaları uyarınca yurdun dört bir yanını şimdilerde sata sata bitiremediğin fabrikalarla, Etibank, Sümerbank gibi üretim tesisleri ile  tüm ulusun kanı, canı pahasına donattık cucuk… 

Yurdu demir ağlarla örmek bizim idealimizdi cucuk… Bu işi bilen tek kişi vardı ülkede. Demiryolu kumandanı Behiç (Erkin) Bey. Bu yakın arkadaşımı Demiryolları Kurucu Genel Müdürü yaptık. Lojistik bir mucize yaratarak, Kurtuluş Destanımızın sayısız mimarlarından biri de “O” oldu… Eskişehir’de raylar arasındaki kabrinin yanından geçerken trenler yavaşlayarak sirenleri ile onu selamlarlardı cucuk… 

10.yıl marşı hazırlanıp bana sunulduğunda bir mısraını değiştirdim. “Yurdun her bir tepesinde dumanlar tütüyor” yerine” Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan”ı yazıp, “Sizin emeğinizin karşılığı olarak bu mısraı değiştirdim” demem, eminim ona en büyük armağan olmuştu. Bizim emeğe saygımız böyleydi, cucuk…  

Cumhuriyeti ilan ettiğimizde, misak-ı milli sınırı içinde 4 bin 559 kilometre demiryolu vardı, cucuk. Bunlar da Almanlarındı; ama İngiliz-Fransızlar işletiyordu. İşletme dili Fransızcaydı. Meslek, Türklere kapalıydı. Biz bunu Haydarpaşa ve İzmir limanlarıyla birlikte satın aldık, millileştirdik cucuk…

 

Sakarya Savaşı başlamadan önce ağır toplar Kars’tan Afyon’a 3 ayda getirilebiliyor; Elâzığ’dan kırık bir uçak, Ankara’ya ancak 2 ayda ulaştırılabiliyordu. Çünkü doğuya da güneye de demiryolu yoktu. Doğu ve güneydoğu yok sayılmıştı. 

Demiryolcu yetiştirmek için okul kurduk cucuk… Demiryolu, Ankara ve Ulukışla’da sona eriyordu. 1927’de Kayseri, 1930’da Sivas, 1931’de Malatya, 1933’de Niğde, 1934’te Elâzığ, 1935’te Diyarbakır, 1939’da Erzurum’a ulaştık. Demiryolunun her ulaştığı şehir bayram ediyordu. Demiryollarımız Tatvan’a, Kurtalan’a, Nusaybin’e ulaştı. 1940 yılına varıldığında, mevcuda ilave 3208 km. yeni demiryolu yaptık. Anadolu gerçekten demir ağlarla örüldü. Ülke bütünlüğü sağlandı. Türkleri Anadolu’dan kovmak isteyenlere karşı cumhuriyetin temelinin harcını demirden attık, cucuk.

 

 1920’de Eskişehir’i kurtarıp, “Cer Atölyelerini, İngilizlerin elinden aldık. Kurtuluş’un, İngilizlerce sökülüp, imha edilen onbeşlik toplarının kamaları ve raylar orada yapıldı. 1925’e gelindiğinde, vagon ve özellikle lokomotif montajı yapacak ‘montaj hane’, buharlı lokomotifler için kazan üretecek ‘kazan hane’, dişli ve tekerlek üretimi için ‘çark hane’, köprü, makas, kantar, yol güvenliği için araç gereç üretecek atölyeler faaliyete başladı. 1961 yılına gelindiğinde, 27 Mayısçılar Türk işçi ve mühendislerinin şeref anıtı bu fabrikada 1915 beygir gücünde, 97 ton ağırlığında, 70 km/saat hız yapabilen ilk Türk buharlı lokomotifi, Kara Kurt’u yaptılar. Cer” kuvvet demektir cucuk. Buraları “Cumhuriyetin Kuvvet Üssü” yaptık. Cer atölyeleri, işçi sendikasının kurulduğu ilk işletmelerdendi, aynı zamanda… 

Böylece demiryolları milletin oldu. Demiryolundan söz edilirken, gözleri yaşarırdı, demiryolcuların… 

Şimdilerde ilgisizlikten raylardan çıkıp, çarpışıp yüzlerce masumun ölümüne sebep oluyormuş demir yolu taşımacılığı… 

Zonguldak’ta çıkarılan kömürü, Karabük’te kurulan demir-çelik tesisleri ile kucaklaştırdık cucuk… 

Biz bütün bunları, sonradan adımı vererek beni çok mutlu ettikleri koca baraj gibi kendi paramız, mühendisimiz, işçimizle becerdik, yabancılarla değil cucuk…Sizler, yıllarca Marshall yardımı ile oyalanıp, İMF programlarıyla haraç mezat özelleştirmeler yapıp, mirasımızı yiyip, bitirmiş olduğunuzdan, şimdi, hızlı tren işine giriştiğinizde, Türkiye’nin ilk hızlı trenini İspanyollara sipariş etmekten başka çare bulamıyorsunuz, ne yazık ki… 

Osmanlı’dan kalan tüm borçları ödememize, bunca yatırım yapmamıza rağmen bizim zamanımızda dolar iki lira civarında seyrederdi cucuk… Öyle bir ayda 14 liralara vurup %50-60 değer kaybetmezdi… Türk lirasının değerini gözümüz gibi korur, fazla borca harca girmez, denk bütçe ile geçinir giderdik…  

Bizlerle yarışmaya kalkma cucuk! 

Yapacağın işleri adam gibi yapsaydın keşke cucuk..  

İlgilileri, bilgilileri planlı, programlı bir ekip olarak çalıştırsaydın keşke…  

Biz bütün bu işleri planlı yaptık, cucuk…  

Danışmanların sana “1nci 5 yıllık Sanayi Planı” nı okusaydı keşke…  

Ülkenin bilgi, emek, moral birikimleri, heyecanı nasıl harekete geçirilebileceğini öğrenebilseydin keşke!  

İlla da hemen hızlı tren yapacağım diye, acele ettirerek, sana yaranmaya zorlama onları keşke!  

Pamukova’da olduğu gibi onlarca insanı öldürtmeseydin keşke!  

Bu fedakâr milletin dişinden tırnağından artırarak yoktan var ettiğimiz sata sata bitiremediğin ulusal varlıklarımızı Varlık Fonunda toplayıp haraç mezat hala satmaya çalışmasan keşke…  

Lakin, öğütlerimden nasibini alabilmen için, artık vakit çok geç…Bari, iş işten geçmeden, işi beni anlayanlara bırakıp, çekip gitsen… 

 Daha sana anlatacak çok şeyim var ama, nafile artık seni ben bile kurtaramam cucuk…Söyle o çok bilmiş danışmanlarına, neyi, nasıl, niçin yaptığımızı iyice bir çalışıp, sana anlatıversinler bi yol…Artık çoook geç ama belki utanır da çeker gidersin…” 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir