Site icon Turkish Forum

Selam’un aleyküm – savaşmayalım

Arap İslam geleneğinde birisi ile görüşende niye örneğin gün aydın yok, “selam” denilir? Bu gelenek Kuran’da da kendine yer bulmuştur. Dinçilere kalsa Kuran’da gelen her ne kutsaldır, yalnız bu olgunun yanlış olduğu açıktır, örnek: Nisa,43. Orada denilir: Esrük (serhoş) iken ne söylediğinizi bilinceye değin namaza yaklaşmayın. Bu demek değil içki (hamr) içmek olur, ancak esrük olmak haramdır ya da içkili namaz kılınmaz. İçkiden sonra yıkanma (gusül) bile gerekli değildir, ancak içki Kuran’da (Maide, 90-91) yasaklanmıştır. Bu örnekte görüldüğü gibi Kuran’da yüzde yüz yasak olan içki, başka yerinde başka bir yorumla karşımıza çıkır, yalnız yasak “hükmü” yok olmuyor. Bu bağlamda, Kuran’da geçen “selam’un aleyküm” de orada geldiği için hiç bir inanırı (mümini), hükmü olmadığı için bağlamaz, demek farz değil. Bu yalnız bir Arap geleneğidir, azanın Arapça okunduğu gibi.

Arap İslam geleneğinde birisi ile görüşende niye örneğin gün aydın yok, "selam" denilir? Bu gelenek Kuran'da da kendine yer bulmuştur. Dinçilere kalsa Kuran’da gelen her ne kutsaldır, yalnız bu olgunun yanlış olduğu açıktır, örnek: Nisa,43. Orada denilir: Esrük (serhoş) iken ne söylediğinizi bilinceye değin namaza yaklaşmayın. Bu demek değil içki (hamr) içmek olur, ancak esrük olmak haramdır ya da içkili namaz kılınmaz. İçkiden sonra yıkanma (gusül) bile gerekli değildir, ancak içki Kuran’da (Maide, 90-91) yasaklanmıştır. Bu örnekte görüldüğü gibi Kuran’da yüzde yüz yasak olan içki, başka yerinde başka bir yorumla karşımıza çıkır, yalnız yasak “hükmü” yok olmuyor. Bu bağlamda, Kuran’da geçen “selam’un aleyküm” de orada geldiği için hiç bir inanırı (mümini), hükmü olmadığı için bağlamaz, demek farz değil. Bu yalnız bir Arap geleneğidir, azanın Arapça okunduğu gibi. - cahiliye donemi arapkabileler

İslam’dan önce, kabile geleneği yaşamın temel davranışlarını belirtirdi. Kabileler arasında çoğu zaman sürtüşmeler, düşmanlık var idi. Çöl yaşam koşullarına uygun, genelde insanlar kendi kabilelerinden olmayanlar ile kaynaşmayıp, öylesine de yabancı birisi ile karşılaşınca dövmek, soyup malın elinden almak hiç de kötü bir sosyal davranış sayılmazmış. Buna zamanında çöl yaşamının yazılı olmayan yasası deyebiliriz: yabancı birisi dost olduğunu kanıtlamayınca düşmandır, ondan korunmalı, gerekirse onunla savaşılmalıdır. Bu yüzden, Araplar bir yabancıyı görünce savaşmak istemediklerini belirtmek için önce ona uzaktan yüksek sesle “selam’un aleyk/aleyküm” derlerdi. Demek: sene/size barış amaçlı gelirim, beni düşman görmeyin, kötü niyetim yok, savaşmayalım. Karşı taraf da “aleyküm es-selam” deyince tehlikeli bir durumun olmayacağına anlaşırmışlar. Çöl kültürü gereği, selam verenin selamını almak (yanıtlamak) daha önemli öylesine de gerekli imiş, şimdiki islamçı bakışla desek vacip ya da açık farz imiş.
Toplumların uygarlaşmalarına karşın bu gelenek din adı altında varlığını günümüze dek sürdürüp, 100 yılda dinsel kültürel içerikten daha üstün siyasal bir kimlik kazanmıştır. İslamcı kesim, kitleler arasındaki ideolojik sınırlarını tanımlamak için bu deyimi kullanır, onlara uymayanlar ise ötekileştirilir.

“Selam’un aleyküm” kullanmıyor diye kimseni dine karşı olduğunu iddia etmek yobazlıktan şarlatanlıktan başka bir zad değildir. Türkçemizi din emperyalizmine kurban etmeyeceğiz. Türk’ün “günaydın”, “esenlikler” dileği, tarih boyunca uygar dünya halklarının en ender en güzel esenleşme (selamlaşma) biçimi olmuştur. 

Türkçeyi koruyalım, düzgün kullanalım.Hilal
Köln, Almanya
23.10.2021

Exit mobile version